Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2558 E. 2022/366 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2558 Esas
KARAR NO: 2022/366
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI: 2016/1052 2019/412
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkiline ait bir kısım çekin müvekkili şirketin zilyetliğindeyken çalındığını, çalınan çeklerle ilgili Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/690 Esas sayılı dosyası ile dava konusu edilen … Darıca Şubesi’nin … seri nolu çekin de içinde bulunduğu bir kısım çek hakkında ödeme yasağı konulduğunu, müvekkilinin davalı ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu çekin müvekkili firma yetkilisi tarafından imzalanmadığını ve çekin üzerinde müvekkili firmanın kaşesinin bulunmadığını, çalıntı çeklerin, sahte imza ile tedavüle konulduğunu, bunu tespit eden bilirkişi raporunun bulunduğunu, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun olmamasına rağmen haciz baskısı altında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takip üzerine 45.258,15 TL ödeme yaptığını ileri sürerek müvekkilinin … Darıca Şubesi’nin … seri nolu çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine, imzaya itirazın kabulüne, davalıya firmaya ödenen 45.258,15 TL’nin istirdadına ve %20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacı ile dava dışı … Ltd. Şti arasında akdedilen Faktoring Sözleşmesi muvacehesinde yapılan faktoring işlemlerinde, dava dışı … Ltd. Şti tarafından 20/05/2015 tarihinde Faktoring İşlem Formu Alacak Bildirim Formu ile beyan edilen faturalara dayanarak alacağın müvekkiline devir ve temlik edildiğini ve bu alacağın ödeme vasıtası olarak da firmanın hamili bulunduğu, davacı şirketin de keşideci olduğu 16/10/2015 keşide tarihli 33,700,00 TL ‘lik çeki yöntemine uygun olarak ciro ederek müvekkiline verdiğini, yapılmış olan faktoring işleminin usulüne uygun olduğunu, davacının hiçbir çekince ortaya koymaksızın icra takibine ödeme yaptığını, davanın 1 yıllık süre içinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı şirkete karşı 4.kişi alacaklı durumunda olduğunu, davacının iddialarına taraf veya muhatap olmadığını, davacının alacağı yada zararı bulunması halinde bunu ancak muhatabı olan diğer ilgili ve sorumlulardan talep etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine ve %20 den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “İmza incelemesi sonucu dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı belirlenmiş ise de, 6361 Sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen maddesine ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in istihbarat çalışması başlıklı 5. maddesine uygun olarak davalı … şirketinin, dava dışı … Ltd. Şti ile imzalanan faktoring sözleşmesi kapsamında borçlusu dava dışı şirket olan faturaları temlik almış olduğu, buna karşılık teslim edilen çeklerden dava konusu çeki tahsil etmek üzere teslim almış olduğu, bu şekilde devir aldığı kambiyo senedinden kaynaklanan alacağı, alacağı doğuran temel ilişkiye ait faturalarla ve çek bordrosu ile tevsik ettiği anlaşılmış, davalı … şirketinin çekin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğinden davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olduğu” gerekçeleriyle davanın reddine, borç ödenmiş olup davalı alacaklının herhangi bir zararı doğmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 25.03.2019 tarihli bilirkişi raporu ile de davaya konu çekteki imzanın, davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığının ispat olunduğunu, dosya kapsamında yeralan bilgi ve belgeler incelendiği takdirde, davalı tarafın iyi niyetli olmadığının anlaşılacağını, müvekkil şirkete ait bir kısım çek, müvekkil şirketin zilyetliğindeyken çalınmak sureti ile zayii edildiği bu hususta taraflarınca Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/690 E.sayılı dosyasından ilgili çeklerle alakalı ödeme yasağı konulması ve ilgili çeklerle alakalı iptal davası açıldığını, Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 07.07.2015 tarihli ara kararı ile dava konusu … Darıca Şubesi’nin … seri no’lu çekin de içinde bulunduğu bir kısım çek hakkında ödeme yasağı konulmasına karar verildiğini, bu hususun ilgili bankalara sundukları müzekkereler ile bildirildiğini, huzurdaki davada davalı … şirketi, alacağı temlik alırken 6361 sayılı yasaya uygun ve BDDK’nın kararları uyarınca gerekli araştırmaları yapmak zorunda olup, bu yönde yapması gereken araştırmalardan birinin de çek keşidecisinden teyid alması gerektiğini ancak teyid almadığını, üstüne üstlük söz konusu çekleri takibe koyduğunu, davalı … şirketinin ağır kusurlu olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı çek borçluları aleyhine çeke dayalı olarak toplam 37.137,86-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin 16/10/2015 tarihli 33.700-TL bedelli keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı …A.Ş., Sonraki cirantanın dava dışı …Ltd.Şti., hamilin ise davalı olduğu, çekin 16/10/2015 tarihinde ibraz edildiği, karşılıksız olduğunun ve ödeme yasağı gereğince ödeme yapılamadığı şerhinin yazdırıldığı görülmüştür. Dosyadaki belgelerden davalı ile dava dışı …Ltd.Şti., arasında 10/04/2012 tarihli 100.000-TL bedelli faktoring sözleşmesi imzalandığı, … ve …’ın sözleşmeyi müşterek müteselsil borçlu olarak imzaladıkları, sunulan evraklar arasında dava dışı …Ltd.Şti. Tarafından yine dava dışı …A.Ş.’ye düzenlenen 16/05/2015 tarihli 4 adet faturanın da sunulduğu, dava konusu çekin 20/05/2015 tarihli çek senet tevdi bordrosuyla davalıya verildiği görülmüştür. 27/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “İnceleme konusu … T.A.Ş. 118 Darıca şubesine ait keşide yeri Darıca, keşide tarihi 16.10.2015 olan … çek numaralı “33.700,00 TUZÜÇBİNYEDİYÜZ TL” tutarlı çekte “… Ltd. Şti.” adına atılmış, keşide imzası ile ilgili şirkette imza atmaya yetkili …”a ait mevcut mukayese imzalar arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hiz ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu keşide imzasının, mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. İmza inkarına dayalı sahtelik iddiası mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebilir. Davalının faktoring şirketi olması ve dava konusu çeke düzgün bir ciro silsilesi yoluyla hamil olması bu anlamda sonuca etkili değildir. Yargılama sırasında alınan ve istinaf denetimine de elverişli bulunan bilirkişi raporu içeriğinden dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetilerek davacının menfi tespit ve istirdat talebinin kabulü gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/05/2019 tarih, 2016/1052 E – 2019/412 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının dava konusu 16/10/2015 tarihli 33.700-TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, davacı tarafça davalıya ödenen 45.258,15-TL’nin davalıdan istirdadıyla davacıya VERİLMESİNE, 4-Dava istirdat davası olup, koşulları bulunmadığından davacının kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE, 5-Alınması gereken 3.091,58-TL harçtan, peşin alınan 772,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.318,68-TL harcın davaLıdan alınarak hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 772,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 600-TL bilirkişi ücreti ile 296,40-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam yargılama gideri olan 929,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.683,56-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 38,25-TL posta masrafı olmak üzere toplam 159,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/03/2022