Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2383 E. 2022/560 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2383 Esas
KARAR NO: 2022/560 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2016/145 E. – 2019/255 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kimya sektöründe çalıştığını, davalının da aynı sektörde olup haksız rekabet teşkil eden eylemleri olduğunu, davalı …’ın da davalı şirketin genel müdürü olduğunu, davalı yanın müvekkilin eski bir çalışanı vasıtasıyla müvekkiline ait Ar-Ge merkezinde uzun süredir çalışma yaptığı “kumaş yıkamada geri boyama önleyici olarak kullanılan çapraz yapılı, suda dispers olabilen poliesterleri” ismiyle TPE nezdinde … no lu patent tescil başvuru gerçekleştirdiğini ürün formülasyonunu elde edip kullanıma başladığını, ayrıca müvekkilinin yatırım ve araştırma faaliyetlerine katlanmadan davalının ürünleri ucuza mal ettiğini belirterek davalıların haksız fiillerinin tespitine, menine, haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin merkezinin Uşak mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davalı şirketin adı “… Ltd.Şti” olup husumet itirazlarının olduğunu, haksız rekabetinin de bulunmadığını müvekkilin 2007-2012 arasında “polyester dispergatör yumuşatıcısı” olarak üretip sattığını, bu ürünü modifiye etmek suretiyle şuan üretip sattığı ürünü elde ettiğini, müvekkilinin deneme yanılma yoluyla AR-GE çalışma yaptığını, “…net” sitesinde bulduğu formüllerinin yenilendiği, davacının Patent başvurusu yaptığını, ama daha netleşmediğini, müvekkilinin itirazını bildireceğini, kaldı ki ürünün ilk olarak ABD’de … isimli şirket tarafından kullanıldığını, ayrıca kimyasal bileşenlerinin aynı olup olmadığının belli olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarihli 2016/145 E. -2019/255 K. sayılı kararıyla; “…dosyanın tedbir isteminin incelenmesi için istinaf aşamasındayken, BAM 16.HD tarafından bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, alınan raporlarda yapılan karşılaştırmalı analiz sonucunda incelemesi yapılan ürünlerin bire bir aynı olduğu bu durumda davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle; Davacının … sayılı patentten doğan haklarına davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili …’ın dava konusu ile ilgisinin bulunmadığı gibi aleyhine delil de bulunmadığından, bu davalı hakkındaki davanın reddi gerektiğini. -Müvekkilinin serbest piyasa koşullarında tamamen kendi emek ve sermayesinin mahsulü olan ürünleri meydana getirerek sattığını, davacının talebinin kabulü halinde müvekkiline karşı haksız rekabet oluşacağını, bilirkişi incelemesine konu numunelerin davacı şirketin şirket çalışanı … tarafından 17.04.2014 yılında “numune ve msds güvenlik bilgi formu” ile birlikte müvekkili …’ya gönderdiği numuneler olup, davada rapor aldırılan numunelerin davacının kendi malı olduğunu, müvekkilinin işyerinde yapılan tespitte ürün imalatında kullanılan hiçbir ham maddeye rastlanmadığını. -Müvekkilinin davacı ile hiçbir münasebeti olmadığı gibi, davacının formüllerine çalışanları aracılığıyla da ulaşmasının mümkün olmadığını. – Müvekkilinin 2007 ila 2012 yılları arasında “polyester dispergatör yumuşatıcısı” olarak üretip sattığı bir ürünü modifiye ederek halen üretip sattığı ürünü elde ettiğini, müvekkilinin bu ürüne 2012 yılında ulaştığını, modifiye sürecinin tamamen “…net” gibi internet sitelerinden bulduğu formüllerle olduğunu, açık kaynaklardan, deneme yanılma yolundan faydalanarak kendi AR GE çalışmasını yaptığını, müvekkilinin bu ürünü elde edip kullanmaya başlamasının davacıdan önceye gittiğini, davacının patent başvurusunu 2015 yılında yaptığını. -Bu ürün ve türevlerinin tekstil kimyasalları piyasasında çokça kullanılan, teknik tabirle “kamuya mal olmuş” bir ürün olduğunu, kimyasal ürünlere üründen formüle gitmek mümkün olmadığından, dava konusu ürün ile müvekkili şirketin ürettiği ürünün aynı olup olmadığını test etmenin de mümkün olmadığını, Ürününe patent almış olan davacının ürünü ile müvekkilinin ürününün aynı olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığını, kumaşta geri boyamayı önleyen bir kimyasal maddeye farklı formüllerle ulaşmanın mümkün olabileceğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi tarafından patent belgesinin bir örneği ile ürün örneklerinin TÜBİTAK’a gönderilerek laboratuvar analizlerinin yaptırıldığını, müvekkili tarafından İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümünden ürün analiz raporu alındığını, kendi bünyelerinde ürünler tetkik edilerek laboratuvar sonuçlarına ilişkin raporun dosyaya sunulduğunu ve raporların birbirini doğruladığını, bilirkişi raporları ve uzman mütalaalarının, davalı numunesinin müvekkiline ait ürünün formulasyonunu birebir kopyaladığını gösterdiğini ve tedbir kararı verildiğini, davalıların müvekkilinin patent belgesine bağlanan ürününü kopyaladığını, davalıların ürün numunesinin kendilerine ait olmadığına ilişkin beyan ve savunmalarının yargılamada ileri sürülmediği için iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olduğunu, istinaf aşamasında ileri sürülmesine muvafakatlarının bulunmadığını, aksine ikrar ve kabul beyanlarının bulunduğunu, davalı tarafça ürünün müvekkiline ait üründen farklı olduğunu ileri sürdüklerini, müvekkilinin patentinin geçerli olduğunu, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarına davalı tarafça itiraz edilmediğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; TPE tarafından mahkemeye gönderilen tescil belgesinden; 29/07/2015 başvuru tarihli … başvuru numaralı “Kumaş Yıkamada Geri Boyama Önleyici Olarak Kullanılan Çapraz Yapılı, Suda Dispers Olabilen Poliesterler” başlıklı patent belgesinin, incelemesiz patent belgesi olarak 22/05/2017 tarihinde davacı adına tescil edildiği ve koruma altında olduğu, başvurunun yayın tarihinin 21/04/2016 tarihli olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu … numaralı incelemesiz patentin 1adet bağımsız ve ona bağlı 5 adet bağımlı toplam 6 adet İstemi bulunduğu, söz konusu … numaralı incelemesiz patentin 1 numaralı bağımsız isteminin; Buluş, kumaş yıkamada geri boyama önleyici olarak kullanılması için geliştirilen kısmi çapraz yapılı, suda dispers olabilen poliesterler ile ilgili olup, poliesterin özelliği; poliesterdeki polietilen glikol miktarı ağırlıkça % 51-85 ve mol olarak % 6.0 – 99 aralığında olması, ağırlıkça % 0.1-4.0 aralığında çapraz bağ oluşturacak zincir uzatıcı içermesi ve Poliesterdeki Polietilen glikol mol % si 1. 1kg Poliesterdeki Polietilen Glikol Mol Sayısı :N, 2.1kg Poliesterdeki Dikarboksilik Asit Mal Sayısı :K, 3. 1 kg Poliesterdeki Diğer Dioller Mol Sayısı 😀 % N= (N) * 100/ (N+K+D) formulüne göre hesaplanması ile karakterize edilmesidir. ” şeklinde olduğu anlaşılmıştır. Tedbire yönelik istinaf incelemesi sırasında Avrupa Patent Vekili bilirkişi, Tekstil Mühendisi Bilirkişi ve Öğretim Üyesi Bilirkişi’den oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 16.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu edilen … numaralı tescilin patentlenebilirlik kriterlerinin karşılanıp karşılanmadığı incelenmeden, incelemesiz patent sistemine uygun olarak tescil edilmiş incelemesiz bir patent belgesi olduğunun görüldüğü, dava dosyasında mevcut mübrez ürün örneğinin incelenmesi suretiyle tecavüz incelemesinin, ürünün kimyasal yapısının ancak test yapılarak tespitinin mümkün olduğunu, dava dosyasında tescil edilen istem ve tecavüz ile suçlanan ürün arasında istemin teknik özellikleri bakımından 551 Sayılı KHK’nun 83.maddesi bağlamında bir suçlama veya savunmanın görülemediği, buradan hareketle herhangi mesnetlendirilmiş bir tecavüz durumunun olmadığı değerlendirilmesini yaptıklarını beyan etmişlerdir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/400 Esas sayılı dosyasına davacı vekili tarafından 11/10/2018 tarihinde sunulan İTÜ Kimya Fakültesinden alınmış uzman mütalaasında; incelemesi yapılan ürünlerin birebir aynı oldukları, istemin teknik özellikleri bakımından patent hakkına tecavüz durumunun oluştuğu, … A.