Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2528 E. 2022/365 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2528 Esas
KARAR NO: 2022/365
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2019
NUMARASI: 2016/92 2019/572
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Müvekkili şirketin …-… İş Ortaklığı olarak Karayollarından, … Hd Yolu işi ihale yolu ile alındığını, iş ortaklığının BK 520 maddesi gereğince hükmi şahsiyeti olmadığını, iş ortaklığının oluşturan şirketlere ayrı ayrı 89/1 vd. haciz ihbarları tebliğe gönderilmesi gerektiğini, nitekim, müvekkil şirkete gönderilen 89/1 haciz ihbarına süresinde itiraz edildiğini, davalı alacaklı … Ltd.Şti. tarafından borçlu … Ltd.Şti. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını, adi ortaklığa 89/1- 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmayıp, aleyhlerine doğrudan takip yapılması mümkün olmadığı gibi, bu şekilde haciz ihbarlarının tebliğinin de mümkün olmadığını, bu konu ile ilgili İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi 2016/89 Es sayılı dosya ile dava ikame edildiğini, müvekkil şirkete gönderilen 89/1 Birinci Haciz ihbarına müvekkil şirketçe olumsuz yanıt verildiğini, yanıtın UYAP üzerinden verilip, iş ortaklıklarında da böyle bir alacağın olmadığı bildirildiğini, kanuni dairesinde yapılan tebligat ve itiraz nedeni ile müvekkil şirkete diğer haciz ihbarlarının gönderilemediğini, iş ortaklığının taş ocağı şantiyesine yapılan tebligatın da herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, her iki ortağın ticaret sicil kayıtlarında bulunan ticari ikametgahlarına tebligat çıkartılmalı iken, adi ortaklık muhatap alınarak yapılan işlemin hukuki sonuç doğurmaması gerektiğini, müvekkil şirket aleyhine işlem yapılmaması gerektiğini, tüm bu açıklamalara nazaran, İcra hukuk Mahkemesinde görülecek davada olumsuz bir karar çıkması halinde müvekkilin menfi tespit davası açma hakkı da düşeceğinden, süresinde, müvekkil şirketin davalı … Ltd.Şti. ne herhangi bir borcunun olmadığının tespitinin de istenmesi zarureti hasıl olduğunu, ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile, haciz ihbarlarının gönderildiği tarih itibariyle müvekkil şirketin davalı borçlu … Şirketine herhangi bir borcunun olmadığının görüleceğini belirterek borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … LTD. ŞTİ vekili; dosya kapsamında davacının, iş ortaklığını oluşturan şirketlere gönderilen 89/1 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğünü, davacı aynı iddialar ile İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/89 E. sayılı dosyasında dava açtığını, aynı konu ve aynı iddialar ile açılan iki dosyanın farklı mahkemelerde yargılamasının yapılması usul ekonomisini zedeleyici nitelikte olup yargılamada tekrara düşülmesine sebebiyet verdiğini, İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında taraflarınca icra müdürlüğü aracılığı ile davacıya gönderilen ödeme emri ile 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri ve bu ihbarnameler ile ilgili itirazlar takip hukukunu ilgilendiren bir husus olduğunu, 89/1 ‘in akabinde gönderilen 89/2 ‘ye itiraz etmeyen borçlu 89/3 üçüncü haciz ihbarnamesine itirazda bulunsa da icra müdürlüğünün kararı ile yapılan bu işlemin başvuru mercii İcra Hukuk Mahkemeleri olduğu aynı konu ile hali hazırda İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/166 E. ile görülmekte olan bir davanın bulunması da göz önüne alındığında işbu davanın konusu, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı konusuna girmemekle birlikte konusuz kaldığını, davaya konu icra takibinde borçlu şirket, gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz etmemiş olup takibin kesinleştiğini, haksız ve alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli açılan davanın reddini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “dava dışı iş ortaklığı sözleşmesine göre, Sözleşmenin 1. Maddesinde yer verildiği şekli ile İş ortaklığının, Türk Borçlar Kanunun 520 ve devamı maddelerinde bulunan Adi Şirket Hükümleri çerçevesinde kurulduğu, sözleşmenin 2. ve 3. maddelerine göre: tarafların, Davacı … Ltd. Şti. ve dava dışı … A.Ş. oldukları, tarafların % 50 oranında hisse sahibi oldukları, sözleşmenin 8. Maddesinde belirtilen “…üçüncü kişilere, işlerde istihdam edilen tüm personele, tüm resmi kurum ve kuruluşlar ve makamlara ve burada belirtilmeyen diğer tüzel ve gerçek kişilere karşı hisseleri oranında müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklardır” ifadesi gereği iş ortaklığını oluşturan tüzel kişilerin iş ortaklığında %50 hisseleri oranında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, sözleşmenin 10. Maddesine göre … – … İş Ortaklığı adına … Ltd. Şti.’nin temsilcisi … T.C. Kimlik numaralı … ve … A.