Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/258 E. 2021/2046 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/258 Esas
KARAR NO: 2021/2046 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2018
NUMARASI: 2014/126 E. – 2018/404 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (FSE. Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ülkemizde tanınan bir kişi olduğunu, Davacının sanatçı olarak tanınır olan biri olmasının yanında, mesafeli satış yöntemi ile tv ekranlarında satış yapan kurumlar arasında şahıs ve marka anlamında da güvenirliği ve tanınırlığı olan birisi olduğunu , … isminin Marka olarak da tescil ettirdiğini, Davacının isim ve görsellerinin davalılarca kullanış biçimi bir icracı sanatçının kullanış biçimi olduğunu, bu anlamda FSEK kapsamında 80-84 ve 86 maddelerinin hak sahipliği açısından 68 maddesini ihlal edildiğini, bu nedenle FSEK uyarınca 150.000TL 3 katı (450.000 TL) maddi tazminata hükmedilmesi,itibarın zedelenmesi, davacının isminin kötülenmesi nedeniyle de 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili beyan dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini,Dava konusu internet Sitelerinin müvekkillerine ait olduğuna ilişkin en ufak delilin bulunmadığını bununda İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/11 D.lş sayılı dosyasında belirtildiğini,internet siteleri ile ilgili davacının tedbir kararı aldırdığını,Davalılardan …nun ifadelerinin kendisinin … ürünlerini … AŞ vasıtası İle pazarlandığına ilişkin ifadede bulunmasına rağmen bu durumun kendisine karşı yöneltilmesi için yeterli sayılmasının mümkün olmadığını, … ürünlerinin pazarlamasından herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını,… ile …nın ayrı ayrı kişilikler olduğunu,Dava konusu ürünlerin pazarlanmasının davacının iddiasına göre .. AŞ’nin yaptığının iddia edildiğini,davacı yanca bu durumun ispat edilmesi gerektiğini, Davalılardan … ve … AŞ için durum böyle iken diğer müvekkilleri … ve … LTD şirketinin bu davaya ne maksatla dahil edildiğinin anlaşılamadığını, Davalıların Kardeş olması ve diğer müvekkil şirketlerde ortaklıkları bulunması aralarında organik bağın varlığını kanıtlamak için yeterli olmadığını, Reklam ve rayiç piyasaları değerlendirildiğinde Davacı tarafından talep edilen kendilerine yöneltilen miktarları ödenmesinin mümkün olmadığını,tazminat talebinin gerçekçi olmadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 30.10.2018 tarihli 2014/126 E. – 2018/404 K. sayılı kararıyla; “Davalı her ne kadar husumet itirazında bulunmuş ise de; isim tescil belgesinde alan adının … adına alınmış olması, alan adının 10.2.2014 tarihinde alındığı, tespitin 19.2.2014 tarihinde tarihinde yapıldığı, öte yandan bilişim uzmanı bilirkişinin de raporunda bildirdiği üzere ; www…com 10.02,2014 – 10.02.2015, www…com 10.02.2014 – 10.02.2015, www…com 13.02.2014 – 13.02.2015 ve www…com 13.02.2014 – 13.02.2015 tarihleri arası; 1 yıllık olarak alan adlarının … tarafından kullanıldığı ve 10-13/şubat/2015 tarihinden itibaren sitenin kapandığı, dolayısıyla internet sitelerinin şirket ortağı … tarafından kiralandığı hususu sabittir. Yine bilirkişinin raporunda Şirket iş bölümünde … ve diğer ortaklarında internet sitelerininde reklamını yaptıkları ürünlerinin satışını dağıtımım ve teslimini yaptıkları hususunun bildirildiğini, bilindiği üzere alan adı farklı bir kişinin adına dahi olsa dahi site içinde farklı kişi yada tüzel kişiliklerin reklam verebildiğini, Davalılar her ne kadar kendilerine husumet düşmediğini ileri sürmüşlerse de; bu hususun gerek ceza soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu, gerek isim tescil kurumundan gelen yazı, gerek teknik bilirkişi …’un kök rapordaki tespitleri, gerekse ticari sicil kayıtları kapsamına göre yerinde olmadığının anlaşıldığını, … Somut olayda, maddi tazminatın şartları olan hukuka aykırı fiil. zarar, uygun nedensellik bağı ve kusur gibi şartlar yerine gelmiş ve davacı ünlü bir sanatçı olarak hak ettiği reklam ücretinden somut olayda maddi bir menfaat elde edememiş yani bu gelirden mahrum kaldığı, FSEK m.86 kişilik hakkının korunmasına yönelik olduğundan ve olayda manevi tazminata hükmetmenin şartları da gerçekleştiğinden ötürü mahkemenin uygun bir manevi tazminata hükmetmesinin şartları yerine geldiğini, kişilik hakkının ihlalinin internet ortamında gerçekleştirilmesi, davacının tanınmışlık ölçüsü, yayının daha çok kitlelere uluşacak olması gibi kriterler gözetildiğinde talep edilen manevi tazminat