Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2728 E. 2022/378 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2728 Esas
KARAR NO: 2022/378 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2014/2208 E. – 2019/780 K.
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA;Davacı asıl dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya dayanağı iki adet kambiyo niteliği özelliğine haiz senedin davalı alacaklıya … tarafından ciro edildiğini, söz konusu senet üzerinde sadece imzanın ve şahsının yazıldığı adresi ihtiva eden açık olarak bedel ve vadeyi diğer unsurlara muhtevi olmayan teminat senedi niteliğinde olduğu, kendisinin emlak ve inşaat işiyle iştigal ettiğini, bu uğraşı ile ilgili gereken araçlarının olmadığı için 2013 yılının Ekim ayında ticari ilişkiye girilen … Ltd. Şti’den … plaka sayılı 70.000,00-TL bulunan jeep ile … plakalı ve … plakalı değerleri 50.000,00-TL olan toplamda 3 araç kiraladığını, kira sözleşmesine ek olarak her hangi bir hasar veya tazmini gerektirir vakaya karşı teminat olarak uzatılan senetleri kiralanan muhtelif dönemlerle ilgili olarak şirkette yetkili görünen …nın şahsına göstererek adres bölümünü yine kendisine yazdırıp imzalatarak boş senedin kasalarına alındığını, oto kira borçlarının ekte sunulan makbuzlarla ödendiğini, aradan geçen süreden sonra senetlerin iadesi istendiğinde zayi olduğunun belirtildiğini, ancak daha sonra söz konusu senetlerin dava dışı …’a ciro edilerek tahsile konulduğunu, şirket sahibiyle görüşüldüğünde davalının sözleşmelere ekli başka senetleri de imzalatarak ciro edip tahsile koyarak haksız kazanç elde etmeye ve bu yolla bir çok kişiyi dolandırdığını öğrendiğini, … ile hiç bir ticari ilişkisinin bulunmadığını belirterek davalıya borcunun bulunmadığının tespitine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilince davacı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığını, söz konusu takibin dayanağının müvekkiline ciro edilen ve toplamda 120.000,00-TL değerindeki senetler olduğunu, İİK 169.maddesi gereğince borçlunun borcu olmadığını veya borcun ifa veya mehil edildiğini, ancak resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebileceğini, tanık veya yemin ile ispatın mümkün olmadığını, YHGK’nın 2000/11-125 esas ve 2000/130 karar numaralı içtihadında senede karşı her çeşit iddianın ancak senet ile ispat edilebileceğini belirttiğini, dolayısıyla davacı borçlunun borcu olmadığının ispatı için …’un delil olarak sunmasının kabul edilebilir olmadığını, senedin teminat niteliğinde bulunmadığını, TTK 683 maddesi uyarınca tedavüle çıkartılırken tamamen doldurulmamış olan bir poliçenin aradaki anlaşma aykırı şekilde doldurulması halinde dahi bu anlaşmalara uyulmadığı iddiasının hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, aksi durumun ancak hamil poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında ağır bir kusuru varise söylenebileceğini, bu hususun emsal içtihatlar uyarınca ancak yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, bedelsizlik iddiasınında kişisel defi olduğunu, yine emsal içtihatlar uyarınca hamile karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddine ve borçlunun %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş,
BİRLEŞEN İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 206/96 Esas Sayılı Dosyası
DAVA; Davacı vekilinin sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalı …’nın aleyhine alacaklı … tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, bu icra takibinde müvekkili tarafından hazırlanarak …’ya ve onun da cirosu ile …’a verdiği iddia olunan 03/10/2013 tanzim ve 01/01/2014 vade tarihli 50.000 TL bedeli ve 03/10/2013 tanzim ve 01/12/2013 vade tarihli 70.000 TL bedelli iki adet senedin tahsilinin talep olunduğunu, müvekkili aleyhine açılan takip nedeniyle İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2208 Esas sayılı dosyasında …’a borcu bulunmadığı iddiasıyla Menfi Tespit davası açıldığını, bu davanın halen derdest olduğunu belirterek, davanın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2208 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, müvekkilinin …”ya borçlu bulunmadığının tespitine mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …’ya dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi sunmamıştır.