Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2273 E. 2022/249 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2273 Esas
KARAR NO: 2022/249 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2019
NUMARASI: 2017/1095 E. – 2019/320 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile ailesi ile ilgili sağlık problemleri bulunduğu esnada “…” namı ile tanıştırıldığını ve arkadaş olduğunu, davalının “hoca olduğunu, dua ile sağlık problemlerini çözeceğini, yalnız kendisinin söylediklerine aynen uymalarının gerektiğini” söyleyerek, aile ilişkileri ve ailesine ilişkin şirketlerle ilgili sorular sormaya başladığını, kendisinin de adeta efsunlanmış gibi anlattığını, takma isim kullanan davalının, eşine “senin mücevherlerin var, ama bunlar sende görünmüyor, bunların sende olması lazım” deyince, onun da bunların evde olmadığını, babasının evinde muhafaza edildiğini söyleyince, eve getirmelerini, kötü enerjileri olduğunu, kendisini hasta ettiklerini, bundan dolayı iyileşemediğini söyleyince eve getirttiklerini, takıları bir bavula koyup, boş bir odada tutmalarını ellememelerini, kötü enerjiyi yok etmeye çalıştığını söylediğini, güven oluşturarak eşinin evde olmadığı bir zamanda 29/05/2017 tarihinde, yanında getirdiği iki arkadaşı ile, takıları ve evi okuyup, üzerlerindeki kötü enerjiyi temizleyeceğim diyerek takıları çıkarmasını istediğini, takıları getirince birdenbire sertleşerek belindeki silahı göstererek “bunları senden alacağız, problem çıkarırsan canın yanar, bunun bedelini canınla ödersin” diyerek takıları aldığını ve belindeki silahı göstererek tehdit ederek iki adet senedi doldurtarak imzalattığını, dava konusu … vadeli, 2.000.000 TL bedelli ve vadesi hatırlamadığı 3.000.000 TL bedelli bonoların, davalının hile ve silah tehdidi üzerine kendisine zorla doldurtarak imzalatıldığını, davaya konu 2.000.000 TL bedelli senedin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, takipte tebligatın senetteki adrese değil başka bir adrese gönderilerek kesinleştirildiğini, davalı ile hiçbir ticari ilişkisinin, borcunun veya alışverişinin bulunmadığını, tarafından yapılan şikayet üzerine davalı hakkında İstanbul CBS’nın 2017/132976 sayılı dosyasından soruşturma başlatıldığını ileri sürerek takibe ve davaya konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin 25/04/2019 tarihli duruşmada, davanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 2.000.000 TL bedelli bonoya ilişkin menfi tespit davası olduğunu, 3.000.000 TL bedelli bono için sadece tedbir talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça kurgulanan iddialarının soyut olduğunu, davacının o tarihte …’da oturduğunu, kamera kayıtlarından adrese gitmediğinin tespit edilebileceğini, davacının borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, davacının davaya konu borcu, müvekkiline verilen bono ile sabit olduğunu, takibe ve davaya konu bononun kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içerdiğini, bononun zorla doldurtulduğuna yönelik davacı iddiasının ispatlanamadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının icra inkar tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 25.04.2019 tarihli 2017/1095 E. – 2019/320 K. sayılı kararıyla; “… bononun düzenlenme ve vade tarihleri ile takibin başlatıldığı ve şikayet tarihleri birlikte değerlendirildiğinde, bononun düzenlenme tarihinden uzun bir süre sonra şikayetin yapılmış olması karşısında, davacı iddialarının samimi ve inandırıcı olmadığının anlaşıldığını, bu durumda kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren, yasal unsurları tam olan takip ve dava konusu bonodan dolayı davacı tarafın borçlu olmadığından söz edilemeyeceği, ayrıca davacının iddiasının ispatı yönünden yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından davacı tarafça HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlanamayan davanın reddine; takip durdurulmadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin de reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılama yaptığını, cevap dilekçesinin tebliğinin usule aykırı olduğunu, müvekkilinin eline geçmediği için savunma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, cevaba cevap hakkını kullanamadığını.-Ön inceleme safhası ve tahkikat safhası tamamlanmadan karar verilmesinin HMK’ya aykırı olduğunu, hüküm kurulan 25/04/2019 tarihli celsenin, bir önceki 07/02/2019 tarihli celsede ön inceleme duruşması olarak kararlaştırıldığını, usulüne uygun olarak hüküm kurulmadığını.-Savcılık dosyasının celp edilerek, tanıklarının dinlenilmesi, davalı asilin isticvabı ve savcılık dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde bildirilen 05/12/2017 tarihli delil listesindeki delilleri toplanmadan hüküm kurulduğunu.-Dava konusu senedin müvekkiline silah zoru ile, cebir-şiddet ve tehditle zorla imzalatıldığını, müvekkilinin suç duyurusunda bulunması nedeniyle ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmesinin bozma nedeni olduğunu, müvekkilinin eşi, çocukları ve canı ile tehdit edildiğinden korkarak derhal şikayette bulunamamış ve ne yapacağını bilememişse de, senet icra takibine konu edilerek, kayın pederi ve ailesinin şirketine 89/1 haciz ihbarnamesi ile gönderilmesi nedeniyle icra takibinden haberdar olarak suç duyurusunda bulunduğunu, 3 ay sonra Savcılığa başvurmasının gayet normal olduğunu, 29/05/2017 (senet tanzim tarihi) olay tarihi ile, şikayet tarihi arasında 3,5 ay süre bulunduğunu, suçun zamanaşımı dikkate alındığında, davanın samimi ve inandırıcı olmadığı sonucu çıkarılamayacağını.