Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2486 E. 2022/548 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2486 Esas
KARAR NO: 2022/548
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2019
NUMARASI: 2017/476 2019/242
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 10/04/2013 tarihinde imzalanan iki adet çeviri sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmeler ile davacı şirketin “…” adlı yazarın “…” ve “…” adlı çeviri eserlerinin mali haklarını davalı olan Çevirmen …’den devraldığını, diğer davalı … tarafından Kadıköy … Noterliği’nin 23/02/2017 Tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile …’nin bahsi geçen çeviri eserlerle ilgili haklarının takibini yetki belgeleri ile kendilerine devrettiğini, Çeviri Sözleşmesi’nin şekil şartlarına uygun olmadığını, çeviri eserin 2. ve 3. baskıları için çeviri ücretinin 5 gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini bildirdiğini, müvekkili tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 09/03/2017 Tarih ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesi ile sözleşmede herhangi bir aykırılığın bulunmadığının ve istenilen bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğunun bildirildiğini, bunun üzerine davalı …’nin Kadıköy … Noterliği’nin 08/03/2017 Tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin FSEK md. 58 uyarınca feshedildiğini bildirdiğini, ancak cayma bildiriminin haksız olduğunu sözleşmeye ve FSEK 58. Maddeye aykırı olduğunu, davalı … ile çeviri eser sahibi … arasında imzalanın yetki belgesinin ihtarname ekinde müvekkiline gönderilmediğini, 10/04/2013 tarihli Sözleşmelerin 4.5. maddesinde “Bu eserin mali haklarını başka şahıslara daha önceden devretmediğini ve bundan sonra da devretmeyeceğini… beyan ve kabul eder.” ifadesinin yer aldığını, yetki belgesi ile devir işlemi yapılmış olsa dahi, bu işlemin sözleşmeye aykırı olduğunu, FSEK 58.mad. gereğince cayma hakkını kullanmak isteyen eser sahibinin, cayma hakkını kullanmadan önce noter vasıtasıyla diğer tarafa münasip bir mehil vermesi gerektiğini, çeviri eserlerin yeni baskılarına ilişkin ödeme talebinin mehil verilmesine engel olan hallerden olmadığını, sözleşmede çevirmenin müteakip baskılar için herhangi bir talepte bulunmayacağının açıkça belirtildiğini, sözleşmede her bir esere dair hakların ayrı ayrı gösterildiğini, söz konusu her bir eserin müteakip baskılarında tercüme hakları için Çevirmen’in tüm haklarından feragat ettiğinin belirtildiğini, sözleşmenin “Teslim ve Ödemeler” başlığı adı altında, kitapların çeviri bedellerinin sayfa başına ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, davalının baskı adeti üzerinden talepte bulunmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, sayfa başına belirlenen bedelin sözleşmede belirtilen koşullar çerçevesinde Çevirmen’e ödendiğini, müvekkilinin sözleşmeler gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşmelerin imzalanmasından seneler sonra çevirmenin talepte bulunmasının kötü niyetli olduğunu, caymanın koşullarının bütünüyle gerçekleşmediğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, cayma bildirimine itirazlarının kabulü ile caymanın hükümsüzlüğüne karar verilerek bu konudaki muarazanın men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili birliğin üyesi olan diğer davalı …’ye imzalattığı sözleşmede yasanın aradığı şartlara uymadığını, FSEK mad.52’de mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olmasının ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğunun hüküm altına alındığını, yine Türk Borçlar Kanunu’nun 491. Maddesinde, sözleşmede basım sayısı belirtilmemişse, yayımcının ancak bir basım yapma hakkının olduğunun, tarafların sözleşmenin süresini veya baskı adedini kararlaştırmak zorunda olduklarının belirtildiğini, dava konusu olayda … isimli yazara ait “…” ve “…” adlı yapıtlarının Türkçe’ye çevrilerek yayınlanması için 10.04.2013 tarihinde imzalanan sözleşmelerin 6.4. maddesinde ise “Söz konusu her bir eserin müteakip baskılarında tercüme hakları için “Çevirmen” tüm haklarından feragat etmiştir. Buna karşılık yayınevi ödeme günlerine sadık kalacaktır.” düzenlemesinin yer aldığını, sözleşmede kaç baskı yapılacağı kararlaştırılmadığını, oysa gerek FSEK gerekse TBK açısından konusunu oluşturan