Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2445 E. 2022/575 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2445 Esas
KARAR NO: 2022/575 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2017/270 E. – 2019/185 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 01/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile dava dışı …’nın 2011 yılında … Kız Meslek Lisesi ve 200 kişilik yatılı kız öğrenci yurdunun tüm mimari proje hizmetlerinin çizimi ve yapımı için 150.000,00 TL + KDV bedeli üzerinden anlaştıklarını, anlaşma kapsamında hazırlanan mimari okul-yurt projesinin Mimarlar Odası’na sunulduğunu ve 23.01.2012 tarihinde müelliflik başvurusunun onaylatıldığını, ilgili projenin bağışçıya ve bağışçı tarafından ilgili belediye ve resmi kurumlara teslim edildiğini, bağışçının maddi problemleri nedeniyle söz konusu inşaatın yarım bırakıldığını, kalan ücretin ödenmesi için Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/293 Esas sayılı davasının açıldığı ve ve 2014/407 Karar sayılı kararla davacılar lehine karar verildiğini, Avrupa Yakasında ikamet eden müvekkillerinin Hasanpaşa – Kadıköy yol ayrımında bulunan ve açık adresi … Cad. No:… … olan Kadıköy Erkek İmam Hatip Lisesinin projesinin … Kız Meslek Lisesi’nin projesi ile birebir aynı olduğunu fark ettiklerini, yapılan araştırmada Kadıköy Erkek İmam Hatip Lisesi’nin davalı … tarafından imzalandığının ve yapım işinin bağışçı davalı … A.Ş. tarafından üstlenildiğinin anlaşıldığını, …’na devredilen okulun 2 ayrı bina olarak inşa edildiğini, kopyalama işleminin iki kere yapıldığını, müvekkillerinin kendi eserleri olan mimari projenin çoğaltılarak kullanılması için davalılara hiç bir izin ve muvafakat vermediğini, bu projenin uygulanabilmesi için taraflar arasında sözleşme olması gerektiğini, ancak taraflar arasında böyle bir sözleşme de bulunmadığını, müvekkillerinin hem mali, hem de manevi haklarının ihlal edildiğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak FSEK’nun 68. maddesi uyarınca telif bedelinin üç kat fazlası için şimdilik 60.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline tahsiline, tecavüzün önlenmesine, kararın Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek olan üç gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
ISLAH; Davacılar vekili 11.12.2017 tarihli dilekçesi ile; FSEK’nun 68. maddesi uyarınca bilirkişilerce belirlenen 98.074,92 TL maddi tazminatın 3 katı olan 294.224,76 TL L maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR; Davalı …’na İzafeten İstanbul Valiliği vekili cevap dilekçesinde; Kadıköy ilçesinde 40 derslikli İmam Hatip Lisesi yapımı ile ilgili olarak bağışçı … A.Ş ile İstanbul Valiliği arasında 17.07.2012 tarih ve 2012/34 nolu protokolün imzalandığını, uygulanan proje müelleflerinin bağışçı tarafından bildirildiğini, imzalanan protokol kapsamında “Bağışçının Mükellefiyetleri” başlıklı 6.maddede ise projelere dair sorumlulukların bağışçıya ait olduğunun belirtildiğini, bu kapsamda müvekkilinin yükümlülüğünün sadece projenin ihtiyaçlara uygunluğunu denetlemek olduğunu, davanın müvekkili açısından husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca projenin önceki çalışmanın bire bir aynısı olduğu yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle açılan davanın öncelikle usulden, sonrasında ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; uygulanan proje ile davacıların projeleri arasında bir benzerlik bulunmadığını, davalı müvekkilinden okul yapılacak arsanın koordinatları verilmek suretiyle proje hazırlanmasının ve hazırlanacak projenin Selçuklu mimarisinin modernize edilmiş haline benzemesinin istendiğini, buna göre hazırlanan taslak projelerin ilgili idareye sunularak hazırlandığını, davacılar tarafından hazırlanmış projenin daha önce davalı müvekkili tarafından görülmediğini, davacıların mimari projelerinin çoğaltılmadığını, hatta davacıların projesinden esinlenilmesinin dahi söz konusu