Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2721 E. 2022/369 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2721 Esas
KARAR NO: 2022/369 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2016/143 E. – 2019/629 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, söz konusu takip dayanağı senetler üzerinde imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin senet üzerinde lehtar olarak görünen davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin imzası taklit edilerek oluşturulmuş haksız ve kötü niyetle icra takibine konu edilmiş senetlere bağlı olarak müvekkili nezdinde telafisi mümkün olmayan büyük zararların doğma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin kendi eli ürünü olmayan imzaların yer aldığı sahte senetler ile başlatılmış olan takip nedeniyle cebri icra tehdidi altında olduğunu, davalıların haksız ve kötü niyetli olduklarını, takibe konu senetlerin de yer alan imzaların müvekkiline ait olmaması ve davalıların kötü niyetinin açıkça ortada olması nedeniyle davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;Davalı Temlik Veren …vekili cevap dilekçesinde; takibe konu bonolar üzerindeki imzaların davacı asile ait olmadığı hususunda ayrıntılı bir inceleme yapılmasını talep ettiklerini, davacı asil ile diğer davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının, aralarında para transferleri olup olmadığının ticari defterlerinin de incelenerek araştırılmasının gerektiğini, takip konusu bonolardaki imzaların davacı asile ait olmadığının tespit edilmesinde dahi bonoların davacı asil adına ve onun onayı dahilinde keşide edildiğinin ispata yarayacak her türlü bilgi ve belgenin celbinin ve incelemenin yapılmasını talep ettiklerini, takibe konu bonoların kredi ilişkisi nedeniyle müvekkili bankaya ciro yoluyla temlik edildiğini, müvekkili bankanın bonodaki keşideci imzasının sıhhatini tespit edebilecek anlayabilecek durumda olmadığını, bu sebeple davanın açılmasına sebebiyet verenin müvekkili olmadığını, keşideci davacının imzasının davacı asile ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi halinde davanın açılmamasına sebebiyet vermeyen müvekkilinin yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücret mahkum edilmemesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI;İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 25.06.2019 tarihli 2016/143 E. – 2019/629 K.sayılı kararıyla; “… takibe konu Keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan, 13/08/2014 düzenleme, 10/05/2015 ödeme tarihli, 50.000-TL bedelli ve Keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan, 13/08/2014 düzenleme 31/05/2015 vade tarihli 50.000-TL bedelli iki adet senetteki imzanın davacı …’ın eli ürünü olmadığı” gerekçesiyle; “Davanın KABULÜ ile davacının İstanbul .. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası nedeniyle başlatılan takibe konu 10/05/2015 vadeli 50.000 TL tutarlı ve 31/05/2015 vadeli 50.000 TL tutarlı senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, %20 icra inkar tazminatının davalı … San Tic. den alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı … AŞ vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; senet metninden de görüleceği üzere, dava konusu senetlerin, davacı tarafça ciro edilerek … Tic. Ltd. Şti. Lehine tanzim edildiğini, … Tic. Ltd. Şti. tarafından da ciro edilerek müvekkiline temlik eden bankaya verildiğini, bankanın işbu imzanın davacı tarafın el ürünü olup olmadığını tespit etme, bilme imkanı bulunmadığını, diğer davalı tarafın kötü niyetini sonuçlarına katlanmasının beklenemeyeceğini, müvekkilinin yetkili hamil olup iyiniyetli olduğunu,, mahkemenin de bu hususu kabul etmekle birlikte yargılama giderlerinin müvekkiline yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu. -İlk temlik eden banka imzanın sahte olduğunu tespit edemeyecek durumda olup davacı tarafa protesto gönderdiğini, davacının bu protestoya karşılık herhangi bir bildirimde bulunmadığını, davanın açılmasına davacının sebep olduğunu, müvekkili aleyhine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu. – 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun, onuncu kısmının “Genel Muaflıklar ve İstisnalar” başlıklı birinci bölümünde yer alan “Özel Kanunlardaki Hükümler” başlıklı 123. Maddesinde: “Özel Kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.” İfadesinin yer aldığını, Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesinin 5. Fıkrası varlık yönetim şirketlerini kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen 5 yıl içerisinde 492 sayılı Harçlar Kanunu’ndan istisna tuttuğunu. -Dosyada eksik ve yüzeysel inceleme ile rapor verildiğini, raporda mukayese imzalardan birinin senedin düzenleme tarihinden çok eski tarihli, diğerlerinin ise senedin tanzim tarihinden sonraya ait olduklarını, oysa senedin düzenleme tarihine mümkün olduğunca en yakın tarihli belgelerin incelenmesi