ş.’nin temsilcisi … T.C. Kimlik numaralı …’in iş ortaklığını ayrı ayrı temsil ve ilzama yetkili oldukları, dava dosyası ekinde bulunan 2016/89 E. Sayılı İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi dosyasına sunulu taşeronluk sözleşmesinde, Müteahhit sıfatıyla dava dışı … … İş Ortaklığı firmasının, taşeron sıfatıyla dava dışı … Taah. San.ve Tic. Ltd. Şti. firmasına taşeronluk sözleşmesi kapsamında inşaat işleri yaptırdığı, davalı …’nın, dava dışı iş ortaklığına faturalar düzenlediği, iş ortaklığının davalı …’ya ödemeler yaparak ilgili cari hesap borcundan düştüğü, dava dışı … Ltd. Şti.’nin davalı … Ltd. Şti’nden olan alacağının davacı tarafından icra dosyasına ödenmesi için gönderdiği 89/1 kapsamında 1. Haciz ihbarnamesi 08.12.2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığından dava dışı … Ltd. Şti. tarafından 2. Haciz ihbarnamesi gönderildiği, ihbarnamenin davacıya 30.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından bu ihbarnameye de herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bunun üzerine yine dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davacıya 3. Haciz ihbarnamesi gönderildiği, ihbarnamenin 15.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının 26.01.2016 tarihinde 89/1. 2. Ve 3. Haciz ihbarnamelerinin, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması ve hukuken geçerliliği olmaması sebebiyle yok sayılmasını talep ettiği, davacı yanın 89/1 tebligatının gönderilme usulüne ilişkin itirazları, 89/1 haciz ihbarnameleri kapsamında davalı … Ltd. Şti’nin dava dışı … … İş Ortaklığı firmasından ihbarname miktarında alacağı olmadığı gibi 1. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 08.12.2015 tarihinde de dava dışı … Ortaklığı’nın davalı … Ltd. Şti’nden 39.043,66 TL alacaklı olduğu tespit ve rapor edildiği” gerekçeleriyle davanın kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takip dosyası kapsamında davacı şirketin İİK’nin 89/3 maddesi uyarınca davalı … Ltd. Şti.nin borçlu olunmadığının tespitine karar vermiş, davalı …Ltd.Şti tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı …Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde; ilgili icra hukuk mahkemesi kararı nedeniyle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekirken, davayı kabul etmekte yanılgıya düşmüş olup bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi yönünden de kararın kaldırılmasını, eldeki davanın açılmasında taraflarının herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, bilirkişinin tespit ettiği üzere, haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihlerinin; 08/12/2015 , 30/12/2015, 15/01/2016 olup tebliğ edilen ihbarnamelerin hiçbirine itiraz edilmediğinin de yine bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davacının ortaklığa gönderilen haciz ihbarnamelerinin yok sayılması talepli dilekçesi ise, 26/01/2016 tarihli olduğunu, bu aşamaya kadar herhangi bir itiraz yapılmadığından, taraflarının yaptığı işlemlerde kusuru bulunmadığının açık olduğunu, davanın açılmasında kusuru bulunmayan tarafı, vekalet ücreti ve yargılama gideri ödemeye mahkum etmek hakkaniyetle bağdaşmadığını, kaldı ki, davada bahsi geçen işlemlerin tamamı icra muamelesi olduğundan, bu konudaki kusur da muameleyi yapan müdürlüğün üzerinde olduğunu, bu nedenle de tarafları aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığını, eldeki davanın menfi tespit talepli olduğundan nispi harca tabii olduğunu, davacı maktu harç yatırmış olup, harcı tamamlamak üzere davacıya süre dahi verilmediğini, usule aykırı şekilde oluşturulması nedeniyle de kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, davacının davayı ikame etmekte kötü niyetli olduğunu, gönderilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine karşı suskun kalmış olmasına rağmen, 89/3 haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini, bununla da yetinmeyerek hem icra muamelesini şikayet hem de menfi tespit davası ikame ettiğini, İcra hukuk mahkemesinde tüm haciz ihbarnameleri iptal edilmiş olmasına rağmen, menfi tespit davasını devam ettirdiğini, hukuki yararı bulunmayan bu dava neticesinde elde ettiği hakkaniyetsiz karar ile maddi menfaat sağladığını, TMK’nın 2. Maddesi’nde düzenlenen dürüstlük kuralının uygulanmasını, davacının davasının reddine karar verilerek kötü niyetinin korunmamasını talep etmişlerdir. Davalı …Ltd.Şti tarafından diğer davalı aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 1.407.792,42-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, takibe dayanak bononun keşidecisinin davalı …Ltd.Şti., lehtarının ise davalı …Ltd.