Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2569 E. 2019/2573 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2569 Esas
KARAR NO : 2019/2573
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1218
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, yetkili son hamilin müvekkili olduğu 09/05/2017 tarihli, … numaralı, 80.000,00 TL bedelli çekin dava dışı keşideci … A.Ş tarafından keşide edilerek ödeme amacıyla müvekkiline verildiğini, bu çekle birlikte keşidecisi … A.Ş olan 3 çekin ve yine bir başka şirket olan 2 adet çekin kargo şirketi tarafından çaldırıldığını, zayi nedeniyle iptal talepleri olarak Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtıklarını, ayrıca konuyla ilgili olarak suç duyurusunda bulunduklarını, Sakarya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dava konusu çekle ilgili TTK’nun 758.maddesi uyarınca istirdat davası açılması için iki haftalık kesin süre verildiğini, çek arkasında yer alan müvekkiline ait kaşe ve imzanın sahte olduğunu, vergi numarasının da yanlış yazıldığını, müvekkilinden sonra yer alan davalıları da tanımadıklarını ve aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını belirterek müvekkilinin dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 24/01/2019 tarihli ara kararla; dava dilekçesinde istenilen ihtiyati tedbirin türü belirtilerek somutlaştırılmadığı, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında talep halinde teminat karşılığında tedbir kararı verilebileceğini, mahkemenin kararının gerekçesinin bulunmadığını, sadece anayasanın 138.maddesindeki vicdani kanaat gerekçesinin anlaşılamadığını, müvekkilinin kargoda çalınan çekleriyle ilgili olarak kaşe ve imzasının taklit edilmesi nedeniyle mağdur edildiğini, çalınan çeklerden biriyle ilgili olarak müvekkili aleyhine takip yapıldığını, cirantalardan birinin mernis adresinin Silivri Cezaevi olduğunu, eldeki dosyada ise yargılama konusu çekle ilgili olarak takibe uğrama tehlikesinin bulunduğunu, bu nedenle tedbir talep ettiklerini bildirmiştir. Davacının dava dilekçesinin üst kısmında ihtiyati tedbir taleplidir ibaresinin bulunduğu, dilekçenin neticei talep kısmında ise ihtiyati tedbirle ilgili bir talep bulunmadığı, ayrıca dilekçenin içeriğinde de herhangi bir ihtiyati tedbir talebinden bahsedilmediği görülmüştür. Sakarya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2017/36 esas sayılı dava dosyasının 15/11/2017 tarihli oturumunda davaya konu çekle ilgili olarak çek iadesi davası açmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli çek fotokopisinin incelenmesinde; çekin 09/05/2017 keşide tarihli, 80.000,00 TL bedelli, keşidecisinin …. A.Ş, lehtarının davacı, sonraki cirantaların ise davalılar olduğu, çekin fotokopisinin mevcut halinde ibrazla ilgili bir bilgi bulunmadığı görülmüştür. Dava dosyasının fiziken ve UYAP ortamında yapılan incelemesinde, davalılar tarafından verilmiş herhangi bir cevap dilekçesine rastlanılmadığı görülmüştür. Davacı tarafından hasımsız olarak Sakarya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığı görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nun 389 vd. maddeleri uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Öte yandan davacı vekili, dava dilekçesinin üst kısmına “ihtiyati tedbir taleplidir.” yazmış, ancak gerek dava dilekçesi içeriğinden, gerekse dava dilekçesinin neticei talep kısmında ne tür bir ihtiyati tedbir kararı istenildiği belirtilmemiştir. Gerek dosyadaki mevcut delil durumu, gerekse istenilen ihtiyati tedbir talebinin belirtilmemesi karşısında yazılı şekilde karar verilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/11/2019