Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2730 E. 2019/2855 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2730 Esas
KARAR NO : 2019/2855 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI : 2017/203 E. – 2019/227 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin spor ayakkabı sektöründe tanınmış bir yerli marka olup tescilli 2008/5220 sayılı, 2012/06278 sayılı ve 2013/00771 sayılı endüstriyel tasarımlarının taklit edilmek suretiyle davalı tarafından üretilerek piyasaya sunulduğunu, piyasadan fatura ile alınan bu tecavüzlü ürünlerin davalı … Ltd. Şti. tarafından satıldığını, yaptıkları araştırmada diğer davalı … Ltd. Şti.’ye ait 2013 yılı kataloğunda müvekkil şirket tasarımlarının birebir aynısı olan 5 adet ürün tespit ettiklerini, piyasada … Deri tarafından satılan taklit ayakkabıların üreticisinin diğer davalı … ait olduğunu, davalı şirketlerin ortaklarının aynı olduğunu aralarında organik bağ bulunduğunu, davalı … hakkında İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2013/7 D.İş sayılı tespit dosyası ve diğer davalı …. hakkında ise Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2013/20 D.İş sayılı tespit dosyası ve yine davalı … hakkında Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2013/12 D.İş sayılı tespit dosyası ile delil tespiti yapıldığını, bu tespitler sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında davalılar ürünlerin tasarımlarının tescilli müvekkil tasarımları ile birebir aynı olduğunun, ayırt edilemeyecek derecede benzer olup tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olduğunun mütalaa edildiğini beyanla; endüstriyel tasarım hakkına tecavüz fiillerinin tespitine ve durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere HMK 107. maddesi gereğince şimdilik kaydıyla her bir davalıdan ayrı ayrı olarak 1.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 12.000 TL tazminatın haksız rekabet tarihinden itibaren işletilecek reeskont faiziyle tahsili talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ürünlerin taklit olmadığını, dava konusu ayakkabı tasarımlarının başka firmalar tarafından da piyasaya sunulan modeller olduğunu, bu modellerin ürün gamı açısından kaçınılmaz benzerliklere sahip olduğunu, bu benzerliklerin dünyaca ünlü markaların modelleri arasında bile olduğunu, bunun taklit anlamına gelmediğini, davacının taklit iddiasında bulunduğu müvekkil ayakkabı markası … tescilli olup kullanılan malzeme, saya, kesim ve dikiş kalitesinin orijinal olduğunu, TPE nezdinde öz konusu modeller için yaptıkları tescil başvurusunun davacı itirazı nedeniyle red olunduğunu, toplamda 15 günlük üretim yapıldığını ancak davacıyla müvekkili arasında yapılan görüşmeler neticesinde başka ihtarata gerek bırakılmadan ve marka ihlali gerçekleşmemesine rağmen bu modellerin üretimini durdurduklarını ve saygınlığına leke sürdürmemek için kabul anlamına gelmemekle birlikte bu modellerin üretimini yapmamakta olduğunu, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarihli 2017/203 Esas-2019/227 Karar sayılı kararıyla; ” davacı yanca gerek dava dilekçesinde gerek ön inceleme oturumunda 2008/5220 sayılı tasarım hakkından kaynaklanan haklarına davalının tecavüzde bulunduğunun tespiti ile men ve reddi ile maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açılmışsa da; davacının dayanak tasarımı hükümsüz kılındığından dolayısıyla davalının aşamalardaki savunması haklı olduğu ve tasarım başka bir mahkeme ilamı ile hükümsüz kılındığı, tasarımın hükümsüz olduğu durumlarda, hakkın ihlalinden de söz edilemeyecek olduğu, kararın sonuçları da yasa gereği geçmişe etkili olacağından dayanak belge ile sağlanan korumanın doğmamış sayılacağı” gerekçesiyle ; konusuz kalan davada esas ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı lehine vekalet ücretine hükmolunması , ayrıca yargılama giderlerininde davacıya yüklenmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde 2008/5220 sayılı, 2012/06278 sayılı ve … sayılı endüstriyel tasarım tescil belgelerine dayandıklarını, mahkemece sadece 2008/5220 sayılı tasarım tescil belgesi yönünden karar verildiğini, davaya konu ürün kodları bildirilen ürünlerin üç ayrı tasarım tescil belgesinde yer aldığını, ön inceleme duruşmasında da taleplerinin her üç tasarım tescil belgesine konu ürünler yönünden olduğunun detaylıca