Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2211 E. 2022/439 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2211 Esas
KARAR NO: 2022/439 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
NUMARASI: 2017/110 E. – 2019/128 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin toptan satış mağazacılığı alanında köklü bir firma olduğunu ve ülke çapında 165 adet mağaza ile faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 35.sınıf da dahil olmak üzere “…” ayırt edici unsurlu seri markaların sahibi olduğunu, bu markaların görsel ve yazılı basın başta olmak üzere ilgili tüm mecralarda yapılan tanıtım çalışmaları ile Türkiye’de tanınmış marka hale geldiğini, davalının ise “…” ibaresini kullanmak suretiyle müvekkili firmanın marka haklarına tecavüz ettiğini, bu kullanımın aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, Trabzon ili ve bağlı ilçelerinde işletmelere numara vermek suretiyle “…” ibaresinin kullanıldığını, bu durumun müvekkili tarafından fark edilmesi üzerine iş bu markayı kullanan üç işletmeye karşı Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/231, 2012/232 ve 2012/233 Esas sayılı dosyaları ile dava açıldığını ve bu davaların müvekkili lehine sonuçlandığını, kararların Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından kesinleşmesi üzerine 2016 yılında kararın infaz edildiğini, ancak kesinleşen yargı kararlarına rağmen “…” markasının kullanılmasına halen devam edildiğini belirterek, davalıların “…” ibaresini, davacının markalarının tescilli bulunduğu sınıflar kapsamındaki hizmetler üzerinden tek başına, yahut sair tali unsurlar ile birlikte kullanmasının, bu markalar altında ürün üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, dağıtımını yapmasının, satışa arz etmesinin, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanılmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımının yapmasının davacı aleyhinde marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığının tespitine, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının davacıya ait “…” ibaresini davacı şirketin tescilli markalarının bulunduğu sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ürünler üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, bulundurmasının, satışa arz etmek üzre depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesine ve men edilmesine, davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakının ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde, iletilen, satılan, sağlanan,dağıtılan, satışa arzedilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına el konularak, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip imhasına esastan da karar verilmesine, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilgililere tebliğine ve kamuya yayın yoluyla duyurulmasına, kullanımın ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; tabelalarında “…” ibaresi bulunmadığı için açılan davanın hukuka aykırı olduğunu, tebelalarında …(… logosu içinde) … her zaman yanınızda … yazdığını, davacının bu davayı açmasında menfaatlerinin olmadığını, ticari hayatlarında ve güncel yaşamlarında huzursuzluk yarattığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 18.04.2019 tarihli 2017/110 E. – 2019/128 K. sayılı kararıyla; “…Trabzon ilinde faaliyet gösteren davalılara ait bakkal dükkanında “…” ibaresinin işletme adı olarak ve markasal olarak kullanıldığı, davacı vekilinin sunduğu davalıların marka kullanımına ilişkin fotoğraf incelendiğinde, davacıya ait “…” ibaresinin davalının iş yeri tabelasında aynen kullanıldığı, davalının sunduğu fotoğrafın da davacının sunduğu fotoğraftaki tabelaya ait olduğu, “…” ibaresinin yer aldığı kısmın boyanarak kapatıldığının açıkça görüldüğü, davalının iş yerinde yapılan keşifte çekilen fotoğraflardan da tabeladaki “…” ibaresinin üzerinin boyandığının belli olduğu, ayrıca iş yerindeki poşet ve tanıtım ilanında “…” ibaresinin kullanıldığının tespit edildiği, bu kullanımlarda “…” harfleri yerine horon oynayan insan figürü koyulmuşsa da, davacının markaları ile işitsel, anlamsal ve görsel benzerliğin yüksek olduğu, davacının 35. sınıfta tescilli olan markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin tescilli oldukları sınıf ile aynı olan 35. sınıfa dahil hizmetlerde davalılar tarafından aynen kullanıldığı, bu nedenle markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, benzer konuda daha önce görülen davalarda, markaların karıştırılma ihtimali bulunduğuna dair verilen kararların Yargıtay’dan geçerek onandığı, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davalının tescilli ticaret unvanının bulunmadığı gerekçesiyle; “Davanın kabulüne, Davalının davacıya ait “…” esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini