Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2660 E. 2022/596 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2660 Esas
KARAR NO: 2022/596
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2018/154 E. – 2019/257 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA: Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i
KARŞI DAVA: Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 02/04/2018
KARŞI DAVA TARİHİ: 07/05/2018
KARAR TARİHİ: 04/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markalı ürünleri diğer çikolatalardan ayıran en önemli özelliğinin çikolatanın yuvarlak şekli ve paketlenme biçimi ve paketlerinin üzerinde yer alan tasarım ile tüketiciye sunulması olduğunu, tüketicilerin söz konusu paketleme biçimini ve tasarımını müvekkili ile özdeşleştirdiğini, müvekkilinin “…” ve “…” markalarının tescilli sahibi olduğunu, müvekkili ile özdeşleşmiş kutuların/paketlerin biçimleri ve üzerinde yer alan çizgiler, renkleri, biçimleri ve kutuların içerisinde yer alan çikolataların ambalaj ve şekilleri ile davalı tarafından üretilen “…” markalı ürün ve paketlemeler incelendiğinde, söz konusu kullanımın müvekkilin kullanımları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer şekilde olduğunu, bu benzerliğin tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin doğmasına neden olduğunu, orta düzeyde bir tüketicinin anılan iki ürünü ilk bakışta ayırt etmesinin mümkün olmadığını, tüketicinin davalıya ait ürünü müvekkiline ait bir ürün zannederek tercih edebileceğini iddia ederek, davalı firmanın üretimini yaptığı dava konusu ürünlerin, müvekkilinin SMK kapsamında tescilli marka ve tasarım hakkından kaynaklanan haklarına ve yine 5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser hakkı sahipliğine tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini ve men ve ref’ini, haksız rekabet yaratan, marka ve tasarım hakkına tecavüz teşkil eden malların bulundukları yerden toplatılarak imhasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA; Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafa ait …, … ve … sayılı markalar ve görseller ile müvekkillerine ait ürünlerin karıştırılma ihtimalinin olmadığını, davacı yan kutu tasarımının eser olduğunu iddia etmişse de, bu iddiasının ciddiyetten yoksun olduğunu, zira bir tasarımın eser kabul edilmesi için estetik değere sahip olması ve yine sahibinin hususiyetini taşıması gerektiğini, davacının kutu tasarımının sahibinin hususiyetini taşıyan estetik değere sahip eser olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, davacı adına tescili görselin orjinal bir tasarımı ifade etmediğini, sektörde faaliyet gösteren firmaların hemen hemen hepsinin ürün paketinin üst kısmında markasının, alt kısmında ise ürüne ait görselin kullandığını, dikey bir pakette ifade edilen yerleşimin artık sektörel bir uygulamaya dönüştüğünü, davacının bu durumu bilmesine rağmen kötü niyetli olarak haksız bir kullanım elde etmeye çalıştığını, davacının dayandığı markanın herhangi bir renk içermediğini ve bu bakımdan davacının renkle ilgili açıklamalarına itibar edilemeyeceğini, renklerin kimsenin tekelinde olmadığını, müvekkili tarafından kullanılan ürün ile davacı adına tescilli marka görseli arasındaki tek ortak noktanın piyasadaki işletmelerin neredeyse tamamı tarafından kullanılan yerleşimi olduğunu, müvekkilince kullanılan tasarımın davacıya ait marka ve tasarım ile ilgisi bulunmadığını, ayrıca davacı adına tescilli tasaramın, tescil tarihinden çok önce kullanıldığını ve yeni olmadığını iddia ederek, asıl davanın reddini ve … sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve karşı dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04.07.2019 tarih ve 2018/154 Esas – 2019/257 Karar sayılı kararıyla; “… ASIL DAVA YÖNÜNDEN; davalı marka ve ambalaj tasarımları ile davacı marka ve ambalaj tasarımlarının bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklı olduğu, herhangi bir ihlal bulunmadığı gibi haksız rekabetin de söz konusu olmadığı gerekçeleriyle davacının sübut bulmayan davasının reddine;
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; davalının karşı davasına gelince, her ne kadar bilirkişi raporunda, davacıya ait … tescil numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 21/09/2011 tarihinden önce kamuya sunulduğu belirtilmiş ise de, bilirkişi heyetince dayanak yapılan tasarımın yine davacıya ait olup, yurt dışı tescilinin eski tarihli olup, yurtdışı tescilinin aynısını tescili karşısında bu yönüyle rapora itibar edilmeyerek karşı davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı-karşı davacı vekili, süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İstinaf isteminin sadece karşı davaya yönelik olduğunu, mahkemece karşı davanın reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, zira tasarım sahibinin kullanımının da tasarımdaki yenilik unsurunu kaldıracağını, SMK.56/4.maddesinin ve 554 Sayılı KHK.6.maddesinin aynı yönde olduğunu, kamuya sunmanın tasarım sahibi ya da başkası tarafından olmasının bir öneminin bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesinin karşı dava yönünden verdiği kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişi heyetinin 23/01/2019 tarihli raporunda; asıl dava yönünden yapılan inceleme neticesinde, davacı/karşı davalı tarafa ait … başvuru numaralı tasarım ile davalı/karşı davacı tarafa ait arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları, davacı/karşı davalı tarafa ait … ve … başvuru numaralı marka tescil görselleri ile davalı/karşı davacı tarafa ait arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları; karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise, davacı/karşı davalı tarafa ait … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 21.09.2011 tarihinden önce kamuya sunulduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava; asıl davada davacının marka, tasarım, eser sahipliği haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve maddi – manevi tazminat; karşı davada tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davanın reddine; KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davalı karşı davacının hükümsüzlüğe ilişkin davasının reddine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından sadece karşı dava yönünden istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek ve asıl dava yönünden istinaf istemi bulunmadığından, inceleme karşı dava ile sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece, “Bilirkişi raporunda davacı-karşı davalı adına … tescil numara ile tescilli tasarımın başvuru tarihi olan 21.09.2011 tarihinden önce kamuya sunulduğu belirtilmiş, bu durumun delili olarak davacı-karşı davalıya ait internet sitesinin 2008 yılına ait (11/07/2008) ekran görüntüleri de bilirkişi raporuna eklenmiş olmasına rağmen, mahkemece davacı-davalı tarafından tasarımın kamuya sunulduğu tarih ile başvuru tarihi arasında SMK 57/2 maddesinde belirtilen 12 aylık sürenin aşıldığı gözetilerek karşı davanın kabulü ile tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karşı davanın reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davalı-karşı davacının istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarih, 2018/154 E. – 2019/257 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-ASIL DAVA YÖNÜNDEN: a) Davanın REDDİNE, b) Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye karar harcının davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, c) Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, d) Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: a) Karşı davanın kabulü ile; davacı-karşı davalının … sayı ile tescilli tasarımının hükümsüzlüğüne, b) Alınması gereken 80,70 TL haçtan, peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, c) Davalı-karşı davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, d) Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan, 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ile 107,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.578,80 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a) İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı-karşı davacıya iadesine, b) İstinaf aşamasında davalı – karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 126,80 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 248,10 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, c) İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, asıl dava yönünden kesin, karşı dava yönünden HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2022