Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2793 E. 2019/2887 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2793 Esas
KARAR NO : 2019/2887
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2018/907 2019/1105
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davacı … LTD ile davalı arasında 25/03/2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, diğer davacıların sözleşmenin kefili olduklarını, davalının finansal kiralama sözleşmesi ve mevzuata aykırı davranarak davacıların zarar görmesine yol açtığını, finansal kiralama kanunun 18.maddesi uyarınca davalının sözleşme konusu malın zilyetliğini kiracıya bırakmak zorunda olduğunu, malın zilyedinin kiracı olup her türlü faydayı elde etme hakkına sahip olduğunu, malın teslim edilmemesinde davalının sorumlu olduğunu, buna göre borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesinin istenebileceğini, davalının üzerine düşen edimi kendi kusur ve ihmalinden kaynaklanan sebeplerle ifa etmediğini, finansal kiralama konusu teknenin satıcı tarafından 2 Ağustos 2016 tarihinde Tuzla Gümrükten Türkiye’ye getirildiğini, akabinde de davalının kiracı … LTD’ye müzakere imkanı tanımadan 9 Ağustos 2016 tarihli tesellül belgesini imzalattığını, yabancı bayraklı teknelerin yurt içi ve yurt dışı sularda seyahat edebilmesi için register’e ihtiyaç duyduğunu, register’in kiracıya tesliminin yapılmaksızın teknenin kullanılamayacağını, dolayısıyla davalının malı kiracıya teslim etmediğini, bu durumdan müvekkillerinin zarara uğradığını belirterek, müvekkillerinin uğradığı tüm zararların tespiti ile tespit edilecek bedellerin ve ferilerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacılara karşı açılmış bulunan icra takipleri ve davalar neticesinde davacıların ödemek zorunda kalacakları tüm bedellere karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin, davacıların bugüne kadar davalıya ödedikleri ve ödemek zorunda kalacakları bedellere karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin, davacıların tekne için yaptıkları ve yapacakları tüm bakım, onarım, sigorta vb. ödemeler için şimdilik 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, ayrıca asılları davalıda bulunan ve taraflarınca hissesi ayrıca sunulacak olan kambiyo evraklarının icra takibine konu yapılması ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacılardan … LTD’nin yabancı uyruklu olup MÖHUK’un 48.maddesi uyarınca teminat yatırması gerektiğini, davada harcın eksik ödendiğini, davacıların dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan bütün edimlerini yerine getirdiğini, teknenin davacı … LTD’ye teslim edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, 15/10/2018 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme ile; davacının tedbir talep edilen kambiyo evraklarına ait listeyi sunmamış olduğu, neye tedbir talep edildiğinin belli olmadığı gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. İstinaf incelemesi sonunda dairemizin 21/03/2019 tarihli, 2019/564 Esas – 611 Karar sayılı ilamıyla dava dilekçesinde tedbir konulması istenilen belgelerin sunulmadığı ve ne üzerine tedbir verileceğinin belli olmadığı, karar tarihi itibariyle mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacılar vekili, 13/11/2018 tarihli dilekçesi ile; ödemediği beyan edilen ve tedbire konu kambiyo senetlerinin suretlerini sunmuş, 03/07/2019 tarihli talebiyle de ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece 17/07/2019 tarihli ara kararla; davacının tedbir isteminin kambiyo senetlerinin icra takibine konu yapılması ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi taleplerine ilişkin olduğu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçeleriyle %20 teminat karşılığı olan 2.650.018,00 TL’lik teminat yatırılması halinde dava konusu kambiyo senetlerinin icra takibine konu edilmesi halinde takibin durdurulmasına, davacı tarafın fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin senetlerin takibe konu edilmesi halinde takibin durdurulmasına, fazlaya ilişkin tedbir talebinin reddine, teminat yatırılması halinde kararın davacılar vekiline tebliğine, ihtiyati tedbirin infazı için icra dairesine gönderilmesine şeklinde çelişkili karar verdiğini, ortada henüz bir icra takibi bulunmadığını, dolayısıyla verilen tedbir kararının infazı kabil olmadığını, karar içeriğinden henüz tedbirin infaz edilebileceği bir icra dosyasının olmadığının anlaşıldığını, bu nedenle HMK’nun 393/1 maddesinde belirlenen yasal sürenin somut tedbir kararında uygulanamayacağını, kararın çelişkili olup infazı açısından da belirsizlik bulunduğunu, mahkeme kararlarının tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve anlaşılır olması gerektiğini, bu nedenle tedbir kararında henüz bir icra dosyası olmadığından tedbirin infazı için müvekkilinin yasal süreyle bağlı