Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2756 E. 2022/370 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2756 Esas
KARAR NO: 2022/370 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/09/2019
NUMARASI: 2018/376 E. – 2019/759 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının sahibi olduğu dava dışı … tarafından dava dışı … Limited Şirketine borcundan dolayı ihtiyati haczin tatbiki amaçlı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Kızıltepe İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından 16/01/2018 tarihinde mülkiyeti yine dava dışı olan … ye ait olan malların ihtiyati haciz yolu ile haczedildiğini, ihtiyati haciz de dava dışı şirket yetkilisinin istihkak iddiasında bulunması üzerine Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/76 esas – 2018/145 karar sayılı istihkak iddiası konusunda haczin devamı kararı verilmesi üzerine, dava dışı …’ nin kafe olarak işlettiği muhafaza işlemi yapılmak üzere belirtilen talimat dosyasından 16/03/2018 tarihinde hacze gelindiğini, müvekkilinin anılan şirketlerden hiçbirisi ile ilgisi olmadığını ancak …’nin ortağı ve yetkilisi kardeşi olduğundan ve haciz tarihinde kardeşi şehir dışında olduğundan kardeşinin isteği üzerine kafeye göz kulak olmak için giden müvekkilinin iş yeri müşteriler ile dolu iken muhafaza yapılacağının belirtilmesi üzerine gerek iş yerinin zarar görmemesi gerekse tanınır bir aileye mensup olması nedeniyle diğer firmalara herhangi bir borcu olmamasına rağmen icra kefilliğini kabul etmek ve ayrıca da davalı adına 57.300,00 TL lik senedi keşide ederek alacaklı vekiline teslim etmek durumunda kaldığını, bu senedi haciz baskısı ve tehdidi altında alacaklı şirket sahibi … lehine keşide ederek avukatına verdiğini ve haciz tutanağında alacaklı şirketin icra kefaletini kabul etmek zorunda kaldığını, anılan bononun haciz ve muhafaza baskısı altında verildiğini, rıza ile verilmediğini beyanla senedin icra takibine konu edilmemesi için hakkında tedbir kararı verilmesine, nihayetinde geçersizliği ve iptaline, müvekkilinin bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu senedi bilerek ve isteyerek tüm sonuçlarından haberdar şekilde verdiğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının alacaklısının …, borçlusunun da … firmasının olduğunu, bu firmaya mal verilirken tüm görüşmelerin davacı … ile yapıldığını, sadece ödeme alınan çekin … tarafından keşide edildiğini bu firmanın sahibinin de davacının kardeşi olan … olduğunu, davacının kardeşi olan … ve babası olan … bu malları kullanan …nın yani … şirketinin sahipleri olduğunu, davacının malları kardeşi …’ın …y firması çekiyle satın aldığını, diğer kardeşi ve babasının sahibi bulunduğu … şirketine teslim ettiğini, Kızıltepe İcra Müdürlüğünden … şirketine hacze çıkıldığını, bu firmanın kötü niyetli olarak istihkak talebinde bulunduğunu, ilgili davanın Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/76 davasında görüldüğünü ve iddianın reddine takibin devamına karar verildiğini, her iki firmanın ortak ve yetkilileri arasında baba-oğul-kardeş derecesinde yakınlık olduğunu, çevre esnafın beyanları her iki şirket arasındaki fiili ilişki ve organik bağı ispatladığını, her iki şirketin çalışma konusunun aynı olduğunu, iş bu davalardan sıyrılmak adına iş kolu olmayan ürünleri faturalandırdıklarını, haciz baskısı ve tehdit altında alınan senet beyanının tamamen asılsız olduğunu, 16/03/2018 tarihli haciz tutanağında tüm bu belirtilen hususların ispatlanmış olduğunu, davacının yazılı beyanı ile bağlı olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiğini bildirmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/09/2019 tarihli 2018/376 E.- 2019/759 K.sayılı kararıyla; ” Davaya konu senet incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu, keşide tarihinin 16/03/2018 imzaların usulüne uygun olarak atıldığı ve yasal unsurlarını taşıyan kıymetli evrak niteliğinde bir bono olduğu, bononun, belli bir borç ikrarını içeren kambiyo senedi olup, bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etme külfetinin keşideci olan davacıda olduğunu, dava konusu edilen bonolarda “nakten” kaydı bulunduğunu, bu kaydı değiştiren tarafın ispat külfetini üzerine aldığını, davacının davaya konu senedi fiili haciz tarihi olan 16/03/2018 tarihinde keşide ettiği, lehtarının davalı … olduğu, icra dosyasında alacaklının … olduğu her ne kadar davalının ilgili firmanın yetkilisi