Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2391 E. 2022/559 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2391 Esas
KARAR NO: 2022/559 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2016/34 E. – 2019/177 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı tarafın müvekkili adına tescilli tasarımlardan …, …, …, … ve … tescil numaralı tasarımları ve faydalı modelleri, müvekkilinin onayı olmadan taklit ederek kullandığını, davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu gibi, söz konusu hususların Mahkemenin 2015/55 ve 96 D.İş sayılı dosyalarından alınan raporlar ile de tespit edildiğini, müvekkili tasarım ve faydalı modellerinin davalı tarafından taklit edildiğinin tespitini, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasını, önlenmesini, bu suretle tecavüzün giderilmesini, müvekkiline ait tasarımların davalı tarafından kullanılmasının yasaklanmasını, engellenmesini, iltibas eden ürünlerin üretildikleri yerlerden toplatılmasını el konulmasını ve tanıtım vasıtaları ile birlikte imhasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik, 30.000,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile ve 30.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA; Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı yanın anonim, klasikleşmiş ve hiçbir ayırt edici özelliği bulunmayan ürünleri kendi adına tescil ettirmiş olduğunu, davalının söz konusu tasarımları kendi adına tescil ettirmiş olmasının, haksız zenginleşme aracı olarak kullandığını, müvekkilinin ürünü ile davacı yana ait ürünlerin farklı olduğunu, benzerlik arzetmediğini ve davacının kötü niyetli olduğunu iddia ederek, asıl davanın reddini ve davacı/karşı davalı adına …, …, …, … ve … sayılı tek ve çoklu tasarımların tamamının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin16.05.2019 tarihli 2016/34 E. – 2019/177 K.sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, deliller ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporlarına göre, davacı adına tescilli dava konusu tasarımların tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici nitelikte oldukları anlaşılmakla, hükümsüzlüğe ilişkin karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Esas dava yönünden ise, davalının, davacı adına tescilli …, … (1) (3) (6) (8) ve … tescil nolu tasarımların ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini piyasaya sürerek davacının bu tasarımlardan kaynaklanan haklarına tecavüzde bulunduğu, eylemin TTK hükümleri kapsamında aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği, davacının seçimlik hakkına göre isteyebileceği maddi tazminat tutarının 15.080,67 TL olduğu…davalının eylemi aynı zamanda davacının tasarımdan doğan manevi haklarına da tecavüz teşkil ettiğinden, tecavüzün miktarı ve süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile manevi tazminatın amacı gözetilerek takdiren manevi tazminat talebinin de 10.000,00 TL yönünden kabulü gerektiği” gerekçesiyle “A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN: -Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının, davacı adına tescilli …, … (1) (3) (6) (8) ve … tescil nolu tasarımlara tecavüz ve bu tasarımlar yönünden haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına,önlenmesine, bu tasarımlar ile aynı olan davalı ürünlerinin toplatılmasına, bu tasarımlara ait tanıtıcı vasıtalarında kaldırılmasına ve bunların imhasına, -Toplam 15.080,67 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, -Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafça karşılanarak hüküm özetinin ülke genelinde yayım yapan trajı en yüksek gazetelerden birinde ilanına, -Fazlaya dayalı taleplerin reddine”
B-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: -Davalının karşı davasının REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı/K.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının maddi ve manevi tazminat yönünden yerinde olmadığını, yargılama aşamasında tüm başvurularına rağmen tedbir kararı verilmediğini, davalı karşı davacının, tasarım tesciline konu ürünleri üretmeye devam ettiğini, zararın hesaplandığı son raporu yargılamanın uzamaması için kabul etmişlerse de, mahkemenin aldığı ek raporla tazminat miktarının düşürüldüğünü, kök rapordaki tazminat miktarlarına göre karar verilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak 26/09/2018 tarihli rapordaki bedellerin esas alınarak tazminatların belirlenmesini talep etmiştir. Davalı/K.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, karşı dava yönünden istinaf sebeplerinde; karşı dava dilekçesinde ve yargılama sırasında sayısız dilekçe ile … , …, …, …, …, … firmalarına tasarım görsellerinin eklenerek hükümsüzlük davası yönünden müzekkere yazılarak ilk ne zaman satışa sunulduğunun sorulmasının istenildiğini, mahkemece yazılmadığını, bilirkişi raporunda teknik zorunluluk ve mecburi yapı meselesinin dikkate alınmadığını, hepsinde belli şekilde yapılmasının üründen kaynaklanan zorunluluk olduğunu, hükümsüzlük davasının eksik incelemeye dayandığını, ürünlerin anneannelerimizin ve babaannelerimizin mutfağında çekmece içerisinde olan kaşıklığın dava konusu olduğunu, dosyaya sundukları ürünlerin ve delil olarak sunulan 9 adet kataloğun incelenmediğini, asıl dava yönünden istinaf sebeplerinde; tespit raporuna