Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/286 E. 2019/325 K. 15.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/286 Esas
KARAR NO : 2019/325
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/712
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava konusu senetlerin 21/02/2018 tarihli protokole dayalı olarak verilen teminat senetleri olduğunu, müvekkilinin 2018 yılında davalı ve ailesi ile tanıştığını, davalı ve eşinin İstanbul ili, Tepecik köyündeki bir gayrimenkulü sahibi gibi davranak taşınmazda bulunan tüm tesis ve içindeki menkulleri devretme hususunda müvekkiline protokol imzalattırdıklarını, müvekkilinin taşınmazda bulunan konutun, traktörün ve diğer bazı tesis ve menkullerin davalıya ait olmayıp üçüncü şahıslara ait olduğunu, protokolün imzalanmasından sonra öğrendiğini, yine gayrimenkulün de davalının yakın akrabasına ait olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin iradesinin Borçlar Kanununun 36 ve 39.maddeleri uyarınca fesada uğratıldığını, davalı tarafın verilen senetler ve bu senetlerden dolayı yapılan 20.000 TL’lik ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin 13/07/2018 tarihli ihtarname ile protokole bağlı olmadığı hususunu davalıya bildirdiğini ve senetlerin iadesini istediğini, müvekkilinin icra tehdidi altında 06/03/2018 tarihinde 20.000 TL ödemek zorunda kaldığını, senetlerden bir tanesi için protesto çekildiğini, dördünün de tahsil için bankaya verildiğini belirterek protokolün teminatı olarak verilen toplam 154.500,00 TL bedelli bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca icra takibinin durdurulması için tedbir kararı verilmesini, ayrıca ödenen 20.000 TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 25/07/2018 tarihli tensip tutanağının 5 nolu ara kararıyla; 5 adet senetlerden dolayı davalı ile sınırlı olmak ve dava tarihi olan 24/07/2018 tarihinden önce açılan bir icra takibi bulunmamak şartıyla %15 teminat mukabilinde davaya konu senetlerin icra takibine konulmasının önlenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili, davacının BK’nun 36.maddesine dayanarak protokoldeki yükümlülüklerinden kurtulmaya çalıştığını, ihtarnamede ve dava dilekçesinde teslim aldığı tesisin ve menkullerin iadesi konusunda bir beyanda bulunmadığını, müvekkilinin hiçbir şekilde davacıya aldatıcı beyanda bulunmadığını, protokolün ekinde taşınmazın tapu fotokopisinin olup malikinin kim olduğunun belli olduğu, yine kira kontratının ve demirbaş listesinin de protokole ekli olup aynı alet ve edevatın alıcıya devredildiğinin yazılı olduğunu, kira kontratı ile devir hakkının kullanıldığını, her tacirin ticaretinde basiretli davranması gerektiğini, senetlerin borç senedi olduğunu, teminat senedi olmadığını bildirmiş, ayrıca tensip zaptıyla birlikte verilen tedbir kararına itiraz ettiklerini bildirmiştir. Davacı vekili 14/12/2018 tarihli dilekçesiyle davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, ödeme emrinin 12/12/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takibinin davadan sonra açıldığını belirterek İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasını istemiştir. Mahkemece, 20/12/2018 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulamayacağı, talebin İİK’nun 72/3 maddesi kapsamında değerlendirildiği, icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabında belirlenen tutarın %15’i miktarında teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davanın İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğunu, bu durumun dava dilekçesinde de ifade edildiğini, mahkemenin de tensipte anılan madde uyarınca tedbir kararı verdiğini, tedbir kararının uygulanması henüz icra takibi açılmadan mümkün olmayacağını ve yargılamanın her aşamasında icra takibi açıldıktan sonra da ihtiyati tedbir talebinde bulunulabileceğinden, doğal olarak tensipte verilen tedbir kararında belirtilen teminatın yatırılmadığını, eldeki davanın takipten önce açılan menfi tespit davası olduğundan İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kararın istinaf yoluna tabi olduğunu bildirmiştir. Dava dilekçesine ekli sunulan 21/02/2018 tarihli adi yazılı protokol başlıklı belge fotokopisinin incelenmesinde; Tepecik köyü,… Parselde bulunan yerin davacıya devrinin yapıldığını, devri yapılan yerin eklerinin gösterildiğini, üç ay öncesinde teşvik çıkarsa ödenecek devir ücretinin 220.000,00 TL olduğu, şayet teşvik çıkmazsa çeşitli tarihlerde ödeme yapılacağının belirtildiği, protokolün davacı ve davalı tarafından imzalandığı görülmüştür. Tapu senet fotokopisinde; …parsel numaralı yerin… adına tescilli olduğu görülmüştür. Davacı tarafından davalıya 06/03/2018 tarihinde internet bankacılığı yoluyla havale yapıldığı görülmüştür. Davalı tarafından davacı aleyhine 10 Aralık 2018 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında 154.500,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 165.238,90 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, dayanak olarak 5 adet senet ve protesto giderlerinin gösterildiği görülmüştür. Dairemiz önüne gelen dosya içerisinde bonolardan üç tanesinin fotokopisinin bulunduğu, buna göre bonoların tanzim tarihinin 21/02/2018, vade tarihlerinin 05/06/2018 olup her birinin 31.000’er TL olduğu, bonoların keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı taraf dava konusu bonoların teminat bonosu olduğunu iddia etmiştir. Dosyaya sunulan deliller, protokol dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli koşulların bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.15/02/2019