Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2387 E. 2022/574 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2387 Esas
KARAR NO: 2022/574 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2017/298 E. – 2019/283 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİH: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” markası ve logosunun davalı yanca bire bir kullanıldığını, marka haklarını ihlal ettiğini ve tecavüzde bulunduğu iddiası ile, 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve verilecek kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 2.3.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini toplamda 44.333.26 TL olarak talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; kullanmakta oldukları “…” markasının TPE nezdinde … no ile tescilli olduğunu, marka sahibinin … olduğunu ve markadan kaynaklanan haklarını lisans sözleşmesi ile …’e devrettiğini, markanın kullanım hakkını 28/09/2014 tarihinde 30.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldıklarını, marka ve logolarının hukuka uygun olduğunu, davanın … ve …’ a yöneltilmesi gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafın tescilli logosunu kullanmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/06/2019 tarihli 2017/298 E- 2017/283 K sayılı kararıyla; “… Somut olayda davacı tarafın şekil markasına benzer şekilde davalı tarafın kendi markasının yanında kullanımda bulunduğu, söz konusu bu kullanımın şekil markası dikkate alındığında aynı işletmeye ait benzer nitelikte iltibas yaratan markasal bir kullanım olduğu, davalı tarafın kullanımında davacı şekil markasından ayırt edicilik sağlayacak ve benzerlikten kaçınacak ögelere yer verilmediği, aksine bu iltibası düşündürecek renklerin bir arada kullanımı, … ibaresinin ürün tanıtımlarında yerleştirilme yeri ve kullanımını nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz olduğu, bunun yanında başkasına ait işaretin ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüzün tespiti ve men’ine karar verilmesi gerektiği…Davacının maddi tazminat istemini lisans seçeneğine göre talep ettiği,…Bilirkişilerin davalının cirosundan hareket ile dosyaya ibraz edilen yurt içi satış cirosu üzerinden sektör uygulamalarına göre 4.062.50 TL lisans bedeli ile 10.000 TL giriş bedeli ödenmesinin uygun bulunduğunu bildirdikleri, bu bedelin ise 14.062.50 TL ye tekabül ettiğinin anlaşıldığı, bu bedelin mahkemece somut olay yönünden hakkaniyete uygun bir lisans bedeli olarak belirlendiği,…dosya kapsamına göre 5.000 TL manevi tazminatın uygun olduğu..” gerekçesiyle; davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle 14.062.50 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ıslah ile talep edilen fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat isteminin kabulü ile 5.000 -TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği katılmalı istinaf dilekçesinde; mahkemenin maddi tazminat hesaplanmasında Sınai Mülkiyet Kanunu 151/2 uyarınca davacının seçimine bağlı kalması gerektiğini, seçimlik haklarını kullanarak 151/2-c maddesine göre “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli” üzerinden hesaplama yöntemi tercih edildiğini, dosyada alınan kök ve ek raporda, taraflarınca sunulan emsal lisans sözleşmelerine göre 34.333,26 TL lisans bedeli + 10.000,00 TL giriş bedeli maddi tazminat hesabı yapıldığını, yapılan hesaplama üzerinden davanın kabulü gerekirken mahkemece emsal lisans sözleşmeleri sunulmamış gibi genel hükümlere göre re’sen değerlendirme yapılmasının yerinde olmadığını, mahkemenin gerekçesinde; taraf ciroları, sektörün durumu ve ülke ekonomisi de değerlendirilerek hakim tarafından hakkaniyete