Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2374 E. 2022/568 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2374 Esas
KARAR NO: 2022/568 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2017/416 E. – 2019/160 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 01/08/2007 – 12/10/2015 tarihleri arasında fizyoterapist olarak çalıştığını, bu çalışması sırasında sebebi belirtilmeksizin müvekkilinin fizik tedavi egzersizleri ile ilgili olarak fotoğrafları çekildiğini, o dönemde deneme amaçlı olarak çekildiği belirtilen fotoğrafların daha sonra davacının bilgisi ve izni olmaksızın davalı tarafça çıkarılan beş ayrı katalogda kullanıldığını, bu eylemlerin TMK 24,25 ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 86. Maddesinin ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkilinin iş akdinin davalı hastane tarafından hukuka aykırı olarak ve görevi olmayan bir işi yapmadığı iddiası ile feshedilmiş olduğunu, müvekkil tarafından İstanbul 29. İş Mahkemesi’nin 2016/633 Esas sayılı dosyası ile işe iade davası açıldığını, davanın derdest olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkiline ait toplam 64 kare fotoğrafın kullanılmış olduğu 5 katalog sebebi ile davalının kullanımına derhal sonra vermesini, HMK 107 ve devam eden maddeleri uyarınca yargılama sırasında yapılacak olan bilirkişi incelemesinde belirlenecek olan bedellere artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkilinin iş akdine son verilen tarihi olan 12/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
ISLAH; Davacı vekili 8.4.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 10.000 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olan fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesinin tanıtım broşürleri ve fotoğraflarının, davacının müvekkili kurumda çalıştığı süre içerisinde kendi arzusu ve rızası ile gönüllü olarak çekilip hazırlandığını, bu fotoğrafların deneme diye çekilmesi durumunun söz konusu olmadığını, davacının çalıştığı 8 yıllık süre zarfında söz konusu tanıtım broşürlerinin kendi bilgisi dahilinde kullanıldığını ve hastalara bizzat kendisi tarafından verildiğini, davacı yanın dilekçesinde öne sürdüğü iddiaların doğru olmadığını ve gerçeklerle örtüşmediğini ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 04/09/2019 tarihli 2017/416 E. – 2019/160 K. sayılı kararıyla; “… resmin kullanılış biçimi , davacının bizzat kendisinin izin ve onayı ile resimlerinin çekilerek , broşürlerin hazırlanarak hastalara 5 yıl boyunca ücretsiz olarak verildiği, davacının işyerinde çalıştığı bu süre zarfında bu duruma karşı çıkmadığı ve ücret isteminde bulunmadığı, gönüllülük esasına göre hareket ettiği, ancak disiplinsiz davranışları nedeniyle işten çıkarıldığında broşürlerinde izinsiz kullanıldığı iddiasıyla dava açtığı, ancak işten ayrıldıktan sondaki dönem için kullanımı ispat eden delil tespiti, noter tespiti gibi subut ispat vasıtası sunamadığı, kaldı ki takdiri delil olan tanık anlatımlarında dahi, davacının işyerinden ayrıldıktan sonra broşürlerin kullanılmadığını, imha edildiğini yeminli beyanları ile tasdik etmeleri, bu beyanların aksinin davacı yanca ispat edilemediği, aksine davalı yanca davacının ayrıldığı dönemden sonra hazırlanan farklı insanların bulunduğu broşürün de dosyaya ibraz edilmiş olması hususları bir bütün olarak incelendiğinde ; davacının davasının esastan reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan bilirkişi raporunda; broşürlerde kullanılan fotoğrafların eser olmadığı, davacının fotoğraflarının çekilmesi ve broşürde yayınlanması karşılığında 10.000-TL tazminat talep edebileceğinin belirtildiğini, rapordaki aleyhe beyanları kabul etmediklerini, tanıklarında beyan ettiği üzere, fotoğrafların profesyonel bir fotoğrafçı tarafından çekildiğini, çekimin deneme amaçlı olduğu beyan edilmişse de müvekkiline ait fotoğrafların davalı hastane broşürlerinde kullanıldığını, müvekkilinin fotoğraflarının iş akdi feshedildikten sonra da kullanılmaya devam edildiğini, bu durumun dosyaya sundukları davalı hastaneye ait stand fotoğrafından açıkça anlaşıldığı gibi, tanıklardan …’un beyanında ‘….davacı işten ayrıldıktan sonrada bu broşürlerin kullanımı devam etti….’ şeklinde belirtildiğini, müvekkilinin davalı işveren tarafından fotoğraflarının kullanılmasına muvafakat edilmediğini, yazılı onayının alınmadığını, herhangi bir ücret ödenmediğini, iş akdinin feshinden sonra da kullanıldığının bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; yargılama sırasındaki dilekçelerinde de belirttikleri ve dosyadaki tüm tanık beyanlarıyla da ispatlandığı gibi; dava konusu tanıtım broşürleri ve fotoğrafların davacının davalı kurumda çalıştığı süre içerisinde kendi arzusu ve rızası ile gönüllü olarak ve arkadaşları tarafından çekilip hazırlandığını, deneme diye çekilmesi söz konusu olmadığını, kendisinin çalıştığı süre zarfında bu tanıtım broşürlerinin 5-6 yıl boyunca kendi bilgisi dâhilinde kullanıldığını ve hastalara bizzat kendisi tarafından verildiğini, fotoğrafların davacının iş arkadaşı, hastane fizyoterapisti … tarafından çekildiğini, çekim sırasında hastane fizyoterapistlerinden …, …, … ve personel … ve …’in de bulunduğunu, davacının söz konusu broşürleri müvekkili hastanede çalıştığı dönemde tedaviye aldığı hastalara bizzat kendisi verip, kullandığını itiraz veya rahatsızlık belirtmediğini, 12.10.2015 tarihinde işten çıkarıldıktan sonra, bu tanıtım broşürlerinin toplatılıp imha edildiğini, yeni basımının yapılmadığını ve hastanede kullanılmadığını, davacının rızasının bulunmasının olaydaki hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırdığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Davacı tarafça davalıya, 29/02/2016 tarihinde ihtarname gönderilerek, davacının deneme amaçlı çekilen fotoğraflarının izinsiz olarak 5 ayrı katalogda kullanıldığı, toplam 64 adet fotoğrafın halen kullanılmaya devam edildiğinden bahisli FSEK 86. Madde gereğince her bir fotoğraf için 10.000 TL’dan 640.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar olunduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça 28/03/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiği, katalogların davacının çalıştığı 8 yıl süre boyunca kullanıldığı, 12/10/2015 tarihinde işten ayrıldıktan sonra tanıtım broşürlerinin toplatılıp imha edildiği, yenilerinin basıldığı, öncekilerin kullanılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı tanığı … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; ben … hastanesinin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünde çalışmaktayım, fizyoterapistim, davacıyı tanırım, 03/03/2014 tarihinden bu yana aynı birimde çalışmaktayım, işe başladığım anda davaya konu olan ve davacının fotoğrafı bulunan broşürler aynı birimde kullanılmaktaydı, gerektiğinde doktorların talimatı üzerine hastalara veriyorduk, davacı da fizyoterapisttir, ben çalışmaya başladığım da o da aynı bölümde çalışıyordu, ben fotoğrafın nasıl konulduğunu bir bedel ödenip ödenmediğini, izni olup olmadığını bilemem, davacı işten atıldıktan sonra bu broşürlerin kullanımı devam etti, işe iade davası açıldığı söylenildi, o tarihten sonra toplatıldı, yanılmıyorsam bu şekilde oldu ,davacı 2015 yılının Ekim ayında işten ayrıldı, o tarihten sonra broşürleri kullanıldığını sanıyorum, ben kullanmışımdır, çünkü çalıştığımız birimde duruyordu, dedi.” şeklinde beyanda bulunduğu, Davacı tanığı, … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; “… hastanesinin Fizik Tedavi bölümünde 2012 yılının sonuna kadar yaklaşık 3,5 yıl süre ile fizyoterapist olarak çalıştım, davacıda aynı bölümde çalışmakta idi, benim henüz çalıştığım dönemde bir fotoğrafçı geldi, davacının fotoğrafları çekildi, sonra broşürler geldi, tarihini hatırlamıyorum, benim çalıştığım dönemde bu broşürler gerektiğinde hastalara veriliyordu, ben bu fotoğrafın nasıl ve davacı ile nasıl diyalog ile çekildiğini bilmiyorum ancak başka bir hastaneye geçtiğimde bana sordular