-Davalı tarafın cevap dilekçesinde müvekkili hakkında detaylı bilgiler verdiğini, bu bilgileri nasıl edindiğini açıklayamadığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı gibi farklı sosyo ekonomik çevreden olduklarını, cevap dilekçesinde 5 milyonluk iki adet senedin sebebini açıklayamadığını, savcılıkça ifadesi alınan, davalı …’nun 09.11.2017 tarihli ifade tutanağında;”…. plakalı … marka aracı kendi isteğiyle bana sözlü satış yaptı ve bu aracın bedeli olan 260.000 TL nakit parayı ben bu şahısa elden teslim ettim. Değişik gün ve mazeretler uydurarak bu aracın satışını bana vereceğini beyan etti ancak halen bu aracın satışını bana vermedi. Elden ödemiş olduğum paramın karşılığında bu şahıs bana imzalı senet getirdi ben de kabul ettim. Şahısın bu aracı satma sebebi ise kiralık firmalarının kendilerine ait olduğunu ve vergi oranının 41 e düştüğünü beyan ettiğini bu sebeple 300.000 TL olan aracın değerinin 260.000 TL’ye düştüğünü söyledi.. ” şeklinde ifade vererek araç satışı karşılığında araç bedeli olarak ödediği 260.000,00 TL için senetlerin alındığı belirtildiğinden, bu bedel üstündeki meblağın bedelsiz kaldığını kabul ve ikrar ettiğini, bunun dahi tek başına senetlerin silah zoruyla alındığını, bedelsiz olduğunu gösterdiğini, davalının müvekkiline elden 260.000,00 TL ödeme yaptığı iddiasının da, resmi satışı almadan elden ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının savcılık ifadesi ve ikrarları karşısında ispat külfetinin davalıya ait olduğunu, müvekkilinin iddiaları açısından tanık dinletmesinin mümkün olduğunu.-İcra takibinde, müvekkilinin senet metninde ödeme yeri olarak gösterilen adresine tebligat çıkarılmadığını, 2. Adres olarak görünen kısmın karşı tarafça tamamlanarak bu adrese tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini.-Dava konusu senedin kambiyo vasfı taşımadığını, vade tarihinin karalandığını, düzenleme yeri olarak gösterilen adresin idari biriminin yazılması gerektiğini, idari birim olarak il adının bildirilmediğini, senedin kambiyo vasfında olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın mahkemeye gönderilerek delillerinin toplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 03/01/2020 tarihli dilekçesi ile istinaf dilekçesine ek beyanda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine … tanzim 05/06/2017 ödeme tarihli 2.000.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak, işlemiş 5.416,67 TL faiziyle birlikte tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı anlaşılmıştır.İstanbul CBS’nın 2017/132976 Soruşturma dosyasında, davacının 21/09/2017 tarihli şikayet dilekçesi ile, davalının müvekkilinin eşi …ın rahatsızlığı nedeniyle yurt içi ve yurt dışında tedavileri başarıya ulaşmayınca, davalı ile tanıştırıldığını, aralarında samimi dostluk kurulduğunu, şahsi ve ailevi sırlarını paylaştığını, bu sırların kendisini, müvekkilinin aile ve ticari yaşantısını ciddi manada sıkıntıya sokacak sarsacak nitelikte olduğunu, davalının bir süre sonra para taleplerinde bulunduğunu ve bu sırları açığa çıkarmakla tehdit ettiğini, davalı hakkında 2.000.000 TL bedelli bonu ve 3.000.000 TL bononun zorla imzalatıldığı, mülkiyeti araç kiralama şirketine ait … plakalı … markalı aracın müvekkilinden zorla ve tehditle ve manevi baskı ile imzalatıldığı iddiası suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İcra takibinden sonra açılan menfi tespit talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinin, dava dilekçesinde yazılı adrese Tebligat Kanunu 21. Madde gereğince tebliğ edildiği anlaşılmakla, dilekçenin farklı adrese tebliği nedeniyle cevaba cevap dilekçesi verme hakkından yoksun bırakıldıklarına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının dava dilekçesi ekinde delil listesi sunduğu, savcılık soruşturma dosyasına ve tanık deliline başvurduğu, mahkemece savcılık dosyasının örneği getirtilmişse de, ifade tutanaklarının ve savcılık soruşturmasının bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmediği, bu hususlara kararın gerekçesinde yer verilmediği anlaşılmıştır. Davacının dava konusu senedin çeşitli hileli davranışlar ve tehditle iradesi sakatlanarak alındığına yönelik iddiaları, maddi vakıa niteliğinde bulunduğundan, maddi vakıaların ispatı yönünden tanıklarının da dinlenilmesi mümkündür. Davacı vekilinin delillerinin toplanmadığına yönelik istinaf sebebi yerindedir. 6100 Sayılı HMK, 184. Maddede” Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” 6100 Sayılı HMK 186. Maddede ” Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükümleri düzenlenmiştir.Dava değerinin 2.000.000 TL bedelli olup yazılı yargılama usulüne tabi olduğu anlaşılmakla, mahkemece HMK 184. Ve 186. Madde hükümlerine aykırı olarak, taraflara söz hakkı verilmeksizin, yargılamanın bittiği bildirilerek sözlü yargılamaya geçildiği ve tarafların delilleri toplanmadan eksik inceleme ile esas hakkında karar verildiği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın savcılık soruşturmasının akıbeti araştırılarak, dava açılıp açılmadığının tespitinden sonra bekletici mesele yapılıp yapılmayacağının değerlendirilerek, tarafların dilekçelerindeki delilleri toplandıktan, davacı tanıkları dinlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 25/04/2019 tarihli 2017/1095 E. – 2019/320 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 44,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/02/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.