Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2599 E. 2022/589 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2599 Esas
KARAR NO: 2022/589
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2019
NUMARASI: 2017/368 E. – 2019/278 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 09/06/2016
KARAR TARİHİ: 04/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ve … şekil markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de halihazırda …, …, …, …, …, …, …, … ve … tescil numaraları ile tescilli markalarının bulunduğunu, ayrıca söz konusu markaların TPE nezdinde tanınmış marka statüsünde olduğunu, ancak hal böyle iken davalının, müvekkiline ait markaları kendisine ait mağazada kuyum ürünlerinde (bileklik, küpe, yaka iğnesi vs) üzerinde izinsiz olarak kullandığını, buna ilişkin Mahkememizin 2016/41 D.İş sayılı dosyası ile bilirkişi vasıtasıyla tespit yaptırıldığını ve bilirkişi raporu tanzim edilerek, tecavüze ilişkin belgelerin dosyaya alındığını ve davalı yan eylemlerinin 556 Sayılı kanun hükümlerini ihlal ettiğini iddia ederek, tecavüzün tespitini, men’ini ve sona erdirilmesini, 2.000,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi ve 4.000,00 TL itibar tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve ayrıca değişik iş dosyasında yapılan masraf ve ücretlerle birlikte iş bu davadaki yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekili 23.2.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 13.000 TL’ye yükseltmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; müvekkiline ait işyerinde İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/41 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespitte, bulunduğu tespit edilen ürünlerin, davacı adına marka tescili bulunduğunun müvekkili tarafından bilinmediğini, müvekkilinin kastı bulunmadı için tazminat ödeme yükümlülüğünün de bulunmadığını, işyerinde tespiti yapılan ürünlerin müvekkilinin satıp maddi bir kazanç elde etmediğini, müvekkilinin işyerinde yapılan tespitten sonra … markasına tecavüz teşkil eden ürünleri işyerinde sergilemediğini, bu nedenle tecavüzün men’i talebinin de haksız olduğunu, bir an için davacının tazminat talep hakkı doğmuş bulunduğu kabul edilse dahi, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ve davacının talep ettiği şekil ve miktarda zararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11.06.2019 tarih ve 2017/368 Esas – 2019/278 Karar sayılı kararıyla; “… Davacının tercih ettiği tazminat şeklî olan 66-c maddesi uyarınca, davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarının gerçeğe uygun hesap etme imkanı olmadığı, ancak dava konusu markanın tanınmış marka kapsamında olması ve korumadan faydalanma süresi, ele geçen ürün çeşitliği ve sayısı da göz önünde bulundurularak maddi tazminat BK hükümlerine göre takdir edilmiştir. Somut olayın özelliği nazara alındığında davalı tacir olarak işletme işlettiği, davacının tanınmış markasını bilmediğinin ileri sürelemeyeceği, ele geçen ürün sayısı da dikkate alındığında, davacı markasının tanınmış marka olması halen ülkemizde markanın geçerli olması gerçeğinden hareketle ve BK hükümlerine göre 4.000- TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. Bu nedenle tazminat Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre takdir edilmiştir. 556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre; marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekle kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir. Söz konusu taklit markalı ürünler davalı işyerinde tespit sonucu ele geçmiştir. Söz konusu mallar orijinal lisanslı ürünler değildir ve sahte olarak hazırlanmıştır. Bu durumda söz konusu taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde, davacı şirket markasının itibar kaybetmesine neden olacağı kaçınılmaz olduğundan davacının 4000-TL itibar tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır. Somut olayda davalı, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markayı taşıyan ürünleri taklit olduğunu bilerek satışa sunduğu ve davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Davalının, davacının marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabeti kusur niteliğinde olduğundan davacının manevi tazminata hak kazanacağından hareket ile somut olayın özelliği hak ve nesafet ilkesi gereği 4000 -TL manevi tazminatın ödenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Bilirkişi incelemesinde emsal lisans bedeli 13.686,00 TL hesaplanmasına karşın mahkemece maddi tazminatın 4.000,00 TL takdir edilmesinin usule aykırı olduğunu, takdir edilen tazminatın zararı karşılamadığını, maddi tazminat taleplerinin 13.000,00 TL üzerinden tam kabulünü talep ettiklerini, Mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı olduğunu, verilen rakamların avukatlık asgari ücretinde belirlenen tutarlardan eksik olduğunu, mahkemece her bir talep bakımından ayrı ayrı 3.931,00 TL verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;”Müvekkilin eylemleri marka hakkında tecavüz oluşturmadığını, müvekkilin markalı ürünü tescilli olduğunu veya taklit olduğunu bilmeden satın aldığını, müvekkilin markaya tecavüz kastının bulunmadığını, Müvekkil delil tespiti dosyasında mağazaya tespit için gelindiğinde ürünlerin taklit olduğunu öğrendiğini ve ürünleri mağazadan kaldırdığını, bu nedenle tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine dair verilen kararın usule aykırı olduğunu, Markaya tecavüz nedeniyle belirlenen maddi tazminat miktarının fahiş olduğunu, 556 Sayılı KHK. 66/c maddesine göre hesaplama yapılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, müvekkil şirketin envanterinin mahkemeye sunulduğunu, bu ve tespit dosyasındaki veriler karşısında mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatının usule aykırı olduğunu, Somut olayın özellikleri dikkate alınarak, lisans bedeli ücretinin araştırılması ve müvekkilin elinde bulundurduğu mamul miktarı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini,Davacının markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanıldığını ispat edemediğinden, itibar tazminatı şartlarının da olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişiler ilk raporlarında; davalı mağazasında satışa arz edilen ürünler üzerinde davacı markasının kullanılmasının davacının marka hakkına