Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2530 E. 2019/2439 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2530 Esas
KARAR NO : 2019/2439 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019
NUMARASI : 2018/530 E. – 2019/297 K.
DAVANIN KONUSU: Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Marka Hükümsüzlüğü, Maddi, Manevi ve İtibar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiliin emlak sektöründe dünya çapında tanınmış marka statüsünde olduğunu, tanınmışlık düzeyinin Türkiye’yi de kapsadığını, müvekkili şirkete ait www…..com.tr alan adlı web sitesinde belirtildiği üzere Amerika’da 1971 yılında kurulmuş olan müvekkili bayilik sisteminin dünyada kurumsal satışında lider ve aynı zamanda alanında dünyanın en yaygın ve tanınmış franchising markası olduğunu, …a bağlı olarak faaliyet gösteren … Türkiye’nin ülkemizde … A.Ş. Tarafından temsil edildiğini, müvekkili şirketin TPMK nezdinde tescilli bir çok markasının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirket ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin 36.sınıfta yer alan sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, gümrük müşavirliği hizmetleri için tescilli…nolu ve “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, müvekkili şirketin 35 ve 36.sınıflarda yer alan hizmetler için tescil ettirmek üzere …nolu ve “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun davalının tescilli markası nedeniyle 36.sınıfta yer alan hizmetler bakımından reddine karar verildiğini ve davalıya ait markadan bu şekilde haberdar olduklarını, davalı şirkete ait markanın müvekkiline ait markalar ile iltibas yaratır nitelikte olduğunu, davalının davaya konu …tescil nolu ve “… ” ibareli markayı kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, davalı şirketin müvekkiline ait şekil ve markaları www……com isimli site üzerinden izinsiz kullandığını iddia ederek, davalının davacıya ait … ve … ibareli markalarını izinsiz kullanmasının, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıya ait 2015/12783 tescil nolu ve “..” ibareli 36.sınıftaki hizmetler için tescilli markanını hükümsüzlüğüne, müvekkilinin markalarının izinsiz kullanılması nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi, 10.000 TL itibar ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle müvekkilinin adresinin Dilovası/Kocaeli olması nedeniyle yetkili mahkemenin Gebze olduğunu, davanın yetkisizlik ile reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında franchise sözleşmesi bulunduğunu, 04/09/2018 tarihli aynı esas üzerinden yapılan delil tespitinde yer alan kullanımların ise franchise sözleşmesinden kaynaklı kullanımlar olduğunu, davacı yanın müvekkiline usulüne uygun fesih yapmadığı gibi dava dosyasında haklılığını gösterir olarak herhangi bir bilgi ve belge sunmadığını, davacının iddiası olan kullanıma dair linkler ve internet sitelerinin ise, franchise sözleşmesi kapsamında belirlenen süreler içinde bazılarının kapatıldığını, bazılarının ise markanın tükenmesi ilkesi ve franchise sözleşmesi gereği gerekli zamanlar içerisinde kapatılacağını, davacının bu durumu kötüniyetli olarak öne sürdüğünü, davacının müvekkili markasına açmış olduğu hükümsüzlük davasının ise dava açma ehliyetinin suistimal edildiği ve yok hükmünde olduğunu, davacının marka takibini gördüğü halde 2015 yılında itiraz etmediğini ve müvekkiline müsaade ettiğini, bunun da uzun süre sessiz kalma anlamına geldiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarihli 2018/530 Esas- 2019/297 Karar sayılı kararıyla; “davalının adresinin … Mah. … Sk. No:…. Dilovası/Kocaeli olduğu, davanın marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, marka hükümsüzlüğü, maddi, manevi ve itibar tazminatına ilişkin olduğu, SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu davalı tarafça usulünce yetki itirazında bulunduğu, yetkili mahkemenin Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu şu hale göre hükümsüzlük davası yönünden davalıların ikametgahı mahkemesi olan Kocaeli Mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak kabulünün gerektiği, davacının kendi sınai mülkiyet hakkına dayalı olarak tecavüz iddiasında bulunması SMK 156/3 