Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2830 E. 2019/2817 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2830 Esas
KARAR NO : 2019/2817
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/08/2019
NUMARASI : 2019/386 E. – 2019/396 K.
DAVANIN KONUSU: Delil tespiti ve İhtiyati Tedbir
TALEP : İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararının kaldırılması
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Tespit ve tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPMK nezdinde tüm hizmet sınıflarında korunmakta olan “….” markasına vaki tecavüz ve haksız rekabet bulunup bulunmadığının tespit amacıyla, karşı yanlara ait internet sitelerinde inceleme yapılarak, müvekkili markası ile iltibas oluşturacak veya taklit bir şekilde “…” markasının, müvekkiline ait internet sitelerindeki görsellerin kullanılıp kullanılmadığı ve dilekçede yazılı sair taleplerle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılamısını ve söz konusu ihlallerin önlenmesi açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Bakırköy 1. FSHHM’nin 09/08/2019 tarihli kararıyla; dava dilekçesindeki açıklamalar ve aldırılan bilirkişi raporuna göre, internet üzerinden satış ve tanıtımı yapılan ürünlerin orijinal mi yoksa taklit ürün mü olduğu (SMK.nun 152. Maddesi uyarınca marka hakkının tükenmesinin söz konusu olup olmadığı) bu aşamada tespit edilemediğinden ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin bilirkişi raporu tebliğ edilmeden ihtiyati tedbir talebini reddetmesinin savunma hakkını kısıtlayıcı mahiyette olduğunu, raporda sadece bilgisayar mühendisi bilirkişinin incelemesi bulunduğundan yeterli olmadığını, bir mali müşavir, bir marka vekili ve bilgisayar mühendisinin olacağı bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, raporda bilirkişinin kendi alanı ile ilgili olarak sadece müvekkiline ait https://www…. ve https://….com.tr uzantılı adreslerde kullanılan görsellerin karşı taraflara ait internet sitelerinde kullanılıp kullanılmadığı hususunda inceleme yaptığını, her ne kadar bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve tespitlerin hukuka uygun ve isabetli yanları mevcut ise de, tespiti talep edilen hususlar bakımından eksik inceleme teşkil ettiğini, karşı taraflarca müvekkili şirkete ait görsellerin kullanıldığı ve maliyet fiyatının altında satışlar yapıldığı mevcut bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğini, somut uyuşmazlık bakımından önemli olan ve tespit edilmesi talep edilen şeyin ise; bu durumun marka hakkını ihlal ettiği ve haksız rekabet oluşturduğu hususu olduğunu,Karşı tarafların satış yaptığı sitelerde kullandığı ürün görsellerinin tamamının müvekkili şirketçe büyük bir masraf ve mesai harcanarak oluşturulmuş görseller olduğunu, müvekkilinin fikri haklarının ihlalinin devam etmekte olduğunu, ek bilirkişi incelemesi ile de marka hakkımızın tükenmediği ve ihlalin varlığı tespit edilebileceğini,Mesleki kuruluşlar indirim zamanlarını tespit etmekte olduğunu, tespit edilen dönemlerin dışında indirimli satış yapılması haksız rekabet sayılmakta olduğunu, işletmelerin internet mağazalarında indirim zamanlarını beklemeden indirimine girmesinin elektronik ortamda haksız rekabet sayılacağını, bilirkişi raporunda da karşı taraflarca yapılan satış fiyatının, tavsiye edilen perakende satış fiyatının ve bayi maliyet (KDV dahil) fiyatlarının altında olduğu açıkça tespit edildiğini, hemen her dönemde piyasaya göre “indirimli” ürün satıldığı imajı verildiği ve müvekkilinin aynı ürünü tüketicilere daha maliyetli olarak satışa sunduğu izlenimini uyandırıldığını, müvekkilin tüketici nezdindeki itibarını zedelediğini, tanınmış bir markaya ait ürünlerinin, marka uzmanlarının biçtiği fiyat dışında bir fiyat ile satılması ve sürekli olarak buna devam edilmesinin, müvekkilinin marka değerini düşürdüğünü, aynı klastaki diğer markalar nezdinde itibarını da zedelediğini belirterek kararın kaldırılmasını,İnternet satışlarının devam etmesi nedeni ile telif hakkının ihlali, haksız rekabet ve marka hakkının ihlali ile ihlal nedeni ile ihtiyati tedbir kararı verilerek, karşı tarafların Fakir Markasını kullanmasının önlenmesine, web sitelerine erişimin engellenmesine, Karşı tarafların ürün, afiş, kartvizit, internet sitesi ve broşürlerde “…” markasının kullanımına ve piyasaya arzının durdurulması ve yasaklanması için gereken tedbirlerin alınmasına, söz konusu markalı ürünlerin satıştan men edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Talep, markaya tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı olarak “Fakir” markasının ve davacıya ait görsellerin kullanılıp kullanılmadığının tespiti, ihlalin FSEK, SMK veyahut TTK hükümlerinin hangisini ihlal ettiğinin tespiti, markaya tecavüz eden gerçek veya tüzel kişilerin tespiti ile; markanın karşı taraflarca kullanımının önlenmesi, markanın ürün, afiş kartvizitlerde ve internet sitesinde kullanımın durdurulması, ürünlerin satıştan meni, ve talebe konu web adreslerine erişimin engellenmesi istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Somut olayda mevcut delil durumu, talep eden tarafın iddiası kapsamında yapılan incelemeye göre ürünlerin taklit ürün olduğu yönünde bir iddiada bulunulmadığı gibi bu hususta delil de sunulmadığı, sunum biçimi açısından bu aşamada itibarı zedeleyici bir fiilin gerçekleştiğine ilişkin delil olmadığı, ürünlerin daha ucuza satılmasına ilişkin iddia yönünden marka hakkının tükenmesi ve serbest rekabet hakkına ilişkin hususların esas yargılamada değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında ihtiyati tedbirin reddine karar verilmesinin yerinde bulunmuştur. 6100 sayılı HMK 403 maddesinde tespitin yapılmasından sonra tespit dilekçesi, tespit kararı, tespit tutanağı ve varsa bilirkişi raporunun bir örneğinin mahkemece tebliğinin düzenlendiği, somut uyuşmazlıkta; talebin tespit ile birlikte tedbir hususunu da içerdiği, bilirkişi tarafından incelenen hususların salt erişim sitelerinin incelenmesine ilişkin olduğu, talep edenin bilirkişi raporunda tespit edilen hususlara da bir itirazının olmadığı, iddiasına konu hususların ve ek/yeni rapor talebinin esas yargılamada incelenmesi gerekli olduğu kanaatine varılmakla ilk derece mahkemesinin kararı yerinde bulunmuş ve talep eden vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Talep eden tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.