tecavüz kapsamında olduğunu, itibar tazminatı şartlarının bulunduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır. * Mali bilirkişi … raporunda; davalı yanın 2016 yılı net cirosunun 33.912.390,84 TL olduğu anlaşılmakla, davalı yan detay mizanında satışı gerçekleştirilen ürünlerin detayları yer almadığından, bu cironun ne kadarlık kısmının davaya konu ürüne ait olduğunun tespitinin mümkün bulunmadığı, bu nedenle tüm ciroya %15 lik oranın tatbik edilerek emsal lisans bedelinin tespit edilmesinin yerinde olmayacağını,Davalı işletmede yapılan keşifte tespit edilen ürün miktarı ve buna mukabil, takı işi ile iştigal eden işletmede çok sayıda farklı ürünün satışa sunulduğu gözetilerek, davaya konu ürünün, tüm ürünler içerisindeki payının oldukça düşük olduğunun düşünüldüğünü, davalı şirketin 2016 yılı net cirosuna %15 lik oranın tatbik edilmesi ile bulunan 5:086,858,63 TL lik tutar, davaya konu ürüne münhasır emsal lisans bedeli olarak değerlendirilemeyeceğinden, uygun görülecek bir tazminat miktarının belirlenmesi hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir. * Mali bilirkişi ek raporunda ise özetle; Emsal lisans bedelinin tespiti için en iyi yaklaşımın, davalı yanı yıllar itibarıyla kaç adet satmış olduğunun tespit edilerek,bu oranın uygulanması olacağı, ancak kök raporda da belirtildiği üzerinde bu yönde bir tespit yapılması mümkün olmadığını, 13,686,00 TL olabileceğini bildirmişlerdir.
GEREKÇE:Dava; marka haklarına tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ve maddi – manevi tazminat ve itibar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… 66-c maddesi uyarınca, davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarının gerçeğe uygun hesap etme imkanı olmadığından maddi tazminat BK hükümlerine göre 4.000- TL olarak takdirine; taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde davacı şirket markasının itibar kaybetmesine neden olacağı kaçınılmaz olduğundan 4000-TL itibar tazminatına; davalının, davacının marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabeti kusur niteliğinde olduğundan davacının manevi tazminata hak kazanacağından hareket ile somut olayın özelliği hak ve nesafet ilkesi gereği 4000 -TL manevi tazminatın ödenmesine” karar verilmiştir. Hüküm her iki tarafça istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davadan önce İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/41 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespiti ve bilirkişi incelemesi ile mahkemece yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamıyla; davalı tarafından davacı markalarının aynısının veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin marka kapsamı emtiada kullanıldığı ve bu şekilde marka hakkına tecavüz teşkil ettiği sabittir. 556 Sayılı KHK. 66-c maddesi uyarınca, davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının gerçeğe uygun hesap etme imkanı olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, ele geçen ürün çeşitliği ve sayısı da göz önünde bulundurularak maddi tazminatın TBK hükümlerine göre 4.000- TL olarak takdirinde isabetsizlik bulunmamaktadır.556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre; marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekle kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebileceğinden; taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden markayı kullanan tüketici nezdinde davacı şirket markasının itibar kaybetmesine neden olacağının kabulü zorunlu olduğundan, mahkemece itibar tazminatı takdirinde ve tazminat miktarında usule aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda davalının, davacıya ait markayı taşıyan taklit ürünleri satışa sunarak davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği sabit olduğundan, bu durumun ayrıca manevi zarara da yol açtığının kabulüyle mahkemece olayın özelliği, hak ve nesafet ilkesi gereğince 4000 -TL manevi tazminata karar verilmiş olması da isabetlidir. Ancak, mahkemenin kabulüne göre davacı taraf için takdir edilen vekalet ücretlerinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun olmadığı, eksik hesaplandığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin sair istinaf istemlerinin reddiyle, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 3-İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarih, 2017/368 E. – 2019/278 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-İlk derece yargılaması yönünden; A) Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, B) Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK göre hesaplanan 4000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine, C) Manevi tazminat isteminin kabulü ile 4000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Ç) KHK 68. maddeye göre talep edilen isteminin de kabulü ile 4000-TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, D) 819,72 TL ilam harcının peşin harç ve ıslah harcından mahsubu ile 418,94 TL eksik harcın davalıdan tahsiline, E) Markaya tecavüzün tespiti yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, F) Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, G) Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Ğ) Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, H) İtibar tazminatı talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İ) Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden 170,78 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 230,00 TL ıslah harcı, 2.300 TL bilirkişi ücreti, 297 TL tebligat müzekkere masarfı olmak üzere toplam 3.026,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, I) D.iş tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinden olan 29,20 TL başvuru harcı, 48,10 TL peşin harç, 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 677,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; A) İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, B) İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 819,72 TL harçtan, peşin alınan 204,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, C) İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 69,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 190,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ç) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, D) İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2022