izin verdim, benim fotoğraflarımda çekilerek broşür haline geldi, bazen bu fotoğraflar internette çalışma ekranına konulmaktadır, genelde bir miktar bedel ödenir ancak ben istememiştim, ancak davacının ne surette olduğunu bilmiyorum, aramızda konuşulmadı, ben hastaneden ayrıldığımda broşür hastanede bulunuyordu” şeklinde beyanda bulunduğu, Davacı tanığı, … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; ”2011 yılının sonuna kadar … hastanesinin fizik tedavi bölümünde 6 yıl çalıştım, davacı da fizyoterapist olup, birlikte çalıştık, ben servis bölümünde çalıştığım için bu fotoğrafların çekimi ile ilgili doğrudan bilgi sahibi değilim, ancak o dönem bölümün sorumlusu olan fizyoterapist reyhan abladan duyduklarımı anlatabilirim, yanlarında iken konuşmalar sırasında kataloğun değişeceği bir manken ya da birileri tarafından hareketlerin yapımını gösteren fotoğrafların çekileceği söylenildi, profesyonel fotoğrafçı gelecekti, konuşmalar sırasında çekimi yapılacak kişinin fiziğinin düzgün ve manken görümünde olduğu söylenildi, zira genellikle hastalar konuya çok uzak hayatında hiç hareket etmemiş kişiler olduğundan broşürlerin onları harekete geçirmek için etkileyecek görünümde olması gerekir, ben yukarıda belirttiğim gibi bu konuşmalara tanık oldum, sonradan broşürlerde davacının fotoğraflarının bulunduğunu gördüm, ben serviste olduğum için yatan hastalara gerekmiyordu, gerekenlere de standlar da veriliyordu, daha sonraki gelişmeleri bilmiyorum, benim ayrıldığım zaman davacı çalışmaya devam ediyordu” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı tanığı, … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; … hastanesinde 23 yıldır Fizyoterapist olarak çalışmaktayım, hastaların egzersizleri kolay yapabilmesi için broşür hazırlamamız gerekti, bu konu görüşülürken fizyoterapist olarak çalışan davacı gönüllü olarak yapabileceğini ve fotoğraflarını verebileceğini belirtince bizler uygun olduğunu gördük, zira davacı fizyoterapist hareketlerini yapan ve gösteren kişi idi, fotoğraflama işi tarafımdan yapıldı, fotoğrafları bizzat ben çektim, dışarıdan profesyonel fotoğrafçı getirtilmedi, broşür basma işi dışarıdan yapıldı, hatta hastaneni fotoğrafçısı da vardı, onu da çağırmadık, biz aramızda güle oynaya yaptık, özellikle siyah kıyafet giydirildi, zira kendisinden ziyade hareketlerin ön plana çıkması gerekmekte idi, bu fotoğraf çekme ve broşür basma işi 2010 yılında yapıldı, işten ayrılana kadar beş yılı süre ile bu broşürler kullanıldı, bu süre zarfında herhangi bir problem olmadı, hastane tarafından davacıya fotoğraf kullanım bedeli olarak herhangi bir ücret ödenmedi, iş akdi fesh edildiği tarihten itibaren de broşürlerin fizik tedavi bölümünde kullanımı olmadı, durumu öğrenince broşürlerin imhası için idari direktörlüğe kutular içerisinde gönderdik, zira iş akdinin fesih edildiğini bölüm sorumlumuz Dr. … bana bildirdi, bende o dönemde itibaren kullanımı durdurdum, zira bölümde sorumlu fizyoterapist konumundayım, davacının çalıştığı dönemde bir takım problemler sebebi ile şikayetler oldu, tutanaklar düzenlendi, fotoğrafların broşürler de kullanımı nedeni ile herhangi bir başvurusu olmadı, Davacının resminin bulunduğu broşür … hastanesi ile diğer … hastanelerinde kullanılıyordu, ben davacının broşürün kullanımını sonlandırdığımızı … hastanesine bildirmiştik, diğer şubelerde durumu bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı tanığı, … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; “2014 yılından bu yana … hastanesinin Fizik tedavi bölümünde Dr. olarak çalışmaktayım, ayrıca bölüm yöneticisiyim, davacı fizyoterapist olarak bölümümüzde çalışmakta idi, mesleki ihmali sebebi ile 2015 yılında iş akdi fesih edildi, davacının fotoğraflarının bulunduğu egzersizleri gösterir broşürler benim hastane de çalışmaya başladığım dönemde kullanılıyordu, talimatlarımız doğrultusunda fizyoterapistler bu broşürlerden gerektiğinde hastalara veriyorlardı, ben kongrede idim, davacının