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 18.06.2019 tarihli 2014/2208 E. – 2019/780 K. sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve yemin deliline başvurulmuş olması sebebiyle yemine ilişkin usul uygulanmak suretiyle yapılan yargılama doğrultusunda taraflar arasında asıl dava davalısı … tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe dayanak senetlerin anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve bu senetlerin araç kiralama sözleşmesi ekinde teminat olarak verilip verilmediği ve senet bedellerinin konusuz kaldığı hususunda ihtilaf bulunduğu, savcılık soruşturmasında yapılan imza ve yazı incelemelerinde davacının kabulünde bulunan yazı ve imzanın davacı eli ürünü olduğu, ancak davalıların cirolarının bulunduğu yazı ve imzalar haricindeki diğer yazı sayıların davalıların eli ürünü olmadığı yönünde rapor tanzim edildiği ve savcılık soruşturmasında takipsizlik kararı verildiği, davacı taraf her ne kadar senet üzerindeki imza ve isme ilişkin yazıların kendisine ait olduğunu ancak diğer yazı ve rakamların kendisine ait olmadığını beyan etmiş ise de TTK 680.madde hükmü kapsamında tedavüle çıkartılırken tamamen doldurulmamış bir senedin anlaşmaya aykırı şekilde doldurulması hususunun hamile karşı ileri sürülemeyeceği ancak bu hususunun aksinin hamilin senede kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olması gerektiği, dosyaya hamil …’ın iktisabında ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu ispat eder bir delil sunulmadığı gibi birleşen dava davalısı lehtar … yönünden ise senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve bedelsiz kaldığına ilişkin herhangi bir yazılı delilinin sunulmadığı, davacının teklif ettiği yemin hususlarında da her iki davalı tarafından yapılan yeminde “senet bedelinin ödenmediği, senedin araç kiralama faaliyetiyle ilgili değil başka bir ticari iş için alındığı” hususlarında yemin edildiği sonuç olarak davacı tarafça senedin teminat senedi olduğu, bedelsiz kaldığı ve üçüncü kişinin iktisabında kötüniyetli olduğunu ispat eder başka bir delil sunmadığı” gerekçesiyle; asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine, dosyada verilen her hangi bir tedbir kararı bulunmadığından ve davalı alacaklının ulaşmasını geciktiren bir durum oluşmadığından asıl davada kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya dayanağı iki adet senedin, … tarafından yapılan ciro ile …’a geçtiğini, müvekkilinin dava açarken hukuki destek alamadığından davayı …’a yönelttiğini, bu davalının senedi kötü niyetli olarak iktisap ederek kullandığı iddialarını saklı tuttuklarını, müvekkilinin emlak işi ile iştigal ettiğini, 2013 yılı Ekim ayında … isimli şahsa ait … Şirketinden, 01/12/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile değeri 70.000 TL olan bir jip ve 03/10/2013 ve 30/12/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile toplam değerleri 50.000 TL olan iki araç kiraladığını, araçları o tarihte şirkette çalışan …’dan alırken, sözleşmelere ek olarak hasar ve tazmin için gerektiği söylenen iki adet senedin sadece isim ve adres yazılarak boş olarak …’ya verildiğini, araçları iade ettiğinde …’un bu senetleri zayi olduğundan bahisle iade etmediğini, takip başlatıldıktan sonra görüştüğünde …’un …’nın aynı şekilde başkalarını da dolandırmaya çalıştığını söylediğini, savcılık dosyasına …’un verdiği ifadenin durumu açıkladığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde asıl dava davalısı … tarafından davacı … ile birleşen dava davalısı … aleyhine 12/09/2014 tarihinde başlatılan takibin dayanağının 01/12/2013 vade, 03/10/2013 düzenleme tarihli 70.000,00-TL tutarındaki senet ile 01/01/2014 vade ve 03/10/2013 düzenleme tarihli 50.000,00-TL tutarındaki 2 kambiyo senedi dayanak gösterilmek suretiyle 120.000,00-TL asıl alacak ve 10.629,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 130.629,52-TL alacağın borçlulardan tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı görülmüştür. Dava konusu edilen icra takibine dayanak 01/12/2013 vade, 03/10/2013 düzenleme tarihli 70.000,00-TL tutarındaki senet ile 01/01/2014 vade ve 03/10/2013 düzenleme tarihli 50.000,00-TL tutarındaki 2 kambiyo senedi incelendiğinde davacı borçlu tarafından birleşen dava davalısı … emrine düzenlenen senetlerin … tarafından yapılan ciro ile …’a geçtiği ve hamilin … göründüğü, söz konusu senetler üzerinde “nakten” bedel kaydının bulunduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/136214 soruşturma sayılı dosyasında, müşteki … tarafından asıl ve birleşen dava davalıları aleyhine resmi evrakta sahtecilik ve açık senedin doldurularak tedavüle konulması suretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı şikayette bulunulduğu, söz konusu dosyada şüphelilerin ifadelerinin ve müştekinin