Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2306 E. 2022/262 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2306 Esas
KARAR NO: 2022/262
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2015/1 E. – 2019/339 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası ile müvekkiline karşı takip başlattığını, senedin tanzim tarihi 13/06/2013 iken daha sonra senet üzerinde tahrifat yapılarak 13/08/2013 olarak değiştirildiğini, oynama üzerinde hiçbir paraf olmadığını, takibe konu çekin aslı, davacı müvekkili tarafından … emrine düzenlendiğini, çek bedelinin 6.000,00 TL bedelli olduğu, çekteki tahribatın gözle dahi anlaşıldığı, davaya konu çekin yetkili hamil …. A.Ş. elinde iken çalındığını ve … A.Ş tarafından Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde çek iptali davası açıldığı ve çek hukukunda ödeme yasağı kararı alındığını, ancak çekin kötü niyeti kişilerce cirolandığını ve son olarak davalıya ciro edildiğini, davalının çeke dayanarak icra takibi başlattığını ve müvekkiline ait araçlara haciz ve yakalama konularak araçların bağlandığını, müvekkilinin icra tehdidi altında olması nedeni ile borçlu olmadığı halde takip konusu borcu ödediğini, çekteki tahribat nedeni ile çekin kambiyo vasfını yitirdiğini beyan ederek davacının borçlu olmadığı halde ödemiş olduğu 8.800,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek üzerindeki tahribat iddiasının bir an doğru kabul edilmesi halinde daha bu durum çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği sonucunu doğuracağını, bu halde bile davacının takip konusu borçtan sorumlu olacağı, davacının dava konusu çekin keşidecisi olduğu, davacının TTK 644. Maddesine göre sebepsiz zenginleşmeden dolayı sorumlu olacağı, bu durumda davacının sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği, davacının çek bedelini çekin iptalini isteyen şirkete, iptal kararı verilmeden ödediğini ve TTK 646. Maddesine göre davacının borçtan kurtulmadığını, beyan ederek, davanın reddine ve davacı aleyhine % 20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.04.2019 tarih ve 2015/1 Esas – 2019/339 Karar sayılı kararıyla; “… dava konusu çekin tanzim tarihinde tahrifat olmasının çekin kambiyo vasfını etkilemeyeceği, davacının ödeme iddiasının iptal kararı olmadan yapılmış olması ve ciro zincirinin kopuk olmaması ile davacının çekin keşidecisi olması gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ve ayrıca davalının % 20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebinin şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davalı tarafından takibe konu edilen çekin keşide tarihi 13.06.2013 iken tahrifat yapılarak 13.08.2013 olarak değiştirildiğini, değişiklik üzerinde paraf bulunmadığını, tahrifatın Adli Tıp Kurumu raporu ile de sabit olduğunu, Çek metninde yapılan değişikliğin kambiyo vasfını etkilemese bile, çekin 10 günlük süre içinde ibraz edilmemiş olması nedeniyle davalının kambiyo hukukundan kaynaklanan takip haklarını kaybettiğini, mahkemece bu yön üzerinde durulmadan hatalı karar verildiğini, Çekin yetkili hamilinin iptal davası açması ve ödeme yasağı aldırması nedeniyle davacının çek bedelini hamile ödediği halde, davalının haksız takibi sonrasında ikinci kez ödeme yapmak zorunda kalındığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 31.12.2018 tarihli raporunda; çekin keşide tarihinin ay hanesinde evvelce mevcut ibarenin üzerine sürsarj işlemi ile 8 rakamının yazılmış olduğunun alttaki ifadenin tam olarak okunamadığı, ayrıca gün hanesindeki rakamların ve yıl hanesi yüzler basamağındaki 0 rakamının üzerinden farklı fiziki evsaftaki kalemle gidilmiş olduğu; keşide tarihi altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı ifade edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, istirdat istemine ilişkidir. Davacı, keşidecisi olduğu çekin dava dışı yetkili hamilde iken çalındığını, açılan çek iptali davası nedeniyle hamile ödeme yaptığını, çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak akabinde davalı tarafından takibe konu edildiğini, haciz baskısıyla ikinci kez ödemek zorunda kaldıklarından bahisle, borçlu olmadığı halde haciz baskısıyla ödediği bedelin davalıdan istirdadını istemiştir. Davalı ise, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu çekin tanzim tarihinde tahrifat olmasının çekin kambiyo vasfını etkilemeyeceği, davacının ödeme iddiasının iptal kararı olmadan yapılmış olması ve ciro zincirinin kopuk olmaması ile davacının çekin keşidecisi olması gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ve ayrıca davalının % 20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebinin şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 31.12.2018 tarihli raporunda; çekin keşide tarihinin ay hanesinde evvelce mevcut ibarenin üzerine sürsarj işlemi ile 8 rakamının yazılmış olduğunun alttaki ifadenin tam olarak okunamadığı, ayrıca gün hanesindeki rakamların ve yıl hanesi yüzler basamağındaki 0 rakamının üzerinden farklı fiziki evsaftaki kalemle gidilmiş olduğu; keşide tarihi altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı ifade edilmiştir. Buna göre, çekin keşide tarihinde yapılan değişiklik sonrası yapılan parafta bulunan imzanın davacıya ait olmadığı sabittir. Çekin keşide tarihinde belirtilen şekilde değişiklik – tahrifat yapılması çekin kambiyo vasfını ortadan kaldırmaz ise de keşide tarihi değişikliği sonrası çekte yeni bir imzası bulunmayan davacı TTK748.maddesi gereğince “Değişiklikten önceki metinden sorumlu” olacağından; ilk keşide tarihi olan 13.06.2013 tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde davalının çeki bankaya ibraz etmediği sabit olmakla birlikte, davacının keşideci olması nedeniyle hamil olan davalının TTK.732/1 maddesi gereğince keşideciye başvuru hakkı olduğundan, mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğundan; davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/02/2022