Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2657 E. 2019/2613 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2657 Esas
KARAR NO : 2019/2613 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI : 2019/121 E., 2019/251 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davalı-karşı davacı vekili 09/9/2016 tarihli dilekçesi ile, Bakırköy 2. FSHHM’nin 22/09/2014 tarih, 2013/141 Esas ve 2014/179 Karar sayılı kararı ile, davacı/karşı davalı adına TPE’de tescilli… tescil numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici olması sebebiyle hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verildiğini, ancak kesinleşen kararın ağır yargılama hataları içermekte olduğunu ve dava konusu tasarımın harcı alem tasarım olup, davalı firma yetkililerinin haksız ve kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, karşı tarafça hükümsüzlüğe neden olabilecek yabancı menşeli bir firmaya ait tasarımailişkin delillerin dosyaya sunulmaktan imtina edildiğini, karşı taraf tasarımının yeni ve ayırt edici nitelikte bulunmadığını iddia ederek, HMK’nın 375/1-ç ve h bentleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini ve davacı-k.davalı adına … sayı ile tescilli endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik şartlarını taşımaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçenin davacı-k.davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/11/2016 tarih, 2016/184 Esas ve 2016/155 Karar sayılı kararı ile, “HMK 375. Maddesinde sayılan sebepler bulunmadığından, davacının yargılamanın iadesi talebinin reddine” karar verildiği, davalı-k.davacının söz konusu kararı istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 15/03/2019 tarih, 2019/527 Esas ve 2019/561 Karar sayılı ilamı ile, “6100 sayılı HMK 379. maddede “yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin, kanunda yazılı sebeplerde olup olmadığını, kendiliğinden inceler. Bu koşullardan biri eksik ise hakim esasa girmeden reddeder” hükmü düzenlenmiştir. HMK 379’un açık hükmü gereğince yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkemenin duruşma açıp tarafları davet edip dinledikten sonra talebin süresinde olup olmadığı, kaldırılması istenen hükmün kesin olup olmadığı ve ileri sürülen sebebin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını inceleyerek ,karar vermesi gerekirken talebin duruşmasız olarak incelenmesinin usule uygun bulunmadığı kanaatiyle, yargılamanın iadesi talebinde bulunan vekilinin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, usule yönelik istinaf sebebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, talebin duruşma açılarak incelenmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir” gerekçesi ile, mahkeme kararının kaldırılarak, Bakırköy 2. FSHHM’nin kapanması nedeniyle dosyanın Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi esasına kaydedildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin kararında belirtildiği üzere, duruşma açılarak taraf vekilleri davet edildiği, duruşmaya gelen davacı vekili dilekçesini tekrarla, yargılamanın iadesi taleplerinin kabul edilerek esasa girilip karşı davalarının kabulü ile, karşı taraf adına olan tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Duruşmaya gelen karşı taraf vekili ise, talebin reddi gerektiğini savunduğu, talebin HMK’nın 374 ve devamı maddeleri uyarınca, yargılamanın iadesine ilişkin olduğu, dosyanın tetkikinden, usulunce yargılama yapılıp karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinin anlaşıldığı, HMK’nın 375 maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, talep eden vekilinin dilekçesinde belirttiği sebepler bu madde kapsamında olmadığı, HMK 375/1-ç maddesi anlamında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilmeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmesi söz konusu olmadığı gibi, aynı maddenin h bendi anlamında, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunduğu hususunun da ispatlanmış olmadığı” gerekçesiyle yargılamanın iadesinin talebinin HMK 379/2 maddesi uyarınca, esasa girilmeksizin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı yargılamanın yenilenmesini talep eden davalı/karşı davacı vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle ; davaya konu tasarımın yeni ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığı , yurtdışında mukim alman menşeiili … firmasının bu tasarımı davacı yandan çok daha önce kullandığı ve piyasaya sürdüğünü , müvekkilinin 16.04.2012 tarihli ihtarname ile davaya konu tasarım hakkında gerek yurtiçinde ve gerekse yurt dışında birçok firma tarafından kullanıldığını bildirdiklerini davacı yanın ağır kusur ve hile ile bu ihtarnameyi dava dosyasına sunmadığını, hükümsüzlük iddiasının kamusal yönü olduğunu, her zaman yeni deliller ile kanıtlanmasının mümkün bulunduğunu bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gertiğini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.HMK ya göre yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı olarak belirlenmiştir.Bunlar MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare: 7145 – 25.7.2018 / m.19) “veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” . İhtarname bizzat yargılamanın yenilenmesini talep eden yanın elinde bulunan bir belge olup, bunun ilk yargılamada ibraz edilmemesi sonradan ortaya çıkan bir belge olmadığı nedenle ilgili yasa hükmü kapsamında değerlendirilemeyecektir. Aynı hususun davacı/karşı davalı yanca bildirilmemesi de bir hile olarak nitelendirilemez.Davacı yanın diğer ileri sürdüğü nedenler ise başka bir davanın konusunu teşkil edebilecek nitelikte olmakla ; eldeki dava açısından yargılamanın yenilenmesi koşulları bulunmadığından, istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- İstinaf eden yanca harç peşin yatırılmış olmakla ayrıca alınmasına yer olmadığına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı ve oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2019