itibar edildiğini farklılıkların hesaba katılmadığını, raporların hatalı olduğunu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olup zenginleşmeye yol açacağını, müvekkilinin ürününün daha kaliteli olup manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, manevi tazminatın maddi tazminat miktarına yaklaşacak şekilde belirlenmesinin de hatalı olduğunu, kararın gerekçesinin sadece 1 paragraf olduğunu delillerin tartışılmadan eksik inceleme yapıldığını, rapor ve delillerin gerekçede tartışılmadığını, olumlu, olumsuz değerlendirme yapılmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve karşı dava yönünden yeni rapor alınarak karar oluşturulmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının Endüstriyel Tasarım Hakkına tecavüz olmasaydı, tasarım sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir seçeneğine göre müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın hesaplanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekilin asıl davada, davalının davacı adına tescilli …, …, …, … ve … tescil numaralı tasarımlarına tecavüz ettiğinden bahisle, tasarıma tecavüzün tespiti, meni, refi ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin karşı davada; davacı tasarım tescil belgelerinin hükümsüzlüğünü talep etmiş, mahkemece hükümsüzlük davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu, kök rapordaki tazminat miktarının esas alınarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin ise asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu bilirkişi raporlarına itirazlarını ileri sürdüğü, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, dava dilekçesi ve yargılamada ile ileri sürdükleri firmalara müzekkere yazılarak, ürünlerin hangi tarihte üretildiğinin sorulması gerektiğini, tazminat hesabına da itiraz ettiklerini fahiş miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu ve delillerinin değerlendirilmediğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141. maddesinin 3. fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır” hükmü bulunmaktadır. HMK) 297. maddesi bir mahkeme hükmünün neleri kapsamı gerektiğini açıklamıştır. Buna göre, HMK 297/1-c bendinde mahkeme kararının; “c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermesi gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca 07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 E., 1976/3 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklanmıştır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukukî dinlenilme hakkının sağlanması ve denetlenebilmesi açısından önemlidir. Somut olayda mahkeme kararının gerekçe içerdiğinden bahsedebilmek ise mümkün değildir, mahkemece tarafların delillerine ve bilirkişi raporlarına gerekçede yer verilmediği, delillerin değerlendirilmediği, tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durulmadığı sadece mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki görüşlerin benimsendiği açıklanmıştır. Kararın gerekçe içermediğine yönelik davalı-karşı davacının istinaf başvurusu yerindedir. Mahkemenin kabulüne göre ; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında … firmasının kahvaltılık tasarımları ile davacı tasarım tescillerinin benzer olduğu beyan edilmekle, bilirkişi raporlarının ilgili sayfalarının da yazıya eklenerek ürünlerin hangi tarihte kamuya sunulduğunun bildirilmesi, görsel içeren fatura, katalog, katalog faturası gibi belgeler varsa mahkemeye ibrazının istenilerek araştırma yapılması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Yine mahkemenin kabulüne göre; davacı vekilinin dava dilekçesinde; 554 Sayılı KHK 52/2-a maddesine göre davalının Endüstriyel Tasarım Hakkına tecavüz olmasaydı, tasarım sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir seçeneğine göre müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın hesaplanmasını talep ettiği anlaşılmışsa da, mali müşavir bilirkişi tarafından sadece davalı defterlerinin incelendiği, davacı defterleri ve ticari kayıtları incelenmeden rapor düzenlendiği, yapılan hesaplamanın 554 Sayılı KHK 52/2-b maddesinde düzenlenen “Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre” yapıldığının anlaşıldığı, mahkemenin davacının seçimi ile bağlı olduğu anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı üzere araştırma yapıldıktan sonra, dosyanın taraf defterleri birlikte incelenerek 554 Sayılı KHK 52/2-a maddesine göre tazminat hesabı yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor ya da yeni bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilerek, HMK 297/1-c maddesinde düzenlendiği şekilde gerekçelerinin kararda gösterilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 16/05/2019 tarihli 2016/34 E. – 2019/177 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı-davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı/k.davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 77,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 38,75 TL’sinin davalı/k.davacıdan alınarak davacı/k.davalıya verilmesine, b)Davalı/k.davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 49,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 24,75 TL’sinin davacı/k.davalıdan alınarak, davalı/k.davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/03/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.