miktarı somut olaya göre 10.000 – TL manevi tazminata hükmedildiğini, Dava dosyasında davacının herhangi bir çekim olmaksızın yani belirli bir gün ayırmadan çekimlere katılmadan salt daha önceki yayınlarda oluşturulan fotoğrafa ait görüntülerin ürünün reklamlarında kullanılması halinde kullanımın türü, şekli, mecrası ve süresi de dikkate alındığında bilirkişi heyetince ilk raporda belirlenen 20.000,00-TL tazminat somut olaya göre uygun görülüğünü” gerekçesinde açıklayarak; “DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, I-Davacının isim ve fotoğraflarının ve Davalılara ait internet sitesinde kullanılmasının, yayınlanmasının önlenmesine, tecavüzün ref’ine, içeriklerin siteden çıkartılmasına, II-20.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine III-10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; delillerin değerlendirilmesinde mahkemece hataya düşüldüğünü, muvafakatlarının bulunmadığını bildirmelerine rağmen sözlü yargılama aşamasında davacı tarafça delil sunulmasına müsaade edildiğini, tekrar tahkikat aşamasına dönüldüğünü, davacının tedbir kararı aldığı, İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/11 D.İŞ sayılı dosyasında ilgili internet sitelerinin müvekkiline ait olduğuna ilişkin delil bulunmadığını, ilgili yerlere yazılan müzekkerelere gelen cevaplardan da müvekkilleri ile alakasının olmadığının açıkça ortaya çıktığını, müzekkerelerde belirtilen telefon numaralarının müvekkilleri ile alakasız kişilere ve değişik iş dosyasında bilirkişi raporunda belirtilen internet sitelerinin kayıtlı olduğu servis sağlayıcıya ait çıktığını, internet sitelerinin davacı tarafından davadan feragat edilen …’a ait olduğunun da tespit edildiğini, davacının internet sitelerinin müvekkillerinden …na ait olduğu bilgisine ulaştıklarını belirterek tahkikat dönülmesini talep ettiklerini, muvaffakatları bulunmamasına rağmen tahkikat aşamasına geri dönülerek kanuna aykırı işlem yapıldığını, yeni sunulan delilinde kabul anlamına gelmemek üzere mahkemece yanlış değerlendirildiğini, sözlü yargılama aşamasında davacı tarafça sunulan belgede internet sitelerinin 10.02.2014 tarihinde … tarafından alındığının belirtildiğini, halbuki gerekçeli kararda dayanılan ve takipsizlik kararına istinaden verilen dilekçede suç tarihi olarak yani davacı görüntülerinin internet sitelerinde kullanıldığı tarih olarak 28.01.2014 tarihinin gösterildiğini, mahkemece birtek bu belge üzerinde kabul edilen davada delile itibar edilemeyeceğini ve davanın reddi gerektiğini. -Kendilerince kabul edilmemekle birlikte, bu belgede internet sitelerinin …na ait olduğu belirtilirken diğer davalı müvekkilleri açısından da davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca internet ortamında yapılan araştırmada dava harici birçok internet sitesinde davacının Alkali diyeti ile zayıfladığına dair beyanlarda bulunduğunu. -Davacı tarafça 450.000 TL maddi tazminat talep edilmesinin ve harcın bu miktar üzerinden yatırılmasına rağmen reddedilen kısmının 150.000 TL üzerinden hesaplanarak vekalet ücreti ve yargılama ücretine hükmedildiğini, bunun hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; dilekçeler aşamasında öne sürülmüş olan vakalar ile ilgili bağlantılı olan iddiaların yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, reklamların yayınlandığı internet sitelerinin … Aş’ye müzekkere yazılarak öğrenilmesi gerektiğinin dava dilekçesi dahil yargılamanın her aşamasında ileri sürüldüğünü, müzekkere cevabı beklenmeksizin karar aşamasına geçilmesi üzerine ilgili yazıların elden alınarak dosyaya sunulduğunu, delilin hukuka aykırı olduğunun ileri sürülemeyeceğini, ürünlerin pazarlamasının, satışının ve reklamının yapıldığı sitelerin …na ait olduğunun kanıtı olduğunu, tazminat taleplerinin şimdilik 150.000 TL olarak belirlendiğini ve harcın bu miktar üzerinden yatırıldığını, istinaf başvurusunun reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince bilirkişiler …, …, …’dan alınan 26.4.2017 tarihli heyet raporunda; davalılardan … tarafından 10.02.2014-10.02.2015 tarihleri arasında kiralanan internet sitelerinden pazarlanmakta ve satışını yapmakta oldukları … ve ürünlerinin tanıtımını yaparlarken, davacının internette resimlerinin kullanıldığını, çoğu zaman televizyonda yer alan değişik bilinen kanallarda pek halk tarafından sürekli izlenmeyen, ancak yerel kanalların çoğunda izlenen film araları, bilhassa kesilerek giren canlı yayınlarda bu internet reklamlarına sıkça rastlandığını, satışlarını bu