Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2433 E. 2019/2322 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2433 Esas
KARAR NO : 2019/2322
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2019
NUMARASI : 2019/140 E.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Tespiti, Önlenmesi Ve Tazmini
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALAININ ÖZETİ DAVA:Davacılar vekillleri vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; müvekkilleri … 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 42. maddesi uyarınca, üyeleri bulunan müzik eseri sahiplerinin (besteci, söz yazan, aranjör ve editör) başta 5846 sayılı yasa olmak üzere ilgili mevzuat hükümlerinden doğan haklannı takip, talep ve tahsil etmek üzere kurulmuş olduğunu, Davalının … TV logolu televizyon kanalının sahibi olduğunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 43’iincü maddesi gereğince davalının, … TV logolu televizyon kanalında müvekkilleri meslek birliklerinin repertuvarlarına dâhil olan eserleri yayınlayabilmek için müvekkilleri meslek birlikleri ile FSEK madde 52 kapsamında yazılı izin sözleşmesi imzalama zorunluluğu olduğunu, davalının müvekkilleri meslek birlikleri ile lisans sözleşmesi imzalamadığını müvekkilleri meslek birliklerinin repertuarında yer alan eserleri, sahibi olduğu televizyon kanalında yayınlamaya devam ettiğini, davalının müvekkilleri meslek birliklerinin repertuarında yer alan eserleri bedel ödemeksizin bilerek ve isteyerek yayınlamaya devam ettiğini, müvekkilleri meslek birliklerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan mali haklarını ihlal ettiğini ve tespit tarihinden sonraki yayınları nedeni ile de ihlale devam ettiğini, davalının kötüniyetli haksız fiiliinin ihtiyati tedbir mahiyetinde durdurulması, müvekkilleri meslek birliklerinin dolayısıyla eser sahiplerinin uğradıkları zararların katlanarak devam etmesinin engellenmesi amacıyla gerekli olduğunu, Bu durumun davalının, dava tarihinden sonra da müvekkilleri meslek birliklerinin repertuannda yer alan eserleri bedel ödemeden yayınlamaya devam edeceğine dair karine teşkil ettiğini, müvekkilleri meslek birliklerinden izin almaksızın müzik yayını yapan her türlü işletmenin ortaklaşa gerçekleştirdiği büyük maddi zararın bir ölçüde de olsa parçasının karşı taraf olduğunu, tüm gelişmiş dünya ülkelerinde fikri mülkiyet haklarına verilen önem ve buna bağlı olarak ilgili sektörlerin bu haklardan kaynaklanan gelirlerinin hızla arttığını, teknolojik gelişmeler nedeni ile azalmakta olan fiziki satışların yerini önemli ölçüde bu gelirlerin aldığını, ülkemizde de benzer bir durum yaşandığını, fiziki satışların gerek teknolojik gelişmeler gerekse “korsan” ürünler nedeniyle düştüğünü, izinsiz kullanımlar nedeniyle fikri mülkiyet haklarından kaynaklanan gelirlerin düşük olduğunu, verilecek tedbir kararının başta davalı olmak üzere izinsiz müzik kullanıcıları için caydırıcı olacağını, davalı yayın kuruluşunun müvekkilleri meslek birliklerinin repertuvarının izinsiz kullanması ve bunun için bir ücret de ödemiyor olmasının davalı yayın kuruluşunun kendi sektöründe de haksız rekabetin oluşmasına yol açtığını, müvekkilleri meslek birliklerinden izin alarak ve bedellerini de ödeyerek müzik yayını yapan işletmelerin bunun bedelini ödemeyenlere nazaran daha fazla maliyetlerle karşılaştığını ve tüketicilerine sundukları imkanların da bu gider tablosuna göre belirlendiğini, izinsiz müzik yayını ve kullanımı sonucunda hak sahiplerinin almaları gereken haklardan mahrum kaldıkların devletimizin de önemli bir vergi gelirinden yoksun kaldığını, davalı ile defalarca gerçekleşen görüşmelerin sonuçsuz kaldığını bunun üzerine müvekkilleri meslek birliklerinin arabuluculuk sürecine başvurduğunu, ancak davalı yanın FSEK’in açık hükümlerine göre izinsiz ve haksız kullanıma rağmen uzlaşmaya yanaşmadığını, bu nedenle arabuluculuk sürecinin de sonuçsuz kaldığını ve işbu davayı açma gereğinin doğduğunu belirterek … TV logolu televizyon kuruluşunda umuma iletilmesinin yasaklanması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 24/06/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin açıklattırılmaya muhtaç olduğunu, dilekçelerinde yayınlanan eserleri gösteren kayıtları içerek RTÜK CD’sinin kendilerine tebliğ edilmediğini ve dava dilekçesinde hiçbir açıklamada bulunulmadığını, belirsiz alacak mı yoksa kısmi dava mı olduğunun tam olarak anlaşılamadığını, davalı şirketin İstanbul 1.FSHHM’nin 2019/162 ve 2019/163 esas sayılı dosyaları ile aynı tarihte dava açtıklarını, davalarda dayanak gösterilen yayın tarihlerinin ve talep miktarlarının aynı olduğunu, … Tv ile yaptıkları sözleşme bedellerinin Show Max ile yapılan sözleşme bedeliyle aynı olamayacağını davacıların da bilgisi dahilinde olduğunu, davacı yanın, tüm çabalarına karşın müvekkilinin 2018 yılı için sözleşme yapmaktan kaçındığını, meslek birlikleri repertuarlarını izinsiz yayınlayarak davacıları zarara uğratıp kendisinin haksız kazanç elde etmeye devam ettiği yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın 5846 sayılı FSEK 77.maddesinde yer alan düzenlemeyi dilekçesine alıntılıyarak ve bazı bölümlerini koyu olarak yazarak bir nevi esaslı bir zararın önlenmesi için yayınların ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasının elzem olduğu algısını yaratmak istediğini, ancak davacılarının iddialarının tamamı somut olay gerçekliğinden uzak olduğunu, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, davacı yanın müvekkilinin tecavüzünü ortaya koyamadığını, davacının koruması altında bulunan eserlerin yayınlanması amacıyla anlaşma yapma davetine müvekkili şirketin baştan itibaren icabet ettiğini ve netice alınmaması sebebinin davacı yanın dayatmacı tutumu olduğunu belirtmiş ilk olarak davanın usulden reddini, aksi halde hukuki şartlarının oluşmadığı için tedbir talebinin reddini talep etmiştir.İstanbul 2. FSHHM’nin 25/06/2019 tarihli ara kararıyla; tedbir talebinin kabulü ile davacı repertuarında yer alan eserlerin davalıya ait … TV logolu TV’de umuma iletiminin önlenmesine, ancak davalı tarafça takdiren 20.000,00 TL teminatın yatırılması halinde tedbirin uygulanmamasına karar verilmiştir.Davalı vekili 02/07/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinin usulsüz olduğunu, dava dilekçelerinde iddialarının gerekçesi olabilecek hiçbir delilin de bulunmadığı, ihtiyati tedbir kararında da bu konuda bir tespite yer verilmediğini, ihtiyati tedbirin amacının yargılamanın sonucunu güvence altına almaktan ibaret olduğunu, ancak somut olay açısından yargılama sürecinde tüketilecek, hüküm verildiğinde ortadan kalkmış olabilecek bir haktan bahsetme olanağının olmadığını, talebin yargılama ve inceleme gerektirdiğini, talep tarihi itibariyle korumasında bulunan repertuarda yer alan hangi müzik eserlerinin izinsiz olarak yayınlandığına dair somut bir belirlemede bulunmadığını, büyük zarar olarak ifade edilen zararın ne olduğu ve varlığının gösterilmediğini, iddia beyan ve taleplerdeki haklılılığın yaklaşık olarak dahi ispatlanamadığını belirterek mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İstanbul 2. FSHHM’nin 06/09/2019 tarihli ara kararıyla; dosya içeriğine sunulan delillere ve beyanlara göre usul ve yasaya uygun olan ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili süresinde sunduğu istinaf isteminde özetle; İhtiyati tedbire itiraz hakkında tam bir gerekçe oluşturulmadığından itirazın reddine karar verildiğini, somut olayda ihtiyati tedbirin koşullarının oluşmadığını, red gerekçesinin somut, net ve açık olmadığını, yaklaşık ispat hususunda bir delilin dosyaya ibraz edilmediğini, talep tarihi itibariyle korumasında bulunan repertuarda yer alan hangi müzik eserlerinin izinsiz olarak yayınlandığına dair somut bir belirlemede bulunulmadığı, büyük zararın ne olduğunun belirtilmediğini, dilekçede iddaların gerekçesi olarak tek bir yayın örneğinin yer verilmemiş olup ekinde olduğu iddia edilen delillerinde taraflara tebliğ edilmediğini, ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı ve incelemeyi gerektirdiğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı …vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; tüm delillerin dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş olduğunu, RTÜK’den alınan cd’lerin dosyada mevcut olduğunu, davalı yayın kuruluşunun yayınlarının ve izinsiz kullanımının devam ediyor olmasının tecavüz eyleminin devam etmekte olduğunu gösterdiğini, teminat bedelinin önceki yıllardaki sözleşme bedeline uygun olarak belirlendiğini ve müvekkilinin zararının güvence altına aldığını, yaklaşık ispat şartının gerçekleşmiş olmakla birlikte aksi düşünülse dahi davalının iddia ettiği gidi davalı yayın kuruluşu tarafından davacı meslek birliklerin repertuarının kullanılmaması gibi bir ihtimalin söz konusu olmadığını, önceki yıllarda sözleşme imzalanmış olup davalının aynı şekilde kullanıma devam edebilmek için sözleşme imzalaması gerektiği bilincinde olduğu, müvekkilinin aynı oranlarla bir çok yayın kuruluşlarıyla sözleşme imzaladığını, tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, FSEK’na dayalı olarak olarak açılan tecavüzün meni, tespiti, refi ve maddi tazminat ile hükmün yayımlanması istemine ilişkindir.Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş olup istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzeni dikkate alınarak inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki yayın izni sözleşmesinin önceki yıllarda yapıldığı sabit olup Dairemizce yapılan incelemede ilk derece mahkemesince mevcut delil durumuna göre ve 5846 sayılı FSEK 77, HMK 389.maddesi gereğince yaklaşık ispat koşulları dikkate alınarak ters teminat uygulanmak sureti ile ihtiyati tedbir kararı verilmesi yerinde görülmüş ve içerikleri itibarı ile ihtiyati tedbir kararının ve tedbire itirazın reddi kararının tamamen gerekçesiz olduğundan söz edilemeyeceği dikkate alınarak HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 22,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 01/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.