Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2593 E. 2022/368 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2593 Esas
KARAR NO: 2022/368
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2018/438 2019/717
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Davacı ile davalı yan arasında 08.04.2015 tarihinde “Franchising Satış Sözleşmesin imzalandığını ve bu sözleşme ile davacının, davalı yana sözleşmede belirtilen şekilde çiğköfte satma taahhüdünde bulunduğunu, buna karşılık davalı da sözleşmede şartlan düzenlendiği şekilde “…” markasının ürünlerini almak ve sözleşmeye uygun şekilde bedelini ödemek borcu altına girdiğini, taraflar arasında akdelen Franchising Satış Sözleşmesinin; 7.11 maddesinde: “Franchisee sözleşme süresi boyunca …’in bayisi olarak kalmayı taahhüt eder. Taahhüt karşılığında Franchisele açılışı itibariyle 100 kg bedelsiz çiğ köfte gönderilir…. ” hükmünün yer aldığını, 7.12 maddesinde: “Franchisee, sözleşme süresi içinde başka bir markaya da ev yapımı, markasız çiğ köfte satışı yapamaz. …’in tabelasını kaldıramaz, satışa ara veremez. Taahhüdün ihlali ve şubenin kapanması, sarışa ara verilmesi, tabelanın kaldırılması halinde Franchisee, …’in her türlü zarar, ziyan, tazminat hakkı saklı kalmak şartıyla 10.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul eder, sözleşmesi iptal edilir. Ayrıca Franchisee kendisine protokol kapsamında ve teşvik amacıyla bedelsiz olarak verilen ürünlerin bedellerinin tamamını nakit olarak …’e ödemeyi kabul eder. ” hükmünün yer aldığını, 10.1 maddesi ise “… İşbu sözleşmeden doğacak bütün anlaşmazlıklar için Beykoz Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir. ” Şeklinde hükmünün yer aldığını, davalı yan taraf “… Bolvadin Şubesi” olarak son ürün alimının 09.12.2015 tarihinde yaptığını, başkaca ürün alımı olmadığını ve davalı yanın mevcut bakiyesini kapatmadığını, taraflar arasındaki Franchising Satış Sözleşmesinin 7.12’inci maddesinde anılan satışa ara vermeme’ ibaresine uymayarak sözleşmeye aykırı davrandığını ve taahhüdünü ihlal ettiğini, bu sebeple davalı sözleşmede belirtilmiş olan 10.000,00 lik cezai şartı ve protokol kapsamında ve teşvik amacıyla kendisine bedelsiz olarak verilen ürünlerin bedellerinin tamamını nakit olarak ödemekle yükümlü olduğunu, alacağın tahsili edilmesi için davalı aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu beyanla, davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; Alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili; Davalının 1995 doğumlu olduğunu sözleşmenin imzalandığı 08.04.2015 tarihinde henüz 18 yaşını yeni doldurduğunu ve hiçbir ticari deneyimi olmadığını, bir esnaf işletmesi açarak gelir elde etmek istediğini bu anlamda davacı şirkete ulaştığını, davacının, taraflar arasında imzalanan 08.04.2015 tarihli Franchising Satış Sözleşmesinde yer alan geçersiz nitelikteki “yetkiye” ilişkin 10. Maddesine dayanarak Beykoz Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu iddia ettiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sadece tacir veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapabilmesine izin verildiğini, tacir veya kamu tüzel kişisi olmayan kişiler arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davalının ise TTK anlamında bir tacir olmayıp esnaf işletmesi sahibi olduğundan taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan “yetkiye” dair hükmün kendisi açısından uygulanamayacağını, yıllık kazancı, tacir sıfatını kazanmasına yeterli olmayan, basit usulde vergilendirilen esnaf niteliğindeki Davalının imzalamış olduğu sözleşmenin başta yetkiye dair hükmü olmak üzere tüm hükümlerinin hukuka aykırı olduğundan hiçbir bir hukuki uyuşmazlığa dayanak olarak gösterilemeyeceğini, davacı yanın alacak iddiasının, davalı tarafından işletilen şubenin açılışı sırasında bedelsiz verilen 100 kg çiğ köftenin bedeline ve sözleşmenin 7.12. Maddesine bizzat kendisi tarafından konulmuş olan 10.000,00TL tutarındaki cezai şarta dayandırdığını, davacı tarafın alacak sebebi olarak gösterdiği kalemler incelendiğinde açıkça görüldüğü üzere, davalı tarafından davacıdan teslim alınmış ve fakat bedeli ödenmemiş bir ürün olmadığını, alacak iddiasının tamamen sözleşmeye davacı tarafça konulmuş olan cezai şart düzenlemesine ve yine cezai şart niteliğinde olan promosyon ürünün bedeline dayandığını, malum olduğu üzere TBK 20-25 maddeleri arasında genel işlem koşullarını düzenlendiğini, Bahse konu sözleşme, bizzat davacı tarafça benzer pek çok durumda kullanılmak üzere tek taraflı olarak davalının iradesi dikkate alınmadan hazırlandığını, TBK 21. Maddesi “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır ” hükmünün düzenlendiğini, bu nedenle davacı şirketin genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme hükümlerine dayanarak alacak talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, davalının esnaf olduğunun tespit edilmesi halinde davanın önce yetki bakımından daha sonra esas bakımından reddi yönünde hüküm tesis edilmesi gerektiğini, Neticede yaşı sebebiyle deneyimsiz bir konumda olan davalıya göre güçlü konumda olan davacı tarafça, TBK 20-25 maddeleri arasında düzenlenen genel işlem koşulları nev’indeki hükümler içeren sözleşmeye dayanarak, tüm sözleşme süresince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getiren davalı aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla, davanın reddine, alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere Kötü Niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Taraflar arasında 08/04/2015 tarihli Franchising sözleşmesi ile ticari ilişki kurulduğu, davacının davalıya 100 Kg bedelsiz çiğköfte gönderdiği, davalının sözleşmenin süresinden önce haklı olmayan nedenlerle sözleşmeyi sonlandırdığı, sözleşmenin taraflar arasında serbestçe akdedilen sözleşme gereği davalının bedelsiz olarak kendisine teslim edilen 100 Kg çiğköfte bedeli ile sözleşmenin süresinden önce sonlandırılması halinde 10.000,00 TL cezai şartı ödemeyi taahhüt ettiği, davalının sözleşmeyi süresi dolmadan sona erdirdiği, davacının bilirkişi raporunda tespit edilen 100 Kg çiğköfte bedeli 680,00 TL cari hesap alacağı olarak 839,84 TL ile sözleşmenin haksız sona ermesinden doğan 10.000,00 TL cezai şartı ödemesi gerektiği, takip tarihinden önce alacağın ödenmesi için davalıya ihtar gönderilmediğinden takip öncesi faiz talep edilemeyeceği, alacağın taraflar arasında imzalanan sözleşme ile belirli olduğu, davalının takibe itirazının haksız olduğu” gerekçeleriyle davacının davasının kısmen kabulü ile davalı/takip borçlusunun, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, 11.519,84 TL alacağın takip tarihinden itibaren değişken oranlarda avans faizi ile devamına, fazlaya dair talebin reddine, 11.519,84 %20 ‘si olan 2.303,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, davalı vekili tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin müvekkilinin tacir olmadığı, esnaf işletmesi olduğu yönündeki beyanlarını dikkate almadığını, esnafın TTK’nın 15. Maddesinde tanımının yapıldığını, yine 5362 Sayılı kanunda esnaf ve sanatkar tanımının yapıldığını, kaldı ki müvekkilinin faaliyetinin esnaf işletmesi olduğunun resmi kayıtlarla tescilli olup, odaya kayıt işleminin 06/03/2015 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin esnaf işletmesi sahibi olduğu için ticari defteri bulunmadığını, raporun ise sadece davacının ticari defterleri esas alınarak hazırlandığı, davalının muhasebe kayıtlarının dosya içerisine alınarak bilirkişi incelemesi yapılmasını istemelerine rağmen bu talebin değerlendirilmediğini, eksik incelemeyle karar verildiğini, davacının alacak iddiasının sözleşmedeki cezai şart ve promosyon ürün bedeline dayandığını, cezai şartın uygulamasının müvekkili açısından olumsuz sonuçlar doğuracağının bildirildiğini, yine sözleşmenin genel işlem koşulları niteliğinde bulunan hükümleri bulunduğunu, dolayısıyla bu sözleşmeye dayalı olarak cezai şart istenemeyeceğini, bu hükümlerin yazılmamış sayılması gerektiğini bildirmiştir. Taraflar arasında 08/04/2015 tarihli Franchising Satış Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin 7.11 maddesinde: “Franchisee sözleşme süresi boyunca …’in bayisi olarak kalmayı taahhüt eder. Taahhüt karşılığında Franchisele açılışı itibariyle 100 kg bedelsiz çiğ köfte gönderilir…. ” şeklinde, 7.12 maddesinde: “Franchisee, sözleşme süresi içinde başka bir markaya da ev yapımı, markasız çiğ köfte satışı yapamaz. …’in tabelasını kaldıramaz, satışa ara veremez. Taahhüdün ihlali ve şubenin kapanması, sarışa ara verilmesi, tabelanın kaldırılması halinde Franchisee, …’in her türlü zarar, ziyan, tazminat hakkı saklı kalmak şartıyla 10.