olmadığını, bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkili açısından husumetten reddi gerektiğini, davanın ….’ne ihbar edilmesini talep ettiklerini, sözleşmede açıkça her türlü mimari proje çizimi ve yapımı işlerinden mimarlık şirketinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, davaya konu mimari projenin eser niteliğine sahip olmadığını, dava konusu projenin eser olarak kabul edilmesi ihtimalinde dahi müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, bu nedenle davanın müvekkili yönünden öncelikle husumetten, sonrasında ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 25.06.2019 tarihli 2017/270 E. – 2019/185 K. sayılı kararıyla; ” Davaya konu davacılara ait mimari projenin bedelinin davalılara ait projenin onaylandığı tarihe göre hesaplanması gerektiğinden ve önceki raporlarda yapılan hesaplamalar bu tarihe göre yapılmadığından, ayrıca alınan 06/06/2016 tarihli raporda benzerlik oranı %12 olarak belirtilmişse de, projeler arasındaki benzerliklerin tek tek ve ayrıntılı olarak sayıldığı son rapora göre bu oranın çok daha yüksek olduğu, imar mevzuatı ve ihtiyaç nedeniyle yapılan bazı değişiklikler dışında davalıların uyguladığı projenin davacıların projesi ile esinlenme sınırlarını aşacak derecede benzer olduğu anlaşıldığından, 06/06/2016 tarihli rapora ve diğer raporlardaki hesaplamalara itibar edilmemiş, dosya kapsamına ve denetime uygun olan 03/01/2019 tarihli ek rapora itibar edilmiş, her ne kadar ayrık görüş olarak aynı mimari projenin her iki blokta kullanılması nedeniyle ikinci kullanım için %50 oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek farklı hesaplama yapılmışsa da, davacıların projesinin iki kez izinsiz kullanılması nedeniyle her bir tecavüz için ayrıca tazminat talep edilebileceğinden ayrık görüşe de itibar edilmediği…Toplanan deliller, iddia, savunma, benimsenen en son tarihli ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu mimari projenin FSEK anlamında eser niteliği taşıdığı, mali ve manevi hak sahibinin ise davacılar olduğu, davacıların projesinin kısmen aynen alınarak, kısmen de işlenerek okul ve yurt binası projesinde izinsiz kullanıldığı, projeler arasındaki benzerliğin esinlenme sınırlarını aşacak şekilde ve %50 oranında olduğu, …Davalıların bu şekilde davacıların işleme ve çoğaltma hakkını ihlal ettikleri, FSEK 68. maddesine göre 3 katı bedele hükmedilmesi gerektiği, ayrıca FSEK’nun 70. maddesi uyarınca davacıların manevi haklarının da ihlal edildiği, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda davalıların projesinin onaylandığı 21/10/2013 tarihine göre tespit edilen 51.828,2 TL’nin iki katı olan 103.656,42 TL’nin FSEK 68. madde gereğince 3 katı karşılığı kadar maddi tazminatın, olayın oluşuna, tarafların mali ve sosyal durumlarına göre takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminatla birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği, ancak davacıların yargılama sırasında artırdıkları maddi tazminat talepleri 98.074,92 TL’nin üç katı olan 294.224,76 TL olduğundan taleple bağlı kalınarak 294.224,76 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı … ve … A.Ş. husumet itirazında bulunmuş iseler de, cevap dilekçelerinde işin yapımcısının davalı … olduğu ve davalı … A.Ş.’nin de bağışçı olarak dava dışı olan ve davanın ihbar edildiği … Limited Şirketi ile yaptığı 16/05/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesiyle işi diğer davalıyla birlikte gerçekleştirdiği anlaşıldığından, FSEK’nun 54.maddesi gereğince mâli bir hakkı devre salahiyetli olmayan kimseden iyiniyetle iktisap, sorumluluğu kaldırmadığından husumet itirazlarının reddinin gerektiği,..işin yapımcısının davalı … olduğu ve davalı … A.