yazı ve imza örneklerinin alındığı, yapılan soruşturma kapsamında alınan uzman raporunda her iki senedin de ön yüzlerinde ki gerek sağ ve gerekse sol tarafta atılı ikişer adet borçlu imzalarının ödeyecek hanesindeki el yazılarının müşteki … eli ürünü olduğu, ciranta imzalarının … ve hamil …’a ait olduğu ve diğer yazı ve sayıların bu kişilere ait olmadığı belirlenmiş, şüpheli …’ın ifadesinde, …nın kendisine müştekiden bahsederek … bayisi olduğunu, ucuz TV getirip satarak para kazandığını, kendisine para verirse ortak olup para kazanabileceğini söylediğini, kendisinin de 115.000 TL para verdiğini, …’nın ödemediğini, 1 sene sonra senet vermesini istediğinde icra takibine konu senetleri getirdiğini, cirolayarak verdiğini beyan ettiği, somut olayın hukuki uyuşmazlık niteliğinde bulunduğu ve her hangi bir suçu olmadığını belirterek takipsizlik kararı verildiği, İstanbul Anadolu 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2015/1984 D.İŞ sayılı dosyasında da bu karar yapılan itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça yemin deliline başvurulması sebebiyle asıl ve birleşen davalarda sunulan yemin metni içeriklerinin, mahkemece davalılara tebliğ edildiği, davalıların duruşmada; asıl dava davalısı … 18/06/2019 tarihli duruşmada “03/10/2013 düzenleme, 01/01/2014 tediye tarihli, 50.000,00-TL bedelli ve 01/12/2013 tediye, 03/10/2013 düzenleme tarihli 70.000,00-TL bedelli senetlerin araç kiralama işiyle değil, … ile yapılan iş sebebiyle ciro yoluyla teslim aldığını ve söz konusu senet bedellerinin ödenmediğine yemin etmiş, yine birleşen dava davalısı … ise 29/01/2019 tarihli duruşmada “03/10/2013 düzenleme, 01/01/2014 tediye tarihli, 50.000,00-TL bedelli ve 01/12/2013 tediye, 03/10/2013 düzenleme tarihli 70.000,00-TL bedelli senetlerin araç kiralama işiyle değil, davacıyla yapılan iş sebebiyle teslim aldığını ve söz konusu senet bedellerinin ödenmediğine yemin etmiş” her iki davalı da yeminlerinde ısrar ettiklerini yine beyan ettikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Asıl ve birleşen bonoya dayalı menfi tespit davalarında, ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davaların reddine karar verilmiştir. Davacı vekili her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu bono örneğinden;03/10/2013 düzenleme, 01/01/2014 tediye tarihli, 50.000,00-TL bedelli ve 01/12/2013 tediye, 03/10/2013 düzenleme tarihli 70.000,00-TL bedelli senetlerin, keşidecisinin davacı, lehtarının …, hamilinin … olduğu, bonoların tüm zorunlu unsurlarının tamam ve kambiyo vasfında olduğu, bedelin ne şekilde alındığına ilişkin “nakten” kaydının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili, davaya konu senetlerin, araç kiralama nedeniyle sözleşme imzalanarak teminat amacıyla, birleşen dava davalısı …’ya verildiğini, senedin sadece kendisinin isim ve adresinin yazılı olduğu kısmın doldurulduğunu, diğer kısımların boş olarak verildiğini, kiralanan araçların iade edilmesine rağmen, senetlerin zayi olduğundan bahisle iade edilmediğini ileri sürerek, menfi tespit talep ettiği anlaşılmıştır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya dair ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. Usul hukukumuzda HMK 200. Madde de, senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Davacı tarafça tanık deliline dayanıldığı anlaşılıyorsa da; senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i ( savunma ) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz, ancak senet (yazılı belge ) ile ispat edilebilir. Davacı tarafça senedin teminat amaçlı olarak düzenlendiğine dair yazılı belge sunulamamıştır. Davaya konu senetler üzerinde “nakten” bedel kaydının bulunduğu, davacı tarafın senetlerin teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü ancak yazılı belge ile ispatlayamadığı, mahkemece davalılara teklif edilen yeminin eda edildiği, davacı tarafça birleşen davada senedin teminat senedi olduğu ve bedelsiz kaldığı, birleşen davada ise senedi geçerli ciro ile teslim alarak hamil olan davalının, borçlunun bile bile zararına hareket ettiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla, mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine yönelik kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı alınması gereken (80,70 TLx2) harçtan, peşin alınan (44,40 TLx2) harcın mahsubu ile bakiye 72,60 TL TL eksik harç ile 1 adet istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu işbu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 07/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.