hakların ve devir kapsamının ayrı ayrı yazılı olarak gösterilmesi gerektiğini, devredilen haklara ilişkin bu kuralın feragat edilen haklara ilişkin olarak da geçerli olduğunu, bu nedenle sözleşmedeki müteakip baskılar için müvekkil birliğin üyesi diğer davalı olan çevirmenin tüm haklarından feragat etmesi şeklinde bir değerlendirmenin yapılamayacağını, yasal olarak sözleşmeyle dahi olsa feragat edilmeleri batıl olacak haklar gösterilmeden gelecekteki tüm haklardan feragat edildiğine ilişkin hükmün mutlak olarak batıl kabul edilmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olarak müvekkili birliğin üyesi olan diğer davalının tecrübesizliği ve yeterli bilgisinin olmamasından faydalanarak tek taraflı şekilde önceden düzenlediği sözleşmeyi imzalamaya zorlayarak hakkını kötüye kullandığını, müvekkili meslek birliğininde ihlalin giderilmesi için davacıya uygun süre verdiğini, bu durumun davacı tarafından açıkça reddedilmesi üzerine gönderilen ikinci bir ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkili …’nin yasa ile kurulmuş bir meslek birliği olduğunu, bu kapsamda üyelerinin tüm haklarının korunması için gerekli tüm işlemleri yapma yetkisine sahip olduğunu, bu hususa karşın davacı tarafından eserin mali haklarının devredilmemesi gerektiği yönündeki iddiaların hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığını, zira meslek birliğine devredilen yetkinin bu hakların takibine ilişkin olduğunu ve davacının sözleşme ile meslek birliğinin yetkisini kısıtlama hakkına sahip olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Borçlar Kanunu 28. Maddesinde; bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık olması ve bu oransızlığın zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, zarar görenin durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebileceğinin hüküm altına alındığını, davalı müvekkilinin Kadıköy … Noterliği’nin 23.02.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeye bağlı kalma isteği ile aradaki oransızlığın giderilmesi adına diğer baskı sayılarına ilişkin ücretleri talep ettiğini, davacının, müvekkilinin deneyimsizliğinden ve bilgisizliğinden faydalandığını, “…” gibi Dünya Edebiyatında oldukça önemli bir konuma sahip bir yazarın, adıyla bütünleşen ve çok satanlar listelerine giren “…” ve “…” adlı kitaplarının tek bir baskısı için sayfa başına 10 TL’ den anlaşarak bundan sonra ki baskıların tercüme hakları için herhangi bir ücret ödemesi yapmadığını, davacının BK 28 gereği edimler arasında ki oransızlığı gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin meydana getirdiği eser karşısında hak kaybına ve zarara uğraması nedeniyle …ne başvurduğunu ve imzaladığı sözleşmeyi haklı nedenle feshetme niyetiyle Meslek Birliğini yetkilendirdiğini, FSEK 52 uyarınca, mali hakların devrine ilişkin sözleşmelerde devre konu eserin, mali haklarının, baskı sayısı ve basım adedinin açıkça ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini, davaya konu çeviri sözleşmesinin “Teslim ve Ödemeler” başlıklı 6./1. Maddesinde, eserin yapılacak birinci baskı adedi ve kitabın satış fiyatının Yayınevi tarafından tayin edileceğinin belirtildiğini, birinci basıya ilişkin açık hüküm bulunmadığını, müvekkilinin talep ettiği ücret karşılığı olan ikinci ve üçüncü basılara ve basım adedine ilişkin sözleşmede açık hüküm bulunmadığını, bu hususların belirtilmediğini, bu hali ile mali hakların devrine ilişkin geçerli bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili tarafından davacıya Kadıköy … Noterliğinin 23/02/2017 Tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 52. Maddesi belirtilen şekil şartına uyulmaması sebebiyle, … adlı yazara ait … (…) adlı çeviri eserin 1075 adet 2. basısı ve yine aynı yazara ait olan … (…) adlı çeviri eserin ise 2015 adet 2. ve 3. basıları için ödenmesi gereken ücretin ihtarname de yer alan banka hesabına yatırılmasını, aksi halde kanuni yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davacı tarafından istenilen bedelin ödenmeyeceğinin noter kanalı ile bildirilmesi üzerine, müvekkili tarafından sözleşmelerin feshedildiğinin Kadıköy … Noterliği’nin 08/03/2017 Tarih ve … Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, müvekkilinin FSEK 58 mad. gereğince cayma hakkını kullandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “her ne kadar dosyaya sunulan bilirkişi heyet raporunda davaya konu 10.4.2013 tarihli sözleşmelerin yazılı olması ve devredilen hakların tek tek gösterilmesi nedeniyle sözleşmenin FSEK m.52 hükmüne aykırılık taşımadığı, davalı çevirmen açısından sözleşmenin aşırı yararlanma başka bir deyişle gabin oluşturmasının FSEK 52 aykırı olduğundan bahisle FSEK 58 kapsamında caymaya gerekçe yapılmayacağı belirtilmiş ise de FSEK mad.52’de mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olmasının ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğu, yine yukarıda izahı yapılan Türk Borçlar Kanunu’nun 491. Maddesinde, sözleşmede basım sayısı belirtilmemişse, yayımcının ancak bir basım yapma hakkının olduğunun, tarafların sözleşmenin süresini veya baskı adedini kararlaştırmak zorunda olduklarının belirtildiği, dava konusu olayda … isimli yazara ait “..” ve “…” adlı yapıtlarının Türkçe’ye çevrilerek yayınlanması için 10.04.2013 tarihinde imzalanan sözleşmelerin 6.4. maddesinde ise “Söz konusu her bir eserin müteakip baskılarında tercüme hakları için “Çevirmen” tüm haklarından feragat etmiştir. Buna karşılık yayınevi ödeme günlerine sadık kalacaktır.” düzenlemesi yer almakta ise de sözleşmede kanunun amir hükmünde belirtildiği üzere hangi haklardan feragat edildiğinin açıkça düzenlenmediği, yine kaç baskı yapılacağı kararlaştırılmadığı dikkate alındığında gerek FSEK gerekse TBK açısından davalı olan çevirmenin tüm haklarından feragat etmesi şeklinde bir değerlendirmenin yapılamayacağı, yukarıda izahı yapılan genel işlem şartları yönünden sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde matbu sözleşme şeklinde düzenlenerek belli yerleri değiştirilerek imzalandığı anlaşılan sözleşmenin 4.7 maddesinde yer alan “çevirmen çevirisini yapacağı kitabın yeni bir çevirisini hakları artık yayınevinde olmasa bile 60 yıl boyunca başka bir yayın evine yapmaz” hükmün genel işlem şartı niteliğinde olduğu, sözleşmenin kelepçeleme sözleşme niteliğinde bulunduğu, şu hale göre davalının mali haklarının ihlal ettiğinin kabulünün kaçınılmaz olduğu sonuç olarak davacıya çekilen ihtarın içerik açısından yerinde olduğu ve cayma hakkının kullanılması yönünde mehil de verildiği dikkate alındığında usulüne uygun olarak caymanın kullanıldığının kabulünün gerektiği, sonuç olarak bilirkişi raporundaki tespitlerin bu yönden hatalı olduğu, tekrardan rapor alınmasının usul ekonomisine uygun düşmeyeceği esasen uyuşmazlığın değerlendirilmesinde teknik bir yön bulunmadığı dikkate alındığında gerekli değerlendirilmenin mahkememizce yapılabileceği, davalı açısından caymanın şartlarının oluştuğu ve usulünce cayma hakkının kullanıldığı” gerekçeleriyle davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; cayma bildiriminin şekil açısından geçersiz olduğunu, cayma bildirimine ilişkin ihtarnamenin eser sahibi davalı tarafından gönderilmediğini, cayma hakkını kullanmadan önce FSEK m.58 uyarınca münasip bir mehil verildiğinden bahsedilemeyeceğini, davalının cayma bildiriminin haklı bir sebebe dayanmadığını, sözleşmenin FSEK m.52 hükmüne aykırılık taşıdığından bahsedilemeyeceğini, sözleşmede yer alan birtakım maddelerin genel işlem şartı olarak değerlendirilmesinin hatalı olup caymaya gerekçe olarak gösterilemeyeceğini, FSEK m.58’de belirtilen caymaya ilişkin şartların sağlandığından bahsedilemeyeceğini, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, davanın reddi halinde davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda dava dışı …A.Ş tarafından çevirmeni davalı … olan eser sahibi de … olan eser için alınan bandrol talep formu ve taahhütnamelerinin birer örneğinin gönderildiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekte çeviri sözleşmelerinin incelenmesinde 10/04/2013 tarihli oldukları taraflarının davalı … ile davacı olduğu, sözleşmenin 6. Maddesinde teslim ve ödemeler konusunun hükme bağlandığı, yine 6,4 maddesinde söz konusu her bir eserin müteakip baskılarında tercüme hakları için çevirmenin tüm haklarından feragat ettiği, 8. Maddesinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen eseri zamanında teslim etmeyen ve sözleşme aksine hareket eden çevirmenin 500-USD ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin hükme bağlandığı görülmüştür. Davalı … tarafından davacıya gönderilen 23/02/2017 tarihli ihtarnamede davalı …nin sözleşmeye konu eserlerle ilgili haklarının takibini meslek birliğine devrettiği, eserlerin birinin 1075 adet diğerinin 2150 adet daha basıldığının tespit edildiğini, buna göre toplam 2.446-TL ödenmemiş çeviri ücretinin 5 gün içerisinde ödenmesinin istendiği, Davacının ise 09/03/2017 tarihli ihtarname ile talebin haksız olduğunu dayanak olarak da sözleşmenin 4/2 maddesini gösterdiği, Davalı … birliğinin 08/03/2017 tarihli ihtarname ile 23/02/2017 tarihli ihtarnamede belirtilen miktarın verilen süre içerisinde ödenmediği gerekçe yapılarak sözleşmelerin FSEK 58.maddesi uyarınca feshedildiği, buna göre FSEK 68.maddesi gözetilerek toplam 7.338-TL nin 3 gün içerisinde ödenmesinin istendiği görülmüştür. 22/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “Dava konusu uyuşmazlıktaki 2 adet çeviri kitabın FSEK 5/1 anlamında çeviri mahiyetinde işlenme eser olduğu, davacının çeviri eserlerin mali hak sahibi, davalı çevirmenin işlerime eser sahibi olduğu, davalının sözleşmelerden caymasının FSEK 58 çerçevesinde geçersiz olduğu, davalının sözleşmeyi FSEK 58 dışında TBK’nun genel hükümleri ile gabin nedenine dayalı olarak feshettiği hususu davalının gönderdiği ihtarlarda belirtilmediğinden değerlendirme dışında tutulduğu” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, caymanın hükümsüzlüğü davasıdır. Davacı ile davalılardan … arasında çevirmenlik sözleşmelerinin imzalandığı, bu sözleşmelerle davacının mali hak sahibi olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça davacıya 23/02/2017 tarihli ihtarın gönderildiği, ihtarnamede sonradan yapılan baskılar için ödenmemiş çeviri ücretinin 5 gün içerisinde ödenmesinin istendiği aksi halde FSEK 68. Maddesi uyarınca tecavüzün ref’i yoluna gidileceği hususunun belirtildiği, davacı tarafın ise söz konusu ihtara verdiği 10/03/2017 tarihli ihtarname ile istenen bedelin haksız olduğunun bildirildiği, davalı tarafça 08/03/2017 tarihli ihtarname ile sözleşmeden cayıldığının bildirildiği, davanın da 4 haftalık süre içerisinde 05/04/2017 tarihinde açıldığı görülmüştür. Davalı tarafça 08/03/2017 tarihli ihtarnamede çeviri sözleşmelerinin 6.4 maddesinin FSEK 52.maddesindeki şartlara uygun olmadığı ve 6098 Sayılı TBK 491.maddesine göre bu sözleşmelerin tek bir baskı için geçerli olduğundan ikinci ve üçüncü baskıların davacının yapma hakkı bulunmadığını, ayrıca 23/02/2017 tarihli ihtarnamede belirtilen 5 günlük süre içerisinde ödeme yapılmadığından bahisle sözleşmelerin FSEK 58.maddesi uyarınca feshedildiği bildirilmiştir. Cayma hakkı 5846 Sayılı FSEK 58.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre cayma hakkının kullanılması için şekle ve esasa dair şartların gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda davalı tarafça ihtarnamede münasip bir zaman verildiği, dolayısıyla bu nedenle caymanın şekle uygun olarak yapıldığı görülmüştür. Esasa ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise, dava konusu çeviri sözleşmelerinin FSEK 52.maddesine uygun olmaması ve sonraki baskı ücretlerinin ödenmemesinin gerekçe yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar mahkemece genel işlem koşullarından bahsedilmiş ise de, bu husus FSEK 58.maddesinde öngörülen hususlardan değildir. Dolayısıyla genel işlem koşulları sözleşmeden caymaya gerekçe yapılamaz. Öte yandan söz konusu sözleşmelerde devredilen hakların tek tek gösterildiği sözleşmenin bu haliyle FSEK 52.maddesine aykırılık taşımadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde mahkemece caymanın geçersiz olduğunun tespitine dair hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2.fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarih, 2017/476 E – 2019/242 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KABULÜ ile; davalı tarafın sözleşmeden caymasının geçersiz olduğunun TESPİTİNE, 4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 31,40-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 2.527,50-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.375-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 9-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 63,63-TL posta masrafı olmak üzere toplam 184,93-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2022