Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2770 E. 2019/2722 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2770 Esas
KARAR NO : 2019/2722 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
NUMARASI : 2018/265 E. – 2019/176 K.
DAVANIN KONUSU: TEDBİRE MUHALEFET
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nden verilen 18/02/2019 tarihli kararına karşı, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıların İstanbul 1.FSHHM’nin 2017/636 esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararına muhalefet ettiği iddiasıyla 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar …, …, … Şirketi vekili duruşmadaki beyanları ile; müvekkillerinin üzerlerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiklerini, yasal düzenlemeye ilişkin herhangi bir aykırılıkları bulunmadığını, teşhirden kaynaklı zorunluluk kapsamında makina hacim nedeniyle kaldırılamadığını, bunun dışında kasti olarak tedbire uymamak gibi husus söz konusu olmadığını bildirerek, talebin reddini talep etmiştir. Davalı … 19/07/2019 tarihli dilekçesi ile; diğer davalı …. Adlı şirketten 31/07/2017 tarihinden itibaren ayrıldığını, ayrıldığı tarih itibarı ile davacının dilekçesinde belirttiği tarihlerde gerçekleştiğini iddia ettiği iş ve eylemlerden dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek işbu haksız ve hukuka aykırı davanın reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/02/2019 tarihli 2018/265 Esas- 2019/176 Karar sayılı kararıyla; ” Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalılar hakkında reddine” karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ibraz ettiği, davanın ikame tarihinden yaklaşık iki ay sonra HMK 398. Maddenin iptal edildiğini, mahkemenin yasal boşluk nedeniyle davayı reddettiğini ve müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmettiğini, Anayasa Mahkemesi kararının yayınlandıktan 9 ay sonra 20/11/2019 tarihinde yürürlüğe gireceğini, mahkemenin bu süre dolmadan davanın reddine karar verdiğini, yasal boşluğun mahkeme tarafından doldurulması ve yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden dava tarihindeki haklılık durumunun değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İhtiyati tedbire muhalefetin cezasını düzenleyen HMK’nun 398/1.fıkrasının 1.cümlesinin Anayasa Mahkemesi’nin 20/02/2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve yayımından 9 ay sonra yürürlüğe girecek olan 2018/1 Esas, 2018/83 Karar sayılı 11/07/2018 tarihli kararıyla iptal edildiği anlaşılmıştır.İstinaf inceleme tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat kapsamında yapılan değerlendirme sonunda; her ne kadar başvuru dosyası dairemize intikal ettirilmiş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/05/2016 tarih ve 2015/10588 Esas 2016/5174 Karar sayılı kararı ile HMK’nun 398.maddesi kapsamında disiplin hapsi cezası talep ve şikayetleri üzerine Hukuk Mahkemeleri tarafından verilecek kararlara karşı yapılacak başvurularda inceleme merciinin İstinaf Mahkemesi Hukuk Dairesi olmadığı, bu tür kararların CMK’nun 268.maddesi gereği itiraza tabi olduğu, somut olayda itirazın öncelikle ihtiyati tedbir kararını veren ve disiplin cezası verilmesi talebine ilişkin şikayeti inceleyen hukuk mahkemesince incelenmesi, eğer hukuk mahkemesi itirazı yerinde görüp kararını düzeltmez ise itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın 5271 sayılı CMK’nun 268/3-c maddesinde gösterilen mahkemeye gönderilmesi gerekir. Söz konusu mahkeme kararı istinafa tabi olmadığından istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-6100 sayılı HMK.’nın 341/1 ve 352. maddeleri gereğince şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,2-Dosyanın CMK’nun 268. maddesinde yazılı itiraz prosedürü uyarınca işlem yapılmak üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin şikayet eden üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca 10/12/2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.