Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2688 E. 2022/588 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2688 Esas
KARAR NO : 2022/588
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2017/312 E. – 2019/259 K.
DAVA TARİHİ: 04/09/2015
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı – birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Filmin, dönemin popüler birçok filminin yapımcılığını üstlendiğini; müvekkilinin dava konusu filmlerden “…”, “..k”, “..”, “..” adlı sinema eserlerinin bir kısmının imal ettiren sıfatıyla, bir kısmının ise devirler nedeniyle hak sahibi olduğunu; tüm bu eserlerin yapım yılının 1995 yılından önce olduğunu ve FSEK’ te yapılan değişikliklerle müvekkilinin hak sahibi olduğunu; davalıya ait …TV kanalının müvekkiline ait sinema eserlerini izinsiz ve sözleşmesiz olarak yayınladığını; davalının dava konusu filmlerden, “…” filmini 2009 yılında 2 defa, “…” filmini 2009 yılında 2 defa, “…u” filmini 2009 yılında 1 defa “….ı” filmini ise 2009 yılında 1 defa gösterdiğini; kanuna göre eserden yararlanma hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, davalının bu kullanımlarının FSEK’nun 22. maddesinde belirtilen “çoğaltma” ve FSEK’nun 25. maddesinde belirtilen “işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkını” ihlal ettiğini; davalının eylemleriyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, (fazlaya dair hakları saklı kalmak suretiyle) FSEK’nun 68. maddesi uyarınca telif hakkı bedelinin üç katı için şimdilik 500,00 TL tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, muhtemel tecavüzün menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın şirket ortağı olan müvekkili…’e değil, şirketin tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerektiğini; ayrıca davanın tazminat davası olduğunu ve bu nedenle yetkili mahkemenin Kocaeli mahkemeleri olduğunu; davacının 2009 yılına yönelik bir talepte bulunduğunu ve ihlali 2009 yılında öğrendiğinin anlaşıldığını, davacının dava hakkının 2010 yılı itibariyle zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini; müvekkilinin veya hissedarı olduğu şirketin bahsi geçen eserleri belirtilen tarihte yayınlamadığını; ayrıca müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin bazı üst kuruluşlarla yaptığı sözleşmeler yoluyla birçok eserin yayım hakkını elinde bulundurduğunu; davacının iddiasının kabul edilmesi halinde dahi dava konusu eserlerin sözleşmeler kapsamında olduğunu; davacının iddiasını kabul anlamına gelmemekle beraber, belirtilen niteliklerdeki bir filmin yayın maliyetinin 40,00 TL civarında olduğunu ve yayın akışında yer doldurmaktan başka bir getirisi bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Türk Sinemasında dönemin en popüler filmlerinin bir çoğunun yapımcılığını yaptığı köklü bir şirket olduğunu, “…” isimli sinema eserlerinin bir kısmının imal ettiren sıfatıyla eser, bir kısmının ise devirler hasebiyle hak sahibi olduğunu, tüm bu eserlerin 1995 öncesi yapım olması nedeniyle 5846 sayılı FSEK’in 8.maddesinde yapılan 12.06.1995 tarihli değişiklik gereğince müvekkilinin bu eserler üzerinde eser sahibi olduğunu, davalının ise…TV isimli kanalın sahibi olduğunu ve söz konusu müvekkiline ait eserleri izinsiz ve sözleşmesiz olarak yayınladığını, davalı şirket yetkilisi aleyhine İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/312 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, davalının eyleminin müvekkilinin büyük zarara uğrattığını, bu sebeplerle açılan davanın kabulüne,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik FSEK’nun 68. maddesi uyarınca 3 katı olarak 500,00 TL telif tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile brilikte davalıdan tahsiline, muhtemel tecavüzün menine, bu dosyanın İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/312 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP:
Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ile, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri olan Kocaeli mahkemeleri olduğunu, tecavüzün 2009 yılında gerçekleştiği iddia edildiğine göre bir yıllık zamanaşımı süresinin 2010 yılında dolduğunu, müvekkilinin dava konusu eserleri yayınlamadığını, davacının iddiasının bir an için doğru olduğu kabul edilse bile yayınların sözleşmeler kapsamında yapıldığını, dava konusu filmlerin niteliğindeki bir filmin yayım maliyetinin 40,00 TL civarında olduğunu ve reklam getirisi sağlamadığını, ancak akıştaki boşluğu kapatma vazifesi gördüğünü, davacının delil lisesinde yer alan 2,3,4,5,6 ve 7. Sıradaki delillerin toplanmasına muvafakatları bulunmadığını, 2. Sırada yer alan şirketin özel bir şirket olduğu, 3. Sırada ifade edilen listelerin resmi makamlarca hazırlanmış veya onaylanmış listeler olmadığını, 5. Sıradaki ticari kayıtların incelenmesinin davanın konusunu ve niteliğini aşar mahiyette olduğu, 6. Sıradaki delilin davanın konusu olduğu ve davalının tutmakla mükellef olmadığı kayıtlara ilişkin olduğunu, 7. sırada yer alan tanık delilinin de davanın konusu itibariyle anlamsız ve kabul edilemez olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15.10.2019 tarih ve 2017/312 Esas – 2019/259 Karar sayılı kararıyla; “… toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile FSEK uyarınca