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul eder, sözleşmesi iptal edilir. Ayrıca Franchisee kendisine protokol kapsamında ve teşvik amacıyla bedelsiz olarak verilen ürünlerin bedellerinin tamamını nakit olarak …’e ödemeyi kabul eder. ” hükmünün yer aldığını, 10.1 maddesi ise “… İşbu sözleşmeden doğacak bütün anlaşmazlıklar için Beykoz Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir. ” şeklinde düzenlemeler bulunduğu görülmüştür. Davacı tarafından davalı aleyhine 839,84-TL cari hesap alacağı 15,46-TL işlenmiş faiz, 734-40-TL sözleşme alacağı, 10.000-TL sözleşme alacağı olmak üzere toplam 11.589,70-TL nin tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür. 25/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı tarafından incelemeye sunulan 2015-2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı yanın tacir olduğu, davalı yanın ise Esnaf olduğu, ticari defter tutmadığı, Bolvadin Vergi Dairesinin basit usule tabi mükellefi olduğu, taraflar arası akdedilen sözleşmenin tacir olan davacı ile basit usule tabi esnaf olan davalı yan arasında akdedildiği, takip tarihi olan 11.02.2016 tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yandan 839,84 TL cari hesap alacaklısı olduğu, bedelsiz olarak gönderilen ürünlere ilişkin davalı yanın davacı yana sözleşmeden doğan borcunun (6,80 TL X 100,00 KG) 680,00 TL olduğu, sözleşmede belirtilen 10.000,00 TL cezai şartın, yada takdir edilen başka bir cezai şartın uygulanıp uygulanmayacağı Konusunda nihai takdirin sayın mahkemenize ait olduğu, davacı yanın TL alacakları için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan, 11.02.2016 tarihinden 30.12.2016 tarihine kadar %10,50, 31.42.2016 tarihinden 28.06.2018 tarihine kadar %9,75, 29.06.2018 tarihinden itibaren ise 19,50 oranında avans faiz talep edebileceği” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67. Maddesi uyarınca açılan açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle cezai şart alacağı doğduğunu, ayrıca sözleşmeden kaynaklanan diğer alacaklarının olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7.12 maddesi uyarınca davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, bu nedenle davacı yararına cezai şart alacağının doğduğu anlaşılmıştır. Öte yandan davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının cari hesaptan 839,84-TL alacaklı olduğu, yine sözleşmenin ihlali nedeniyle davacının sözleşme nedeniyle verdiği, bedelsiz çiğ köftenin bedelini isteme hakkının doğduğu anlaşılmıştır. Bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca cezai şarta ilişkin hükümler ile sözleşmedeki bir kısım hükümlerin genel işlem koşulları mahiyetinde olduğu ileri sürülmüş ise de, sözleşme içeriğinin incelenmesinde belirtilen hükümleri genel işlem koşulları mahiyetinde olmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Davalı tarafça ayrıca cezai şartın uygulanmasının kendisi açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı belirtilmiştir. 6098 Sayılı TBK’nın 182/3 maddesi uyarınca Hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir. Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede davalının dosyaya yansıyan mali durumu ve yapılan işin niteliği gözetildiğinde 10.000-TL cezai şartın aşırı olduğu Dairemiz kanaatince bu miktardan %50 oranında indirim yapılması gerektiği sonucuna varılmış olup, bu yönü itibariyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve cezai şarttan takdiren indirim yapılması nedeniyle bu tutar üzerinden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeyerek kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarih, 2018/438 E. – 2019/717 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı/takip borçlusunun, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin 6.519,84-TL alacağın takip tarihinden itibaren değişken oranlarda avans faizi ile DEVAMINA, 4-Fazlaya dair talebin REDDİNE, 5-6.519,84 %20 ‘si olan 1.303,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Alınması gereken 445,37-TL karar ilam harcından başlangıçta alınan 139,98-TL harç ile icra takibi peşin harcı 57,95-TL den mahsubu ile, bakiye 247,44-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 7-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 160,00 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 860,00 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 855 TL yargılama masrafına, peşin harç 139,98 TL, eklenerek sonuç olarak 994,98 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 5 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 9-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden 69,86 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine, 10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine, 11-Karar kesinleştiğinde Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının merciine ilk derece mahkemesince iadesine, 12-İstinaf peşin harcı ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL istinaf maktu harcının talebi halinde davalıya iadesine, 13-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 152,80-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 14-İstinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/03/2022