Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2443 E. 2022/263 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2443 Esas
KARAR NO: 2022/263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2018
NUMARASI: 2015/24 E. – 2018/174 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/01/2015
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı kiracı … Ltd. Şti arasında Beşiktaş … Noterliğinde düzenlenen 29 Haziran 2006 tarihli ve … yevmiye numaralı .. sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’nin ilgili finansal kiralama sözleşmesini müteselsil kefil-müşterek borçlu sıfatıyla imzaladığını, borçlunun finansal kiralama sözleşmesi uyarınca ödemesi gereken kira bedellerini ödememesi üzerine kiracıya Beşiktaş … Noterliğinden 23 Eylül 2008 tarihli … yevmiye numaralı ve aynı noterlikten 12/11/2007 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnameler keşide edilerek gecikmiş kira borçlarını faizleri ile birlikte 60 günlük yasal süre içerisinde ödemesi gerektiği aksi takdirde taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini ve ihtarnamelerin davalıya tebliğ edildiğini, davalı verilen 60 günlük yasal sürede kira borçlarını faizleri ile birlikte ödemediğinden söz konusu finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini, sözleşmenin fesih edilmesi ile davalının müvekkiline olan tüm borçlarını muaccel hale geldiğini, müvekkilinin sözleşmenin feshiyle birlikte ödenmeyen kira alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafından yetkiye, borca, faiz oranına, takibe, ödeme emrine kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin 16. maddesinde işbu sözleşmenin yorum ve uygulanmasından doğan her türlü ihtalaf halinde başvurulacak merciin İstanbul merkez adliyesi mahkemeleri ve icra daireleri olduğunun düzenlendiğini, davalının itiraz ettiği borcun finansal kiralama sözleşmesine konu ekipmanın kiralanmasından doğan kira borcu olduğunu, borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde de borcun sebebinin açıkça gösterildiğini, sözleşmeyi müteselsil kefil- müşterek borçlu sıfatıyla imzalayan davalının borcun tamamına ve sebebine yaptığı itirazın mesnetsiz olduğunu, davalının ödeme emri ile birlikte tebligat üzerinde belirtilen eklerin ve takibe konu borcun kaynağı olarak belirtilen sözleşme ve ihtarnemelerin tarafına gönderilmediği iddiasının da mesnetsiz olduğunu, zira tebligat parçasından açıkça anlaşılacağı üzere ödeme emri ile birlikte dayanak belge suretlerinin de gönderildiğini beyanla davanın kabulüne, davalının itirazlarının iptali ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yolu ile yapılan takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı yana takibi alacağının % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aleyhe açılan davanın 6098 sayılı TBK’na, 6361 Sayılı Kanuna, TTK, İİK, HMK ve Yargıtay kararlarına açıkça aykırı olduğunu, ayrıca ve açıkça, ayrı ayrı hak düşürücü süre, zamanaşımı, görev, yetki, husumet vb, ilgili itirazlarda bulunduğunu, İstanbul İcra Dairelerinin mezkur takipte yetkisiz olduğunu, aleyhine açılan itirazın iptali davasına karşı da, ayrıca ve açıkça yetki itirazında bulunduğunu, iddia olunan alacağa karşı hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinde iddia olunan finansal kiralama sözleşmesi ile ilamsız icra takibinde iddia olunan finansal kiralama sözlmeşmesinin tarih ve yevmiye numaralarının birbirlerinden tamamen farklı, tezat ve çelişkili olduğunu, zira dava dilekçesinde iddia olunan sözleşme 29/06/2006 tarih ve … yevmiye numaralı iken, ilamsız icra takibinde yazılı olanın 03/01/2012 tarih ve … numaralı sözleşme olduğunu, alacak iddiasında bulanan davacı tarafın, aleyhine bu şekilde ve doğrudan ilamsız icra takibi yapma hak ve yetkisi olmadığını, konunun asıl muhatabının … Ltd. Şti olduğunu, iddia olunan leasing sözleşmesinde iddia olunan malların şirketin fabrikasında olması gerektiğini, 2007 yılından itibaren önce şirketin iflasının ertelenmesine, bilahare ise şirketin iflasına dair karar verildiğini ve iflas icra dosyası açıldığını, işlemlerin iflas idaresi ve memuru tarafından yürütüldüğünü, şahsının belirtilen süreçte hiçbir hak ve yetkisinin olmadığını, davacı tarafın icra takibinin, davasının ve iddialarının kefalet hukukuna ve kefilin sorumluluğuna ilişkin mevzuat ve düzenlemelere açıkça