kanallarda ayrıca yapan şirket ve kişiler internet kanallarında bu yayınlarda tanıtımını yaparlarken bilhassa toplumca bilinen tanınan yüzleri (…, …vs, gibi) kişilerin önceden resmi kanallarda açıklama yapan görüntülerini fotoğraflarını ve konuşmalarını kendi ürünlerinin resimleri arasında koymak suretiyle kendi satışını yaptıkları ürünleri bu tanınan yüzler biliyor kullanmışlar ve tavsiye ediyorlar gibi insanlar üzerinde algı yaratmak suretiyle satışlarını artırmak ve tanınmak (toplumda) gibi haksızca bir rekabete girildiğini,) genellikle sağlık ürünlerinde bu durumun ağırlık kazanmakta olduğunu,halkın tanıdığı ve inandığı, sevilen güven duyulan yüzlerle yapmaları suretiyle, inandırıcı ve hızlanan satış suretiyle maddi menfaatler temin etmekte olduklarını, davacının fotoğrafları da internet reklamlarının da gösterilmek ve kullanılmak suretiyle davacının tescilli markasında kullanılmış sayılması gerektiğini,davalıların hak sahibi olan davacının iznini almadan hem marka isim hakkını hem de fotoğrafını kendi satışını yaptıkları “…” markalı ürününde kullanmak suretiyle haksız rekabet yaptıklarını, kişilik hakkını da ihlal ettiklerini, davalıların bu işten elde edilen kazanç değerlerinin incelenmediğini davalılarca 20.000 TL üzerinde maddi tazminata, bununda FSEK 68. Maddesi gereğince üç katlı tazminata hükmedilmesine ve ayrıca manevi tazminatın mahkeme tarafından takdir edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Mahkemece kök raporda davacının fotoğraflarının eser niteliğinde bulunup bulunmadığı incelenmediğinden aynı heyetten 18.04.2018 tarihinde ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerin ekr raporlarında; fotoğrafların eser niteliğinde bulunmadığı bu nedenle normal tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir. İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/11 D.İş dosyasında bilişim uzmanı bilirkişinin raporunda ; …co alan adının …, …com alan adının … adına tescilli olduğu, www…com,www…com, www…com ve www…com alan adlarının sahipliğinin … A.Ş.’den sorulması gerektiğini beyan etmişlerdir. Davalılar vekilinin 11.06.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında … markalı ürünleri müvekkillerinden … ve … AŞ’nin yaptığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 21/10/2015 tarihli dilekçesinde … A.Ş.’den internet sitelerinin kime ait olduğunun sorulması talep edilmiştir. … AŞ’nin mahkemeye hitaben düzenlediği 16.03.2016 tarihli yazıda; www…com,www…com, internet sitelerini …nun 10.02.2014 tarihinde aldığı, 10.02.2015 tarihinde süresinin bittiğini, www…com, www…com internet sitelerini …nun 13.02.2014 tarihinde aldığı, 13.02.2015 tarihinde süresinin bittiği bildirilmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2014 tarihli yetkisizlik kararı ile; … ve … tarafından suç tarihi 28.01.2014 – 08.02.2014 olan şikayet üzerine … ve … aleyhinde yapılan soruşturma dosyasının İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Savcılığın 29.04.2014 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verdiği, şikayet tarihinin 09/02/2014 tarihli olduğu görülmüştür. Dava dilekçesinde, …’ın da davalı olarak gösterildiği ancak davacı vekilinin 21.05.2015 tarihli dilekçesi ile bu davalıya yönelik davadan feragat ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin resminin davalılar tarafından internet sitelerinde izinsiz olarak kullanılması nedeniyle FSEK 68. Madde gereğince 150.000 TL’nın üç katı 450.000 TL maddi tazminata ve 50.000TL manevi tazminata hükmedilmesini, tecavüzün önlenmesini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 20.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiği görülmüştür. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeniyle ilgili hususlarda resen yapılmıştır. Dairemizce resen yapılan incelemede, davacı vekilinin davalılardan … aleyhinde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla birlikte, bu davalı hakkında mahkemece olumlu olumsuz karar verilmemesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Davalılar vekilinin 11.06.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında … markalı ürünleri müvekkillerinden … ve … AŞ nin yaptığını beyan ettiği, yine 15.03.2016 tarihli duruşmada web sayfalarının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin bu ürünleri alıp sattığını, ancak marka sahibinin lisansörü olmadığını, bu kullanımların müvekkili tarafından gerçekleşmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Davalılar vekili, İstanbul Anadolu C.Başsavcılığının takipsizlik kararındaki suç tarihinden hareketle, görüntülerin yayınlandığı tarihte müvekkili …’nun internet sitelerinin sahibi olmadığını ileri sürmüşse de, İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/11 D.