Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2820 E. 2019/2823 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2820 Esas
KARAR NO 2019/2823
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/444 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir Talebinin Kaldırılması Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TPMK nezdinde tescilli bulunan .. . numaralı markaların müvekkiline ait olduğunu, davalının müvekkilinin izni ve rızası olmaksızın söz konusu markaların aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini kullandığını, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet de oluşturduğunu, ayrıca müvekkiline ait ürünlerin isimlerinin sadece başına üçüncü şahıs firma ismi ile değiştirip piyasaya sürüldüğünü, müvekkiline ait markanın … VD40 iken taklit ürünün … VD40, yine müvekkiline ait markanın … iken taklit ürünün … BRİLL CAW olduğunu, yine müvekkiline ait markanın … SBN/K iken ürünün … WHİTE SBN/K olduğunu, yine müvekkiline ait ACHİSİZE VA/100 markası olduğunu, taklit ürünün ise … VA/100 olduğunu, davalının taklit yaparak müvekkil firmanın müşterilerine satış yaptığını, satışa ilişkin faturayı dilekçe ekinde sunduklarını belirterek haksız rekabetin tespitine ve men’ine, müvekkilinin tescilli tasarımına yönelik tecavüzün tespitine, men’ine, markaya tecavüz nedeniyle tazminata hükmedilmesini istemiş, ayrıca davalının markaya tecavüz ve fiillerinin durdurulması, basılan broşür, afiş , tanıtım ve her türlü tanıtım vasıtasına el konularak toplatılmasına, ayrıca davalıya ait internet sitesinde müvekkiline ait davaya konu markaların satış ve tanıtımı yapıldığından erişimin engellenmesi ve dava sonuna kadar yayından kaldırılması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği şekilde bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacının markasına yönelik tecavüz eyleminin bulunmadığını, müvekkilinin kendi markasına sahip bir firma olduğunu, davacının amacının müvekkiline ait itibarı zedelemek olduğunu, cevap dilekçesi ekinde sundukları uzman görüşünde de belirtildiği üzere müvekkilinin tescilsiz olarak kullandığı markaların davacının tescilli markaları ile karıştırılma ihtimali bulunmadığını, gerek davacının , gerekse müvekkilinin markalarında bahsi geçen “SİZE” ifadesinin kimya ve tekstil sektöründe kullanılan haşıl kelimesinin ingilizcesi olduğunu, ürünün hangi alanda ve hangi aşmada kullanılan bir ürün olduğunu ifade ettiğini, yine “PRİNT” ifadesinin baskı anlamı taşıyan baskı kimyasallarını ifade ettiğini, buna göre markaların kök kısmından sonra birbirinin aynısı anonim olarak kullanıldığını, anonim kullanımlı ibareler hakkında marka sahibinin tekel hakkı olmadığına ilişkin Yargıtay 11.HD’nin kararları bulunduğunu, yine ürün içeriklerinin benzer olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Bakırköy 1. FSHHM’nin 03/10/2019 tarihli kararıyla; bilirkişi raporu alınarak tüm dosya kapsamına göre 06/11/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu müvekkili şirketin tescilli korumaya sahip … VD 40, … VA 40, … WHİTE SBN/K … … markalarının davalı yanca sadece kök kısımlarının değiştirilerek taklit edilerek piyasaya sürülmüş olduğunu, bilirkişilerin raporundaki değerlendirmenin yerinde olmadığını, NEO, WHİTE, SEGA olan aynı kısımların ingilizcede yaygın olduğunun kabul edilmesinin basit ve komik olduğunu, davalının başkaca birçok yaygın kelimeyi seçebileceğini, … yerine …, … yerine …, … … gibi kelimeler seçebileceğini, markaların birebir taklit edilerek şirketin adı üzerinden haksız kazanç elde edilmek istendiğini, raporda emsal olarak farklı piyasalarda birçok firmanın ortak adlar kullandığına değinildiğini, ancak müvekkilinin markalarının tekstil kimyası piyasasında uzun yıllardır sadece müvekkili tarafından kullanılmakta olduğunu, davalı firmanın sadece markayı değil ürünlerin formüllerini de çaldığını bunu çalışanları olan … aracılığıyla yaptığını ve bu hususta açtıkları davanın Bakırköy 6.