işyeri tabelasında kullanmak sureti ile marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tepitine, Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, Davalının davacıya ait markaların esas unsuru olan “…” ibaresini davacı şirketin tescilli markalarının tescilli olduğu markalar sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte kullanmasının bu ibareyi taşıyan ürünler üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, buldurulmasının, satışa arz etmek üzere depolanmasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesine ve men edilmesine, Davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi , basılı evraklar, faturalar vb.hertürlü ticari evrakın ve bu dava sonucunda verilecek esas hükme aykırı şekilde iletilen, satılan, sağlanan, dağıtılan, satışa arz edilen, ithal ya da ihrac edilen, elde bulundurulan, satışa arzetmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi , basılı evraklar, faturalar vb.hertürlü ticari evrakına el konulmasına ve esasa ilişkin hükmün kesinleşmesine müteakip masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, Hüküm özetinin masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, Davalının ticaret ünvanında “…” ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından ticaret sicilinden , ticaret ünvanının terkini talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, usule ilişkin istinaf sebeplerinde; davacının … markasının kendisine ait tanınmış marka olduğunu ileri sürmüşse de, … markasının TPE’de dava dışı … A.Ş adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davacının davayı açmakta menfaati bulunmadığını, markanın davacıya ait olduğunun tespiti halinde dahi, davacının markasının … ibaresi olduğunu, müvekkilinin … ibaresini kullanmasının önlenemeyeceğini, bu ibare üzerinde hak ileri süremeyeceğini. -Davacının “… ibaresinin ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine” şeklindeki talebinin reddi ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerine , karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının aleni olan Ticaret Sicil kayıtlarını inceleyip dava açması gerekirken, kolaylıkla bilgi sahibi olabileceği konudaki taleplerini şarta bağlamasının yerinde olmadığını. -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; dosyada davanın açıldığı tarihte müvekkillerinin tabelada veya iltibas yaratacak başka şekilde … markasını kullandığına dair delil bulunmadığını, horon figürlü … ibaresinin bile … ifadesi olmadan asla kullanılmadığını, gerek dava tarihinin öncesinde gerek dava tarihi itibariyle, tabelada ve ürünlerde … ibaresinin kullanılmadığını, talimat dosyasında Marka Vekili bilirkişisi tarafından “… keşif sırasında temin edilen fotoğraflarla davacıya ait olan “…” ibareli markanın davalı tarafından işletme tabelasında ve işletme ünvanında kullanılmadığını, davalı işletme içerisinde bulunan plastik poşet ve ürün fiyat broşürü üzerinde “…” ibaresinin ve dans eden insan figürlerinin kullanıldığının..” tespit edildiğini (istinaf dilekçesindeki … Gıda işletme adına ilişkin beyanların sehven yazıldığı anlaşılmıştır), 31.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda da, davacı markasının zayıf marka olduğu ve küçük değişikliklerin dahi karıştırılma ihtimalini bertaraf edebileceği, “…” şeklindeki markasal kullanımın davacı adına tescilli “…” esas unsurlu marka haklarıyla karışıklığa yol açmayacağının tespit edildiğini, dava açıldığı sırada ve öncesinde de tabelada … ibaresinin kullanımının mevcut olmadığını, … ibaresinin tabelada veya ürünlerde dava açılışı sırasında kullanıldığını iddia eden tarafın, dava açmaya yakın, makul süre içerisinde davalının kullanımını tespit etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelememekle birlikte müvekkillerinin … ibaresinin önünde … ibaresini kullanıyor olsa dahi her iki marka arasında marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin varlığının söz konusu olmayacağını, … markasının davacının tanınmış markası olmadığı gibi, müvekkilin kullanımının da sadece plastik poşetler üzerinde ve tanıtım evrakında “…” şeklinde olup “…” harflerinin yerinde de dans eden insan figürleri bulunduğundan, “…” ibaresi tek başına ne tabelalarda ne de işletme ünvanında kullanılmadığından, iltibas teşkil etmeyecek şekilde başkalaştırılarak kullanıldığından haksız rekabet de teşkil etmeyeceğini, müvekkilinin kullanımında … ibaresinin vurucu unsur olduğunu, ayırt ediciliği zayıf bir markayı seçen kimsenin bunun sonuçlarına katlanmak, yani normalde o markanın iltibas teşkil edebilecek benzerlerinin başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğunu, kimi bakkalların dava tarihinden önce … ibaresini sildirdiğini, alttan hafif görünüyor olsa dahi silmenin görünen ilişkiyi yok etmek