Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2414 E. 2022/256 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2414 Esas
KARAR NO: 2022/256
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2017/636 E. – 2019/40 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatılmış ise de takip konusu bonolar üzerinde yer alan imzanın davacıya ait olmayıp, imzaya itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davacının bonolardan doğan bir borcunun olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin tescil edilmiş merkez adresinin Başakşehir/İstanbul olması nedeniyle ve uyuşmazlık konusu işte ticari nitelikte olduğundan yetkili yargı çevresinin Bakırköy olduğunu, kambiyo takibinde imzaya itirazın yetkili ve görevli icra hukuk mahkemesine 5 günlük süre içerisinde yapılacak başvuru ile ileri sürülebildiğini, davanın görevli olmayan mahkemede ve yasal süre geçtikten sonra açıldığını, davanın hukuki niteliğinin hatalı belirlenmiş olup reddi gerektiğini, şikayet başvurusunun menfi tespit olarak yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, davalı şirketin gerçekleştirdiği ticari iş ve faaliyetler kapsamında vadeli satışını gerçekleştirdiği ürünlere dair takibe dayanak kambiyo evraklarını ödeme evrakı olarak teslim aldığını, ancak ilgili kambiyo evraklarının vadesinde ödenmediğini, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu nedenlerle öncelikle usule dair itirazlarının kabulü ile davanın usuli itirazları yönünden reddine, aksi kanaat halinde davanın esastan reddine, davacı aleyhine alacak miktarının %20.sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.01.2019 tarih ve 2017/636 Esas – 2019/40 Karar sayılı kararla; “… davacı tarafça, davalı tarafından başlatılan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … (eski no. …) Esas sayılı dosyasındaki bonolarda bulunan imzaların kendisine ait olmadığı ve davacının bonolardan kaynaklı davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı iddia edilmiş olup, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu aldırılan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre de, davacının düzenlenmiş dava konusu 4 adet senedin arka yüzündeki 1.ciro imzalarının davacının eli ürünü olmadığı hususu tespit edildiğinden davacının davasının kabulü ile 4 adet senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin davacı yönünden iptaline” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının yerleşim yeri adresinin Bakırköy ticaret mahkemeleri yetkisinde kaldığını, İmzaya itirazın 5 günlük süre içinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerektiğini, davacının bu süre geçtikten sonra görevsiz mahkemede menfi tespit davası ikame ettiğini, Davacı başvurusunun menfi tespit davası olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde imzaya itiraz ve takibin iptalinin talep edildiğini, Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, … ve …’dan imza örnekleri alınmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … (eski no. …) Esas sayılı dosyası ile; davalı tarafından davacı, dava dışı … ve … aleyhine toplam 15.038,21 TL alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı görülmüştür. *Bilirkişi tarafından düzenlenen 18/09/2018 tarihli raporda; inceleme konusu 4 adet senet aslı arka yüzündeki 1.ciro imzalarının davacının eli ürünü olmağı belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu dört adet bonodaki lehtar imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “…alınan bilirkişi raporuyla bonolardaki birinci ciro imzalarının davacıya ait olmadığı anlaşıldığından, davacının menfi tespit talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İİK.170.maddesinde düzenlenen imzaya itiraz, icra hukuk mahkemelerinde beş günlük süre içinde ileri sürülecek itiraza ilişkin olup; davacının genel hükümler uyarınca (somut olayda olduğu gibi) menfi tespit davası açarak imza sahteciliğini ileri sürmesine engel bir durum bulunmamaktadır. İİK.72/8 maddesinde menfi tespit davasında yetkili mahkeme belirtilmiş olup, işbu davanın icra takibinin açıldığı yer mahkemesinde ikame edilmiş olması nedeniyle yetkili mahkemede görüldüğü anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yetki, görev ve süreye ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Takibe konu edilen dört adet bononun lehtarı görünen davacının lehtar cirolarındaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit davasını açtığı, mahkemece yaptırılan ve denetime elverişli bulunan grafolojik inceleme sonucunda düzenlenen 18/09/2018 tarihli bilirkişi raporu ile bonolardaki imzanın davacıya ait olmadığı sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararın isabetli olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.027,26 TL harçtan, peşin alınan 256,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 770,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/02/2022