olduğu belirtilse de firmanın ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunması, davacının fiili haciz sırasında haciz baskısı altında senet keşide ettiği iddiasının davacının davalı … gerekli … şirketinde herhangi bir yöneticilik vasfı bulunmaması gerek … şirketinde herhangi bir vasfı olduğunun iddia edilmemesi, senedin ne için verildiğinin haciz tutanağına bağlanılmamış olması nedenleri ile davacının davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına sunulan senetten kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle; Davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinden dolayı alınan senetten kaynaklı olarak davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin alacağın %15’i oranında teminat yatırılması halinde tedbir kararı vermesi gerekirken ,davanın başında davaya konu bononun takibe konulmaması yönünde tedbir kararı verdiğini ve kararından dönmediğini, davacının, davaya konu senedi, bilerek ve isteyerek, tüm sonuçlarından haberdar şekilde verdiğini, borçlu firmaya mal verilirken, tüm görüşmelerin davacı … ile yapıldığını, sadece ödeme alınan çekin, … firması tarafından keşide edildiğini, … firmasının sahibinin de davacının kardeşi olan … isimli kişi olduğunu, gönderilen malların, … Avm isimli alışveriş merkezinde … adı altında işletilen … GIDA isimli firmaya verildiğini, müvekkilinin (… şirketinin yetkilisi ve ortağıdır) firmanın malları halihazırda, etiketli bir şekilde bu işletmede kullanıldığını, her iki firmanın ortak ve yetkilileri arasında baba-oğul-kardeş derecesinde yakınlık bulunduğunu, davacının da haciz tutanağında bu şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu açıkça beyan ettiğini, haciz baskısı ve tehdidi altında alınan senet beyanının tamamen asılsız beyandan ibaret olduğunu, hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, 16/03/2018 tarihli haciz tutanağının tüm bunları ispatlar nitelikte bulunduğunu, davacının haciz tutanağındaki ” … olarak hem abisiyim hem de şirketin fiili yetkilisi ve ortağıyım daha önce bulunulan istihkak iddiası asılsızdır. Borç bizim borcumuzdur. Ödemeyi biz yapacağız.Dosyadan borca kefil olmak istiyorum. Tarafımıza 1 aylık süre verilmesini talep ederiz.” beyanının kendisini bağlayacağını,davacının kötüniyetli olduğunu, senedin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında 25 gün bulunduğunu, senedin vadesine 4 gün kala davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, haciz baskısı ve tehdidi altında senet alındığı beyanlarının asılsız olduğunu, icra işlemleri bittikten sonra davacının senet verdiğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinin eksik ve hatalı olduğunu, dosyaya bizzat davacı tarafından sunulan evrakta ; ”16/03/2018 tarihinde 57.300 TL lik … adına borçlu olarak imzalanan senet Bak. …İcra … E dosya borcundan dolayı alınmıştır ödeme olduğu takdirde tekerrür olmamak kaydıyla alınmıştır.16/03/2018” yazdığını, mahkeme kararının gerekçesinin çelişkili ve anlaşılır olmadığını beyanla, kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; davalının müvekkiline nakten borç vermediğini açıkça kabul ettiğini, müvekkilinin senet lehtarı …’e şahsen hiçbir borcu bulunmadığının davalının da kabulünde olduğunu, ihtiyati haciz sırasında borç ikrarına ilişkin beyanların ve yapılan işlemlerin, düzenlenen bonoların ve yapılan ödemelerin haciz baskısı altında alınmış sayılacağı ve geçersiz olacağı yönünde Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bulunduğunu, davalının tüm anlatımlarından da müvekkilinin senet alacaklısı olarak görünen kişiye hiçbir borcu bulunmadığını, haciz baskısı altında senet düzenleyip verdiğinin anlaşıldığını, haciz sırasında kefilliğe ilişkin işlemin geçersiz olduğunu, davalının müvekkilinden kefillikten kaynaklı alacaklı olduğu iddiasında ise davalının sahibi olduğu … olan icra takibi üzerinden alacağı ve hakkını talep etmesi gerektiğini, icra takibi ile alakası olmayan senet ile müvekkilinin icra dosyasına kefilliğinin de söz konusu olamayacağını, senedin mücerretlik şartının ortadan kalktığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Kızıltepe İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası incelendiğinde, ihbar edilen …nin alacaklı olduğu , dava dışı … Limited Şirketinin borçlu olduğu, 16/01/2018 tarihinde fiili haciz için bildirilen adreslere gidildiği, tutanaktan haciz yapılarak adreste bulunan … Pet. Şirketi yetkilisi …’a yeddiemin