Ş.’nin de bağışçı olarak dava dışı olan ve davanın ihbar edildiği … Limited Şirketi ile yaptığı 16/05/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesiyle işi diğer davalıyla birlikte gerçekleştirdiği anlaşıldığından, FSEK’nun 54.maddesi gereğince mâli bir hakkı devre salahiyetli olmayan kimseden iyiniyetle iktisap, sorumluluğu kaldırmadığından husumet itirazlarının reddinin gerektiği, davalılar arasında imzalanan ve davacıların taraf olmadıkları sözleşmelere göre tazminat sorumluluğunun sözleşme taraflarının iç ilişkileri olduğu, davalı …’nun davacılara ait mimari proje üzerinde bir takım değişiklikler yaparak kendi projesiymiş gibi imzaladığı, bu nedenlerle her üç davalının da maddi ve manevi tazminat sorumluluklarının bulunduğu ” gerekçesiyle; “Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, -98.074,92 TL telif tazminatının FSEK 68.maddde uyarınca 3 katı kadar 294.224,76 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine, -10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine, -Davacıların mimari projesine, davalıların muhtemel tecavüzlerinin önlenmesine, -Davacıların fazlaya ilişkin 10.000,00 TL lik manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, -Kararın kesinleşmesinden sonra hükmün Türkiye’ de yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davalı … vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, mimari proje için …Ltd. Şti. Tarafından sözleşme imzalanarak, bağışçı aleyhine mimari proje için alacak davasını bu şirketin açtığının anlaşıldığını, FSEK 68. Madde gereğince hak sahibinin dava açması gerektiğini, bu husus araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Müvekkilinin pasif dava ehliyetinin bulunmadığını, mimari projenin … Ltd. Şti. ‘ne ait olduğunu ve sözleşmenin şirket ile … arasında imzalandığını. -Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen benzerliklerin, taşınmazın niteliğinden ve üzerinde bulunduğu arazi yapısından kaynaklandığını, müvekkilinden, okul ve yurt olarak kullanılmak üzere proje hazırlanması, bu projenin MEB’in genel ilkelerine uygun ve Selçuklu mimarisine göre modernize edilmesinin istendiğini, müvekkilinin, bu talep çerçevesinde hazırladığı taslak projeyi idareye sunduğunu, birkaç kere revize talep edildikten sonra ortaya çıkan projenin uygulamaya alındığını, MEB’in eğitime elverişli olabilmesi için “tip” projeler hazırlamayı ve uygulamayı hedeflediğini, bunun için yapıların şekli ve pencerelerin ölçülerine kadar her bir detayı belirlediği Eğitim Yapıları Asgari Tasarım Standartları Klavuzu bulunduğunu, dosyada mübrez olduğunu, mahkemece hükme esas alınan raporda tespit edilen benzerliklerin bu standartlar ve taşınmazın üzerinde bulunduğu yapıdan kaynaklandığını, her iki projenin ihtiyacını karşılayacak şekilde ana girişin orta akstan sağlanması ve merdivenlerin ana girişin ortasında bulunmasının, kılavuzda eğitim yapılarının kat yüksekliklerinin bodrum kat için 4.50 m, normal katlar için 4.00 m olma zorunluluğu getirilmiştir. Dolayısıyla her iki projede de kat yüksekliklerinin benzer olmasının zorunlu olduğunu, kat yüksekliklerinin benzer olması zorunlu olduğundan, cephe uzunlukları da birbirine yakın olduğundan balkon sayısı ve balkon ölçütünün benzer olduğunu ve esinlenmeden değil gereklilikten kaynaklandığını, pencere alanının derslik alanına göre %25 olması gerektiğinin, pencere yüksekliği ve konumunun, giriş holleri ve güneş alma, ısı kaybı gibi zorunluluklar nedeniyle pencere düzenlemelerinin kılavuzda düzenlendiğini, ek raporda itirazlarının incelenmediğini, asgari tasarım standartları dışında kalan hususlarda benzerlik olduğuna dair tespit bulunmadığını. -Bilirkişilerin %50’lik orana nasıl ulaştığına dair tespit bulunmadığını. -Hayatın olağan akışına göre davacının hayata geçirilmemiş projesine ulaşılarak taklit edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu. -Tazminat talebinin kabulü ve üç kat tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu. -Bilirkişi tarafından hesaplamaya esas alınan %2,59 oranındaki katsayıya nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını,TMMOB Asgari Ücret Tarifesi Tablo 2’de İstanbul’da yer alan 4. Grup yapılar için 0,60 oranında katsayı öngörüldüğünü