gerektiğini, bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; incelemeye konu ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imzanın taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde doğru belirlenmiş olması gerekirken bu hususa uyulmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak talepleri yönünde karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 100.000-TL asıl alacak ve 4.535,41-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.535,41-TL alacağın tahsili amacıyla 23/10/2015 tarihinde 10 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının Keşidecisi … Ltd. Şti olan, 13/08/2014 düzenleme, 10/05/2015 ödeme tarihli, 50.000-TL bedelli ve Keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan, 13/08/2014 düzenleme 31/05/2015 vade tarihli 50.000-TL bedelli iki adet senet olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince grafolog Öğretim Görevlisi Adli Belge Uzmanı Bilirkişi …’den alınan 18/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; “…Alışkanlıklar bakımından ortak uyum ve benzerlikler sağlanamadığından, borçlusu …, alacaklı … Ltd.Şti. ödeme tarihi 31,05.2015, düzenleme tarihi 13.08.2014 miktarı 50.000 TL şeklinde düzenlenmiş arkası cirantalı senet ve borçlusu …, alacaklı … Tic. Ltd.Şti. ödeme tarihi 10.05.2015, düzenleme tarihi 13.08.2014 miktarı 50.000 TL şeklinde düzenlenmiş arkası cirantalı senetlerde …p adına atfen atılmış imzaların, davacı …’ın eli ürünü olmadığı,” görüş ve kanaati bildirilmiştir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 20/05/2019 tarihli raporda; davaya konu senetler ile davacının imzalarını taşıyan 08/12/1995 tarihli, sürücü belgesi müracaat formu, 20/03/2000 tarihli, sürücü belgesi müracaat formu, 12/09/2011 tarihli evlenme beyannamesi, 05/10/2015 tarihli, vekaletname, mahkemece davacının imza örneklerinin alındığı İstiktab Tutanaklarındaki imzalar ile karşılaştırılarak, ” Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız, ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu senetlerdeki borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği” beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece imza incelemesi konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişiden alınan raporda ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda davaya konu senetlerdeki keşideci imzasının, davacıya ait olmadığının tespit edildiği, imza inkarı mutlak defi olup, herkese karşı ileri sürülebileceği anlaşılmıştır. Davalının imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığına ve iyiniyetli olduğuna yönelik savunması ancak kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesinde dikkate alınması mümkün olduğundan ve mahkemece de davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmediğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davanın kabulüne karar verilmekle, tarafların haklılık durumuna göre, yargılama gideri ve vekalet ücretinin aleyhine karar verilen davalı tarafa yükletilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bilirkişi raporunun yeterli inceleme içermediği, mukayese imzaların yetersiz olduğuna yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde, dosya kapsamında ilk rapora itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda, senetlerin düzenleme tarihi olan 13/08/2014 tarihinden önceye ait 08/12/1995 tarihli sürücü belgesi müracaat formu, 20/03/2000 tarihli sürücü belgesi müracaat formu, 12/09/2011 tarihli evlenme beyannamesinin, düzenleme tarihinden sonraya ait 05/10/2015 tarihli vekaletnamenin ve imza istiktap tutanaklarının incelendiği, senet tarihine yakın belge örneklerinin bulunduğu anlaşılmakla, imza incelemesine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin müvekkili Varlık Yönetim Şirketinin harçtan muaf olduğuna dair istinaf sebebinin incelenmesinde, 5766 sayılı Kanunun 11/c md. ile değiştirilen 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 123/son maddesindeki harç istisnasının yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulanması gerekir. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2010 tarih 2008/81 E. ve 2010/8 K. sayılı kararında da bu uygulamayı destekleyecek gerekçelere yer verilmiştir. Bu nedenle davalı … harçtan muaf değildir. (Yargıtay 19. HD 2016/17297 E., 2018/1960 K.; Yargıtay 19 HD 2016/19394 E., 2018/4797 K.; 2017/4346 E., 2018/1385 K.; 2016/5571 E., 2017/2170 K. sayılı kararları) Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yukarıda açıklanan gerekçelerle, tümüyle reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … AŞ. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 7.140,81 TL nispi harçtan, peşin alınan 1.785,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.355,61 TL eksik harcın davalı … AŞ’den alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 97,70 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/03/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.