olarak bırakıldığı, istihkak iddiasında bulunulduğu, 16/03/2018 tarihli haciz tutanağında aynı adrese tekrar gidildiği, haciz sırasında hazır bulunan davacının, ” … olarak hem abisiyim hem de şirketin fiili yetkilisi ve ortağıyım daha önce bulunulan istihkak iddiası asılsızdır. Borç bizim borcumuzdur. Ödemeyi biz yapacağız.Dosyadan borca kefil olmak istiyorum. Tarafımıza 1 aylık süre verilmesini talep ederiz.” dediği, anlaşılmıştır. Kızıltepe Ticaret ve Sanayi Odasından celp edilen … ‘nin sicil bilgilerinden, dava dışı …’ın şirketin yetkilisi olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu bono fotokopisinden; davacı … tarafından 16/03/2018 tanzim tarihli 15/04/2018 vade tarihli 57.300 TL bedelli bononun, … emrine düzenlendiği, alacaklı vekili tarafından düzenlenerek davacıya verildiği anlaşılan 16/03/2018 tarihli yazılı belgede, 16/03/2018 tarihli 57.300 TL bedelli bononun, Bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi dosya borcundan dolayı alındığı, ödeme olduğu taktirde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alındığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Bonoya dayalı menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığı, mahkemece dava konusu bononun icra takibine konulmaması yönünde 17/04/2018 tarihli ara kararı ile teminatsız olarak tedbir kararı verdiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça bononun haciz baskısı altında alındığından bahisle borçlu bulunmadığının tespiti talep edilmiş, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında bulunan Kızıltepe İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası örneğinden, …nin, dava dışı borçlu … Limited Şirketinden alacağının tahsili için, 16/01/2018 tarihinde hacze gidildiği, haciz yapılan adreste bulunan … Pet. Şirketi yetkilisi …’ın istihkak iddiasında bulunduğu ve fiilen haczedilen malların kendisine yeddiemin olarak bırakıldığı, İcra Mahkemesince takibin devamına, …’a istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verildiği, alacaklı tarafından 16/03/2018 tarihinde tekrar aynı adrese gidilmesi üzerine, haciz sırasında hazır bulunan davacının, ” … olarak hem abisiyim hem de şirketin fiili yetkilisi ve ortağıyım, daha önce bulunulan istihkak iddiası asılsızdır. Borç bizim borcumuzdur. Ödemeyi biz yapacağız.Dosyadan borca kefil olmak istiyorum. Tarafımıza 1 aylık süre verilmesini talep ederiz.” dediği, davaya konu bononun tanzim tarihinin 16/03/2018 tarihli olduğu, alacaklı vekilinin bononun icra dosya borcu için ve tahsilde tekerrür olmamak üzere verildiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacının resmi evrak niteliğinde bulunan haciz tutanağında borcu üstlendiğine dair beyanda bulunduğu ve tutanağı kefil sıfatıyla imzaladığı, aynı gün bononun düzenlendiği, alacaklı vekili tarafından davacıya verilen imzalı belgede icra dosya borcuna karşılık alındığının yazıldığı, bononun unsurları tamam olan kambiyo senedi vasfında bulunduğu, bonoda lehtar alacaklı olarak, alacaklı şirketin yetkilisi davalının gösterilmesinin davacının bonodan dolayı sorumlu tutulmamasını gerektirmeyeceği kanaatiyle, davacının bonodan kaynaklanan borçtan sorumlu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, mahkemece senedin takibe konulmaması yönünde tedbir kararı verildiğinden, davalı lehine senet bedelinin %20’si oranında tazminata hükmedilerek davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/09/2019 tarihli 2018/376 E.- 2019/759 K.sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN REDDİNE, -Davalının alacağına geç kavuşması nedeniyle, davalı lehine davaya konu 57.300 TL bedelli bononun %20’si oranında tazminata hükmedilerek davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 4- İlk derece yargılaması yönünden, -Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 978,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 897,85 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, -Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, -Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, hüküm tarihinde yürürlükte olan A.a.Ü.T.’ne göre 5.781,00 TL nispi vekalet ücreti taktirine, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine. 5-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 43,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 164,30 TL’nin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/03/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.