Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2611 E. 2020/150 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2611 Esas
KARAR NO : 2020/150
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2019
NUMARASI : 2018/439 2019/765
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Kayyım vekili, Beyoğlu ilçesi, … Mahallesi, … Sokağında bulunan … ada , … parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer hisse sahibi bulunan … İstanbul Defterdarının kayyım atandığını, kayyım tayin edilen …. aleyhine davalı tarafından İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine dayalı icra takibi başlatıldığını, … 1923 doğumlu olup bonodaki imzanın kendisine olmayabileceğini, bankalara ve tapuya yazılar yazıldığını belirterek HMK’nun 209.maddesi gereğince sahtecilik iddiasında bulunduklarını, … takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, iki adet taşınmazın tapu kaydı ile tapu sorgulaması ve müteveffanın İstanbul/Beyoğlu ve İzmir/Karşıyaka Çiğli Konak Tapu Müdürlükleri ve bazı bankalardaki mevduatlarına dava kesinleşinceye kadar işlem yapılmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilince davacı maliyeye intikal edecek bir malvarlığının söz konusu olmadığını, davada taraf sıfatının davacıya düşmediğini, borçlunun ölümü halinde miras hakkına …. ve diğer mirasçıların sahip olacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu İstanbul 11.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1085 Esas – 2013/420 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; İstanbul Defterdarı … TMK’nun 427.maddesi gereğince İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, … mahallesindeki … ada, … parsel sayılı taşınmazda 1/2’şer pay oranında pay sahibi bulunan … oğlu … ve … kızı … payları yönünden yönetim kayyımı atandığını, davacının dava takip yetkisinin bulunmadığı, HMK’nun 115/2 maddesi gereğince bu eksikliğin tamamlanabilir dava şartı niteliğinde bulunduğu, 30/01/2019 tarihli ara kararla davacı vekiline davacı kayyımın … tüm malvarlığı yöneltimi ile ilgili bir kayyım kararı varsa bu kararı sunması, yoksa tüm malvarlığına kayyım tayini için mahkemeye başvurması yönünden iki aylık kesin süre verildiği, ancak davacı vekilince İstanbul Defterdarı’nın … tüm malvarlığının yönetimi ile ilgili işbu davayı açmayı yeterli yönetim ve temsil kayyımlığı kararı sunmadığı, davacının dayandığı Sulh hukuk Mahkemesi kararının tek bir taşınmaz için kayyımlık verdiği, tüm malvarlığı için kayyımlık kararı bulunmadığı, Karşıyaka 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/457 Esas, 2017/1525 Karar sayılı ilamında ise; …. tüm malvarlığının idaresi için İzmir Defterdarı’nın kayyım olarak atanmasına karar verildiği, ancak İzmir Defterdarı’nın davada davacı sıfatının haiz olmadığı, bu davada sadece feri müdahale talebinde bulunduğu, feri müdahilin taraf veya bir tarafın temsilcisi olmadığı, bu nedenle İzmir Defterdarı’nın … tüm malvarlığının idaresine kayyım atanmasının huzurdaki davanın davacısına davayı takip etme yetkisi vermediğini, yine İzmir Defterdarı’nın İstanbul Defterdarlığındaki avukatları yetkilendirdiği anlaşılmakta ise de, burada kayyım İzmir Defterdarının İstanbul Defterdarlığını yetkili kılmayıp sadece İstanbul Defterdarlığındaki avukatları yetkilendirdiğinden, bu yetkilendirme ile davacı tarafın dava takip yetkisine sahip olmasının mümkün olmadığı, 3561 Sayılı Kanun Kapsamında bir yönetim kayyımı olan Defterdarın hazineyi temsilen hareket etmediği, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumak için işlem yaptığı, yine İstanbul Defterdarının İzmir Defterdarı yerine dava açmış sayılması hususunun da tartışılması gerektiği, buna göre bir gerçek kişinin başka bir gerçek kişi adına dava açamayacağı, davacının sonradan adına dava açılan kişi adına vekaletname alarak asıl adına davayı takip ettiğini bildirmesinin usulsüz açılan davaya sıhhat kazandırmayacağı, buna