eser niteliğinde olan dava konusu “….” filmlerinin mali haklarının davacı şirkete ait olduğu, her ne kadar asıl davanın davalısı …ün ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu birleşen davanın davalısı şirkete ait …TV isimli kanalda filmlerin izisiniz olarak gösterildiği iddia edilmişse de, bu iddianın kanıtlanamadığı, … Pazarlama ve İletişim Danışmanlık Tic. Ltd. Şirketi’nin 2015 yılında tescil edilmiş bir şirket olduğu, 2009 yılında yapıldığı iddia edilen film gösterimlerini tespit etmesinin mümkün olamayacağı, kaldı ki filmlerin gösterildiğine dair görüntülerin veya kayıtların da ellerinde mevcut olmadığı, filmlerin gösterildiği iddia edilen tarihe göre bu iddianın tanıkla ispatlanmasının mümkün olamayacağı gerekçeleriyle ispatlanamayan davaların reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:
Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde ‘Eserlerin belirtilen tarihte yayınlanmadığı’ yönündeki beyanının ikrar niteliğinde olduğunu, eserlerin yayınlanmadığının söylenmediğini, davalının birçok eserin yayım hakkını elinde bulundurduğunu ve iddialar kabul edilse bile eserlerin bu kapsamda yayınlandığını beyan ederek adeta ikrarda bulunduğunu,
Medya takip merkezi olan… ve …Medya tarafından takip edilen gösterimlerin başka davalardaki gösterimler ile uyuştuğunu, davalının ise var olduğunu beyan ettiği sözleşmeleri sunmadığını, çünkü davalıya eserlerin yetkisiz kişilerce satıldığını, davalının da bu durumu bildiğinden belge ibrazında bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:
*… Medya Pazarlama ve İletişim Danışmanlık Ltd. Şirketi’nin ticaret sicil kaydı incelendiğinde, sicile ilk olarak 09/01/2015 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir.
*17.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda; “Derdest dava bakımından İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin yetkili olduğu, derdest davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, davacı tarafın dava konusu “.. .”, “…k” isimli filmler bakımından filmlerin yapımcısı olması sebebiyle; dava konusu “…ı” isimli film bakımından ise …Filmcilik Ltd. Şti. ile yapılan devir sözleşmesi uyarınca hak sahibi olduğu, gerek … Medya’ya gerekse RTÜK’e gönderilen müzekkereler neticesinde yayın kayıtlarına ilişkin bir veri temin edilemediğinden, uyuşmazlık konusu filmlerin davalıya ait kanalda yayınlanıp yayınlanmadığına ilişkin bir tespit yapılamadığı, davaya konu filmlerin yayınına ilişkin bir tespitte bulunulamadığından, dosyanın halihazır durumu itibariyle maddi tazminat hesabı yapılamadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, filmlerin izinsiz gösterimlerinin yapılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı şirketle aralarında herhangi bir “gösterim hakkı sözleşmesi” olmaksızın telif hakları sahibi oldukları çok sayıda filmin izinsiz olarak davalı şirketin sahibi olduğu TV kanalında gösterimlerinin yapıldığından bahisle tazminat isteminde bulunmuş; davalılar ise öncelikle yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davacı iddialarının doğru olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu filmlerin mali haklarının davacı şirkete ait olduğu, her ne kadar asıl davanın davalısı …’ün ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu birleşen davanın davalısı şirkete ait …TV isimli kanalda filmlerin izinsiz olarak gösterildiği iddia edilmişse de, bu iddianın kanıtlanamadığı, …. Medya Pazarlama ve İletişim Danışmanlık Tic. Ltd. Şirketi’nin 2015 yılında tescil edilmiş bir şirket olduğu, 2009 yılında yapıldığı iddia edilen film gösterimlerini tespit etmesinin mümkün olamayacağı, kaldı ki filmlerin gösterildiğine dair görüntülerin veya kayıtların da ellerinde mevcut olmadığı, filmlerin gösterildiği iddia edilen tarihe göre bu iddianın tanıkla ispatlanmasının mümkün olamayacağı gerekçeleriyle ispatlanamayan davaların reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dosyaya yansıyan deliller uyarınca; mahkemenin yetkili olduğu, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, davalı …’ün davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle haksız fiil niteliğindeki dava konusu eylemden sorumlu tutulabileceği ve bu nedenle bu davalı yönünden yapılan husumet itirazının yerinde olmadığı, davacının dava konusu “…”, “…” isimli filmlerin yapımcısı olması sebebiyle; “…ı” isimli film bakımından ise …. Filmcilik Ltd. Şti. ile yapılan devir sözleşmesi uyarınca hak sahibi olduğu görülmüştür. Davacı, davaya konu filmlerin davalı … TV isimli kanalda izinsiz olarak gösterildiğini iddia etmiş ise de, mahkemece gerek …Medya gerekse RTÜK ile yapılan yazışmalar sonucunda yayın kayıtlarına ilişkin bir veri temin edilemediğinden ve başkaca bir ispat olanağı da olmadığından, uyuşmazlık konusu filmlerin davalıya ait kanalda yayınlanıp yayınlanmadığına ilişkin bir tespit yapılamadığından ispatlanamayan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen dava yönünden alınması gereken toplam 161,40 ( 80,70 x 2) TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 117,00 TL harcın asıl ve birleşen davanın davacısından alınarak hazineye irat kaydına,
3- İstinaf yargılama giderlerinin asıl ve birleşen davanın davacısı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2022