beyanla kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; FSEK 68/2 maddesinde düzenlenen talepte bulunma hakkının “Eser sahibi” yerine “Hak Sahibine” ait olduğu gözetilerek davacıların dava açma ehliyeti olmadığı gözetilerek hüküm kurulduğunu. -Hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin iddia ve talepleri ile sundukları 18/05/2018 tarihli mütalaa içeriğine yer verilmediğini, raporun dosya kapsamındaki diğer raporlar ile mübayenet içerdiğini. -Raporda teknik benzerliklerden yola çıkarak zorlama şekilde beyanda bulunulduğunu, her yapıda olması gereken teknik zorunluluklar ve imar planından kaynaklanan zorunlulukların dikkate alınmadığını. -Mimari projenin eser sayılabilmesi için sahibinin hususiyetini arz etmesi gerektiğini, yarım kalmış bir projenin eser kabul edilmesinin FSEK hükümlerine aykırı olduğunu. -%50 benzerlik bulunduğu tespitinin afaki ve hatalı olduğunu, MEB standartları ve taşınmazın yapısının göz ardı edildiğini, benzerlik kişilerin fiilinden kaynaklanmadığından tazminata hükmedilemeyeceğini, bilirkişi heyeti tarafından hesaplamaya esas alınan %2,59 oranındaki katsayıya nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, oysa TMMOB Asgari Ücret Tarifesi Tablo 2’de İstanbul’da yer alan 4. Grup yapılar için 0,60 oranında katsayı öngörüldüğünü, 2013 yılı için www…org.tr adresindeki en az bedel hesaplama tablosundan 30.588 TL tutarında hizmet bedeline ulaşıldığını. -Bilirkişilerin ara kararda bulunmamasına rağmen TÜFE-ÜFE artışı hesapladığını ve husumet değerlendirmesinde bulunduğunu. -Henüz inşa edilmemiş mimari projenin çoğaltılması yahut kasten benzetilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu. -Projenin Selçuklu dönemi mimarisinden esinlendiğini, projenin salt sahibinin hususiyetini taşımadığını, özgün olmadığını, hususiyet içermediğini beyanla kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’na İzafeten İstanbul Valiliği vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Ekli belgelerde sundukları üzere; İstanbul Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bağışçı … A.Ş. arasında imzalanan 2012/34 sayı ve 17.07.2012 tarihli protokolde İdarenin yükümlülüğünde okul inşaatı projesine dair yalnızca “Bağışçının hazırlayacağı özel projeleri ihtiyaç ve fonksiyon yönünden uygunluğunu onaylamak” (madde 4/a) bulunduğunu, “Bağışçının Mükellefiyetleri” başlıklı 6. Maddeden ise projelere dair sorumlulukların Bağışçıya ait olduğunu, idarenin yükümlülüğünün sadece projenin ihtiyaçlara yönelik uygunluğunu denetleyip onaylamak olduğunu, projenin fikri ve sınai haklar yönünden denetlenmesi ve kontrol edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkiline kusur ve sorumluluk yüklenemeyeceğini, projelerin dava dilekçesinde bire bir aynı olduğu ileri sürülmüşse de birçok farklılık bulunduğunu, bilirkişilerin teknik incelemenin dışına çıkarak değerlendirmelerde bulunduğunu, benzerlik oranının %50 olduğuna dair beyanı kabul etmediklerini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İlk derece mahkemesince bilirkişiler …, …, … ve … tarafından düzenlenen 06.06.2016 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; her iki mimari proje arasında %12 oranında benzerlik bulunduğu, projenin bedelinin 2012 yılı için 48.904,00 TL olduğu, okul ve yurt binasında iki kez kullanılmış olması nedeniyle iki katının 97.808,00 TL tazminat talep edilebileceği, dava tarihi olan 2014 yılı için ise birim fiyatının 55.663,00TL, iki katının ise 111.326,00 TL olabileceği, Kadıköy İmam Hatip Lisesi Binası ile Yurt Binası’nın projelerinin ön ve arka cephelerinin, davacıların koruma altına alınan projesinin “ön cephe mimari karakteri” ile kısmen benzeşmesi nedeniyle benimsenen %12 benzerlik – esinleme oranına göre tazminat miktarının 2012 yılı ve iki bina için 97.808,00 TL x %12 = 11.736,96 TL, 2014 yılı ve iki bina için 111.326,00 TL x %12 = 13.359,12 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler Mimar