aykırı olduğunu, borcun sebep, mahiyet, içerik ve kalemlerinin tamamen belirsiz olduğunu, talep edilen faize, oranına ve miktarına ayrıca ve açıkça itiraz ettiğini, davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20 den az olmamak üzere kötüniyet-icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.02.2018 tarih ve 2015/24 Esas – 2018 Karar sayılı kararıyla; “davalının dava dışı … Ltd. Şti. ile davacı arasında akdedilen Beşiktaş … Noterliğinin 29/01/2006 tarihli … yevmiye numaralı finansal kiralama sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, icra dairesinin yetkisine itirazın yersiz olduğu anlaşılmış, dava dışı asıl borçlu, kefil ve davalı tarafından bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere noter ihtarına rağmen verilen süre içerisinde geciken kira bedellerinin ödenmediği, takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği asıl alacak miktarının 100.014,18 TL olduğu, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak kefalet limiti dahilinde olan borçtan sorumlu olduğu, davacının takip talebinde işlemiş faiz olarak ayrı bir alacak kalemi belirtmeksizin 258.720,00 TL alacak talebinde bulunduğu, bu nedenle işlemiş faizin bu kaleme dahil edilemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, davalının bu miktar üzerinden haksız itirazının iptaline ve takibin devamı ile alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davalının finansal kiralama sözleşmesinin müteselsil kefili olduğunu, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine ihtarname gönderildiğini ve akabinde sözleşmenin feshedilerek icra takibi başlatıldığını, Bilirkişi raporunda 100.014,18 TL asıl alacak ve 114.816,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 214.830,66 TL borç tespitinin yapıldığını, mahkemenin sadece asıl alacak üzerinden kabul kararı verdiğini, oysa takip öncesi borcun sadece ana para borcu olmayıp, sözleşmeden doğan temerrüt borçlarının da olduğunu, mahkemenin sadece asıl alacak yönünden hüküm kurmasının hatalı olduğunu, İcra inkar tazminatının davacı lehine verilmesi gerekirken davalı lehine verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; davacının incelemeye konu ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığını, davacının Beşiktaş … Noterliğinden davalı ile dava dışı borçlu ve kefile keşide ettiği ihtarname ile 3.570,00 USD kira ile 81,42 USD kira temerrüt borçlarını ödemeleri için taraflarına 60 günlük süre verildiğinin ve bu süre içerisinde borcun ödenmemesi halinde tüm kiraların muaccel hale geleceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalıya 27/11/2007 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından davalı ve dava dışı borçlu ile kefile gönderdiği Beşiktaş … Noterliğinin 23/09/2008 tarihli ihtarnamesi ile daha önce verilen süre içerisinde ödenmeyen kira borcu nedeniyle sözleşmenin feshedildiği bildirilerek muaccel hale gelen kira borçları ile diğer alacakların 7 günlük süre içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, bu ihtarnamenin de davalıya 26/09/2008 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından gönderilen ilk Noter ihtarnamesi tarihine kadar yapılan toplam 38.024,45 USD kira ödemesi sonucu davacının 3.570,00 USD kira alacağının mevcut olduğunu, ilk ihtarnamenin dava dışı borçlu şirkete tebliğ tarihi olan 22/11/2007 tarihinden itibaren 60 gün sonrası olan 22/01/2008 tarihine kadar 1.750,00 USD’nin ödenmiş olduğunu, bu süre içerisinde iki adet kira bedelinin borç olarak kaydedilmesi ile bu tarih itibariyle davacının 6.841,87 USD alacaklı olduğunu, bu tarihten ikinci ihtar tarihi olan 23/09/2008 tarihine kadar kayıtlara giren kira bedelleri ile ödemeler neticesinde davacının 21.975,96 USD kira bedeli ile 250,00 USD satış bedeli yönünden alacaklı olduğunu, takip tarihi itibariyle ödenmeyen kira borcunun 46.939,59 USD olduğunu, takip tarihi itibariyle karşılığının 100.014,18 TL olduğunu, davalının kefil olduğu azami tutarın 103.002,00 USD olduğunu, faiz oranının %20 olduğunu ve yürürlükteki faiz oranlarını aşmadığını, TL üzerinden bu oranın uygulanabileceğini ancak dolar üzerinden 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz hesabı yapıldığını, davalıya Noter ihtarnamelerinin tebliği ile verilen süreler nazara alınarak temerrüt tarihinin belirlendiğini ve buna göre faiz hesabı