Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2736 E. 2019/2826 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2736 Esas
KARAR NO : 2019/2826
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/199 E.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli)
TALEP: İhtiyati Tedbire İtirazın Reddi Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır ısıcam olmak üzere pek çok farklı sektörde dünyanın bir çok ülkesinde yoğun faaliyetlerinin bulunduğunu, müvekili şirketin kurucularından Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede tescilli “İçi boş profiller için konektör (bağlaç)” buluş başlıklı patentin sahibi olduğunu, TPMK nezdinde TR 2004/02353 sayıl tescili olduğunu lisans kaydının TPMK siciline 15/05/2017 tarihinde kaydedildiğini, davalının müvekkilinin patentine konu ürününü “Bükülebilir Metal Alüminyum Profil Bağlantıları” ve/veya “Düz Bağlantı Metal” ismi ile” izinsiz ve hukuka aykırı olarak müvekkilinin patent haklarına tecavüz ve müvekkiline karşı haksız rekabet teşkil edecek şekilde ürettiğini, sattığını ve sair ticari işleme konu ettiğini, davalının tüm hakları müvekkiline ait TR 2004/02353 sayılı ve “İçi boş profiller için konektör(bağlaç)” buluş başlıklı patente konu ürünleri haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkilinin patent hakkını ihlale ederek ürettiği, sattığını ve kullandığInı, davalının müvekkilinin 2004/02353 sayılı patentinden doğan haklarına tecavüz teşkil eden ve müvekkiline karşı haksız rekabet yaratan kullanımların müvekkilinin ilgili haklarına zarar verdiğini ve vermeye de devam edeceğini belirterek davalının müvekkilinin 2004/02353 sayılı patentine konu ürün üzerindeki haksız ve hukuka aykırı kullanımına konu “Bükülebilir Metal Alüminyum Profil Bağlantıları” ve/veya “Düz Bağlantı Metal” ismi ile satışa sunulan ürünlere ilişkin üretiminin, satışının sağlanmasının, dağıtımını yapmasının, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, depolamasının, internet üzerinde ve özellikle www…..com alan adına işletiği sitesinde ve sair mecralarda tanıtmasının, satışa sunmasının ve bu amaçlar ile kullanmasının durdurulmasına ve önlenmesine, davalının “… Mah. … Cad. … Sanayi Sitesi … Blok No:… Donca / Kocaeli” adresinde yer alan TR 2004/02353 sayılı ve “içi boş profiller için konektör (bağlaç)” buluş başlıklı patentine konu ürün özerindeki haksız ve hukuka avkın kullanımına konu olan ve kendisi tarafından halihazırda “Bûkülebilir Metal Alüminyum Profil Bağlantıları” ve/veya “Buz Bağlantı Metal” ismi ile satışa sunulan ürünlere, ilgili.ürünlerin üretiminde kullanılan makinalara, ilgili ürünlere ait her türlü tanıtım materyaline ve basılı evraka el konulmasına, el konulanların toplanmasına ve dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar emin bir verde muhafaza altına alınmasına, davalıya ait internet sitelerinin erişiminin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2002 yılında ısıcam üretim malzemeleri satışı ve cam mantarları üretimi ile faaliyetine başladığını Türkiye’nin önde gelen pek çok cam üreticisini müvekkilinin devamlı müşterisi olduğunu, usule dayalı olarak 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) gereğince davacının mahkemece belirlenecek bir teminatı yatırmasının zorunlu olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarıyla sabit olduğu üzere davacının her ne kadar La Haye Sözleşmesi’ne taraf akit devlette kurulmuş bir şirket olsa da tüzel kişi olması nedeniyle teminatın yatırılmasının zorunlu olduğunu, bu hususun mahkemece resen dikkate alınmasını, mahkemenin belirleyeceği teminat tutarının davacı tarafından yatırılmasını aksi halde davanın usulden reddelmesini gerektiğini, müvekkilinin kısa süreliğine deneme amaçlı ürettiği “bükülebilir alüminyum profil bağlantıları” ile davacının “2004 02353” tescil numaralı “içi boş profiller için konektör(bağlaç)” birbirinden farklı olduğunu, bir an için her iki ürünün aynı olduğu varsayımında dahi SMK’nın 85. Maddesi gereği tecavüz fiilinin gerçekleşmediğini, müvekkilin kısa süreliğine deneme amacıyla ürettiği ürünlerin haksız rekabete yol açmadığını, somut olay bakımından kanunda sayılan şartlar gerçekleşmemiştir. ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının haklılığınını ispat eder herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını belirtmiş ve öncelikle şartları oluşmayan, sonrasında ise hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu bildirilen ihtiyati tedbir talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 2. FSHHM’nin 27/06/2019 tarihli duruşmasında; davacı tarafın tedbir talebinin kabulü ile taktiren teminatsız olarak davaya konu davalı tarafça üretilen ürünlerin üretim ve satışının durdurulmasına, internet erişimine ilişkin tedbir talebinin ek rapordan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir.Mahkeme 28/06/2019 tarihli gerekçeli kararında ise; yaklaşık ispat koşulları, bilirkişi raporu gerekçe gösterilerek ihtiyati tedbire teminatsız olarak karar verildiği belirtilmiştir.İhtiyati tedbir kararını davalı vekilinin itirazı üzerine itiraz mahkemece müraafalı olarak incelenmiştir.İstanbul 2. FSHHM’nin 06/09/2019 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddi kararıyla; bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat kuralı dikkate alınarak ihtiyati tedbir kararı yerinde olduğu gerekçesiyle davalı tarafın itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekilleri 04/07/2019 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; davacının yabancı tüzel kişi olduğunu bu nedenle MÖHUK 48.maddesi gereğince teminat yatırmak zorunda olduğunu, 1954 tarihli Hukuk Usulüne dair La Haye sözleşmesinin 17.maddesinin tüzel kişileri kapsamadığını, Yargıtay 12.HD’nin kararlarında bu hususun açıkça belirtildiğini, mahkemenin bu husus resen dikkate almasının gerekli olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin zorunlu olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin sadece deneme amaçlı olarak ürettiği ve kısa bir süre sonra üretimine son verdiği bükülebilir alüminyum profil bağlantılarının davacının istemlerinde belirtilen korumaya konu ürünlerden tamamen farklı nitelikte olduğunu, SMK’nın 79.maddesi gereğince patentin korunmasının istemlerle belirleneceğini müvekkilinin deneme amaçlı olarak kendi profiline uygun olacak ve yalnızca onlarda kalacak şekilde tasarlama yaptığını ancak müşterileri tarafından karşılık bulmadığından üretimin devam etmediğini, SMK’nın 85/3-b maddesi gereğince deneme amaçlı fiillerin patentin sağladığı hakkın dışında kaldığını, tecavüzün oluşmadığının sabit olduğunu, İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/115 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunun 3.sayfasında “profillerin ölçülerine göre özel tasarlandığı” hususunun yazılı olduğunu, davaya konu ürünler açısından ortalama tüketicinin dikkat ve algı seviyesinin daha üstünde olduğunu, bilgilenmiş tüketiciler yönünden karıştırılması imkanı olmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen itiraz değerlendirilmeden tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya’da yerleşik tüzel bir kişi olduğunu, MÖHUK 48.maddesi gereğince teminattan muaf olduğunu, 1954 tarihli Hukuk Usulüne dair La Haye sözleşmesi ve 1622 sayılı 04/06/1930 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Devleti arasında Hukuki ve Ticari Mevaddi Adliyeye Mütealik Münasebatı Mütekabileye dair Mukavelename Kanununun 2.maddesi gereğince de müvekkilinin teminattan muaf olduğunu, HMK’nın 392.maddesi gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesinin yerinde olduğunu,İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/115 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda; dosyaya sunulan 15.000 adet ürünün farklı tarihlerde satışına ilişkin faturalarla kanıtlandığı üzere davalının kullanımının deneme amaçlı olduğuna ilişkin savunmasının yerinde olmadığını, müvekkiline ait patentin 1 nolu bağımsız isteminin 6 ana özellik içerdiğini ve bu özelliklerinin tamamının davalının ürettiği ürünlerde mevcut olduğunu, 1 nolu istemde alüminyum ısı cam profillerini veya bunun belli bir boyutlarını hariç tutan bir sınırlama