iş akdinin fesh edildiği tarafıma idareden bildirildi, bunun üzerine bölümde fizyoterapstlerden sorumlu konumda olan … hanıma durumu bildirdim, ve söz konusu broşürlerin kullanımı sonlandırıldı, tarih olarak kongreden dolayı hatırlıyorum 2015 yılı ekim ayı idi, dedi, devamında genelde ben fizyoterapistlerime hastaları egzersizleri bizzat göstermesini söylüyorum, broşürleri kullanmıyorum, daha doğrusu hiç broşür kullanmıyorum, hatta çalışma sırasında hastanını cep telefonu ile videoya çekiyoruz, tanıtım amaçlı broşürler devam etse de egzersizlerde broşür kullanımı yoktur, ayrıca davacının çalıştığı dönemde fizyo terapistler ile yaptığımız toplantılarda gülşah hanımın bana broşürler de resim kullanımı ile ilgili hiç bir şekilde talebi, başvurusu ve şikayeti olmadı” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı tanığı … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; “… hastanesinde 2011 yılından bu yana fizik tedavi bölümünde uzman doktoru olarak görev yapmaktayım, davacıyı tanırım, aynı dönemlerde görev yaptım, broşürlerdeki resimlerin çekildiği dönemlerde ben hastanede yoktum ancak ben geldiğimde bu broşürler kullanılıyordu, çalışanlardan o dönem duyduğuma göre fotoğraf çekimi sırasında davacı gönüllü olmuş ve çekilmiş, davacının iş akdinin sona erdiği döneme kadar bu broşürler kullanıldı, idareden bize davacının iş akdinin sona erdiği yolunda bilgi geldiği tarihten itibaren broşürleri kullanmayı bıraktık, hatta toplatılarak idari direktörlüğü gönderildi, 2011 ve 2015 yılları arasında davacı bizzat kendisi de bu broşürleri kullanıyordu, kullanım ile ilgili idareye ve tarafımıza bu broşürlerin kullanılması hususunda itiraz ve talebi olmadı, fizik tedavi bölümlerinde hastaları bilgilendirme amacı ile genellikle bu tür broşürler kullanılır, hareketleri yapan yani fotoğrafları broşürlere görsellenen kişiler bu işi bilen kişiler olur, bugüne kadar herhangi bir ücreti karşılığı bu işi yapan görmedim, genelde çalışanlar gönüllü olur ve içlerinden birisi de çeker, ben hastanenin diğer şubelerinde çalışmıyorum, daha öncede çalışmadım, ancak Kadıköy’deki şubede kullanıldığını duydum, ancak iş akdi sona erdiğinden idarenin oraya da bilgi verdiğini ve orada kullanımın sonlandığını yine aynı şekilde duydum” şeklinde .beyanda bulunduğu, Davalı tanığı, … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; “ 1993 yılından bu yana … hastanesinde sorumlu fizyoterapist olarak çalışmaktayım, 2013 yılında … bölümüne geçtim, ondan önce şişli hastanesindeydim, 2010 yılında idi biz fizyoterapistler olarak kendi aramızda hareketleri gösterdiğimiz hastaları daha rahat hareket edebilmeleri için broşür çıkarmayı düşündük, hareketleri de yine aramızdan birinin yapmasını uygun olduğunu ve daha güzel yapacağını düşündük, aramızda yaptığımız görüşme sırasında davacının tipinin müsait olması, zayıf olması ve hareketleri iyi yapacağını düşünerek onun fotoğraflarının broşüre basılmasını kararlaştırdık, kendisi de gönüllü olmuştur, bu broşürler basıldı, o dönem hastanenin diğer şubelerinde de kullanıldı, 2015 yılında davacının iş akdinin fesih edildiği belirlenerek sorumlu hocamız … hoca tarafından bize bu broşürlerin artık kullanılması gerektiğini söyledi bizde topladık ve kullanmayı bıraktık, ondan sonra da broşür kullanmayı yapmadık ancak yeni broşür hazırlama aşamasındayız, ben 2010 yılında o bölümde ayrıldığım 2013 yılına kadar davacının bizzat kendisinin de hastalara bu broşürleri verdiğini görüyordum, ayrıca ben 2015 yılında … de çalıştığımda toplatma kararının bize de bildirildiğini biliyorum ve bizim hastanede de toplatılmıştır, 2010 yılında broşür bastırma için görüşme sonunda biz idareye haber vermiştik, böyle bir broşür var basılır mı diye hastanen kalite bölümü ilgilendi sanırım oradan onaylanarak bastırılma işlemi yapıldı, fotoğrafların ise profesyonel biri çekmedi, kendi aramızda … adında bir fizyoterapist arkadaşımız çekmişti, yukarıda belirttiğim gibi benim çalıştığım bölümün sorumlusu … hanım bize davacının iş akdinin bittiğini söyleyerek broşürleri kullanmayacağımızı belirtmişti ve hemen toplatmıştık, tarihini net hatırlamıyorum, 2015 yılı içerisinde idi” şeklinde beyanda bulunduğu, Tanık … ilk derece mahkemesinde verdiği beyanında; Davacının çalıştığı dönemde bende fizyoterapist olarak çalışıyordum hastalara tatbiki olarak gösterilmesi amacıyla fiziği daha düzgün olduğu için davacının hareketlerinin bulunduğu bir katalog hazırlanacağı söylendi davacıda kabul etti, fotoğraflar çekilirken yanında değildim, fizyoterapist … hanımın fotoğrafları çektiğini duydum, teklif edilirken yanında bende vardım kendisi gönüllü olarak kabul etti , Ben …, davalı ise … da çalışıyordu işten ayrıldıktan sonra bu katalogların artık kullanılmaması gerektiği bizlere söylenildi aradan zaman geçtiği için hangi tarihte kullanılmaması gerektiği şuan hatırlamıyorum, dava açıldıktan sonra benim bildiğim ve halen herhangi bir şekilde davacının yer aldığı kataloglar herhangi bir şekilde kullanılmadı, … ile 2013 ‘e kadar birlikte yaklaşık 6 sene birlikte çalıştık katalogların dağıtımında hiç bir itirazı olmadı kendisi de hastalara katalog dağıttı” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece Reklam ve Prodüksiyon konusunda uzman bilirkişi … ve Reklam-Fotoğraf konusunda uzman bilirkişi …’dan alınan 29/06/2018 tarihli raporda; kataloğun ve kullanılan görsellerin eser niteliğinin bulunmadığı, davacının talep edebileceği miktarın ise 10.000 TL olabileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait hastanede fizyoterapist olarak çalıştığı sırada, fizyoterapi hareketlerini gösterirken deneme çekimi yapılarak fotoğraflarının çekildiğini, kendisinden izin alınmaksızın fotoğraflarının 5 ayrı katalogda kullanıldığını, işten ayrıldıktan sonra da kullanılmaya devam edildiğini beyanla, FSEK 86.madde ve TTK hükümlerine göre maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki iddialarını istinaf dilekçesinde de ileri sürdüğü, fotoğraf çekiminin profesyonel fotoğrafçı tarafından ve deneme amaçlı yapıldığını, fotoğrafların katalogda kullanımı yönünden izin alınmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki deliller ve tanık beyanlarından davacının davalıya ait hastanede 01/08/2007-10/02/2015 tarihleri arasında çalıştığı, fotoğrafların 2010 yılında çekildiği ve aynı yıl katalogların basıldığı, fotoğraf çekiminin yine hastanede fizyoterapist olarak çalışan davalı tanığı … tarafından çekildiği anlaşılmıştır. Davacının deneme çekimi yapıldığı ve kullanıma izninin bulunmadığına dair iddiasının, broşürlerin kullanım süresi ve davacı tarafça da hastalara broşürlerin verildiğine dair davalı tanıklarının beyanları gözönüne alınarak yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının fotoğraflarının çekimine ve hastahanede çalıştığı sürece kataloglarda kullanımına rızasının bulunduğu, davacının yazılı izni alınmamışsa da, işten ayrıldıktan sonra önceki kullanımlara bunca yıl ses çıkarmaması, işten ayrıldıktan sonra yazılı izninin bulunmadığından bahisle tazminat talep etmesinin MK 2.maddesi ile bağdaşmadığı, işten ayrıldıktan sonra davacı tarafça davalıya ihtarname gönderilerek fotoğraflarının bulunduğu katalogların kullanılmamasının ihtar edildiği anlaşılıyorsa da, davalı tarafça cevabi ihtarnamede, katalogların halen kullanılmadığı, toplatılarak imha edildiğinin beyan edildiği, davalı tanıklarının bu hususu doğruladığı, davacı tanığı …’un beyanı dışında delil bulunmadığı, tanığın ifadesinde de kesin görgüye dayalı bilginin aktarılmadığı, “…sanıyorum, bende kullanmışımdır” şeklinde tereddütlü ifadeler kullanıldığından kesin kanaat oluşmadığı, cep telefonu ile çekildiği anlaşılan fotoğraflarda davacının resminin bulunmadığı gibi tarihinin tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasının da talep edilmediği, kesin olarak işten ayrıldıktan, ihtarname gönderildikten sonra çekildiğinin anlaşılamadığı, bu durumda mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.