Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2365 E. 2022/562 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2365 Esas
KARAR NO: 2022/562
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/306 – 2019/308
DAVA: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının “…” ve “…’’ markalarının yazı ve/veya şekil markası ve tasarımlar olarak Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olarak koruma altında bulunduğunu, davacıya marka ve tasarımların üretim ve lisans verme yetkisinin de münhasıran davacı şirkete ait olduğu halde davalının hukuka aykırı olarak üretilmiş olan taklit ürünleri satışa sunduğunu, bu hususun İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2015/298 E. ve 2016/239 K. sayılı dosyasında yargılama yapılarak, davalının suçunun sabit görüldüğünü ve hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davalının düşük kalite ve düşük fiyattaki ürünleri satışa arz ederek, yaptıkları eylemin suç olduğu bilinciyle genellikle faturasız satış yaparak, davacı şirket ile iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde TTK 54 vd. hükümleri kapsamında haksız rekabet içine girdiğini,aynı zamanda faturasız satışları ile devleti de ciddî derecede vergi kaybına uğrattığını,davacının kendi lisanslı satış mağazalarında belirlenen konseptten uzak, farklı müşteri portföyleriyle mütecavizler aracılığıyla ticari ağıda bozduğunu, davacının Marka Hakkına karşı yapılan bu tecavüzün manevi tazminatı gerektirdiğini, yapılan bilirkişi incelemesi ile ürünlerin taklit olduğunun ceza yargılamasında görülen ve sonuçlanan davada alman raporlarla da sabit olduğunu, düşük kaliteli ürünlerin marka sahibi açısından markanın haksız sömürüsü ve bir yandan da itibar kaybı anlamına geldiğini, bu türden ürünlerin yaygınlaşması markanın imajını zedelemekte ve İtibar kaybına yol açmakta olduğunu, ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sımai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat islenebilir düzenlemesi karşısında davacının itibar tazminatına da hak kazandığını,bu nedenle 4.000 TL manevi tazminatın ve 1.000 TL itibar tazminatının 29.4..2015 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı açılan davaya cevap vermemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 27/06/2019 tarihli 2018/306 E. – 2019/308 K. sayılı kararıyla; “…Davacının marka hakkının ihlal edildiği sübut bulmakla; 4000 TL manevi, 1000 TL itibar tazminatının 29.4.2015 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” davacı lehine kabul edilen manevi tazminat yönünden 480,00 TL, kabul edilen itibar tazminatı yönünden 120,00 TL vekalet ücretine hükmedilerek, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; kararın hükmedilen vekalet ücretleri yönünden hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden 3.931,00 TL, itibar tazminatı yönünden 1.000 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla, hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılarak, talep ettikleri üzere karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
GEREKÇE; Dava markaya tecavüz nedeniyle 4.000 TL manevi tazminat ile 1.000 TL itibar tazminatının faiziyle tahsili talebi ile açılmış, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı olduğu ileri sürülerek davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemenin davacı lehine kabul edilen manevi tazminat yönünden 480,00 TL, kabul edilen itibar tazminatı yönünden 120,00 TL vekalet ücretine hükmedilerek, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verdiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 4.400,00 TL olduğundan, dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. İstinafa konu edilen miktar 27/06/2019 karar tarihi itibarıyla kesin nitelikte olduğundan, kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi HMK’nun 352.maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 341/2 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/03/2022 tarihinde HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.