olmadığını, patent hakkına ihlalin gerçekleştiğini, davalının 14 farklı ölçüde üretilen ve satışa sunulan ilgili konnektörlerin piyasadaki farklı profillerle uyumlu olduğunu, farklı tarihlerde (02/03/2017, 09/12/2018 tarihli faturalar) satış yapıldığına ilişkin delillerin ibraz edildiğini, dava tarihinden sonra devam eden fiiller de dikkate alındığında deneme amaçlı kullanımın kapsamının fazlasıyla aşıldığının görüleceğini, ciddi miktarlarda satış gerçekleştirildiği, ürünlere ait internet sitesinin tamamen kapatılmadığı ve satışa alalen devam edildiğini belirterek davalı vekilinin istinafa isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME:- İlk derece mahkemesince alınan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişiler … (Endüstri Mühendisi Patent Vekili), … (Patent vekili), … (Otomotiv Sektör Bilirkişisi) raporlarında özetle; davalı firmaya ait olduğu öne sürülen ürünün istem 1 koruma kapsamında olduğunu belirtmişlerdir. – İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/115 D.İş sayılı dosyasına ait bilirkişi rapor örneğindc; neticeten www….com alan adına ilişkin sitenin internet erişimine açık ve kullanımda olduğu, alan adının whois bilgilerine göre 01/12/2005 tarihinde oluşturulduğu, sahibinin …. Ltd. Şti olduğu belirtilerek link adresindeki görüntülerin eklendiği açıklanmıştır. – Davacı vekili tarafından sunulan fatura örnekleri incelendiğinde; 09/02/2018 tarihli 23678 nolu faturanın … şirketi tarafından dava dışı … adına düz bağlantı 11mm metal ürüne ilişkin (5000 adet) olup 710,00 TL bedelli olduğu yine aynı taraflara ait 02/03/2017 tarih, … nolu faturanın ise düz bağlantı 11mm metal, düz bağlantı 16mm plastik, plastik klips 16mm pvc siyah (5000er adet) ürünlere ilişkin olduğu, bedelinin 1.475,00 TL olduğu görülmektedir. – Bilirkişi raporunda yer alan patent belgesi örneğine göre, 2014/02353 nolu patentin … adına kayıtlı olduğu ve rapor tarihi itibariyle işler durumda olduğu belirtilmiş olup davacı dava dilekçesinde patent sahibinin müvekkili şirketin kurucusu olan gerçek kişi olduğunu, müvekkilinin inhisari lisans sahibi olduğunu belirtmiştir.
GEREKÇE:Somut uyuşmazlık, patent hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile patente konu ürünün satımı, üretimi, ithal ve ihracı, ticari faaliyete konu edilmesinin men’i, wwww…..com alan adlı internet sitesinde ve sair online mecrada bu kapsamdaki fiillerin durdurulması ve men’i, web sitelerinin ürün görsellerinin yer aldığı kısımlarına erişimin engellenmesi, patente konu ürünlerin hükmün kesinleşmesine istinaden el konulması istemlerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.Dosyada mevcut bilirkişi raporu, delil tespit dosyasına ilişkin rapor örneği, davacı vekili tarafından sunulan fatura örnekleri dikkate alındığında bu aşamada ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararı yerindedir. Davalı vekili, davacının tüzel kişi olması nedeniyle teminat muafiyetinden yararlanamayacağını iddia etmiş ise de, La Hey sözleşmesine Almaya’nın taraf olduğu, ikili anlaşma hükümleri de değerlendirildiğinde bu husustaki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. (Aynı yönde Yargıtay 11.HD’nin 2017/3960 Esas, 2019/1471 Karar sayılı 25/02/2019 tarihli kararı)Ancak; mahkemece SMK 159.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilirken karşı tarafın muhtemel zararının karşılayacak bir teminat belirlenmesi gerekliyken teminatsız tedbir kararı verilmesi yerinde görülmemiş, ilk derece mahkemesinin kararının bu yönü ile kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, uygun bir teminat belirlenerek ihtiyati tedbir kararı verilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne,2-İstanbul 2. FSHHM’nin 2018/199 Esas sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -İhtiyati tedbir kararı verilmek üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 220,08 TL posta gideri olmak üzere toplam 341,38 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafça kullanılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/12/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.