Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2260 E. 2019/2828 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2260 Esas
KARAR NO : 2019/2828
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2017/122 E. – 2018/124 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının katma değerli servis hizmeti sunan bir şirket olduğunu, Müvekkili ile davalı şirket arasında 01.04.2014 ve 14.04.2015 tarihlerinde ‘Katma Değerli Servislerin Sunulmasında İşbirliği Sözleşmesi’ imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı şirkete bir kısım servisler ile ilgili katma değerli servis hizmeti sunmak maksadıyla gerekli programların oluşturulduğunu, kaynak kodları yazıldığını Nitekim, ”En Uygun İlanlar/İcradan Satın Al”, “Komik Video”, “Şimdi Ara/Call Now” ve “Ödemeli SMS” servislerine ilişkin hizmetler de müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, ayrıca “Arayan Bil” ve “Telesekreter” servisine ilişkin olarak da kaynak kodlarının müvekkili şirket tarafından yazılmış, oluşturulmuş ve davalı şirkete sunulmuş olduğunu,sözleşmenin haksız şekilde erken feshi ve askıya alınan servislere yönelik uğranılan zararın tahsili istemi ile şimdilik zarar tespitinden sonra artırılmak üzere 10.000 TL maddi tazminatın tahsili ve feshin haksız olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazında bulunmuş ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ilişkinin her iki taraf arasında imzalanan 01.04.2014 ile 14.04.2015 tarihli Katma Değerli Servislerin Sunulmasında İşbirliği Sözleşmelerine dayadığını, davalı haksız olarak davasını FSEK 50 hükümlerine dayandırmışsa da, söz konusu iddia edilen uyuşmazlıkta FSEK hükümlerinin uygulanmasına imkan olmayıp, iki taraf arasındaki sözleşme hükümleri Borçlar Kanununa ve Türk Ticaret Kanuna tabi olması nedeniyle ,her iki tarafın tacir olması sebebi ile görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, sunulan sözleşme hükümleri incelendiğinde sözleşmenin bir istisna akdi olduğunu,iki tacir arasındaki ilişki basit bir iş görme ve gelir paylaşımı ilişkisi ve sözleşmesi olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki ilişkinin sırf mobil işlemlerin bilgisayarlar üzerinde görülmesi nedeniyle FSEK kapsamında olmadığı, müvekkili şirketin ne davacı şirkete herhangi bir yazılım veya kaynak kod yazdırmadığı, ne de davacı şirketin lisanslı bir yazılımını sözleşme gereği kullanmadığını, davacının dava dilekçesinin başında, dava konusunun FSEK hükümlerine göre eser olduğunu iddia ettiğini, ancak davacıya özel bir yazılım veya kaynak kod yaptırılmadığı veya standart bir yazılım üzerinden özel yazılım yaptırılmadığı ve bunun sözleşme ile düzenlenmediği dolayısıyla somut olayda FSEK kapsamında yaratılmış bir eser bulunmadığını, davacının olaya uymayan yasa maddeleri yazmak suretiyle daha yüksek tazminat alabilmek için FSEK hükümlerini ve olaya uymayan yargı içtihatlarını, dava konusuna uyarlama çabasında olduğunu, Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında mobil hizmetlerin görülmesi için işbirliği ve gelir paylaşımı esasına dayanan bir ilişki bulunup, bu ilişkinin hukuki durumu her iki tarafı da tacir olan taraflar tarafından sözleşme altına alınıp bu iş ilişkisinin ve sözleşmenin sona erme ve fesih halleri de net olarak belirlendiğini,bu ilişki mobil hizmeti olması nedeni ile elbette bilgisayar veya bağlı sistemler üzerinden gerçekleşeceğini,bu iş ilişkisinin bilgisayarlar üzerinden yürütülmesinin sözleşmenin FSEK hükümlerine göre çözümleneceği anlamına gelmeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşme ile davacı tarafın sözleşmeye aykırı olarak sözleşme ile üstlenilen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedilmiş olduğunu, esas yönünden de davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davada FSEK’ten ya da 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Yasası’ndan doğan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Telekominasyon Hizmet Yönetmeliği’nin 4.maddesine göre katma değerli servis ve hizmetlerin; ‘Aboneler arasında iletilen ses ve veri dahil her türlü