Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2683 E. 2022/360 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2683 Esas
KARAR NO: 2022/360
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2017/712 E. – 2019/590 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından başlatılan takibe karşılık imzaya ve borca itiraz ettiklerini, takibe konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, çekin sahte imza ile doldurulduğunu, icra takibine konu olan çekin boş olarak zayi olan çeklerden olduğunu, müvekkili şirkete gerçek olmayan borç nedeniyle davalı firmanın müvekkili iş yerine gelerek 3 saat boyunca faaliyeti durdurduğunu, makineleri sökerek almaya çalıştığını, haciz baskısı ile ihtirazi kayıtla davalıya 62.480,00 TL dosya borcuna mahsuben ödeme yapıldığını, yine davalı tarafından 06/01/2016 tarihinde sahtecilik nedeniyle müvekkili şirkete gelindiğini, makinelerin alınmaması ve işin aksamaması için müvekkili şirketin 24.390,00 TL ve ayrıca 5.000,00 TL olarak alacak dosyaya ödendiğini, ödenen toplam 91.870,00 TL’nin istirdatına karar verilmesini talep etmekle takip konusu alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına, alacağın %10’u oranında para cezasına hükmolunmasını, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ödeme emrinin 09/12/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının borca itiraz süresinin 5 gün olmasına karşın itirazı 15/12/2019 gününde yaptığını ve süreyi kaçırdığını, dava konusu çekin ciro silsilesinin kopuk olmadığını ve çekin hukuka ve yasaya uygun bir şekilde müvekkili şirkete geçtiğini beyan etmekle itirazın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.05.2019 tarih ve 2017/712 Esas – 2019/590 Karar sayılı kararıyla; “Dosyamız kapsamından alınan hükme elverişli 18/12/2018 tarihli grafolog bilirkişi raporuna göre dava konusu çekin ön yüzü üzerinde ‘… Ltd. Şti.’ adına atılı bulunan imza ile …’a ait örnek imzalar arasında gözlediğim tersim biçimi, işleklik derecesi, seyir, sürat, istif, itiyatlar ve baskı unsurları yönünden de saptadığım farklılıklara atfen söz konusu imzanın davacı şirket yetkilisi…’ın mevcut mukayese imzalarına kıyasla eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına 21.930 TL’nin 10/01/2017 tarihinde ve 62.287 TL’nin 16/12/2016 tarihinde yatırıldığı görülmüştür. Davacı şirket yetkilisi tarafından keşide edilmeyen icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olunmadığı halde yukarıda belirtilen bedellerin davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne davacının takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile 84.217,00 TL’nin 21.930,00 TL’sinin ödeme tarihi olan 10/01/2017 tarihinden itibaren ve 62.287,00 TL’sinin ödeme tarihi olan 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle dava açmakta haklı olduğundan ve davalı faktoring şirketinin ise çekteki yetkili son hamil olması nedeniyle keşidecinin imzasının davacı şirkete ait olduğunu bilmesi beklenemeyeceğinden tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İmza incelemesi için yaptırılan bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen, itirazlarımız göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, Tek bir kurumda yaptırılan imza incelemesinin kesin bir sonuç vermediğini, itirazları doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, Davacı şirketin icra takibine konu çeke ilişkin olarak süresi içinde imza itirazında bulunmadığından çekteki imzanın ikrar edilmiş olduğunu, Çekin müvekkil tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında usulüne uygun olarak temlik alındığını ve müvekkilin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; 60.000,00 TL asıl alacak, 4.349,59 TL reeskont avans faizi, 6.000,00 TL tazminat, 180,00 TL %0,3 komisyon, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 71.011,19 TL üzerinden icra takibine geçildiği görülmüştür. * Grafoloji uzmanı bilirkişinin 18/12/2018 tarihli raporunda; “… inceleme konusu çekin ön yüzü üzerinde … Ltd. Şti. adına atılı bulunan imza ile …’ın inceleme konusu çekin keşide tarihinden önceki en yakın tarihli mukayese belgelerindeki örnek imzalarından başlayarak mevcut mukayese belgelerindeki örnek imzaları arasında yukarıda inceleme ve bulgular başlığı altında benimsenen metod çerçevesinde ayrı ayrı karşılaştırmalı olarak yaptığım inceleme neticesinde; İmzaların başlangıç figürünün yapılışı, imzaların eğimi ve boyutu, imzaların orta gövde yapısının şekli, ebat ve oranlarıyla istiflenişi, imzaların bitim hareketinin yapılışı yönünden farklılıklar görülmüştür. Sonuç olarak; İncelenmek üzere tarafıma verilen inceleme konusu çekin ön yüzü üzerinde … Ltd. Şti. adına atılı bulunan imza ile …’a ait örnek imzalar arasında gözlediğim tersim biçimi, işleklik derecesi, seyir, sürat, istif, itiyatlar ve baskı unsurları yönünden de saptadığım farklılıklara atfen söz konusu imzanın …’ın mevcut mukayese imzalarına kıyasla … eli ürünü olmadığı” kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… yaptırılan imza ve yazı incelemesi sonucu takibe konu çekteki imzanın davacı yetkilisi eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davacının menfi tespit ve istirdat talebinin kabulüne, davacı tarafça icra dosyasına ödenen 84.217,00 TL’nin 21.930,00 TL’sinin ödeme tarihi olan 10/01/2017 tarihinden itibaren ve 62.287,00 TL’sinin ödeme tarihi olan 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Takibe konu 30.03.2016 keşide tarihli ve 60.000,00 TL tutarlı çekin keşidecisi görünen davacının imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit ve ödenen bedellerin istirdadı için dava açtığı, mahkemece yaptırılan grafolojik inceleme sonucunda düzenlenen 18/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ile çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespitiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.752,86 TL harçtan, peşin alınan 1.438,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.314,65 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/03/2022