Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2524 E. 2020/23 K. 13.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2524 Esas
KARAR NO : 2020/23
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2018
NUMARASI : 2018/607 E. – 2018/1180 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının takip alacaklısı ve dava dışı … takip borçlusu olduğu Aydın İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkili şirkete birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini 27/02/2018 tarihinde müvekkil şirket çalışanı … tebliğ edildiğini fakat aldığı tebligatın içeriğini ve cevap verilmediği ya da itiraz edilmediği takdirde doğabilecek hukuki sonuç ve sorumlulukları bilmeyen … durumu yetkililere bildirmediğini, bu nedenle birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilemediğini, üçüncü haciz ihbarnamesinin şirket çalışanı … 22/06/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, bu ihbarnamenin ise şirket ortak ve yetkililerine bildirildiğini, müvekkili şirketin anılan icra dosyasının takip borçlusu olan …. ihbarnamede yazılı 31,890,27TL ve tüm ferilerinden ötürü borçlu olmadığının tespiti ile müvekkil şirketin anılan üçüncü haciz ihbarnamesinde yazılı olan fakat borçlusu olmadığının tespiti ile davanın dava dışı takip borçlusu …. ihbarını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 89. maddesi özel bir düzenleme olup, buna dayandırılan menfi tespit davası açılabilmesinin koşullarının belirlendiğini, taraflar arasındaki ilişkiden doğan bir alacak davası söz konusu olmadığını, taraflar tacir olsa da, taraflar arasındaki ilişki sebebi ile olmayıp, İİK’nın 89. maddeye dayanan davaların görev yeri genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olacağını, bu sebeple Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsiz olduğunu, davacının, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası dava açması gerektiğini, davacının yerleşim adresi Büyükçekmece olduğunu, mahkemeniz yargı çevresinde Büyükçekmece olmadığından yetkili mahkeme icra takibinin yapıldığı yer olan Aydın Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince; davacı üçüncü kişinin yerleşim yeri olan Büyükçekmece’nin bağlı olduğu Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile HMK 5 ve devamı ve İİK 89/3 maddesi gereğince yetkisizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, genel mahkemeler görevliyken görevsizlik kararı verilmemesinin hatalı olduğunu, her ne kadar yetkisizlik kararı verilmiş ise de; yetki itirazında Aydın mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiş olmasına rağmen mahkemenin Aydın Asliye Hukuk Mahkemesi’ni yetkili kabul etmemesinin usule aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının görev itirazının yerinde olmadığını, görevli mahkemenin dava dışı borçlu ile davalı arasındaki hukuki ilişkiye göre değil borçlu ile borçluya borcu iddia edilen takip dosyasındaki üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkiye göre belirleneceğini, müvekkilinin tacir olduğunu, borç ilişkisinin ticari nitelikte olduğunu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, İİK 89/3 maddesine göre takibin yapıldığı veya üçüncü şahsın yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi anılan yetki kuralının kesin yetki olmadığı için davalının yerleşim yeri adresinde de dava açılabileceğini, bu hususta seçimlik hakkın kullanıldığını,mahkemenin yetkisizlik kararı verdiğini, yasa maddesinin açık olmasına karşın davalının istinaf yoluna başvurmasının kötüniyetli olduğunu belirterek istinaf isteminin reddini, davalı yanın HMK 329 maddesi gereğince giderlere ve cezaya mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK 89. maddesine dayalı olarak üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş olup karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olmakla öncelikle göreve ilişkin istinaf istemi incelenmiştir. Üçüncü kişi ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesidir. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı, 26/02/2016 tarihli ilamı)Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesince davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, kabul edilen istinaf sebebi dikkate alınarak sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2018 gün ve 2018/607 Esas, 2018/1180 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, – Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 65,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 186,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/01/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.