Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2522 Esas
KARAR NO : 2019/2857 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : 2018/1705 E. – 2019/834 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; davalı tarafın müvekkili aleyhine Bursa …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalı tarafa 13/01/2015 tarihli ve 36.000,00 TL miktarlı herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacaklı tarafın da borcun esasına ilişkin herhangi bir belge sunmadığını, icra takibi ile tebliğe çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkilinin 15/01/2015 tarihinde gösterilen adreste bulunmadığını, davalı alacaklı tarafça müvekkilinin adresi Ticaret Odasından tespit edilerek Tebligat Kanunun 35. Maddesi hükümlerine göre tebligatın yapıldığını, ancak müvekkilinin bu tebligattan da haberdar olmadığını, icra takibi bu şekilde kesinleşmiş ise de yapılacak olan ticari defter incelemesi ile müvekkilinin davalı tarafa borçlu bulunmadığının anlaşılacağını, söz konusu alacağa ilişkin olarak müvekkilinin Bursa …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile icra takip dosyasından davalı tarafa yapılan ödenen tüm bedellerin İstirdadını ve haksız ve kötü niyetli icra takibinde alacağın % 20’sinden aşağı olmayacak şekilde haksız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; borcun alacaklıya ödenmesinden sonra Menfi Tespit davası açılmasının mümkün bulunmayıp İstirdat davasının ise İİK 72. Maddesi uyarınca paranın ödendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği, davaya konu olan icra dosyasında gönderilen 1. Haciz İhbarnamesi sonrasında 3. Kişi tarafından 18/02/2015 tarihinde 34.493,06-TL ödeme yapıldığını, davacı tarafça bu ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 1 yıl geçtikten sonra bu davanın açıldığı, davada hak düşürücü sürenin geçirildiğini, öte yandan İcra dosyasında 16/02/2015 tarihinde itirazda bulunulduğu, bu tarih itibariyle de İcra dosyasındaki ödemenin öğrenildiği, ancak davanın süresinden sonra açıldığını, davacıya icra dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunun 35. maddesi hükümlerine göre usulünce yapıldığı, müvekkilinin ise söz konusu alacağı davacı borçlu …’ın borçlu olduğu, alacaklı … ile aralarında yapmış oldukları Protokolden kaynaklanıp müvekkilinin davacının bu borcunu 15/06/2010 ve 30/07/2010 tarihli iki adet bonolar ile ödediğini, ödemesine ilişkin belgelerin de dilekçesi ekinde bulunduğu, borcun bundan kaynaklandığını beyanla açılan Menfi Tespit ve İstirdat Davası yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.11.2016 tarihli 2016/286 E. – 2016/1252 K.sayılı kararıyla; istirdat davasının 1yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı, borç tamamen ödendikten sonra da menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 30.11.2018 tarihi 2017/1243 E. – 2018/2570 K.sayılı kararıyla en son 10.03.2015 tarihinde ödeme yapıldığı, bu tarihten sonra 1 yıllık süre dolmadan dava açıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.07.2019 tarihli 2018/1705 E. – 2019/834 K.sayılı kararıyla; davalının, davacı şirket aleyhine Bursa ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosya borcunu ödeyerek infaz ettiğini, davacının yapılan ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini gerekçesinde açıklayarak menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhinde başlattığı icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, davalının müvekkilinden hiçbir alacağının bulunmadığını, protokolün tarafı olmadığını, mahkeme tutanaklarında protokolün müvekkilinin bağlamayacağını beyan ettiklerini, mahkemenin bu protokol nedeni ile cebri icra yoluyla yapılan ödemelerin usul ve yasaya uygun olduğuna hükmettiğini, davalı tarafın alacağını yazılı delille ispat edemediğini, sunulan delilin müvekkilinden sadır olmuş ve kabul edilmiş delil olmadığını, müvekkilinin bilgisi ve muvaffakatı dışında yapılan protokole dayanarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemenin davalının icra dosyasına sunmadığı delilleri dava dosyasına sonradan sunduğunu dikkate almadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; Bursa ….İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına, müvekkili tarafından 15.06.2010 ve 30.07.2010 vadeli iki adet bono ve banka dekontlarıyla yapılan ödemenin davacının borcuna karşılık ödemeler olduğunun açık olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini istemiştir. Bursa ….İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı icra dosyasında; davalı alacaklının, davacı borçlu aleyhine 36.000 TL Asıl Alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davacı şirketin Ticaret Sicil adresine tebliği edilerek kesinleştiği Haciz İhbarnamesi gönderilen Yüksek Öğrenim KYK tarafından 10.02.2015 tarihinde 38.387,16 ve 2.100,00 TL ile 10.03.2015 tarihinde 5.415,24 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Bursa ….İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı icra dosyasında; dava dışı alacaklı … tarafından davacı şirket aleyhine bonoya dayalı 50.700,00 TL Asıl Alacak ve ferileriyle 54.898,00 TL’nin tahsili talebiyle kambiyo senetlerine müstenit takip başlatıldığı, Alacaklı vekilinin 15.03.2010 tarihli dilekçesinde, borçlu ile 15.03.2010 tarihli protokol yapılması üzerine, alacaklı ve alacağın ödenmesini üstelenen … ile anlaşılması sebebiyle borçlu davacı şirketin KYK Bölge Müdürlüğü’ndeki teminat ve istihkakları üzerindeki haczin kaldırılmasını, talep ettiği görülmüştür. Davalı … tarafından dava dışı alacaklı … lehine düzenlenen 15/03/2010 keşide tarihli 18.000,00 TL bedelli 15/06/2010 ve 30/07/2010 vade tarihli iki adet bononun, alacaklı tarafından … A.Ş.’ye cirolandığı ve … Bank Nilüfer Şubesinde bulunan hamilin hesabına ödendiğinin ibraz edilen dekonttan anlaşıldığı, her nekadar senet fotokopilerinin mahkemesinden celbi yönünde müzekkere yazılmışsa da, bonoların arkalı önlü fotokopilerinin dosya içerisinde bulunduğu anlaşılmakla, yazı cevabının beklenmesine gerek görülmeyerek, istinaf başvurusu Dairemizce incelenmiştir.
G E R E K Ç E : Menfi tespit ve istirdat talepli davanın dayanağı; Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız takipte, davalının davacı şirketten 36.000,00 TL alacağının tahsilini talep ettiği, takibin davacı şirketin Ticaret Sicilde kayıtlı adresine tebliğ edilerek kesinleşmesi ve üçüncü şahsa çıkarılan haciz ihbarnamesi üzerine davacı şirketin Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumunda bulunan alacağı nedeniyle ödendiği, davacı tarafın usulsüzlüğünü iddia ettiği tebligat nedeniyle İcra Mahkemesinde şikayet davası açmadığı, davalı … davacı şirketin Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı kesinleşen icra dosyasında, dava dışı … olan borcun 36.000,00TL kısmını 15/03/2010 tarihli protokol ile üstlenerek 18.000,00 TL’lik iki adet bono ile ödediği, davacı vekili tarafından imzaladıkları protokolün kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; icra dosyasında alacaklı vekilinin ” bu protokol nedeniyle davalının, borcu üstlendiğini” beyanla hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, ödemelerin yapıldığına ilişkin bono asılları ve dekontların sunulduğu, davacı şirketin, davalı tarafça borcun ödenmesi nedeniyle 36.000,00 TL borcundan kurtulduğu ve sebepsiz zenginleştiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin menfi tespit ve istirdat davasının reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.