İş dosyasında bilişim uzmanı bilirkişinin 03/03/2014 tarihli raporunda, “internet sitelerine girildiğinde, dosyaya ibraz edilen ekran görüntülerinin halen yer aldığının görüldüğü” beyan edilmekle, ihlal tarihi itibarıyla davalı …’nun internet sitelerinin sahibi olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu www…com,www…com, www…com, www…com internet sitelerinin, … AŞ’nin cevabi yazısından … adına tescilli olduğu ve … markalı ürünlerin davalılardan … ve … A.Ş. Tarafından alınıp satıldığının davalılar vekili tarafından kabul edildiği, davalılar … ve …’nun aynı zamanda … şirketinin ortağı oldukları anlaşılmakla, internet sitesi alan adı sahibi ile ürünlerin satış ve pazarlamasını yapan davalıların, ürünlerin internet sitesinde tanıtımı ve satışında davacının fotoğrafının kullanılmasından sorumlu olduğu anlaşılmış ve bu üç davalı yönünden tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmüştür. Davalılardan …’nin ise sorumluluğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığından, davalı şirketin husumet itirazının kabulü ile davanın husumet yokluğundan reddi yerine, davanın bu davalı yönünde de kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, resen yapılan inceleme ve davalılar vekilinin istinaf başvurusu kısmen kabul edilmekle, mahkeme kararının kaldırılmasına, davadan feragat edilen davalı … hakkında açılan davanın reddine, davalı … Ltd. Şti. Hakkında açılan davanın, husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, davalılar vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf başvurusunda bulunduğu ve mahkemece hatalı hesaplama yapıldığı, istinaf sebebinde kısmen haklı olduğu anlaşılmış, Dairemizce yeni kurulan hükümde yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yeniden hesaplanarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 30/10/2018 tarihli 2014/126 E. – 2018/404 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı … hakkında açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 4-Davalı … Ltd. Şti. Hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle HMK 114, 115. Maddeler gereğince USULDEN REDDİNE, 5-Davalılar …, … ve … A.Ş. Hakkında açılan davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, a)Davacının isim ve fotoğraflarının ve Davalılara ait internet sitesinde kullanılmasının, yayınlanmasının önlenmesine, tecavüzün ref’ine, içeriklerin siteden çıkartılmasına, b)20.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılar …, … ve … A.Ş.’den müşteren ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine c)10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılar davalılar …, … ve … A.Ş.’den müşteren ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine 6- İlk derece yargılaması yönünden; a)2.049,00 TL karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 6.489,00- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, b)Maddi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve … A.Ş.’den müşteren ve müteselsilen tahsiline davacıya verilmesine, c)Manevi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve … A.Ş.’den müşteren ve müteselsilen tahsiline davacıya verilmesine, ç)Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık ücret tarifesi 13/3 maddesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve … A.Ş’ ye verilmesine, d)Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi 10/2 maddesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve … A.Ş’ ye verilmesine, e)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Ltd. Şti. Lehine 7.375,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesine, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, f)Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 25,20 TL başvuru harcı 2.049,00 TL peşin harcın davalılar …, … ve …A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline davacıya verilmesine, g)Davacı tarafça yapılan 480 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.980 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 118,00 TL’lık kısmının …, … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, h)Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 32,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 130,60 TL’nin, davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.