izah edildiğini, tüm bilirkişi raporlarında inceleme ve değerlendirmelerin üç tasarım belgeleri yönünden yapıldığını, müvekkili şirket ürünleri ile davalı ürünlerinin benzerliğinin tespit edildiğini, tasarım tescil belgelerinin dosyaya celp edildiğini, kararın hatalı olduğundan kaldırılması gerektiğini, …numaralı tasarım dava tarihinde geçerli bir belge olduğundan davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, davanın açılmasına müvekkilinin kusuruyla sebep olunmadığını beyanla kararın kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili ve diğer davalı şirketin istinaf başvurusunda bulunmadığı, istinaf dilekçesine karşı cevap vermedikleri görülmüştür. Türk Patent ve marka kurumundan celp edilen kayıtlardan; 2008/5220 nolu ETB’ için davacının 9.8.2008 tarihinde kuruma başvurduğu, tescilin 9.10.2008 tarihinde yapıldığı, bültende 1.12..2008 tarihinde ilan edildiği, kurumun 26.2.2018 tarihli üst yazısında da Bakırköy 1.FSHHM’nin 2009/286 esas sayılı dosyasından verilen karar kapsamında 11 nolu tasarımın mahkemenin 8.8.2014 tarihli yazıları kapsamına göre iptal edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin, dava dilekçesinde; müvekkilinin tasarımı olan spor ayakkabıların davalılar tarafından taklit edildiğini beyanla, endüstriyel tasarım hakkına tecavüz fiillerinin tespit ve durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine, ürünlere ve araçlara el konularak imhasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ettiği, dava dilekçesinde müvekkili adına 2012/06278, 2013/00771 ve 2008/5220 sayılı tasarım tescillerinin bulunduğunu, davalı kataloğundaki ürünler ile müvekkilinin kataloğundaki ürünlerin benzer olduğunu beyan ettiği, İstanbul FSHHM’nin 2013/7 D.İş, Bakırköy FSHHM’nin 2013/20 D.İş ve Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemelerinin 2013/12 D.İş dosyaları ile delil tespiti yaptırdıklarını beyan ettiği, ihtiyati tedbiri ise 2008/5220 sayılı tasarımın taklidi olan spor ayakkabılarına yönelik olarak talep ettiği görülmüştür.Davacı vekilinin istinaf başvurusunda; 2012/06278, 2013/00771 sayılı tasarımlar yönünden de talepte bulunduklarını ileri sürdüğü ve dava dilekçesindeki talebinin yeterli açıklık taşımadığı anlaşılıyorsa da; ön inceleme duruşmasında, davacı vekilinin ve davalı vekilinin hazır bulunduğu oturumda, mahkemece uyuşmazlık konusunun ” davacının tescilli … sayılı tasarımına davalının tecavüzde bulunduğunun tespiti ile men ve refi, HMK 107. Maddesi kapsamında her bir davalıdan ayrı olmak üzere 1.000’er TL maddi ve 5.000’er TL manevi tazminatın tahsili, tecavüzlü ürünlere el konularak imhası ve verilecek kararın ilanı ” olarak tespit edildiği, davacı vekilinin uyuşmazlık tespitine itiraz etmediği, tutanakta imzasının bulunduğu, 6100 Sayılı HMK 320/2. madde de “Daha önce karar verilemeyen hallerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla, hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.Uyuşmazlık tespitinden sonra hakim, tarafları sulhe teşvik eder.Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları taktirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır.Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” hükmü gereğince tahkikatın ön inceleme tutanağında tespiti yapılan 2008/5220 sayılı tasarım yönünden yapılarak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davacı vekilinin 06/02/2019 tarihli duruşmada; 2008/5220 sayılı çoklu tasarım belgesi 11 numaralı tasarıma dayalı olarak dava açtıklarını beyan ettiği, ancak TPMK’dan celp edilen mahkeme karar örneğinden 11 numaralı tasarımın TPMK Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin, (karar düzeltme sonrasında 27/05/2014 tarihinde kesinleşen) 29/01/2013 tarih ve 2009/286 Esas- 2013/47 Karar sayılı kararı ile yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği anlaşılmakla, hükümsüzlük kararının sonuçları 554 Sayılı KHK 45/1 maddesi gereğince geçmişe etkili olarak doğacağından, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar vermek gerekirken, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde değilse de, davalı tarafça aleyhte istinaf başvurusunda bulunulmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiş, yeni ve ayırt edici olmayan tasarıma dayalı olarak koruma talep edilemeyeceğinden, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.