Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2521 E. 2022/537 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2521 Esas
KARAR NO: 2022/537
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2018/119 2019/248
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin talebi doğrultusunda, davalı firmanın müvekkiline ait bilgisayar programlarını hukuka uygun bir biçimde kullanmadığı iddiasıyla, Mahkemenin 2018/6 D.İş numaralı dosya ile tespit talebinde bulunulduğunu ve bilirkişi marifetiyle yerinde yapılan inceleme neticesinde lisanssız olduğu tespit edilen 2 adet “…” programının FSEK’in 71/1 maddesi gereği “çoğaltma fiili” suçuna konu olduğundan, söz konusu davalı firma yetkilisi hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulduğunu ve davalı yanın söz konusu haksız fiilinin müvekkilinin mali haklarına tecavüz fiilini oluşturduğunu iddia ederek, şimdilik 28.292,00 TL olarak açılan belirsiz alacağın ve FSEK 68 uyarınca tanzim edilecek olan bilirkişi incelemesi sonrasında belirli hale gelecek olan, belirsiz alacak davası tutarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11/04/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini, 56.600,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesinde müvekkili şirketin programını hukuka uygun kullanmadığına nasıl ulaştığına dair konu ile ilgili herhangi bir açıklamaya yer verilmediğini, davacının hukuka aykırı olarak ortada somut herhangi bir delil yokken, sırf müvekkili şirketin faaliyette bulunduğu sektör sebebi ile şüphe üzerine hareket etmiş olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, müvekkili şirketin lisanssız herhangi bir program kullanmadığını, müvekkili şirketin davacı şirketin programını hiçbir zaman mimari projesinin tasarımında kullanmadığını, programın şirketin iradesi dışında internet ortamında herhangi bir çalışan tarafından sehven yüklenmesi hususunun kuvvetle muhtemel olduğunu ve müvekkilinin davacıya ait programı kullanarak ticari herhangi bir kazanç elde etmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “FSEK’in 2/1. Maddesi, herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri sayılabileceği, FSEK’in 68. Maddesinde ise, izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiştir. Buna göre, davaya konu “…” adlı bilgisayar programlarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu anlamında “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, davacının söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisine haiz olduğu, davalının söz konusu bilgisayar programını lisanslı kullandığını gösterir herhangi bir geçerli belgeyi dosyaya ibraz edemediği, davaya konu bilgisayar programın davalının işyerinde/ofislerinde bilgisayarlarda lisanssız olarak kurulumunun gerçekleştirilmiş olduğu ve kullanıldığı, davaya konu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara davacı hak sahibinden izin almaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin davacı hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş olduğu, dava konusu “…” yazılım programının 2018 yılı bazındaki 1 adet rayiç bedelinin (KDV Hariç) 3.000 € (Euro/Avro” olduğu, davalının 2 adet bilgisayarında tespit edilmiş olan “…” yazılım programlarının (KDV Hariç) 3.000 x 2 = 6.000 € (Euro/Avro) olduğu ve bu durumda lisans bedelinin (KDV Hariç) 6.000 € x 4,7192 = 28.315,2 TL olduğu ve FSEK 68. madde uyarınca en fazla 3 katı kadar tazminat hükmedilebileceğinden (KDV Hariç) 18.000 € X 4.7192 = 84.945,6 TL olduğu, muhtemel iskontolar nazara alındığında, davacının artırdığı 56.600,00 TL.’nin dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu olduğu” gerekçeleriyle davacının davasının kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, zira davacının dosyaya sunduğu fatura örneğinden ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere davacının talep ettiği alacağın belirli olduğunu, buna rağmen davacının belirsiz alacak davası olarak dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacının Hollanda menşeili bir şirket olduğunu, dolayısıyla teminat yatırması gerektiğini, esas yönünden ise, müvekkilinin mimarı projeleri için … (…) lisanslı programını yıllardır kullandığını, lisans kartı belgesinin devir tespiti dosyasında bulunduğunu, davacının programlarına hiçbir zaman ihtiyaç olmadığını ve kullanmadığını, programın şirketin iradesi dışında internet ortamında herhangi bir çalışan tarafından yapılan güncellemede sehven yüklenmesi ya da bilgisayar edinildiğinde içinde olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkilinin davacıyı zarara uğratmadığını, yapılan keşifte de programın kullanıldığına dair delile rastlanmadığını, raporda da konuya ilişkin açıklama bulunmadığını, ortada somut bir delil yokken müvekkili şirketin bilgisayarlarında arama yapılması hatalı olup, bu konuda dava ve tazminat haklarını saklı tuttuklarını, delil tespit raporunda programın kurulu ve çalışılır olduğunun belirtildiğini ancak programın şirket işlerinde kullanılıp kullanılmadığı yolunda bir tespit yapılmadığını, müvekkilinin bilgisi dışında gerçekleşmiş bir vakıa nedeniyle sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, ayrıca davacının davasını 11/04/2019 da ıslah ettiği halde tazminatın 16/01/2018 den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, yine davacının reeskont faizi istemişken talep aşımı yapılarak avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy 1 FSHHM nin 2018/6 D.iş sayılı dosyasında delil tespiti talebinde bulunulduğu, davalıya ait işyerine girilerek incelemeler yapıldığı, tespit dosyasında alınan bilgisayar mühendisi ve marka patent vekili tarafından düzenlenen 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda 2 adet bilgisayarda talepte bulunana ait programların yüklü ve çalışır durumda olduklarının tespit edildiği, ekran görüntülerinin rapora eklendiği, programların 2015 yılı içerisinde yüklemesinin yapıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. 