mesajın formu, muhtevası, kodu, protokolü veya benzer hususları üzerinde bilgisayar işlemleriyle veya başka surette işlem yapıp aboneye veya kullanıcıya ilave, farklı veya yeniden yapılandırılmış bir mesaj ileten veya yüklenilmiş, kaydedilmiş mesaj ve veriler ile aboneler arası interaktiviteyi sağlayan telekominikasyon hizmetleri’’ biçiminde tanımlandığını, geleneksel haberleşmede iletişimi sağlayan kuruluşların görüşme trafiğine yalnızca aracılık etmekte iken, katma değerli hizmet sunumlarında görüşmeye bir nitelik kazandırılmakta, bilgisayarlar ile yeniden bir işleme tabi tutulmakta, dolayısıyla katma bir değer yaratıldığını, WIPO Fikir ve Sanat Eserleri Anlaşması’nda bilgisayar programlarının/yazılımlarının fikir ve sanat eseri olarak korunmasının öngörüldüğünü, bilgisayar programlarının uyarlanması, düzenlenmesi ve değişiklik yapılmasının bir işleme eser olarak kabul edildiğini belirterek FSEK kapsamındaki uyuşmazlık yönünden verilen görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin bir istisna akdi olduğunu, davacı şirkete herhangi bir bilgisayar programı ve kaynak kod yazdırılmadığını, sözleşmenin fikri ve sinai mülkiyete ilişkin hükümler içermediğini, iki tacir arasındaki basit bir iş görme ve gelir paylaşım sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davacının fahiş ve haksız tazminat talebini FSEK 50.md dayandırmak istediğini, dava dilekçesinde yer alan kararın Asliye Ticaret MAhkemesi’ne ait olduğunu, FSEK 50.maddesinde yer alan 1 yıllık sürenin uygulanamayacağını, FSEK ancak tamamlanmış eserler üzerindeki mali haklarda tasarrufi işlem yapılmasını batıl kabul ettiğini, davacının iddiasının aksine ortada bir eser yahut işleme eser olmadığını, fesih hükümlerinin geçersizliğinin fesihten sonra ileri sürüldüğünü, 2 yıl boyunca sözleşmeye herhangi bir itirazda bulunulmadığını, sözleşmenin feshinden dolayı herhangi bir zarara uğramasının mümkün olmadığını, tarafların basiretli bir tacir olarak davranma yükümlüklerinin olduğunu, davacının serverlara girilerek iletişimin engellendiği iddiasını kabul etmediklerini belirterek istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; katma değerli servislerin sunulmasında işbirliği sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.Somut uyuşmazlık; mahkemenin görevli olup olmadığı noktasında toplanmakta olup bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme hükümleri değerlendirilmiştir.Taraflar arasında ihtilafsız olan “‘Katma Değerli Servislerin Sunulmasında İşbirliği Sözleşmesi’nin;1.1.3 maddesinde katma değerli servis; “Firma tarafından geliştirilecek ve sözleşme kapsamında …. elektronik haberleşme alt yapısı üzerinden abonelere sunulacak olan ek 1 dokümanın da sayılmış ve özel hükümleri … tarafından onaylanmış olan telekomünikasyon hizmetleridir.”İçerik başlıklı 1.1.4 maddesine göre; “sözleşme konu katma değerli servis kapsamında firma tarafından kullanılan veya kullanılacak olan görsel, yazılı, işitsel yürürlükteki mevzuata uygun her türlü bilgi ve veridir”.Sözleşmenin konusu başlıklı 2.maddede “İş bu sözleşmenin konusu Ek 1 dokümanın da sınırlı olarak sayılmaksızın belirtilmiş olan katma değerli servislerin iş bu sözleşme ve eklerine uygun olarak Firma tarafından Vodafone elektronik haberleşme alt yapısı üzerinden tüketicilere sunulması şartlarının ve tarafların bu doğrultudaki yükümlülüklerinin belirlenmesidir.Sözleşmenin 4.maddesi; “…. Katma değerli servisler bunların üretilmesi ve sunulması için Firma tarafından sağlanması gereken yazılım, donanım ve sair her türlü teknik alt yapının temin edilmesinden ve işletmesinden münhasıran Firma sorumlu olup … bu konuda sorumluluğu bulunmamaktadır” şeklindedir.Davacı, sözleşmeye konu yazılımın FSEK kapsamında olduğunu iddia etmiş olup bu nedenle davacı tarafa yüklenen edimin; FSEK kapsamında eser niteliğinde olup olmadığının Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekli iken davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul 1. FSHHM’nin 29/03/2018 gün ve 2017/122 Esas, 2018/124 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.