göre davacının TMK’nun 426 ve 427.maddeleri ile 3561 Sayılı Kanunun 2.maddesi kapsamında … tüm malvarlığı için kayyım olarak atanmadığından, dava takip yetkisine sahip olmadığı gerekçeleriyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı kayyım İstanbul Defterdarı ve asli müdahale talebinde bulunan Kayyım İzmir Defterdarı vekili istinaf sebebi olarak; mahkeme ilamında İzmir Defterdarının feri müdahil olarak gösterildiğini, esasen … İzmir’de bulunan malvarlığına kayyım atanmasından ve her ne kadar dava konusu olay İstanbul’da olmuş ise de, İzmir’deki mal üzerine işlem tesis edildiğinden, adı geçenin İstanbul’daki Kayyımı İstanbul Defterdarı ile birlikte yine İzmir’deki kayyımı İzmir Defterdarı’nın asli davacı olarak kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca konuyla ilgili suç duyurusu dilekçesi İstanbul C.Başsavcılığı’nın 2016/114145 soruşturma dosyasında işleme konulan İzmir Defterdarının davacı olduğunun aşikar olduğunu, Kayyımın malvarlığını hazine hak ve menfaati yönüyle hazine malvarlığıymış gibi yönettiği, özellikle adı geçen Karşıyaka 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03/02/2017 tarih, 2016/307 esas, 2017/66 karar sayılı ilamıyla hazineye intikal etmiş ve bakiyesi de Karşıyaka 2.AHM’nin 2018/301 esas sayılı dava dosyasında hazineye intikal davasına konu gaip kişinin malvarlığında mevcut mutlak hazine hak ve menfaatinin gözönünde bulundurulmadığını, kayyımın İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasına karşı takibin durdurulması talebiyle açtığı İstanbul Anadolu 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/554 esas , 2018/358 karar sayılı ilamıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği belirtilirken, İstanbul BAM 22.HD’nin ilamıyla kararın kaldırılarak kayyım lehine bozulduğunun dikkate alınmadığının tespit edildiğini, İzmir Defterdarının feri müdahil olarak kabul edilmesinin isabetsiz bir değerlendirme olduğunu, İzmir Defterdarının 3561 sayılı Yasanın 2/2 ve 3.maddesi uyarınca mahallin en büyük mal memuru olarak kayyımın hazine avukatlarını yetkilendirmesinde bir usulsüzlük bulunmayıp aksi halde hükümde belirtildiği İstanbul Defterdarının İzmir Defterdarı yerine dava açmış sayılması gibi bir yola gidilseydi bu hususun tartışılabileceğinin anlaşıldığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; tedbirin devamına karar verilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalının 17/02/2016 tarihinde ….. ve …. aleyhine 3 miyon USD’lik alacaktan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.300.000,00 USD asıl alacak ve 3.900,00 USD %0,30 komisyon alacağı olmak üzere toplam 1.303.900,00 USD alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, dayanak olarak bononun gösterildiği görülmüştür. Takibe dayanak bononun 20/09/2010 tanzim, 2011/2015 vade tarihli, keşidecisinin …, lehtarının …., …. sonraki hamilin ise davalı olduğu, senedin nakden kaydıyla düzenlendiği, bedelinin 3 milyon USD olduğu görülmüştür. Dava dosyasının incelenmesinde; dosya içeriğinde Kayyım İzmir Defterdarlığı’nın …. malvarlığına kayyım olarak atandığı ve verilecek kararın İzmir Defterdarlığını etkileyeceğinden, davacı yanda yer almak istediklerini belirten dilekçenin sunulduğu görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 11.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1305 Esas, 2013/420 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davanın kabul edilerek İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, … mevkiinde kain … ada …. parsel sayılı taşınmazda 1/2’şer pay oranında pay sahibi olan derviş oğlu … ve … kızı … payları yönünden TMK’nun 427.maddesi uyarınca İstanbul Defterdarı …. 