04/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “Dosyada bulunan Delil Tespiti konulu 2018/6 D.İş ile dosyada belirtilen davalının adresinde bulunan işyerinde/ofislerinde 16.01.2018 günü Mahkeme haeyeti ve dosyada görevli olan bilirkişi katılımıyla yerinde keşif yapıldığı, yapılan incelemeler sonucunda 2 adet bilgisayarda bahsi geçen “…” yazılımın kurulu ve çalışır durumda olduğu ve ilgili program aracılı ile yapıları dosyaların uzantısı ile dosya araması yapıldığı ve yazılım/program ile yapılmış dosyaların tespit edildiği, davalının bilgisayarlarında kurulu/yüklü olan … yazılım programları ile ilgili gerek keşif incelemesi esnasında gerek sonrasında davalı tarafça herhangi bir Fatura/Belge sunulmadığı, tüm dosya kapsamında inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davalının 2 adet bilgisayarlarında tespit edilmiş olan “…” yazılım programlarının davalı tarafça lisanssız yani izinsiz kullanıldığı, dava konusu olan yazılım programının rayiç bedelini tespit etmek adına yapılan genel araştırmalar ve dosyaya sunulan fatura örnekleri incelenmiş bahsi geçen “…” yazılım programının 2018 yılı bazındaki 1 adet rayiç bedelinin (KDV Hariç) 3.000 Euro/Avro olduğu” yolunda görüş bildirmiştir. 06/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; “Davaya konu “…” adlı bilgisayar programlarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) anlamında “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, davacı …’nin söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisine haiz olduğu, davalının söz konusu bilgisayar programını fisanslı kullandığını gösterir herhangi bir geçerli belgeyi dosyaya ibraz edemediği, davaya konu bilgisayar programın davalının işyerinde/ofislerinde bilgisayarlarda lisanssız olarak kurulumunun gerçekleştirilmiş olduğu ve kullanıldığı, programın “kırık” (Crack) olarak tabir edilen bir kurulum dosyasından veya yazılımı kandırmaya yönelik yasa dışı bir seri numarasından kurulmuş olabileceği, davaya konu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara davacı hak sahibinden izin almaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin davacı hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş olduğu, Sayın mahkemenin dava tarihi itibari ile telif bedelini talep etmiş olduğundan dava tarihi olan 08.03.2018 Euro/Avro kuru incelenmiş olup dava tarihinde TCMB (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) Euro/Avro alış kurunun: 4,7192 TL olduğu, dava konusu olan yazılım programının rayiç bedelini tespit etmek adına yapılan genel araştırmalar ve dosyaya sunulan fatura ömekleri incelenmiş bahsi geçen “…” yazılım programının 2018 yılı bazındaki 1 adet rayiç bedelinin (KDV Hariç) 3.000 € (Euro/Avro” olduğu, davalının 2 adet bilgisayarında tespit edilmiş olan “…” yazılım programlarının (KDV Hariç) 3.000 X 2 =6.000 € (EBuro/Avro)” olduğu, Lisans bedelinin (KDV Hariç) 6.000 € X 4.7192 = 28.315,2 TL (Türk Lirası) olduğu, FSEK 68. madde uyarınca en fazla 3 katı kadar tazminat hükmedilebileceğinden (KDV Hariç) 18.000 € X 4.7192 = 84.945,6 TL (Türk Lirası) olduğu” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava davacıya ait yazılımların izinsiz kullanılması iddiasıyla FSEK68.maddesince açılan tazminat davasıdır. Davacı taraf yaptırdıkları tespit işleminden de anlaşılacağı üzere davalının iş yerinde kendilerine ait iki adet programın izinsiz kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini istemiştir. Dosya içeriğinde alınan bilirkişi raporlarından davalının iş yerinde davacıya ait ve eser niteliği bulunan yazılım programlarının izinsiz olarak kurulu ve çalışır olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu raporlar ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli bulunduğundan bu yönlere ilişkin davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Her ne kadar davacı taraf davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ise de, yargılama sırasında bedel artırımı yaptığından ve usul ekonomisi ilkeleri de gözetildiğinde bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan davacı Hollanda menşeili bir şirket ise de, Hollanda Devletinin Lahey anlaşmasında taraf olması nedeniyle teminattan muaf olduğundan bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Davalı taraf çalışanların bu şekilde bir programı sehven yüklemesi ya da edinilen bilgisayarın içinde olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu ileri sürmüş ise de, davalının çalıştırdığı kişinin eylemlerinden de sorumlu olduğu gözetildiğinde bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan programın kurulu ve çalışır olması davalı tarafın tazminatla sorumlu olması için yeterli olduğundan bu yönlere ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Ayrıca davacı taraf başlangıçta fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtığından bedel artırımı yapılan miktara da haksız fiilin tespit tarihi olan 16/01/2018 den itibaren faiz işletilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.866,35-TL harçtan, peşin alınan 966,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.899,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.31/03/2022