yapıldığını, sonuç olarak davalının takip tarihi itibariyle asıl alacak 100.014,18 TL ve işlemiş faiz 83.535,12 TL olmak üzere toplam 183.549,30 TL borçlu olduğunu tespit ve mütalaa etmiştir. *Bilirkişi ek raporda özetle; davacı vekilinin faize itirazlarının değerlendirilmesi ile %20 faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama ile faiz miktarının 114.816,47 TL olduğunu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere talep edilebilecek KDV miktarının 473,57 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı … şirketi kiralama sözleşmesi uyarınca alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı usule ilişkin itirazları ile birlikte davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “… takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği asıl alacak miktarının 100.014,18 TL olduğu, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak kefalet limiti dahilinde olan borçtan sorumlu olduğu, davacının takip talebinde işlemiş faiz olarak ayrı bir alacak kalemi belirtmeksizin 258.720,00 TL alacak talebinde bulunduğu, bu nedenle işlemiş faizin bu kaleme dahil edilemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, davalının 100.014,18 TL üzerinden haksız itirazının iptaline ve takibin devamı ile alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine” karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, icra takibinde finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak cari hesap alacağının bulunduğunu iddia etmiş, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleriyle “Davalının kefaleti kapsamında sözleşmeden kaynaklanan kira borcunun 100.014,18 TL olduğu, sözleşme ile belirlenen ve yasal sınırları aşmayan % 20 oranındaki faiz miktarına göre hesaplanan faiz miktarının 114.816,47 TL olduğu” anlaşılmıştır. Mahkemece tespit edilen asıl alacak hüküm altına alınırken, icra takibinde faizin ayrıca gösterilmemiş olması nedeniyle işlemiş faize ilişkin talep kabul edilmemiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında davacının asıl alacağının 100.014,18 TL, temerrüt tarihi ve sözleşme faizi dikkate alındığında faiz alacağının 114.816,47 TL olduğu tespit edilmiştir. İcra takibinde davacı tarafından 258.720,00 TL alacak istemine yer verilmiş olup, asıl alacak ve faiz açıklamasına yer verilmemiştir. Faizin mevcudiyeti asıl alacağa bağlı olmakla birlikte faiz ayrı bir alacaktır. Bu nedenle işlemiş faizin takip talebinde ayrıca gösterilmemesi dava dilekçesinde davacının istenen alacağın asıl alacak olduğunu belirtmiş olması karşısında, davada işlemiş faiz hesabının yapılması olanaklı olmadığından, mahkemenin işlemiş faize ilişkin kararı ve gerekçesi yerindedir. Mahkemece gerekçeli kararda “alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine” açıklaması yapılmasına rağmen, hükümde “icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresine yer verilmesinin, karar bir bütün olarak incelendiğinde, maddi hatadan kaynaklandığı anlaşıldığından; davacı vekilinin sair istinaf isteminin reddine, bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle hükmün düzeltilmesi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2018 tarih, 2015/24 E. – 2018/174 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a-) Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın (tahsilde tekerrür olmamak üzere) 100.014,18 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %20 oranında faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, b-) 20.002,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-) Karar ve ilam harcı 6.831,97 TL’den peşin alınan 3.124,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.707,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, ç-) Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 176,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 926,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 351,88 TL ile peşin harç 3152,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, d-) Davacı lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 10.751,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a-)İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, b-) İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 48,70 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 170,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/02/2022