Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2741 E. 2019/2642 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2741 Esas
KARAR NO : 2019/2642 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI : 2019/233 E., 2019/692 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
DAVA:Davacılar vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; … Bankası’nın Yakutiye Şubesi’ne ait keşidecisi … San. Tic. Ltd. Şti, lehtarı … San. Tic. Ltd. Şti olan, 28/02/2019 tarihli 7.000,00 TL tutarındaki bir çekten dolayı müvekkillerinin borçlu bulunmadığının tespiti ile, çekin iptaline ve icra veznesine yatırılan paranın teminat karşılığında dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu çekte son hamil durumunda olduğunu, çekin veriliş koşullarını ve verilme sebebini araştırmak durumunda olmadığını, davacı tarafın iddialarının bir kısım çekin rızası hilafına elden çıktığına ilişkin olduğunu, bu durumun alacaklının alacağını temin etmesine engel olmadığını belirterek müvekkiline karşı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk Derece mahkemesi Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğunu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığını belirterek davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ticari nitelikte menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olmadığını bu konuda çok sayıda karar olduğunu belirterek davanın usulden reddi kararının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Uyuşmazlık; menfi tespit davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp, uygulanamayacağının tespitine ilişkindir.01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, 2.fıkrası son cümlesine göre ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”Somut uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık kambiyo senedinden kaynaklanmaktadır.TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davaları alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyecek olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 11,10 TL harcın davacıya iadesine, İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 33,83 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 155,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 26/11/2019