Şti. Olduğu, icra dosyasından …-… İnş. İş ortaklığına haciz ihbarnamelerinin çıkarıldığı görülmüştür. Davacı tarafından sunulan iş ortaklığı sözleşmesinin incelenmesinde 08/05/2015 tarihli olduğu, taraflarının davacı ile dava dışı …A.Ş. arasında … Hd Yolu işi için iş ortaklığı sözleşmesi yapıldığı, ortaklık hisselerinin %50 şer olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin 10. Maddesinde iş ortaklığını en geniş manada ortaklardan … Ltd.Şti’nin temsilcisi … ve …A.Ş’nin temsilcisi …’in temsil etmeye ve ayrı ayrı hareket etmeye yetkili oldukları, ortaklığın adının …-… İş Ortaklığı olduğu görülmüştür. Davanın 29/01/2016 tarihinde maktu harç yatırmak suretiyle açıldığı ve tevzi formunda dava esas değerinin 1.653-TL dava dilekçesinde ise 1.653,139-TL olarak gösterildiği görülmüştür. İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/89 E – 166 K sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 89 ihbarnamelerinin usulsüz ve tebligatın kanuna aykırı yapılması nedeniyle iptalini istediği, mahkemenin de ihbarnamenin muhatabı olan adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti bulunmadığını, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, re’sen dikkate alınması gerektiği, bu hususun her bir adi ortak tarafından şikayet konusu yapılabileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne ve adi ortaklığa çıkarılan 89 ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş, kararı temyiz edildiği ve Yargıtay 12.H.D. Tarafından onandığı görülmüştür. 08/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; ”Davacı yanın 89/1 tebligatının gönderilme usulüne ilişkin itirazları, yukarıda yer verilen iş ortaklığı sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmesi mahkemenin takdirinde olmak üzere; 89/1 haciz ihbarnameleri kapsamında davalı .., Ltd. Şti’nin dava dışı … … İş Ortaklığı firmasından ihbarname miktarında alacağı olmadığı gibi 1. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 08.12.2015 tarihinde de dava dışı … … İş Ortaklığı’nın davalı … Ltd. Şti’nden 39.043,66 TL alacaklı olduğu” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davalı …Ltd.Şti tarafından diğer davalı … Ltd. Şti aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlatıldığı, bahse konu takip dosyasında …- … İş ortaklığına İİK’nın 89. Maddesi uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiği ve davacı tarafından borçlu olmadığının tespiti istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın da davalı davalı …Ltd.Şti tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf istinafında davacının aynı konuda İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını ileri sürmüş ise de, İcra Hukuk Mahkemesi dar yetkili olduğundan davacının genel mahkemede işbu davayı açmada hukuki yararı bulunmaktadır. Ayrıca İİK’nın 89. Maddesine göre açılan menfi tespit davaları maktu harca tabi davalardandır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklığa İİK’nın 89. Maddesi uyarınca ihbarname gönderilmesine ve bu şekildeki hatalı işlemin yapılmasına davacı sebebiyet vermemiştir. Bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki davacı tarafça İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/89 E sayılı dosyasında haciz ihbarnamelerinin usulsüzlüğü ve tebligatın kanuna aykırı olduğu iddiasıyla açılan dava sonunda davanın kabulüne ve adi ortaklığa çıkarılan ihbarnamelerin iptaline karar verildiği ve kararın Yargıtay 12. H.D tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında huzurdaki menfi tespit davasının konusu kalmamıştır. Mahkemenin bu hususu göz ardı ederek yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, açıklanan bu yönü itibariyle re’sen bağlamında istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş, yukarıda da belirtildiği üzere davanın açılmasına davacı taraf sebebiyet vermediği de gözetilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …Ltd.Şti vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2019 tarih, 2016/92 E. – 2019/572 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50-TL harcın davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 29,20-TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 29,20-TL başvurma harcı, 700-TL bilirkişi ücreti, 198,75-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere 927,95-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kazanılmış haklar da gözetildiğinde istinafa konu kararda belirlenen 1.653- TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …Ltd.Şti’ne iadesine, 10-İstinaf aşamasında davalı …Ltd.Şti tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 istinaf yoluna başvurma harcı ile 59,60- TL posta masrafı olmak üzere toplam 180,90-TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.