Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2678 E. 2019/2733 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2678 Esas
KARAR NO : 2019/2733
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/507 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2018 tarih ve 2019/507 E. sayılı ara kararına karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuş olmakla dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili alacaklı … hiç bir borcu olmadığı, müvekkilinin yurt dışında yaşadığı bilindiği halde kötüniyetli olarak usulsüz tebligatlar ile işletilen üçüncü şahıs prosedürü ile borçlu hale getirilmiş ve gayrimenkulüne haciz konulmuş, satış işlemleri başlatılmış olup, müvekkilin dava sonuna kadar mağduriyetinin önlenmesi için gayrimenkulünün teminat olarak kabul edilip, satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, daha sonra borçlu olmadıklarının tespitini, davanın kabulü ile gayrimenkuldeki haczin kaldırılmasını, alacaklı davalının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin 6100 sayılı kanunda gösterilen zorunlu unsurları taşımıyor olması, davanın hak düşürücü süreler geçtikten sonra açılmış olması ve hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunması nedeniyle davanın öncelikle usulden reddine ve esasa ilişkin olarak açıklamış olduğumuz nedenlerle esastan reddine karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2019 tarihli ara kararıyla; ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda HMK’nın 389. maddesi ve TMK’nın 893 ve devamı maddeleri göz önüne alındığında, davacı tarafça yaklaşık ispat koşullarının sağlanamadığı anlaşılmış olup, yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı gibi talebin niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulsüz olarak yapılan tebligatlar nedeniyle davacının evine hacze gelindiğini, Küçükçekmece İcra Mahkemesinde dava açıldığını ancak davanın süreden red edildiğini, Bakırköy 7.ATM’de İİK 89/3 maddesi gereğince dava açıldığını ancak davanın reddedildiğini, davalı alacaklının müvekkiline ait tapu kaydına haciz koyduğunu ve satışını istediğini, satışın durdurulması için ihtiyati tedbir talep ettiklerini, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını, 89/1, 89/2 haciz ihbarnamesi tebliğ edilen adreste hiç oturmadığını, müvekkilinin nüfus kaydından görüleceği üzere 1996’dan beri Milano’da yaşamakta olduğunu, 89/3 ihbarnamesi yönünden kendisinden ayrı yaşayan oğluna tebligat yapıldığını, o tarihte müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, alacaklının da bu durumu bildiğini, borçluya hiçbir borcunun olmadığını, tedbir kararı verilmesi halinde alacaklının hiçbir zararı olmayacağını, ispatlanamadığı takdirde gayrimenkulün satılarak bedelinin tahsil edileceğini belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesince; istinaf isteminin süreden reddi gerektiğini, davanın ise süreden ve kesin hükümden reddi gerektiğini belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 89/3 ihbarnamesine göre açılan açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbirin reddi kararına yöneliktir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemenin 18/07/2019 tarihli ara kararı davacı vekiline e-posta ile 27/07/2019 tarihinde tebliğ olunmuştur. Her ne kadar bahsi geçen süre adli tatil içerisine rastlamış ise de HMK’nın 103/1-a maddesi gereğince ihtiyati tedbire ilişkin kararlar ve bunlara karşı yapılacak itiraz ve diğer başvurular adli tatil içerisinde görülebilir.HMK’nın 341/1 maddesine göre ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerinin kabulü nedeniyle itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. HMK’nın 345. maddesi istinaf yoluna başvuru süresini iki hafta olarak düzenlemiş olup bu süre ilamın tarafların her birine tebliği ile işlemeye başlar.Bu hali ile davacı tarafın ihtiyati tedbirin reddine ilişkin karara karşı istinaf süresi ara kararı tebliğ aldıkları tarihinden sonraki 2 haftaya tekabül eden 15.08.2019 tarihine kadar istinaf yoluna başvurması gerekirken davacı tarafın istinaf dilekçesinin veriliş tarihi 02.09.2019 olup dilekçenin istinaf süresinin geçirilmesinden sonra verildiği anlaşılmıştır.Bu sebeple, davalı tarafın süresinden sonra vermiş olduğu istinaf dilekçesinin HMK’nın 345, 346 ve 352. maddeleri gereğince süre yönünden reddine, HMK 391/3 maddesi gereğince kesin olarak karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 345-346 ve 352.maddeleri uyarınca süre yönünden REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.