Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2577 E. 2022/309 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2577 Esas
KARAR NO: 2022/309
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2014/1477 2018/1087
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili aleyhine … Bankası Karabük Şubesine ait … çek numaralı Keşidecisi … Ltd. Şti olan 16/11/2013 keşide tarihli 22.000,00-TL bedelli çekten dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin ödeme emrini 17/12/2013 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkilinin İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1043 esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiğini, bu dosyada yapılan imza incelemesinde çekte lehtar olarak görünen müvekkilinin cirosunun müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini belirterek dava konusu bu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin faktoring işlemi gereği dava konusu çeki temlik aldığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil konumunda olduğunu, bu nedenle davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine göre açılmış kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Celp edilen ticaret sicil kayıtlarından davacı şirketin çek düzenleme tarihinde yetkilisinin … olduğu anlaşılmış, bu kişinin mukayeseye medar imza asılları ilgili birimlerden celp edilmiş ve dava konusu çek üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır. Alınan raporda tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çekteki 1. ciro imzası ile …’in mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildiren rapor düzenlenmiştir. Ayrıca mahkememizce davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yaptırılan bilirkişi incelemesinde çek üzerinde görünen ciro zinciri gereği kendisinden sonra gelen dava dışı … Ltd. Şti ile bir ticari ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu tespitler ışığında icra takibine konu çekin arkasında şeklen cirosu görünen davacının cirosunun sahte olduğu, bu haliyle davacının bu çekten dolayı borç altına girmesinin mümkün olmadığı” gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin alacağı … A.Ş.’den temlik aldığını, faktoring şirketinin hukuka aykırı bir davranışı olmadığı gibi, inceleme ve özel yükümlülüğüne aykırı davranışının da bulunmadığını, faturadaki diğer tüzel kişi ile gerçekten bir borç ilişkisinde bulunup bulunmadığını araştırmak ve teyit etmenin faktoring şirketleri bakımından kanunla getirilen inceleme yükümlülüğünün kapsamını ağırlaştırmak anlamına geleceğini, bu durumun ise kabul edilemez olduğunu, dolayısıyla davacının dava dışı şirkete karşı ileri sürmüş olduğu def’ileri faktoring şirketine ileri sürmesinin mümkün olmadığını, faktoring şirketinin dava dışı … firması ile faktoring sözleşmesi imzalayarak çeki alacağın teminatı olarak devraldığını, dolayısıyla çek bedelinin tahsili talebinin normal olduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu çekin ve faturanın davalı defterlerinde olmadığı yönünde bir tespit yapıldığını, bu durumun bilirkişinin faktoring alanında uzman olmamasından kaynaklandığını, bu durumun müvekkilinin alacak hakkı bulunmadığı anlamına gelmediğini, çekin geçerli bir faktoring sözleşmesi ve buna bağlı faktoring ilişkisine dayalı olarak alındığını, kaldı ki faturanın alacak içermediği için faturanın devri ile bir temlik ilişkisi kurulamayacağından dolayı davacı şirketin şahsi def’ilerini de müvekkiline karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını, faturanın devrinin soyutluluğu ortadan kaldırmadığı, kararın hatalı olduğunu bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı çek borçluları aleyhine çeke dayalı olarak toplam 24.045,25-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin 16/11/2013 tarihli 22.000-TL bedelli keşidecisinin dava dışı …Ltd.Şti., lehtarın davacı, sonraki cirantanın dava dışı …Ltd.Şti, hamilin ise davalı olduğu, çekin 18/11/2013 tarihinde ibraz edildiği, ödemeden men kararı nedeniyle ödeme yapılmadığının hesap bakiyesinin de sıfır olduğu şerhinin yazdırıldığı görülmüştür. Dosyaya sunulan belgelerden davalı ile dava dışı …Ltd.Şti arasında 25/04/2013 tarihinde faktoring sözleşmesi düzenlendiği görülmüştür. İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1043 E 2014/873 K sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhine imza itirazı nedeniyle takibin iptali davası açtığı, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda çekteki keşideci ve ciranta imzalarının davacı şirket yetkilisi …’in eli mahsulü olduklarını gösterir bulguların tespit edilemediğinin belirtildiği, davanın işlemsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında ATK’dan alınan 24/05/2017 tarihli raporda; dava konusu çekteki birinci ciro imzası ile …’in mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği konusunda görüş bildirildiği görülmüştür. 19/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2013 yılına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TIK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, dava dışı … Ltd. Şti. incelemeye günü gelmemiş ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı yana ait incelenen 2013 yılı ticari defterlerinde dava dışı … Ltd. Şti. ile ticari ilişkisinin mevcut olmadığı, … Bankası Karabük Şubesine dit … çek numaralı 22.000,00 TL bedelli 16.11.2013 keşide tarihli çekin ve dava dışı … Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 26.07.2013 tarihli 21.865,00 TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete düzenlenen 26.07.2013 tarihli 21.865,00 TL tutarlı fatura incelendiğinde Faturanın ve faturaya konu malların davalı yana ne şekilde teslim edildiği ile ilgili dosyada somut bir belge ve verinin mevcut olmadığı, neticeten, davacı yanın davalı yana … Bankası Karabük Şubesine dit … çek numaralı 22.000,00 TL bedelli 16.11.2013 keşide tarihli çekten dolayı borçlu olmadığı” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. İmza inkarına dayalı sahtelik iddiası mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebilir. Yargılama sırasında alınan ve istinaf denetimine elverişli bulunan ATK raporundan da anlaşılacağı üzere dava konusu çekteki birinci ciro imzası davacı şirket yetkilisinin eli ürünü değildir. Dolayısıyla bu çeke dayalı olarak davacı şirketin sorumluluğuna gidilemez. Davalı şirketin faktoring şirketi olması nedeniyle kendisinin dava konusu çeki faktoring mevzuatına uygun bir şekilde aldığını iddia etmesi davacının sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.502,82-TL harçtan, peşin alınan 375,71-TL (331,31+44,40) harcın mahsubu ile bakiye 1.127,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/03/2022