bilirkişi …, Hukukçu … ve Mali müşavir …’tan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 07.04.2017 tarihli raporda; karşılaştırmaya konu … Kız Meslek Lisesinin mimari projesinin FSEK’nun 2/b.3 maddesi uyarınca ilim ve edebiyat eseri niteliğini haiz olduğu, … Kız Meslek Lisesi projesi ile Kadıköy Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Yurt Binaları mimari projeleri arasında esinlenme olarak nitelendirilmeyecek şekilde benzerlik bulunduğu, davacıların projesinin mimarlar odasında onay tarihi olan 2012 yılına ait cetvele göre hesaplama yapıldığında bir proje için telif bedelinin49.037,46 TL, iki kez kullanılması nedeniyle 98.074,92 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş bildirmiştir. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden alınan 06.11.2017 tarihli ek raporda; telif ücretine ilişkin kök raporda hesaplama yapıldığı ve bu konudaki görüşlerinde bir değişiklik bulunmadığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince Mimar …, Mimar … ve Mimar …’den oluşan bilirkişi heyetinden alınan 14.09.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; … Kız Meslek Lisesinin müellif davacılar tarafından tasarlanan projesinin FSEK’nun 2/b 3.maddesi uyarınca ilim ve edebiyat eseri niteliğini haiz olduğu, … Kız Meslek Lisesi projesi ile Kadıköy Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Yurt Binaları mimari projeleri arasında esinlenme olarak nitelendirilmeyecek şekilde benzerlik bulunduğu, davacıların talep edebilecekleri asgari bedelin iki uygulama için 81.011,49 TL olarak hesaplandığı beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden davalının projesinin onaylandığı tarihteki değerlere göre hesaplama yapılması ve benzerlik oranının belirtilmesi için alınan 03.01.2019 tarihli ek raporda; mimari projeler arasındaki benzerlik oranının %50 mertebesinde olduğu, davacıların talep edebilecekleri asgari bedelin proje onay tarihi olan 21.10.2013 tarihinde tek blok için 51.828,21 TL olduğu, iki kullanım için 103.656,42 TL., 2018 Ekim ayı fiyatlarına göre bu bedelin 97.826,50 TL’ye ulaştığı, iki bina için ise bedelin 195.653,00 TL olduğu görüşü bildirilmiş, bilirkişi … ayrık görüşünde; 2018 yılı Ekim ayı itibariyle yapılan iki blok için proje bedelinin TÜFE’ye göre 91.238,196 TL (1.blok) + 45.619,098 TL (2.blok) = 136.857,294 TL olduğu, ÜFE’ye göre ise 105.530,209 TL (1.blok) + 52.765,104 TL (2.blok) = 158.293,130 TL olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacılar vekilinin müvekkillerinin … Kız Meslek Lisesi mimari projesinin, davalılardan … tarafından mimar sıfatıyla proje müellifi olarak imzalanan ve davalılardan … Şirketinin okulun yapım işini üstlendiği Kadıköy Erkek İmam Hatip Lisesi bağışçısı olduğu mimari projede bire bir kullanıldığını, MEB tarafından okul kısmının iki bina olarak iki kez kopyalanarak uygulandığını, müvekkillerinin mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini beyanla FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminat, manevi tazminat, hükmün ilanı ve tecavüzün önlenmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … Şirketi davacıların husumet ehliyeti bulunmadığını, FSEK 68/2 maddesi gereğince hak sahibi sıfatıyla … Şirketi tarafından dava açılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Dava dışı bağışçı … ile sözleşmenin mimar sıfatıyla … Şirketi tarafından yapıldığı ve ücret alacağı için bu şirket tarafından dava açıldığı dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ve mahkeme kararından anlaşılıyorsa da; dava konusu mimari projede davacıların proje müellifi sıfatıyla imzalarının bulunduğu, FSEK 11. Madde de düzenlenen “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır.” hükmü gereğince eser sahibi oldukları anlaşılmıştır. FSEK 18. maddesi uyarınca “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. ” FSEK 55. Madde de; “Aksi kararlaştırılmış olmadıkça mali bir hakkın devri veya bir ruhsatın verilmesi eserin