Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2772 E. 2019/2862 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2772 Esas
KARAR NO : 2019/2862 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI : 2018/479 E. – 2019/169 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin Avrupa Birliği nezdinde İngilizce eğitim veren bağımsız bir kuruluş olduğunu, Güney Kıbrıs’ta bulunan Lefkoşe Üniversitesi’nin müvekkili kuruluşa ait olduğunu, …. kurucusunun müvekkili … Limited olduğunu, müvekkilinin “…” markasını uzun yıllardır, Kıbrıs ve tüm dünyada eğitim hizmetleri alanında, son derece yoğun ve kesintisiz bir şekilde markasal olarak kullandığını, markanın ilk yaratanı ve önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu, davalının eğitim hizmetine ilişkin olarak markasına seçebileceği yüzlerce ibare varken müvekkilin yıllardır kullandığı markasının aynısının kötü niyetli olarak tercih edildiğini, müvekkilinin “…” markasına büyük bir yatırım yaptığını, yoğun ve etkin bir şekilde kullandığını, markanın müvekkili kuruluş ile bütünleştiğini, davalı firmanın haksız bir şekilde dava konusu … başvuru numaralı “…” markasını Türk Patent nezdinde 18.04.2014 tarihinde ve … başvuru numaralı “…” markasını 12.05.2014 tarihinde tescil ettirerek markadan haksız bir şekilde yararlandığından bahisle, davalıya ait Türk Patent nezdinde tescilli … başvuru numaralı “…” ibareli marka ile, …. başvuru numaralı “international university of nicosia” ibareli markanın devirlerinin ve markalar üzerinde lisans verilmesinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, hükümsüzlüklerine ve sicilden terkinlerine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1985 senesinde Kıbrıs’ın ilk üniversitesi olarak faaliyete başladığını, müvekkilinin 2013/38177 kod numaralı “….” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 16. ve 41. sınıflarında tescilli olan 18.08.2014 tarihinde tescil edilmiş olan marka,…. kod numaralı “….” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 16. ve 41. sınıflarında tescilli olan 12.05.2014 tarihinde tescil edilmiş olan markaların sahibi olduğunu, markaların tescil tarihleri üzerinden beş yılın dolmak üzere olduğunu, beş yıl boyunca sessiz kaldığını bu nedenle davacı yanın hükümsüzlük talebinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin ülkemiz tarafından tanınmadığını, ülkemizce tanınmayan bir yerde yapıldığı iddia edilen kullanımlar ile Türk Patent ve marka kurumu nezdinde tescilli markaların hükümsüzlüğünün talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafa ait markanın ülkemiz sınırlarında ayırt edici hale gelmiş olduğunun iddiasının teknik olarak da kabul edilemeyeceğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının da bulunmadığını, Marka Hukukunda ülkesellik prensibinin geçerli olduğunu, “…” ibaresi bakımından davacının ülkemizde herhangi bir kullanımının söz konusu olmadığını, marka tescilinde öncelik ilkesi gereği müvekkili firmanın TPMK’ya ilk başvuran kişi olması nedeniyle “…” ibareli markanın müvekkili adına tescil edilmesi bakımından herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığından bahisle, müvekkili aleyhine açılan davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine, bu talebin kabul edilmemesi halinde esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı …’in Güney Kıbrıs Rum Kesimi yönetiminde bulunması nedeni ile ülkemizde dava açıp açamayacağına ilişkin Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Adli Yardım Şube Müdürlüğü, Mütalaa ve Görüş Bürosu’na görüş sorulmuş olup, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün 01.05.2019 tarih ve 2019 E.826/48718 sayılı cevabi yazısında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), ülkemiz tarafından tanınmadığı ve diplomatik, siyasi, hukuki ve ekonomik herhangi bir ilişkimizin bulunmadığı, GKRY şirketinin yargı makamlarımız önünde hukuki bir kişiliğe sahip olmadığının, bu nedenle taraf ehliyetine sahip olmadığının takdirinin mahkemede olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. İstanbul 2.FSHHM’nin 06.05.2019 tarihli 2018/479 E. – 2019/169 K. sayılı kararıyla; davacı … limited tarafından davalı … aleyhine açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın TPMK nezdinde davalı adına tescilli markanın 6769 sayılı SMK ve hukuka uygun nedenlerle hükümsüzlüğü talebine ilişkin olduğunu, müvekkilinin 6769 sayılı SMK ve TRIPS uyarınca dava açma hakkının bulunduğunu, -Yargıtay nezdinde tarafı Güney Kıbrıs Rum kesimi olan birçok dosyanın incelendiğini, Güney Kıbrıs bayraklı geminin ihtiyati haczine ilişkin davanın ve tahkim davasında davacı Libananco şirketinin güney Kıbrıs Rum kesimi’nde olmasına rağmen tahkim sürecinin işlediğini, müvekkilinin AB nezdinde İngilizce eğitim veren bir kuruluş olduğunu, Güney Kıbrısta mükim Lefkoşe Üniversitesinin de müvekkili kuruluşa ait olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; davacı şirketin beyanı ile de sabit olduğu üzere Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde mukim bir firma olduğunu, ülkemiz tarafından tanınmadığından yargı makamları nezdinde hukuki bir kişiliğinin bulunmadığını, beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin Güney Kıbrıs’ta bulunan Lefkoşe Üniversitesi’nin (University of Nicosia’nın) kurucusu olduğunu, “university of nicosia” markasının ilk yaratanı ve önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek, davalı markasının kötüniyetle tescil edildiğinden bahisle hükümsüzlük davası açtığı, davacı tarafın dilekçelerindeki beyan ve kabulünden, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hukukuna göre kurulmuş ve tüzel kişilik kazanmış olduğunun anlaşıldığı, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün 01.05.2019 tarih ve 2019 E.826/48718 sayılı cevabi yazısında da belirtildiği üzere, ülkemizin Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanımadığı, diplomatik, siyasi, hukuki ve ekonomik bir ilişkimiz bulunmadığından, Türkiye’de dava açma ve taraf ehliyetinin bulunmadığı, ilk derece mahkemesince, HMK 114/d ve 115/1-2. Maddeler gereğince, davacının aktif husumet yokluğundan davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.