uygun bir tazminat belirlendiği açıklanmışsa da, emsal lisans sözleşmesi sunulmadığı durumda bu şekilde hesaplama yapılabileceğini, tazminatın hakkaniyete aykırı olacak şekilde düşük belirlendiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; husumet itirazını tekrar ederek ve bu yönde yargılama sırasında ileri sürdüğü açıklamalarını tekrarla, … markasının gerçek hak sahibinin … olduğunu, lisans sahibi …’den marka hakkını 28.09.2014 tarihinde 30.000 TL karşılığında satın aldıklarını, davalının işyerinde kullandığı marka ve logoda hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkilinin tescilli logosunun, davacının gerek tescilli, gerekse fiilen kullandığı logosuyla ilgisinin bulunmadığını, tarafların logosunda yuvarlaklık dışında benzerlik bulunmadığını, aksine davacının müvekkilinin markası ile korunan “…” ibaresini haksız olarak öne çıkarttığını, müvekkilinin … sicil numaralı … markasının logosuna bakıldığında, müvekkilinin kullandığı “…” logosu ile birebir aynı olduğunu, … markasının da …’in sahibi …’a ait olduğunu, müvekkilinin lisans sahibi olduğu markada koruma altına alınanın … ibaresi olduğunu, davacının … ismi için TPE’ye müracaat ettiğinde, müvekkilinin markası nedeniyle kabul edilmediğini, davacının tescilli logosundaki ” …” ibaresinin değil, müvekkilinin hak sahibi olduğu “…” ismini ve markasını öne çıkardığını, internet üzerinde yaptıkları araştırmada davacının tescilli logosunu bir kez bile kullanmadığını gördüklerini, iştigal ettikleri gıda sektöründe marka ve logoların şekillerinin ekseriyetle oval ve renklerinin ise kırmızı renk olduğunu, yazı karakterinin patent unsuru olarak değerlendirilemeyeceğini, marka ihlalinin bulunmadığını, davacının manevi tazminat talebinin reddi yerinde bir karar olmakla birlikte maddi tazminat yönünden verilen kararı kabul etmediklerini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Mahkemece bilirkişiler Öğr. Üyesi Yard. Doç. Dr. …, Mali Müşavir … ve Gıda Mühendisi… ‘tan alınan 11.12.2017 tarihli raporda; … tescil no.lu “ … ” şekil ibareli markanın 43. sınıfta (yiyecek ve içecek hizmetleri) davacı adına tescil edilmiş olduğunu, Davacı adına tescilli marka ile davalının yiyecek ve içecek hizmetlerince kullandığı markanın esas unsurlarının benzer olduğunu,markalar bir değerlendirildiğinde ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimallerinin bulunduğunu, davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz yönünde kanaat oluşması durumunda, tazminata hükmedilebilmesi için gerekli şartın gerçekleştiğini, davacı tarafın ibraz edilmiş olan emsal lisans sözleşmelerine göre, 34,333,26 TL + KDV hesap edildiği ve 10.000,00 TL giriş bedeli ödenmesinin uygun görüldüğünü, dosyaya ibraz edilen yurt içi satış cirosu üzerinden sektör uygulamalarına göre 4.062.50 TL lisans bedeli ile 10.000 TL giriş bedeli ödenmesinin uygun bulunduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetinden alınan ek raporda; Davacının … numaralı markasına ait dosya muhteviyatının tetkikinde; Davalı … Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı … Ltd. Şti, arasında imzalanmış olan tarihsiz Marka Kullanım Sözleşmesinin, TPE nezdinde tescil edildiğine ilişkin belge bulunmadığı, davalı tarafından da dosyaya ibraz edilmediği, dolayısıyla TPE nezdinde tescil edilmemiş olduğu anlaşıldığından, davalının iş yerlerinde kullanmakta oldukları marka ve logoların hukuka aykırı bir durumunun söz konusu olmadığına, davacı tarafın davada husumetini marka sahibi olan … ve lisans sahibi olan …e yöneltmesi gerektiğine dair iddiasının Mahkemenin takdirinde olduğunu, Ticaret Odası’nın yazılı cevabı dikkate alınacak olursa; davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktarının 17.410,71 TL-olacağı, ancak heyette yer alan sektör bilirkişisi tarafından maddi tazminat bedeli olarak, kök raporda davacının sunduğu emsal, lisans sözleşmelerine göre hesap edilmiş olan 34,333,26 TL’nin uygun olduğunun değerlendirildiğini, davalının 2014 yılında maddi tazminata esas olacak cirosunun kayda değer olmadığını, dolayısıyla kök raporda hesap edilen maddi tazminat miktarında değişikliği gerektiren bir durum bulunmadığını beyan etmişlerdir. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/43 Diş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporundan, … tarafından, … Ltd. Şti. Aleyhine delil tespit isteminde bulunulduğu raporda; “davalı firmanın kendisine ait belgesindeki logoyu ve sembolleri kullanmadığını, aksine davacı firmaya ait logoyu anımsatan bir şekilde tabelada, ambalaj ürünlerinde ve menüde kullandığını, logolar birebir aynı olmasa da kafa karıştırıcı olup haksız rekabetin oluştuğunu, bilinçli tüketici açısından yanıltıcı olduğunun” beyan edildiği anlaşılmıştır. TPMK dan celp edilen kayıttan 35 ve 43. Sınıfta, 30/12/2011 başvuru tarihli … tescil nolu …+ Şekil markasının … adına 07/10/2013 tarihinde sicile kaydedildiği anlaşılmıştır. TPK dan celp edilen kayıttan 37 ve 43. Sınıfta, 10/11/2006 başvuru tarihli … tescil nolu … + şekil markasının, … adına 22/11/2007 tarihinde sicile kaydedildiği, markanın … tarafından 05/05/2017 tarihinde …Tic. Ltd. Şti.’ne devredildiği, 14 Kasım 2013 tarihli noterlik belgesi ile … Ltd. Şti.’ne 2 yıl süreyle ve 2.000 TL bedelle lisans verildiği, Büyükçekmece … Noterliği’nin 06/09/2017 tarihli … yevmiye numaralı Marka Lisans Sözleşmesi ile … Gıda tarafından … Gıda İnş. Mak. Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne on yıl süreyle 30.000 TL bedelle, Sakarya İli hudutları dahilinde kullanım hakkının devredildiği görülmüştür. Davalı tarafça ibraz edilen bila tarihli marka kullanım sözleşmesinden; 28/09/2014-28/09/2019 tarihleri arasında markanın kullanım bedelinin … Ltd. Şti tarafından davalıya 30.000 TL bedelle devredildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça Beşiktaş … Noterliğinin 30 Mart 2016 tarih ve … yevmiye numaralı Kuveyt uyruklu dava dışı kişi ile yapılan ve markanın Kuveyt, BAE, Katar, Suudi Arabistan Krallığı, Bahreyn Krallığı ve Amman Sultanlığında kullanılmasına izin veren ticari marka ve isim hakkı sözleşmesini ibraz ettiği, sözleşmenin 10 yıllık yapıldığı 20.000 ABD doları ödeneceği ve her şube için 500 ABD doları ödeneceği ayrıca temin edilecek mal bedellerine ilişkin de hüküm bulunduğu, dava dışı … ile yapılan 01/01/2016 tarihli 10 yıl süreli Franchaise sözleşmesinde ilik girişte 50.000 TL isim hakkı ile her ay 2.500 TL+KDV royalty bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı, … isimli kişi ile aynı tarihli aynı koşullarda sözleşme imzalandığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talepli davada, mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davalı vekili ve katılmalı olarak davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili müvekkilinin kullandığı logo ile davacının tescilli markası arasında benzerlik bulunmadığını, sözleşme ile kullandığı markada “…” ibaresinin ön planda olduğunu, bu ibarenin …’in sahibi …’a ait 2013/97909 sayılı “…” markasının logosu ile beraber kullanılmasına marka hukuku açısından engel bulunmadığını ileri sürmüştür. İhlale konu eylemin davalı tarafça işlendiği anlaşılmakla, davalı vekilinin husumet itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya sunulan dava dışı … Ltd. Şti. İle imzalanan 28/09/2014-28/09/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu beyan edilen sözleşmenin, noter tasdikli olmadığı, TPE’de de tescil edilmediği anlaşılmaktadır. Esasen … ile o tarihte markanın sahibi olan … ile yapılan 14 Kasım 2013 tarihli Marka Lisans Sözleşmesinin de iki yıl süreli olup, süresinin 14 Kasım 2015 tarihinde dolduğu, … Ltd. Şti.’ne 2 yıl süreyle markanın kullanım hakkının verildiği, Lisans alanın Beylikdüzü ve Avcılar çevresinde markayı kullanarak ticari işletme işletmemeyi kabul ve taahhüt ettiği, münhasır olmayan Lisans Sözleşmesi olduğu ve Lisans alana lisans hakkını üçüncü kişilere devir yetkisi verildiğinin de düzenlenmediği (556 Sayılı KHK 21/4-10 maddeleri) anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı tarafça Lisans Sözleşmesi’ne dayalı olarak markanın kullanıldığının ve kullanımın hukuka uygun olduğunun davacı tarafa karşı ileri sürülmesi mümkün değildir.Kaldı ki davalı tarafça, sözleşme kapsamında kullanıldığı ileri sürülen … ibareli şekil markasının tescil edildiği şekilde kullanılmadığı da sabittir. Markaların ayırt edici karakterinin değiştirilmeden kullanımı serbest ise de, bu kullanımın markanın asli unsuru korunarak ve ticari dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılması gerekmektedir. Davalının iki ayrı markanın birinin sözcük unsurunu, diğerinin şekil unsurunu alarak yeni bir marka gibi kullanması ve kullanımın davacının aynı sınıfta tescilli ve koruma altına olan davacının … sayılı marka ve logosuna benzetilmesi ticari dürüstlük kuralları ile bağdaşmaz. Davalı tarafça davaya konu markanın işletme tabelasında ve iş evrakında kullanıldığı savcılık dosyası kapsamından, davalının kabulünden de anlaşılmakla markaya tecavüzün tespiti ile önlenmesine karar verilmesi yerindedir. Davacı vekilinin ve davalı vekilinin maddi tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, bilirkişi kök raporundaki hesaplamayı dikkate alarak, 556 Sayılı KHK 66/II-c maddesinde düzenlenen, markanın lisans sözleşmesi ile kullanılması halinde ödenecek lisans bedeli seçeneğine göre 28/09/2014 tarihinden 20/11/2015 dava tarihine kadarki dönem için 10.000 TL isim hakkı bedeli ve bilirkişi raporunda tespit edilen benzer işletmelere ait ciro üzerinden ödenen lisans bedelleri ortalamasına göre 4.062.50 TL lisans bedeli toplamı 14.062.50 TL maddi tazminata hükmedilmiş, hükmedilen maddi tazminat miktarı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvuru konusu yapılmıştır. Davacı vekili sunulan sözleşmelere göre lisans bedeli hesaplanmasını talep etmişse de; davacı tarafça emsal olarak sunulan sözleşmelerin 10 yıllık olduğu ve davacı markasının isim hakkının 10 yıl süreyle kullandırılması karşılığında 50.000 TL isim hakkı bedeli ile aylık 2.500 TL royalty bedeli kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda ihlal süresinin 1 yıl 1 ay 20 gün olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi kök ve ek raporunda tespiti yapılan davalı cirosu dikkate alındığında, belirtilen ihlal süresi için hükmedilen 14.062,50 TL lisans bedeline dayalı maddi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu, davacı vekilinin ve davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin katılmalı istinaf başvurusunun ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yandan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yandan alınması gereken 1.302,14 TL nispi harçtan, peşin alınan 369,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 932,21 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 64,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 32,00 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yönünden kesin, davalı yönünden ise iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.