anlamına geldiğinden iltibası yok edecek bir durum olduğunu, Üstünü boyatarak silme halinde dahi, davacının işbu davayı açmakta menfaatinin bulunmadığını, bilirkişi raporunun müvekkilinin savunmalarını doğruladığını beyanla davanın reddine, mahkemenin taktirinde hataya düşmediği kabul edilirse, şartlı talep oluşturulamayacağından unvan terkini talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; talimat dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davalının markaya tecavüzde bulunduğunun kanıtlandığını, davalının tecavüz teşkil eden kullanımlarının bir kısmını davanın açılmasından sonra kaldırmış olması halinde dahi, markaya tecavüz ettiğinin kabulü anlamına geldiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğrafların güncel olup itibar edilmesi gerektiğini, davalının açıkça müvekkiline ait markanın esas unsuru olan … ibaresini kullandığı ve SMK’da açıklanan şekilde marka hakkına tecavüz gerçekleştiğini, önceki yıllarda müvekkil tarafından açılan aynı içerikli davaların lehe kesinleştiğini, yargı kararlarının dosyaya sunulduğunu, “…” ibaresinin iş yerinin faaliyetini gösterdiğini, malların satım hizmetinde ayırt edici unsur olmadığını, kullanımda esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalının … ibaresini aynı sektör ve aynı hizmet sınıfında kullandığını, müvekkiline ait markalarda bulunan hizmeti niteleyen ibarelerin “market, ucuzluk mağazaları, toptan ucuzluk, satış mağazası” olduğu göz önüne alındığında “…“ ibareli bakkal işletilmesinin markalar arasında benzerliği ve tecavüzü pekiştirdiğini, müvekkilinin markasının zayıf marka olduğu iddialarının yerinde olmadığını, şartlı talep oluşturulamayacağından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik iddianın da yerinde olmadığını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde; … numaralı “…” ibareli markanın 01.02.2002 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 07.06.2004 tarihinde 5 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 01.06.2006 tarihinde 5 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 09.05.2006 tarihinde 5, 16 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 19.02.2008 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 14.04.2009 tarihinde 16, 38 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 27.08.2012 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 17.05.2016 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 13.12.2017 tarihinde 35 ve 36.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 18.04.2017 tarihinde 35.sınıfta davacı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Trabzon 3 Asliye Mahkemesince talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış 19/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; keşif sırasında temin edilen fotoğraflarla davacıya ait olan “…” ibareli markanın davalı tarafından işletme tabelasında ve işletme ünvanında kullanılmadığını, davalı işletme içerisinde bulunan plastik poşet ve ürün fiyat broşürü üzerinde “…” ibaresinin ve dans eden insan figürlerinin kullanıldığı yönünde görüş bildirmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 31.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalıların marka kullanımlarının davacının markalarının tescilli oldukları aynı mal ve hizmetler için olduğunu, markaların benzerliğinin orta düzeyde olduğunu, her iki tarafın hitap ettiği tüketici kesiminin ortalama tüketici sınıfı olduğunu, davacının markasının zayıf marka olması nedeniyle küçük değişikliklerin dahi karıştırılma ihtimalini bertaraf edebileceğini, davalıların horon tepen insan figürlerini de içerecek şekilde “… – …” şeklindeki markasal kullanımının davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markasıyla karışıklığa yol açmayacağı, davalının kullanımının “…” şeklinde olması halinde de tüketicilerin bu ibareyi iyelik eki olarak algılayacaklarından markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2014 tarihli, 2014/11679 Esas, 2014/19705 Karar sayılı ilamını emsal olarak sunduğu, ilam içeriği ve ekinde sunulan mahkeme kararından, davacı tarafça … ibareli markalarına dayanarak, dava dışı davalılarca … ibarelerinin 5,16,35,38,41. Sınıflar kapsamında kullanılarak markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi taleple davada, davanın kabulü yönündeki mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/12/2014 tarihli, 2014/11680 Esas, 2014/18767 Karar sayılı ilamı ile ekinde bulunan mahkeme karından, davalı tarafça … ibaresinin kullanımının davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespiti, meni ve ref’i talepli davanın kabulü kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde davacı tarafça ibraz edilen fotoğrafta, tabelada “…-…” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu fotoğrafta; yan taraftaki ve ön taraftaki tabelada “…-…” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markaların davalı tarafından aynı hizmet ve mal sınıfında iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyaya celp edilen marka tescil kayıtlarından, davacı adına 35. Sınıfta … ibareli markaların tescilli olduğu anlaşılmakla, … markasının dava dışı … şirketine ait olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalının ise 35. Sınıfta marketçilik hizmet sınıfında faaliyet gösterdiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece alınan talimat raporunda davacıya ait olan “…” ibareli markanın davalı tarafından işletme tabelasında ve işletme ünvanında kullanılmadığı, işletme içerisinden bulunan ürün fiyat broşüründe ve naylon poşet üzerinde “…” ibaresinin ve dans eden insan figürlerinin kullanıldığı ” tespit edilmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflardan dava tarihinde davalı tarafça tabelada “…” ibaresini kullandığı anlaşılıyorsa da, daha sonra … ibaresinin tabeladan silindiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça davadan önce bu ibarenin tabeladan kaldırıldığı ispatlanamamıştır. Davacının tescilli markasının, tescil sınıfında davalı tarafça markasal olarak kullanıldığı tespit edilmekle markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti kararı yerindedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki … ibaresinin zayıf marka olduğuna yönelik tespit isabetli olmadığı gibi, davalı vekilinin istinaf dilekçesindeki aynı yönde istinaf sebepleri ve naylon poşet ile ürün fiyat broşürlerindeki … ibaresi yazılırken (…) harfi yerine dans eden insan figürü konulması da markasal kullanıma farklılık katmamıştır. Markanın hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi gözönüne alındığında, iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalının kullanımının bulunduğu, naylon poşet ve ürün fiyat broşürlerindeki kullanımının önlenmesi ve broşürlere el konularak tecavüzün ve haksız rekabetin ref’ine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın tam kabulü ile, davalının kullanımının bulunmadığı ürünler üzerinde kullanım, markanın kullanıldığı ürünlerin üretilmesi, ürettirilmesi, bu ürünlerin satılması, internet üzerinde tanıtım, reklam ve promosyon yapılmasının önlenmesi ve menine karar verilmesi, hükmün devamında naylon poşet ve reklam broşür gibi tanıtım evrakları dışında kullanım bulunmadığı halde, afiş, fatura vb ticari evraklara el konularak imhasına karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca davalının ticaret unvanında, … ibaresini kullanmadığı tespit edilmesine rağmen, davacının ünvan terkini talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olmamıştır. Davalının dava tarihinden önce tabelasında … ibaresini … şeklinde markasal kullandığı, ancak dava açıldıktan sonra tabeladan … ibaresini kaldırdığı anlaşılmakla, tabelada kullanıma yönelik ref talebi dava konusuz kaldığından, bu kısma yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi de yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 18.04.2019 tarihli 2017/110 E. – 2019/128 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, a)Davalının davacıya ait “…” esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini işyeri tabelası, naylon poşet ve ürün fiyat broşürlerinde kullanmak sureti ile marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tepitine, b)Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, c)Davalı tarafça davacıya ait markaların esas unsuru olan “…” ibaresinin naylon poşetler ile ürün fiyat broşürlerindeki kullanımının önlenerek, naylon poşet ve broşürlere el konularak tecavüzün ve haksız rekabetin ref’ine karar verilmesi ç)Hüküm özetinin masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, d)Davalının işyeri tabelasındaki kullanımını kaldırdığı anlaşılmakla, tabelaya yönelik ref talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, e) Davalının ticaret ünvanında “…” ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından, bu kısma yönelik davanın ve davacı tarafın sair taleplerinin REDDİNE, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a)Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına b) Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üserinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine c) Davalı lehine davanın red edilen kısmı üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine ç)Davacı tarafından yapılan 31,40 TL peşin harç, 31.40 TL.başvurma harcı, 4.60 TL.vekalet harcı, 598,40 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.666,58 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 oranda 833,29 TL’lık kısmının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.