18/04/2013 tarihinde yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/75 Esas -714 Karar sayılı ilamıyla; İzmir ili, Çiğli ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde paydaş olan tanınmayan, bulunmayan … kızı …. mevcut payının resmen idaresi için 3561 sayılı yasa gereğince İzmir Defterdarı vekili Av. …. yönetim kayyımı olarak atanmasına 21/06/2010 tarihinde karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 2.SHM’nin 2010/74 Esas, 2011/153 Karar sayılı ilamıyla; İzmir ili, Çiğli ilçesi, … Mahallesinde kain … ada, … parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölümün 1/2 payı ile 10, 13, 15, 16 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin maliki Mihriban Onart adına kayıtlı payları idare etmek üzere 3561 Sayılı Yasanın 2.maddesi gereğince İzmir Defterdarının 25/01/2011 tarihinde kayyım olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 3.SHM’nin 2012/900 Esas – 2013/661 Karar sayılı ilamıyla; Karşıyaka ilçesi, … mahallesinde kain tapunun … ada , … parsel … Blok, ….Kat 1, ….Kat 9 ve Zemin 19 nolu bağımsız bölümler ile B Blok 1.Kat :2 ve 2.Kat:3 Nolu bağımsız bölüm makili olan ve kimlik bilgilerine ulaşılamayan … ait tespit edilecek malvarlıklarının idaresi için 3561 Sayılı Yasa gereğince İzmir Defterdarının yönetim kayyımı olarak atanmasına 06/06/2013 tarihinde karar verildiği görülmüştür. İzmir 2.SHM’nin 2016/688 Esas – 1562 Karar sayılı ilamıyla; Konak ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı kargir ev niteliğindeki taşınmaz maliki … ait pay üzerine 3561 Sayılı Kanun gereğince İzmir Defterdarının 18/10/2016 tarihinde yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. Karşıyaka 3.SHM’nin 2016/457 esas, 2017/1525 Karar sayılı ilamıyla; … ait … Bank Bostanlı Şubesindeki …, … nolu mevduat hesapları ile … nolu vadesiz hesap ve … numaralı bireysel emeklilik fon birikimi hesaplarının idaresi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi doğrultusundaki taahhüt ve taleplerin yapılması için ve tespit edilecek malvarlığının idaresi için 26/12/2017 tarihinde İzmir Defterdarının 3561 Sayılı yasa gereğince kayyım olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür. İzmir Defterdarlığı’nın 18/05/2018 tarihli düzenlediği yetki belgesinde; İzmir Defterdar vekili … İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından davalı tarafından başlatılan icrai haciz işleminin ve esas alınan bir kısım belgelerin iptali için dava açılması ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasına müteakip hukuki sürecin takibiyle ilgili mahkemelerde dava açılması hususlarında Kayyım İzmir Defterdarlığını temsil için İstanbul ili Defterdarlık Muhakemat Müdürlüğü’nden Hazine avukatı … yetkilendirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacının istinaf taleplerinin değirlendirilmesi; Dava dışı … ve … İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, … Mevkiindeki … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki 1/2’şer pay oranındaki hisseleri yönünden İstanbul Defterdarı’nın TMK’nun 427.maddesi uyarınca yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verildiği, ayrıca Karşıyaka 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/457 Esas, 2017/1525 Karar sayılı ilamıyla … ait banka hesapları ile tespit edilecek malvarlığının iadesi için İzmir Defterdarı’nın 3561 Sayılı Yasa gereğince kayyım olarak atanmasına karar verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yine İzmir Defterdarlığınca düzenlenen 18/05/2018 tarihli yetki belgesiyle İzmir Defterdarı vekili ….. davaya konu İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün …. Sayılı dosyasından davalı tarafından başlatılan icrai haciz işleminin ve esas alınan bir kısım belgelerin iptali için dava açılması ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasını müteakip hukuki sürecin takibiyle ilgili mahkemelerde dava açılması hususunda İstanbul ili Defterdarlık Muhakemat Müdürlüğü’nden hazine avukatı … yetkilendirildiği görülmüştür. İstanbul Defterdarı az önce de belirtildiği üzere … tüm malvarlığına kayyım olarak atanmamış, sadece bir taşınmaz yönünden kayyım olarak atanmıştır. Dolayısıyla davayı takip yetkisi bulunmamaktadır. Nitekim mahkemece bu husus tespit edilmiş ve bu eksikliğin giderilmesi için 30/01/2019 tarihli duruşmada verilen ara kararla eksikliğin giderilmesi istenmiş, ancak İstanbul Defterdarı tarafından …. tüm malvarlığının yönetimiyle ilgili olarak eldeki davayı açma hususunda yönetim ve temsil kayyımı olduğuna dair karar sunmadığı anlaşılmıştır. Bu konuda Karşıyaka 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/457 Esas, 2017/1525 Karar sayılı kararı ve İstanbul 11.