tercüme veya sair işlenmelerine şamil değildir.” hükmü düzenlenmiştir. Davacıların dava dilekçesi ekinde sunulan imza sirkülerinden … mimarlık şirketinin aynı zamanda yetkilileri oldukları anlaşılmıştır. Somut olayda ortaya çıkan ihtilaf, eser nedeniyle onu meydana getiren davacı eser sahipleri ile ortağı/yetkilisi oldukları şirket arasında bir ihtilaf olmadığına göre ve davacıların eser sahibi olduğu mimari projenin, değiştirilerek kullanıldığını ileri sürdüklerinden davacıların FSEK 68. Madde gereğince telif tazminatı talep hakkının ve manevi tazminat talep hakkının bulunduğu kanaatine varılmıştır. FSEK 54. Madde de; “Mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmayan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez” hükmü gereğince davalılar … Şirketi ile …’nın husumet itirazı da yerinde görülmemiştir. Davalılardan …’nun proje müellifi olarak mimari projede imzası bulunduğundan davalı sıfatının bulunduğu, husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan her üç bilirkişi raporunda da, davalılara ait mimari proje ile, davacıların mimari projesinin benzer olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece alınan ilk bilirkişi heyet raporunda, yan cephe ve arka cephenin benzemediği, ön cephede de farklılıklar bulunduğu beyan edilerek benzerlik oranı %12 olarak belirlenmiş, 2012 yılı TMMOB birim fiyatlarına göre 2012 yılı için Lise ve Yurt Binası için 2×48.904 TL=97.808 TL olarak hesaplama yapılmış, %12’sinin talep edilebileceği açıklanmıştır. İkinci alınan bilirkişi heyet raporunda ise mimari projenin benzerliklerinin raporda açıklandığı ancak oranlama yapılmadığı, sonuç olarak bir proje için telif bedelinin 2012 yılı birim fiyatlarına göre 49.037,46 TL, iki kez kullanılması nedeniyle 98.074,92 TL olarak hesaplandığı ve bu miktarın talep edilebileceği, üçüncü bilirkişi heyetinin benzerlik oranını %50 olarak açıkladığı, 2013 yılı için TMMOB birim fiyatlarına göre bir blok için 51.828,21 TL iki kullanım için 103.656,42 TL hesaplandığı, her üç bilirkişi raporunda projeler arasındaki benzerlikler ve oranları konusunda farklı mütalaa verilmesine rağmen, mahkemece raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden, üçüncü bilirkişi heyeti raporunu hükme esas alarak karar verilmiştir. Davalı vekilleri tarafından benzerliğin, arazilerin yapısı, büyüklüğü ve …’nın Kılavuz Standartlarından kaynaklanan zorunluluklardan kaynaklandığını ileri sürerek hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz ettikleri, ayrıca itirazlarda bilirkişi heyeti tarafından hesaplamaya esas alınan %2,59 oranındaki katsayıya nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığı, oysa TMMOB Asgari Ücret Tarifesi Tablo 2’de İstanbul’da yer alan 4. Grup yapılar için 0,60 oranında katsayı öngörüldüğünü ileri sürmelerine rağmen itirazlar konusunda da ek rapor alınmadığı anlaşılmakla, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği kanaatiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda ek rapor, yada yeni bir heyetten raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek ve itirazları giderecek şekilde rapor alınarak karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar vekillerinin ayrı ayrı istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 25/06/2019 tarihli 2017/270 E. – 2019/185 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talepleri kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; A)Davalı … AŞ avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 73,10 TL tehir-i icra karar harcı ile 34,30 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 228,70 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, B)Davalı … avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 73,10 TL tehir-i icra karar harcı olmak üzere toplam 194,40 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, C)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 01/04/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.