Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2174 E. 2019/2861 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2174 Esas
KARAR NO : 2019/2861 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI : 2018/254 E. – 2019/551 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; alacaklı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin borçlu…. aleyhine başlatılmış olan takip kapsamında müvekkiline 2 kez haciz işlemi için gelindiğini, 14/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen ikinci haciz işleminde müvekkili şirkete ait işyerinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, haczedilen eşyaların müvekkili şirkete yediemin olarak eslim edildiğini, müvekkili şirkete ait söz konusu markanın tescilli marka olduğunu, haczedilen menkullerin borçlu ile herhangi bir ilgisi ve bağlantısı bulunmadığını, mahcuzların tamamının müvekkili şirkete ait olduğunu, müvekkili şirket ile icra borçlusu …. arasında herhangi bir ticari veya benzeri bir ilişki bulunmadığını beyan ederek, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, haczedilen menkul malların üzerindeki haczin kaldırılmasına, satışın engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davacıya yönelik bir alacak iddiası bulunmadığını, davacının belirttiği mahcuzların dava dışı takip borçlusu … borcu sebebiyle haczedildiğini, mahkemenin yetkisine ve görevine itirazlarının olduğunu, davanın İİK 97/9 maddesi gereğince İcra Hukuk Mahkemelerince görülebileceğini, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları bulunduğunu beyan ederek görevsizlik sebebiyle usulden reddine, davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli 2018/254 E. – 2019/551 K.sayılı kararıyla; “Ankara …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takip dosyasında, alacaklının …. LTD. Şti. , borçlunun … olduğu, davacının icra dosyasında mallarına haciz konulduğu anlaşılmakla davacının menfi tespit davası açmasının mümkün olmadığı, zira icra dosyasında taraf sıfatının bulunmadığı, icra dosyasında mallarının haczedilmiş olmasının da davacıya menfi tespit davası açma hakkını vermeyeceği (Y. 19. HD. 22/11/2018 T. 2017/4385 E. 2018/6050 K.) ” gerekçesiyle davanın usulden reddine, mahkeme kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı vekilinin dilekçelerinde beyan ve kabul ettiği üzere, müvekkilinin borçlu olmadığını, başka bir kişinin borcu nedeniyle müvekkiline ait malların haczedildiğini, ilk hacizde müvekkilinin maliki olduğu borçlunun oğlu olan kiracısı ile birlikte kullandığı gayrimenkulde sadece kiracının mallarının haczedildiğini, ikinci hacizde kötüniyetli olarak haciz işlemi uygulanarak müvekkilinin mallarına zarar verildiğini, müvekkilinin davalı tarafça üçüncü bir şahsın borcu nedeniyle borçlu olarak kabul edilerek malları haczedildiğinden menfi tespit davası açılmasının zorunlu olduğunu, İİK 72.maddesine göre menfi tespit ve istirdat davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceğini, mahkemenin görevli olduğunu, davanın menfi tespit davası olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının, menfi tespit davası açma hakkı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacının zaten İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/170 E.sayılı dosyası ile müvekkili şirkete açtığı bir istihkak davası bulunduğunu, mahkemenin görevsizlik kararı ile tarafları ve konusu aynı iki ayrı istihkak davası açılmasına sebebiyet verileceğini, yetki itirazlarını tekrarla Ankara İcra Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine yada mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ankara ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı …. San. Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu …. aleyhine, 20.000 Dolar (73.200,00 TL bedelli) çek ve ferileriyle 81.638,82 TL alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine müstenit icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Ankara 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/967-683 sayılı dosyasının Uyap üzerinden gönderildiği, incelenmesinde; ” 06/11/2017 tarihinde yapılan hacizde 3.şahıs şirketler tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, haczedilen malların 3.şahıs şirketlere ait olduğuna dair dosya içerisinde yeteri kadar bilgi ve belge bulunmadığı kanaatine varılmış olup söz konusu husus açılacak istihkak davasında belli olacağı ” gerekçesiyle, hacze konu menkul mallarla ilgili istihkak iddiasının İİK.nun 97. maddesi uyarınca Reddi ile Takibin devamına, üçüncü şahıs şirketlerin kararın tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açmaktan muhtariyetine, masrafı verildiğinde kararın 3. şahsa tebliğine karar verildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin mülkiyeti şirket yetkilisine ait işyerini, dava dışı … paylaştığını, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasından iki kez adrese hacze gelinerek , ilk seferinde sadece kiracının mallarının haczedildiğini, ikinci seferde müvekkilinin mallarının haczedildiğini beyanla takip alacaklısı davalıya borçlu bulunmadığının tespitini, haczedilen malların satışının yapılarak davalıya ödenmesi halinde ödenen miktarın faiz ve masraflarıyla istirdatını talep ettiği, ilk derece mahkemesince , mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine ve dosyanın İstanbul İcra Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince kararın gerekçesinde; davacının icra dosyasında taraf sıfatı bulunmadığından menfi tespit davası açamayacağından davanın usulden reddine karar verildiği açıklanmışsa da; hükümde mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine ve dosyanın İstanbul İcra Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle, 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince resen dikkate alınması gerektiği, ayrıca mahkemenin davacı istemini İİK 97. Maddesindeki istihkak davası olarak kabul ederek görevsizlik kararı vermesinin de usul ve yasaya uygun olmadığı, kanaatiyle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli 2018/254 E. – 2019/551 K.sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 ve 355. madde gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, -121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan, 63,90 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında, 31,95 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.