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1305 Esas, 2013/420 Karar sayılı ilamlarının tüm malvarlığı için olduğu ileri sürülmüş ise de, az önce de yukarıda bahsedildiği üzere İstanbul 11.Sulh Hukuk Mahkemesi kararının sadece bir taşınmaz için verildiği anlaşılmıştır. Öte yandan yine yukarıda da bahsedildiği üzere Karşıyaka 3.Sulh Hukuk Mahkemesi kararının ise kayyım olarak İzmir Defterdarı’nı atadığı, bir başka ifadeyle İstanbul defterdarlığının bütün malvarlığı yönünden kayyım olarak atanmadığı anlaşılmaktadır. Eldeki davayı İzmir Defterdarı açmamıştır. Yine İzmir Defterdarlığı tarafından müdahale dilekçesi sunulmuş olup söz konusu dilekçede davacı yanında davaya katılmak istedikleri yolunda beyanda bulunulduğu, bir başka ifadeyle davada feri müdahil olmak istedikleri yolunda beyanda bulunduklarından, feri müdahil ise davada taraf veya bir tarafın temsilcisi olmadığından bu husus İzmir Defterdarı’na davada bu şekilde dava takip yetkisi vermeyecektir. Öte yandan İzmir Defterdarı’nın İstanbul Defterdarlığı’ndaki bir avukatı yetkilendirdiği anlaşılıyor ise de, burada İzmir Defterdarı, İstanbul Defterdarı’nı yetkilendirmemiştir. Dolayısıyla dosyada mevcut yetkilendirme ile davacı taraf dava takip yetkisini kazanamayacaktır. Açıklanan tüm bu hususlar davacının dava açmakta yetkisinin bulunmadığını göstermektedir. İlk derece mahkemesince bu hususlar yerinde ve etraflıca isabetli bir şekilde değerlendirilerek sonuca gidilmiştir. Öte yandan istinaf dilekçesinde İzmir Defterdarı’nın asli müdahale talebinde bulunan sıfatıyla yer almış ise de, istinaf aşamasında davaya müdahale mümkün değildir. Açıklanan bu nedenlerle davacı kayyım İstanbul Defterdarı ve asli müdahale talebinde bulunan Kayyım İzmir Defterdarı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.Davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; mahkemece dava reddedilmiş olup ve red kararı da isabetli olduğundan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebi yerindedir.Hal böyle davacı kayyım İstanbul Defterdarı ve asli müdahale talebinde bulunan Kayyım İzmir Defterdarı vekilinin istinaf taleplerinin reddi, davalı vekilinin ise istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı kayyım İstanbul Defterdarı ve asli müdahale talebinde bulunan Kayyım İzmir Defterdarı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 3-Davacı Kayyım İstanbul Defterdarı’nın dava takip yetkisine sahip olmadığı anlaşıldığından, HMK’nin 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca dava takip yetkisine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,4-Mahkemece verilen 06/07/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 5-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 65.942,54 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 65.888,14 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,6-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7- Davalı tarafından sarf edilen 234,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2. Maddesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10-İstinaf aşaması yönünden davacıdan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 11-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 12-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 ve HMK’nun 362/1-f maddeleri uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/01/2020