Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2540 E. 2022/541 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2540 Esas
KARAR NO: 2022/541
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2017/523 2019/228
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkili tarafından ‘…’ unvanı ve markasının kullanımı için yurt içinde veya yurt dışında herhangi başka gerçek ya da tüzel kişilere kullanım hakkı, lisans veya kanunda sayılmış olan diğer kullanma hakları verilmediğini, … markası ve unvanı üzerinde münhasır hak sahibi olan Müvekkilinin davacı … ya ait olduğunu, ‘… …’ adının Müvekkillerinden tamamen bağımsız İtalyan asıllı başkaca bir firmanın ticari unvanı olduğunu, anılan şirket ile Müvekkili arasında hiçbir ticari ve/veya hukuki bağ bulunmadığını Davalının faaliyette olduğu işyerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/37263 Soruşturma sayılı dosyasıyla soruşturma yapıldığını, davalıya ait iş yerinde yapılan arama sonucunda 1158 adet ürünün mevcut olduğunun tespit edildiğini, ürünlere el konulduğunu, ‘…’ markasının Davalı tarafından tamamen haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılmakta olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 151. Maddesi çerçevesinde Müvekkilinin, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden Davalının bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli de ayrıca dikkate alınarak, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7. ve 149. Maddeleri çerçevesinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat talepleri yönünden şimdilik 10.000,00- TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİNE, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7. ve 149. Maddeleri çerçevesinde manevi tazminat talebi yönünden şimdilik 40.000- TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİNE, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 150. Maddesi çerçevesinde Davalının eylemleri kötü ve uygun olmayan bir şekilde kullanım niteliğinde olduğundan şimdilik 40.000-TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİNE, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. Maddesi d bendi hükmü çerçevesinde Davalı nezdinde mevcut olan Müvekkili ‘…’ markasını içeren her türlü tabela, levha, afiş, ilan, kartela ve ürün ile bu ürünleri üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara masrafları Davalıya ait olmak üzere öncelikle TEDBİREN EL KONULMASINA ve el konulacak ürünlerin yargılama süresince muhafaza edilmek üzere YEDDİEMİNE TESLİMİNE,tedbiren el konulan tüm ürün ve diğer materyallerin masrafları Davalıya ait olmak üzere imhasına, hükmün, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. Maddesi f bendi hükmü çerçevesinde tirajı en yüksek 3 gazeteden biri ile marka tecavüzünün ulusal yayın yapan yazılı basında Türkiye genelinde ilanına,Davalıya ait tüm sosyal medya hesaplarında marka tecavüzünün duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davalının hiçbir zaman davacı tarafın markasını ihlal edici eyleminin bunulmadığını, Dava konusu “ …” markalı ürünlerin Müvekkili firmanın ürettiği ürünler olmadığını, ürünleri … Firmasından satın aldıklarını, davalı Firma üzerine yüklenecek her hangi bir sorumluluk bulunmadığını, Marka hukukuna dayalı bir ihlal varsa bu ihlal … firması tarafından yapıldığından bu firmaya davanın ihbar edilmesine karar verilmesini ve davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.İhbar olunan feri müdahele talep etmiş, davanın reddi gerektiğini, ayrıca kendilerinin de davanın ihbarını ve davanın … ”firmasına da ihbarını talep etmişlerdir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 5.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,fazla istemin sebepsiz zenginleşmeye yol açacağından fazla istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür. Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet olarak kabul edildiğinden hükmün ilanı talebi de yerinde görüldüğü” gerekçeleriyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 3-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri , tarafların mali kapatisitesi, davacının tazminat seçim yöntemi ile (lisans seçeneği ) ve BK göre hesaplanan 10.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline,4-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, 5- KHK 68. maddeye göre talep edilen isteminin kısmen kabulü ile 5000-TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, 6 -Tazminat istemlerinde fazlaya dair taleplerin Reddine, 7-Karar kesinleştiğinde el konulan ürünlerin imhasına, ücretin davalı yanca karşılanmasına, 8-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline, yayın isteminde sair taleplerin reddine” şeklinde karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yaptığını, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, mahkemenin dava konusu ürünlerde bulunan … numaralı markanın …A.