Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2162 E. 2022/155 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2162 Esas
KARAR NO: 2022/155
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2018
NUMARASI: 2017/333 E. – 2018/931 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/04/2017
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında mal satımına ilişkin bir ön anlaşma yapılmış olup, anlaşma karşılığı satılıp teslim edilecek mallar için söz konusu çek keşide edilerek avans olarak müvekkiline verildiğini, davacı şirket söz konusu çeki takasa ibraz edilmek üzere için … Gebze şubesine ciro ettiğini, daha sonra taraflar arasındaki anlaşma karşılıklı olarak feshedildiğini, müvekkilinin takasa verdiği çeki … Gebze şubesinden geri aldığını, çek arkasında müvekkili tarafından … Gebze Şubesine yapılan ciro iki paralel çizgi arasında “iptal” yazılmak sureti ile iptal edildiğini, çekin dava dışı keşideciye iade edildiğini, ancak bu şirket çeki yeniden tedavüle sokarak davalıya ciro ederek teslim ettiğini, davalının da Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında takip başlattığını, ancak Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/464 Esas sayılı dosyası ile yetki itirazımızı kabul ederek İstanbul İcra Müdürlüğüne göndermesine karar verildiğini, davalıya bu çekten dolayı borçlarının olmadığını, sonuç olarak, söz konusu çekle ilgili tedbir kararı verilerek çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, aslen 40.683,04-TL bedelli 24/02/2016 keşide tarihli çekin iptaline karar verilmesini, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunarak iş bu davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu çekteki düzeltme paraf işleminin çekin davacıdan alındıktan sonra yapıldığı anlaşıldığından Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/464 Esas sayılı dosyası ile verilen karar uyarınca Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının henüz taşınmadığını, çek keşidecisine iade edilirken, basiretli bir tacirin yapması gereken çekteki cirosunun da iptal edilmesi gerektiğini, cirosunu iptal etmeden çeki keşidecisine iade eden davacı tarafın, keşide ve lehtar arasındaki hukuki münasebeti bilemeyecek durumda olan iyi niyetli 3.kişi konumundaki müvekkiline kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, davanın öncelikle zamanaşımı ve husumetten reddine, aksi taktirde esastan reddine, davacı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.10.2018 tarih ve 2017/333 Esas – 2018/931 Karar sayılı kararıyla; “… Davacı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında mal satımına ilişkin bir ön anlaşma yapılmış olup, anlaşma karşılığı satılıp teslim edilecek mallar için söz konusu çek keşide edilerek avans olarak davacı şirkete verildiği anlaşılmaktadır. Davacı şirket söz konusu çeki takasa ibraz edilmek üzere … Gebze şubesine ciro etmiştir. Davacının takasa verdiği çeki … Gebze şubesinden geri aldığını, çek arkasında davacı tarafından … Gebze Şubesine yapılan ciro iki paralel çizgi arasında “iptal” yazılmak sureti ile iptal edildiği, ve çekin dava dışı … Ltd. Şti.’ye iade edildiği davacı tarafından iddia edilmektedir. Dava konusu … Gebze şubesine ait … Ltd. Şti.’ nin davalı … Ltd. Şti. adına keşide ettiği, davacının bu çeki tahsil için … Gebze Şubesine sunulmuş, ancak çek hakkında bankaca her hangi bir işlem yapılmaksızın bankanın tahsil cirosu iki çizgi ile iptal edilerek davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Çekteki ciro zincirinden davacının bu aşamada söz konusu çeki diğer cirantalara vererek tedavüle soktuğu anlaşılmaktadır. Davacının kendi cirosundan sorumlu olması nedeniyle davacının açtığı menfi tespit davası yerinde görülmeyerek reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemece dosya kapsamındaki delillere ve her iki bilirkişi raporuna tamamen zıt şekilde, hangi gerekçeye dayandığı dahi belirli olmayan hüküm tesis edildiğini, Dosyaya sunulan tüm delillerle, çekteki ciro zincirinin kopuk olduğu ispatlanmasına rağmen mahkemece aksi yönde hüküm kurulduğunu, müvekkil tarafından … lehine yapılan cironun iptal edilip başka ciro yapılmadan keşideciye teslim edilen çekteki ciro zincirinin koptuğunu, ciro zincirinde bir kopukluk olması halinde bu noktadan sonra diğer ciroların geçersiz olacağını, Çekteki keşide tarihi değişikliği, parafı olan keşideciyi bağlayacak ise de değişiklik metninden sonra cirosu olmayan müvekkili bağlamayacağını, müvekkilin bankaya sunduğu ve iade aldığı dönemde çekin keşide tarihinin 24.02.2016 tarihi olduğunun banka yazılarıyla sabit