İş Mahkemesi’nde devam etmekte olduğunu, raporda çelişkiye düşüldüğünü, özenli yüksek seviyede bilgili kişiler olarak nitelendirilen kesimin kim tarafından belirlendiğini ve piyasada küçük ölçekli tüketicilerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini, müvekkilinin hem formülünün hem isminin taklit edilerek piyasada ucuza mal sunularak müvekkilinin zarara uğratıldığını, müvekkilinin İtalyan menşeili bir firma olduğunu, 1991 yılından beri Türkiye’de bulunmasına rağmen söz konusu markaların daha önceki yıllara tekabül ettiğini, 28.07.2011’deki sözleşme ile … şirketindeki tüm hisseleri devraldığını, markaların da devralındığını, TPMK nezdinde tescil 11.01.2018 olsa da markaların öncesinde devralındığını ve müvekkilinin şirketi ile özdeşletiğini, davalının da bu durumu bildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin tedbirin kaldırılmasına ilişkin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME:Bakırköy 1. FSHHM’nin 06/11/2018 tarihli kararıyla; davacıya ait tescilli markaların bulunduğu, davalının ticaret unvanının asıl unsuru olan “SÖZAL” ibaresinin yazılı olduğu ürün ambalajlarının altında davacının tescilli markalarının başındaki isimlerin değiştirilerek kullanıldığı gerekçeleriyle 30.000 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davacı markaları ile benzerlik arzeden ürünler ile ilgili davalı tarafından basılan broşür, afiş ve her türlü tanıtım materyallerinin bulundukları yerlerden tedbiren toplatılarak yediemine teslimine, bu ürünlerin satış ve tanıtımının yapıldığı varsa davalıya ait internet sitesindeki sayfaların tedbiren çıkartılmasına, bu mümkün değilse Türkiye’den internet sitesine erişimin tedbiren engellenmesine karar verilmiş, karara davalı vekili itiraz etmiştir.
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; dosya kapsamına göre henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı, ibraz edilen delil ve marka tescil belgelerine göre ihtiyati tedbir kararı verilecek şekilde markalar arasında bir benzerlik bulunmadığı, itiraz eden vekilince ibraz edilen uzman görüşünün de bu yönde olduğu, ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleşmediği gerekçeleriyle 20/12/2018 tarihinde ihtiyati tedbire itirazın kabulüne ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Dairemizin 2019/528 Esas, 2019/556 Karar sayılı 15.03.2019 tarihli kararında; davanın niteliği, ihtiyati tedbir ve itiraz dikkate alınarak bir marka konusunda uzman, bir kimya mühendisi, bir tasarımcıdan oluşacak bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda deliller, görsel ve ambalajlar üzerinde inceleme yapılarak itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.İlk derece mahkemesince Dairemiz kararı doğrultusunda bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup bilirkişi heyeti raporunda neticeten özetle; davalının tescilsiz markasal kullanımı ile davacının tescilli markaları arasında ayniyet olmadığı, ancak benzerlik olduğu, Tekstil kimyasalları emtiası bakımından halkın yani ortalama tüketicinin somut olaydaki ürünlerin alıcısı olan haşıl şirketleri gibi daha özenli yüksek seviyede bilgili kişiler oldukları, karşılaştırılan markalarda yer alan kısaltmaların ve ortak kelimelerin üzerinde inhisari hak sağlanması mümkün olmayan koruma dışı tali unsurlar olduğu, davalının kullanımındaki esaslı unsurun SÖZAL olduğu, davacının tescilli markalarından kaynaklanan haklarının ihlal edilmediği, davacı tarafa ait varil üzerindeki etiket tasarımı ile davalı tarafa ait varil üzerinde yer alan etiket tasarımı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı algılandıkları yönünde görüş belirtilmiştir.
GEREKÇE:Dava, haksız rekabetin meni ve tespiti, tescilli tasarıma yönelik tecavüzün meni ve tespiti, markaya yönelik tecavüz nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına ilişkin karara yöneliktir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; Dairemiz kararına göre bilirkişi raporu alınmış olup bilirkişi raporu, dosyaya sunulan görseller ve mevcut delil durumu itibarı ile bu aşamada yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından ilk derece mahkemesinin tedbirin kaldırılmasına ilişkin kararı yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.