Ş adına tescilli olduğunu, … numaralı markanın … firması ile lisans sözleşmesi bulunan … firmasına tescilli olduğunu belirtmesine rağmen müvekkili yönünden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin bu ürünleri ihbar olunan … firmasından aldığını, ürünler üzerindeki markaların ihbar olunan firma adına tescilli olduğunu, bu durumun ihbar olunan firma tarafından da kabul edildiğini, müvekkiline bir kusur yüklenemeyeceğini, bu nedenle marka ihlalinin bulunmadığını, davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, dava konusu markalı ürünlerin birçok firmada yaygın olarak satışının devam ettiğini, ancak davacının bu firmalara işlem yapmadığını, mahkemenin bu hususları incelemediğini, … firmasının dava konusu markalı ürünlerin üretimi ve pazarlaması yanında … markalı bir kısım ürünleri lisansörü ve üreticisi olması sebebiyle piyasada belli bir güvene sahip olduğunu, müvekkilinin adı geçen firmanın marka ihlali yaptığından bilgisi bulunmadığı, mahkemenin bu hususları da değerlendirmediğini bildirmiştir. Davacı adına tescili bulunan … numaralı … markasının 24,25 ve 27.sınıflarda 29/08/1991 tarihinde, … numaralı …+şekil markasının 9,14,18 ve 21.sınıflarda 04/06/1996 tarihinde, … numaralı … markasının 25.sınıfta 04/06/1996 tarihinde,… numaralı … 9,14,16,18,19,20,21,24,25,26 ve 27.sınıflarda 06/04/2005 tarihinde,… numaralı … markasının 03/09/2009 tarihinde 9.sınıfta, … numaralı … markasının 3,8,11,12,35 ve 42.sınıflarda 09/11/2010 da … numaralı … markasının 26/01/2016 tarihinde 43.sınıfta tescilli olduğu görülmüştür. 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “Dosyaya sunulan belgelerden, TÜRKPATENT nezdinde … tescil no.lu şekil markasının 29.04.2014 tarihinden itibaren davalı fitmanın ürünleri satın aldığını iddia ettiği … San. Ve Tic. A.Ş. firması ile 2018 ocak ayında son bulan lisans sözleşmesi bulunan … … firması adıma nice 09, 18, 25 sınıflarında tescil edilmiş olduğu, dosyaya sunulan belgelerde TÜRKPATENT nezdinde 2017 … tescil no.lu şekil markasının 03.03.2017 tarihinden itibaren davalı firmanın ürünleri satın aldığını iddia ettiği … Tic. A,Ş, firması ile 2018 ocak ayında son bulan lişans sözleşmesi bulunan … firması adına nice 18, 25 sınıflarında tescil edilmiş olduğu, TÜRKPATENT nezdinde yapılan sorgulamada … tescil no.lu … markasının 06.04.2005 tarihinden itibaren davacı … . firması adına nice 09, 14, 16, 18, 19, 20,21,24, 25, 26, 27 sınıflarında tescil edilmiş olduğu, TÜRKPATENT nezdinde yapılan sorgulamada … başvuru no.lu … markasının 17.07.2017 tarihinden itibaren davacı … , firması adına özel korunan markalarda tanınmış marka olarak tescil edilmiş olduğu, incelenen ürünlerin tamamının aynı kalitede ambalajı konular ürünlerin tamamı üzerinde … tescil no.lu … ticari unvan ibaresinin de kullanıldığı, … tescil nolu şekil markası ve … ve etiketli oldukları tespit edilmiştir. El konulan ürünlerin tamamı üzerinde … tescil nolu şekil markası ve … şekil markasının yanında … firmasının ticari unvanının da kullanılması sıradan tüketici nezdinde iltibas oluşturur| markasal kutlanım yapıldığı, ürünlerin etiket, karton etiket ve hologram güvenlik etiketlerinde tescilli … tescil no.lu … tescil no.lu şekil markasının sahibi .. (ticari unvan olarak da olsa) kullanılmasının davacı fikmanın tesciller yoluyla hak sakibi olduğu marka hakkını ihlal eder nitelikte markasal kullanım yapıldığı, İtibar tazminatı koşulları yönünden el konuları ürünler Üzerinde yapılan incelemeler sonucu; gerek kumaş ve malzemc kalitesi, gerekse işçilik bakımındari son derece iyt kalitede ürünler olduğu ve işbu sebepten davacının itibar tazminatı talep edemeyeceği, davacı tarafından, dava dosyasına sunulan emsal İisans sözleşmesinin bulunmadığı, davacı tarafından dava dosyasına sunulan, Finansal Tablolarinda &örünen satış cirolarının çok yüksek olduğu, İTO nun genel kabul görmüş görüşü dikkatelalınarak yapılan hesaplamaya göre, yıllık lisans bedelinin, 62.387.810.250,00 Euro olarak hesap edildiği, davalının mali tabloları incelendiğinde, hesap edilen bpdeli ödeme gücünün bulunmadığı, davacı tarafın, maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE:Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi, manevi ve itibar tazminatı hükmedilmesi taleplerine ilişkindir.Mahkemece verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalının faaliyette bulunduğu iş yerinde yapılan aramada tespit edilen bir kısım ürünlerde … ibaresinin kullanıldığı, her ne kadar ürünlerde dava dışı … firmasının markaları da bulunmakta ise de, … ibaresinin kullanılması iltibas oluşturur nitelikte bulunduğundan bu durum davacının tesciller yoluyla hak sahibi olduğu marka hakkını ihlal eder niteliktedir. Yani bu şekildeki kullanım markasal kullanım niteliğinde bulunduğundan ve davalının bu ürünlerin ticaretini yaptığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.707,75-TL harçtan, peşin alınan 470-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.237,75-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2022