Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2425 E. 2022/258 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2425 Esas
KARAR NO: 2022/258
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2019
NUMARASI: 2018/50 E. – 2019/252 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu çekin ciro yolu ile dava dışı ve müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti. ünvanlı şirkete geçtiğini, müvekkilinin “Avalimdir” ibaresi ekleyerek yetkilisi olduğu dava dışı … Ltd. Şti. için ödeme aracı olarak kullanıldığını, davaya konu çekin karşılıksız çıkması üzerinde müvekkilinin yetkilisi olduğu … LTD. ŞTİ. tarafından çek bedeli ödenmek sureti ile önceki cirantalardan iade alındığını, sonrasında ise bu çek bedelinin müvekkilinin yetkilisi olduğu dava dışı … LTD. ŞTİ’ne ödemesi nedeniyle çekin davalı yana iade edildiğini, ancak bu esnada çekin üzerinde yer alan “Avalimdir” ibaresinin iptal edilmesi hususunun atlandığını ve davalı tarafça bu hatadan adeta yararlanılmak suretiyle müvekkilinin davalı tarafa hiçbir borcu olmamasına rağmen haksız olarak icra takibi başlatıldığını beyanla müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sorumluluğunun borca dayalı sorumluluk olmayıp aval veren sıfatı ile kefalet mahiyetinde bir sorumluluk olduğunu, bu nedenle davacının borcu teminat ilişkisine dayalı bir borç olduğundan müvekkiline herhangi bir borcunun olup olmadığının dinlenilebilirliğinin olmadığını, aval verenin kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumluluğu bulunduğunu, yani borçlu ile birlikte müteselsil sorumlu olduğunu, her ne kadar davacının kendisine ait ilk ciroyu iptal etmeden çeki geri vermesinin kendisini sorumluluktan kurtarmayacağı gibi esasen bu yöndeki iddiasını da kanıtlayamadığını, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.07.2019 tarih ve 2018/50 Esas – 2019/252 Karar sayılı kararıyla; “… Takibe dayanak yapılan çek incelendiğinde; keşidecisinin … Ltd. Şti., lehtarı … Hizm. …, lehtar cirantadan … LTD. ŞTİ. ciro edilmek suretiyle devredildiği, çekin ön yüzeyinde ciranta olan … LTD. ŞTİ. yetkilisi davacı tarafından aval sıfatı ile imzalanmış olduğu görülmüştür. Çekin ön yüzeyinde hem … Ltd. Şti.’nin hem de davacının aval sıfatıyla ayrı ayrı imzası bulunmaktadır. T.T.K.nun 701/3 maddesi gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılacağı bu nedenle davacı tarafça atılan imza TTK hükümlerine göre aval sayıldığı, TTK 702. maddesi uyarınca aval veren kişi kim için taahhüt altına girmiş ise, aynen onun gibi sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Bu itibarla davacının iddiaları ve davalının çekin iktisabında ağır kusur ve kastı bulunduğu ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığından davanın reddine, İİK 72/4. maddesi uyarınca, davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarının tazmini için icra inkâr tazminat talep etme hakkı bulunduğundan, tedbir talep edilen çekten kaynaklanan toplam 28.400,00-TL nin % 20 oranında davalı lehine icra inkar tazminatına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin yetkilisi olduğu dava dışı … Ltd.Şti. lehine aval verdiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine çek bedelinin ödenerek çekin cirantalardan iade alındığını, davalının çek bedelini ödemesi üzerine çekin davalı yana iade edildiğini, ancak çekteki “Avalimdir” ibaresinin iptal edilmesinin unutulduğunu, Davalının çek bedelini ödeyerek çeki iade aldığı hususunun iptal edilen şirket cirosundan ve ödeme belgelerinden anlaşılacağını, Davacının yetkilisi olduğu dava dışı şirketin davalıdan hali hazırda alacaklı olduğunu, bu durumda davalı lehine aval verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Davacının dava açmakta kötüniyetli olmamasına rağmen davacı aleyhine tazminata hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün .. Takip sayılı dosyasında; alacaklının …, borçlunun … Ltd.Şti ve … olduğu, 28/03/2018 keşide tarihli 30.000,00.-TL’lik çekden kaynaklı 28.400,00.-TL asıl alacak, 2.055,89.-TL işlemiş faiz alacağı 2.840,00.-TL tazminat bedeli, 85,20.-TL komisyon bedeli olmak üzere toplam 33.381,09.-TL alacağın tahsili için takip yapıldığı.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, çekin karşılıksız çıkması üzerine bedeli alınarak çekin davalıya iade edildiğini, ancak çekteki aval kaydını iptal etmeyi unuttuğunu beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… çekin davacı tarafından aval sıfatı ile imzalanmış olduğu, çekin ön yüzünde hem … Ltd. Şti.’nin hem de davacının aval sıfatıyla ayrı ayrı imzasının bulunduğu, T.T.K.nun 701/3 maddesi gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılacağı bu nedenle davacı tarafça atılan imza TTK hükümlerine göre aval sayıldığı, TTK 702. maddesi uyarınca aval veren kişi kim için taahhüt altına girmiş ise, aynen onun gibi sorumlu olacağı, davalının çekin iktisabında ağır kusur ve kastı bulunduğu ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığından davanın reddine, % 20 oranında davalı lehine icra inkar tazminatına” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya ve takibe konu edilen çekin 28.03.20168 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli olduğu, dava dışı takip borçlusu … İnşaat şirketinin çekin keşidecisi, davalının ise lehtarı olduğu, çekin cirantalarının cirolarının iptal edildiği, çekin ön yüzünde davacının “avalimdir” ibaresiyle imzasının bulunduğu ve bu nedenle davalı tarafından keşideci ile birlikte aval veren davacıya karşı icra takibinin başlatıldığı görülmüştür. Davacı, “Yetkilisi olduğu dava dışı … Ltd.Şti. lehine aval verdiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine çek bedelinin ödenerek çekin cirantalardan iade alındığını, davalının çek bedelini ödemesi üzerine çekin davalı yana iade edildiğini, ancak çekteki “Avalimdir” ibaresinin iptal edilmesinin unutulduğunu.” iddia etmektedir. Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. Buna göre, kendi aval kaydını ve imzasını iptal etmeyen davacının, çekteki ciro silsilesine uygun olarak çeki iktisap etmiş olan davalıya karşı sorumluluğu devam edeceğinden; ilk derece mahkemesinin davanın reddine ve takip yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması nedeniyle davalı lehine tazminata karar vermesi isabetli olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/02/2022