olduğunu, müvekkilin başka bir cirosu olmaması nedeniyle değişen tarihten sorumlu olmadığını, bu tarih dikkate alındığında davalı tarafından süresi geçtikten sonra çekin ibraz edildiğini, bu duruma göre TTK.808.maddesi gereğince müvekkile karşı takip hakkının düştüğünü, Çekin davalı tarafından muhatap bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle geçerli bir ibrazdan söz edilemeyeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişinin 08.03.2018 tarihli raporunda; “…Davacı şirketin, çekin keşide tarihinin düzeltilmeden önceki 24.02.2016 tarihli şartlarda sorumlu olacağı, ve davalı şirket yönünden ise 24.03.2016 düzeltme tarihinde çeki ibraz ettiğinden, davacı yönünden çekin ibraz süresinin geçmiş olduğu, … A.Ş. Gebze Şubesi kaşesinin üzerinin çizilerek iptal edilmesi nedeniyle bu cironun yok hükmünde olacağı, davacı şirket ile davalı şirket yönünden herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, öte yandan davacı şirket ile çek keşidecisi şirket arasında da borç ilişkisinin sonlandığı, davalı şirket ile dava dışı çek keşidecisi arasında borç/alacak ilişkisinin bulunduğu.” kanaatinin bildirildiği. *Bilirkişinin 27.08.2018 tarihli ek raporunda; tespitlerin tekrarlandığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, mutabakat üzerine bankadan iade alınarak banka cirosunun iptal edilerek çekin keşideciye iade edildiğini, keşidecinin çekin tarihini değiştirerek yeniden ciro etmek suretiyle tedavule koyduğunu, çekteki ciro silsilesinin kopuk olması ve çekin ilk keşide tarihine göre ibraz süresinin geçmiş olduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… Dava konusu … Gebze şubesine ait … Ltd. Şti.’ nin davalı … Ltd. Şti. adına keşide ettiği, davacının bu çeki tahsil için … Gebze Şubesine sunulmuş, ancak çek hakkında bankaca her hangi bir işlem yapılmaksızın bankanın tahsil cirosu iki çizgi ile iptal edilerek davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Çekteki ciro zincirinden davacının bu aşamada söz konusu çeki diğer cirantalara vererek tedavüle soktuğu anlaşılmaktadır. Davacının kendi cirosundan sorumlu olması nedeniyle davacının açtığı menfi tespit davası yerinde görülmeyerek reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu edilen çekin 24.02.2016 keşide tarihli olarak düzenlendiği, çekin davacı tarafından takas amacıyla 06.10.2015 tarihinde … Gebze Şubesi’ne teslim edildiği, 20.10.2015 tarihinde ise banka cirosunun iptal edilerek çekin davacı tarafından bankadan iade alındığı hususu dosyadaki banka kayıtları ile sabittir. Davacı, çeki keşideciye iade ettiğini, keşidecinin de tarihi 24.03.2016 olarak değiştirerek yeniden tedavüle soktuğunu iddia etmektedir. Çekin üzerindeki davacı lehtar cirosunun yukarıda belirtilen banka ibrazından önce gerçekleştiği ve sonrasında davacının başka bir cirosunun olmadığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. Buna göre, kendi cirosunu iptal etmeyen davacının, çekteki ciro silsilesine uygun olarak çeki iktisap etmiş olan iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğu devam edecektir. Ancak keşide tarihi değişikliği sonrası çekte yeni bir imzası bulunmayan davacı TTK748.maddesi gereğince “Değişiklikten önceki metinden sorumlu” olacağından; ilk keşide tarihi olan 24.02.2016 tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde davalının çeki bankaya ibraz etmediği anlaşılmaktadır. Çek davacı yönünden süresinde ibraz edilmemiş olmakla TTK 796. ve 808. maddeleri gereğince davalı kambiyo hukukuna dayalı olarak davacıya müracaat hakkını kaybettiğinden (kaldı ki davacı ile davalı arasında temel ilişki de bulunmadığından) davacının menfi tespit isteminin bu sebeple kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan; davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2018 tarih, 2017/333 E. – 2018/931 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kabulü ile; davacının değişiklik öncesi haliyle 24/02/2016 (değişiklik sonrası 24/03/2016) keşide tarihli ve 40.683,04 TL tutarlı çek nedeniyle davalı şirkete borcu olmadığının tespitine, 4-Şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 5-Alınması gereken 2.779,05 TL harçtan, peşin alınan 694,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.084,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 31,40 TL başvurma harcı, 127,50 TL posta ve tebligat ücreti ile 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 758,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.088,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 153,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/02/2022