kapsamında değerlendirilmesi gerek ise de hükümsüzlükle açılan davalar yönünden öncelikle hükümsüzlüğün karara bağlanmasının gerektiği, sonuca göre tecavüz iddia ve taleplerinin değerlendirilebileceği dikkate alındığında birlikte açılan davalar yönünden kanun amir hükmünün dolanılmasına sebebiyet verecek türden yargılamalara sebebiyet verilmemesi amacıyla özellikle davalının Kocaeli ikametgahlı olduğu dikkate alındığında salt davalının internet adresi üzerinden yapılan tanıtım vs dikkate alınarak yetkinin belirlenmesinin usul uygun düşmeyeceği” gerekçesiyle; davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili Kocaeli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının müvekkilinin markalarını izinsiz ve hukuka aykırı olarak alan adında, internet sitesi içeriğinde, … sosyal medya hesabında ve tabelalarında kullandığının dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla tespit edilerek somut delil elde edildiğini, internet ortamında gerçekleştirilen haksız fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinin davalının bulunduğu yer ile sınırlı olmadığını, etkilerinin her yerde görüldüğünü, mahkemenin yetkili olduğunu, gerekçeli kararda “salt davalının internet adresi üzerinden yapılan tanıtım vs dikkate alınarak yetkinin belirlenmesinin usul uygun düşmeyeceği ” beyan edilmişse de bilirkişi tespitlerinin dikkate alınmadığını, SMK 156/3 maddesi gereğince müvekkilinin sınai mülkiyet sahibi olduğunu, yurt dışında mukim şirketin vekil adresinin İstanbul da olduğunu, davanın yetkili mahkemede açıldığını, mahkemenin ” kanun amir hükmünün dolanılmasına sebebiyet vereceğine” dair gerekçesinin yerinde olmadığını, mahkemenin 2018/458 Esas sayılı dosyasının, 19/07/2019 tarihli duruşma tutanağında “açılan davaların tecavüz ile birlikte açılmış olması, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat göz önünde bulundurularak” yetki itirazının reddedildiğini, kararın usul ekonomisine aykırı olduğunu, mahkemenin hükümsüzlük ve tecavüz iddialarını ayrı ayrı değerlendirerek ve önce hükümsüzlük talebinin değerlendirileceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermesinin SMK 155. madde hükümlerine aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevap vermediği anlaşılmıştır.
GEREKÇE; Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalıya ait … tescil numaralı davalı markasının davacı markaları ile benzer olduğu, iltibas yarattığı ve davalı markasının kötü niyetle tescil edildiğinden bahisle hükümsüzlüğünü, müvekkiline ait markaların davalı tarafça www…..com isimli site üzerinden izinsiz kullanıldığını ileri sürerek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile madde manevi tazminat talepli dava açtığı, ilk derece mahkemesince davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili Kocaeli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. SMK 156/3 maddesinde “Sınai Mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir” hükmü ve SMK 156/5 maddesinde “üçünçü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine aleyhine açılacak olan davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekilinin, davalıya karşı birden fazla istemini aynı dava dilekçesinde ileri sürdüğü, objektif dava birleşmesinin söz konusu olduğu, markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik taleplerin SMK 156/3 maddesi gereğince davacının yerleşim yeri (SMK 156/4 maddesi gereğince yurt dışı menşeli şirketin tescil kaydındaki vekilinin adresi) adresi ve internet üzerinden fiilin işlendiği iddia edilmekle fiilin etkilerinin görüldüğü her yerde ileri sürülebileceği, İstanbul FSHHM’nin yetkili olduğu, hükümsüzlük davası yönünden ise SMK 156/5 maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesi yetkili ise de; davacı taleplerinin birbiri ile irtibatlı olduğu, her iki davanın yargılamasının birlikte yürütülmesinde hukuki yarar bulunduğu kanaatiyle,mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli 2018/530 E. – 2019/297 K. Sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 36,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 157,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/11/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.