Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2479 E. 2019/2333 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2479 Esas
KARAR NO : 2019/2333 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2019
NUMARASI : 2015/1130 E.,
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı/ alacaklı … tarafından davacı/ borçlu … aleyhine ve diğer davalılar aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı; davacı tarafın yetki itirazı üzerine bu dosyanın Edremit …İcra Müdürlüğü’nün… sayılı esasına kaydedildiği ve bu dosya üzerinden takibin devam ettiğini; ancak, takip konusu 20/09/2012 tanzim tarihli 31/10/2012 vadeli 3.000.000,00 USD bedelli bonoda davacı/ tanzim eden … adına atılı imzanın davacıya ait bulunmadığını; bu nedenle, dava konusu bonodaki davacı imzasının sahte olduğundan takip konusu bononun zamanaşımına uğradığı ve ciro silsilesinden kopukluk bulunduğundan ve rıza dışı elden çıkma sebeplerinden dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir. Davalı … vekilince verilen talep dilekçesinde özetle; 08/06/2016 tarihli celsede mahkemece verilen takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının talep edildiğini; ancak, mahkeme heyetince bu konuda bir karar verilmediğinden Yargıtay içtihatlarına aykırı olan olan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını; talep etmiştir. Temlik alan … vekilince verilen 07/08/2019 tarihli dilekçesinde; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince 16/11/2018 tarihinde oy çokluğu ile alınan ara kararda “mukayeseye dair belge bildirildiği ve celbi sağlanmadan inceleme yapıldığı görülmekle” gerekçesine dayanılarak temlik talebin reddedildiğini, dosya kapsamına göre tüm adli tıp kurumu raporları ve özellikle son 31/07/2019 tarihli adli tıp kurumu raporuna göre tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesince dava açıldıktan sonra 27/06/2016 tarihli ara karar ile “……Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, Dava konusu, 31/10/2012 tarihli borçlusu .. olan 3.000.000,00 USD bedelli senete dayalı olarak davalı tarafından İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından yapılan icra takibinin mevcut bulunduğu durum itibariyle HMK. 209-(1) maddesi uyarınca bu konuda karar verilinceye kadar senedin davacı yönünden herhangi bir işleme esas alınmamasına,HMK 209-(3) maddesi uyarınca senet sahibinin haklarının korunması için dava değeri olan [3.000.000,00 USD karşılığı olan 8.385.600,00 TL üzerinden HMK 87.maddesinde yazılı türden %15’i teminat 1.257.840,00 TL yatırıldığında karardan bir suretin ilgili icra müdürlüğüne gönderilmesine,…. şeklinde arar karar oluşturulmuştur.Davacı yan teminata yönelik itiraz etmiş ve bu itiraz üzerine ilgili mahkemece davacı vekilinin; davacı vekilinin 27/06/2016 tarihli kararın teminata yönelik kısmına vaki itirazının, HMK.nun 209-(3) maddesi kapsamında; gerektiğinde senet sahibinin haklarının korunması için mahkemece tedbirler alınabileceğinden bu hususa yönelik itirazın yerinde bulunmadığından reddine; aynı konuda iki tedbir kararının uygulamada tereddüt yaratacağı dikkate alınarak; başlangıçta, mahkememizin 27/11/2015 tarihli tensibinin (3) nolu ara kararı ile verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına istinaf yolu açık olmak üzere karar verimştir.Yine Mahkemece 5/6/2017 tarihinde davalı yanın ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebi reddilmiştir.Mahkemece yine 20/02/2018 tarihli inceleme sonunda; mahkemede dava konusu olan bononun İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu yapılan 20/09/2011 tanzim tarihli, 31/10/2012 vade tarihli, 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu, temlik alan vekilince gerekçe yapılan adli tıp kurumunun 17/10/2017 tarihli raporunun İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine düzenlendiği ve o davadaki takibin Kadıköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu 20/09/2011 tanzim tarihli, 31/10/2012 vadeli, 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu, buna göre 17/10/2017 tarihli adli tıp kurumu raporunun dava konusu bono ile ilgili uyuşmazlığın çözümü için yeterli içeriği taşımadığı, eldeki dava konusu bono için henüz bir rapor düzenlenmediği gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı temlik alan vekili istinaf etmiştir. Bunun üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 2018/2380 Esas ve 2018/1633 Karra sayılı ilam ile 20/02/2018 günlü kararın usul ve yasaya uygun olduğu vicdani kanaate varılarak talep esastan reddidilmiştir.13.09.2019 tarihinde ara karar ile Temlik alan Kasım Yılmaz vekilince verilen 07/08/2019 tarihli dilekçesinde; 16/11/2018 tarihinde oy çokluğu ile alınan ara kararda “mukayeseye dair belge bildirildiği ve celbi sağlanmadan inceleme yapıldığı görülmekle” gerekçesine dayanılarak talebin reddedildiğini, dosya kapsamına göre tüm adli tıp kurumu raporları ve özellikle son 31/07/2019 tarihli adli tıp kurumu raporuna göre tedbirin kaldırılmasını talep etmiş olduğu görülmekle; iddialar yönünden davacının senet keşide tarihi itibariyle ehliyetsizliğinin olup olmadığının araştırılmadığı, ehliyetsizlik hususunun kamu düzeninden olması itibariyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/1-2382 esas 2014/617 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere re’sen araştırılması gerektiği ne var ki dosya kapsamında bu yönde bir araştırmanın bugüne kadar yapılmadığı belirlenmekle ehliyetsizlik hususunda araştırma yapılmasına, anılan sebeplerle tedbir kararının bu aşamada kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Bu defa ….vekili tarafından mahkemenin 13.09.2019 tarihli kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunuduğu görülmüştür.İstinafa getirilen ara karar ” ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının reddi ” mahiyetindedir. HMK 341. maddeye göre istinaf edilebilen ilk derece mahkemesi kararlarının neler olduğu belirlenmiştir.Buna göre ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbirin reddi kararına karşı istinaf yolu olanaklıdır. Ayrıca ihtiyati tedebir veya ihtiyati haciz verildiğinde itiraz üzerine murafaa açılara verilen karar hakkında da istinaf yoluna başvurulabilir.Ancak verilmiş bir ihtiyati tedbir devam ederken kaldırılması yönündeki talebin reddi kararının tek başına istinafa konu edilmesi HMK 396 ve atıf yapılan 394. madde ve HMK 341. maddeye göre mümkün olmadığından talebin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda yazılı olarak açıklandığı üzere 1 -İlk derece mahkemesinin ara kararı HMK 396 atfı ile 394. madde ve 341. maddeye göre isstinaf yolu açık kararlardan olmadığından İSTİNAF TALEBİNİN USULDEN REDDİNE 2-Harç peşin alınmış olmakla yeniden alınmasına yer olmadığına ve yatırılan harcın Hazineye gelir yazılmasına 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddes gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2019