olmadığı, ancak icra takibinin başlatılması halinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren bu sürenin başlayacağını veya taleplerin kısmen reddedilmeyerek kambiyo evraklarının takibe konu yapılmasına ve üçüncü kişilere devrin önlenmesine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca teminat tutarının HMK 393/1 ‘deki sürede yatırılmasını istemek, araya haftasonu da girdiğinden mağdur olan müvekkillerini daha da mağdur hale getireceğini, zira davalının henüz senetleri takibe konu etmediğini, ne zaman takibe konulacağının belli olmadığını, ayrıca tüm yargılama süresince bu miktarın kullanılamayacağını, ve/veya nemalandırılamayacağını, bu durumun müvekkilini daha da mağdur edeceğini, mahkemenin tedbir talebini kısmen reddetmeyip talep gibi kabul etseydi bu durumların yaşanmayacağını, yine müvekkili hakkında icra takibi başladığında bundan müvekkillerinin olumsuz etkileneceğini, tedbirin yerinde olmayıp hukuka aykırı olduğunu, tedbir kararının HMK’nun 391.maddesine uygun olması gerektiğini bildirerek, teminatın tedbir kararının infaz edilebileceği tarihten itibaren yatırılması yönünde karar verilmesini, dairenin yeniden yargılama yaparak karar vermesini, dairenin aksi görüşte ise de teminat yatırılmadığından tedbir kararı kendiliğinden kalkmış kabul edilirse taleplerinin daire tarafından değerlendirilip kabul edilmesini, aksi durumda yeniden değerlendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini istemiştir. Bono fotokopilerinin incelenmesinde; bu bonoların 28/03/2016 tanzim tarihli, vadelerinin ise farklı tarihler olup belge fotokopi olduğundan tarihlerin tam olarak okunamadığı, bonoların bir adedinin 1.000 EURO, diğerlerinin ise 25.187 EURO olduğu, bonoların keşidecisinin davacılar, lehtarın ise davalı olduğu ve bonoların malen kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. Finansal kiralama sözleşmesinin davalı ile davacı …LTD arasında 18/03/2016 tarihinde düzenlendiği, diğer davacıların kefil olarak sözleşmede yer aldıkları, kefalet miktarının ise 3.036.285,00 EURO olduğu görülmüştür. Sözleşme ekinde bulunan ödeme planında vadelerin 30 Mart 2016’dan başlayıp 22 Nisan 2021’e kadar devam ettiği görülmüştür. 09/08/2016 tarihli tesellüm belgesinde finansal kiralama konusu bir adet tekne/deniz ulaşım aracının davacı … LTD tarafından teslim alındığının yazılı olduğu, malın bedelinin 2.750.000,00 EURO + KDV olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tespiti ve tahsili talebine ilişkindir. Davacı taraf, ayrıca ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, mahkemece istinafa konu 17/07/2019 tarihli ara kararla teminat karşılığında dava konusu kambiyo senetlerinin icra takibine konu edilmesi halinde takibin durdurulması ile fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekilinin istinaf talebi iki grupta toplanmaktadır. Bunlardan birincisi ihtiyati tedbir kararına yöneliktir. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının söz konusu teminat, HMK’nun 393/1 maddesinde öngörülen bir haftalık süre içerisinde yatırılmadığından kalktığından, ihtiyati tedbir kararının içeriğine ve şekline yönelik istinaf talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davacılar vekilinin diğer istinaf talepleri ise reddedilen ihtiyati tedbir taleplerine ilişkindir. Kambiyo evraklarının tedavül özelliği gözetildiğinde ciro edilmesinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Davacı tarafın diğer ihtiyati tedbir talebi ise dava konusu senetlerin takibe konulmasının önlenmesine yöneliktir. Eldeki dava tarihi itibariyle davalı tarafça dava konusu senetlere dayalı olarak henüz bir icra takibi başlatılmış değildir. Bu bakımdan şartları varsa ve mahkemece talep yerinde görülüyor ise İİK’nun 72/2.maddesi uyarınca dava konusu senetlerin icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür. Hal böyle olunca davacılar vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ihtiyati tedbirin reddedilen kısmıyla ilgili istinaf talebinin ise kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-a) Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, b) Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddedilen kısmına yönelik istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/907 esas sayılı dosyasından verilen 17/07/2019 günlü ara kararın KALDIRILMASINA, 3-Yukarıdaki gerekçede belirtildiği şekilde değerlendirme yapılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, 4-Davacılar tarafından yatırılan istinaf peşin harcı ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 3 adet istinaf yoluna başvurma harcı tutarı olan 363,90 TL’nin (121,30 X 3) isteği halinde davacılara iadesine,5-Davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 36,53 TL posta masrafı olmak üzere toplam 157,83 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.30/12/2019