Ş Üretimi ürüne ait mevcut bir patent bulunduğundan bu ürünün koruma altında olduğu ve patent sahibinin belgelendirilmiş izni olmadan üretimin yapılamayacağı şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/400 Esas sayılı dosyasında; TÜBİTAK Kimyasal Teknoloji Enstitüsünden alınan analiz raporunda (FTIR ve TGA analizleri) , FTIR analizi sonucunda numunenin polietilenglikol ve ester yapısında yardımcı malzemelerin karışımı esasta olduğunun belirlendiği; TGA analizi sonucunda numunenin ağırlıkça %1.7 oranında nem, %94.4 oranında organik ve/veya polimerik malzeme ve %3.9 oranında inorganik dolgu maddesi içerdiğinin tespit edildiği yolunda görüş bildirildiği, ayrıca grafiklerin de yer aldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin davalı tarafça müvekkili adına tescilli 29/07/2015 başvuru tarihli … başvuru numaralı “Kumaş Yıkamada Geri Boyama Önleyici Olarak Kullanılan Çapraz Yapılı, Suda Dispers Olabilen Poliesterler” başlıklı patent belgesine tecavüz edildiği ileri sürülerek, patente tecavüz nedeniyle haksız rekabetin tespiti, meni ve refi talepli dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı patentinin kamuya mal olmuş bir ürün olduğu, ürün numunesinin müvekkiline ait olmadığını, 2014 yılında davacı çalışanı tarafından müvekkiline gönderilen ürün numunesi olduğunu ileri sürmekle birlikte, müvekkilinin 2007 ila 2012 yılları arasında “polyester dispergatör yumuşatıcısı” olarak üretip sattığı bir ürünü modifiye ederek halen üretip sattığı ürünü elde ettiğini, üründen formüle gitmek mümkün olmadığından, dava konusu ürün ile müvekkilinin ürününün aynı olup olmadığının da tespit edilemeyeceğini, müvekkilinin ürünü ile davacının ürününün aynı olup olmadığının da tespitinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Davacı adına incelemesiz patent başvurusu yapıldığı, yargılama sırasında tescil işlemlerinin tamamlandığı, davacı adına tescili yapılan patentinin ürün patenti olduğu, davacı adına koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davacı tarafın tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Dairemizce üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındığı, raporda ürünün kimyasal analizinin yapılması gerektiğinin beyan edildiği anlaşılmakla, Dairemizce davacı tarafça dosyaya sunulan davacı ve davalıya ait ürün numunelerinin karşılaştırmalı olarak TÜBİTAK’tan analiz raporu alınmıştır. Dosyaya davacı tarafça İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi öğretim üyeleri tarafından sunulan teknik raporun da sunulduğu ve raporda ürün numunelerinin karşılaştırıldığı sonuç olarak ürün numunelerinin birebir aynı olduğu ve istemin teknik özellikleri bakımından patent hakkına tecavüz oluştuğu beyan edilmiştir. Davalı tarafça analiz raporu davalıya tebliğine rağmen ürün numunesinin kendisine ait olmadığı yönünde bir itiraz ileri sürülmemiş ve analiz raporuna itirazda bulunulmamış, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi ile dosyanın karara çıkarıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmışsa da; dosya kapsamında davalı ürün numunesinin davacının patentine tecavüz edip etmediği yönünden rapor alınmadığı anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir yönünden 6100 Sayılı HMK 389. Madde gereğince ve 551 Sayılı KHK 151 ve devamı maddeleri gereğince yaklaşık ispat koşulları geçerli olmakla birlikte, yargılamanın esası yönünden karar verebilmek için, davalı ürün numunesinin, sunulan analiz raporu da dikkate alınarak davacının patentinin bağımsız istemi ile korunan unsurları taşıyıp taşımadığının tespiti yönünden, Kimya Fakültesi öğretim üyelerinden oluşturulacak uzman bilirkişi heyetinden ayrıca rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde rapor alınarak yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 23/05/2019 tarihli 2016/145 E. – 2019/255 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davalılar avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 37,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/03/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.