Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2139 E. 2019/2871 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2139 Esas
KARAR NO : 2019/2871
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI : 2018/889 2019/492
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dışı … Ltd. Şti ile davalı arasında düzenlenen 21/04/2011 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin müvekkilince kefil sıfatıyla imzalandığını, kiracı şirketin ödemesi gereken taksitlerin yarısına yakın kısmını ödediğini, ancak daha sonra temerrüde düştüğünü ve makinelerin davalı tarafından teslim alındığını, teslim tarihi itibariyle 3 yaşında olan makinelerin ikinci el rayiç bedellerinin sözleşmeden kaynaklanan bakiye borç miktarını fazlasıyla karşılayacak nitelikte olduğunu, davalının malı daha düşük fiyata sattığı iddiasıyla müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, davalının makineyi satışa çıkarıp satış bedelini müvekkilinin borcundan mahsup etmesi gerektiğini, ancak değerlerinin çok altında satışa çıkarılması bundan dolayı alacaklarını tahsil edemedikleri iddiasının esasen müvekkilini zarara uğratmak kastı taşıdığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava açarken harca esas değeri 250.000,00 TL olarak gösterdiğini, harcın mahkemece denetlenmesi gerektiğini, davanın yerinde olmadığını bildirerek reddini istemiştir. Mahkemece, davanın menfi tespite ilişkin olduğu, ancak davacı tarafından dava konusunun değerinin açık ve net bir şekilde bildirilmediği, ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalardan ve talep sonucundan bildirilen 250.000,00 TL değerin farklılık arzettiğinin anlaşıldığı, davacının belirsiz beyanlarda bulunduğu, davacı tarafa harca esas değerin bildirilmesi için bir haftalık süre verildiği, ancak eksikliğin tamamlanmadığı gerekçeleriyle HMK’nun 119/1-d,2 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca davalının takip dosyasında 970.750,00 TL istediğini, kiracı şirketin 641.324,36 TL ödediğini, makinelerin toplam değerlerinin 1.612.074,36 TL olduğunu, davalının makinelerin rayiç bedelinin çok altında olacak şekilde %10 bedelle satıldığını söylediğini, davanın harca esas değerinin 250.000,00 TL olduğunu ve nispi harcın UYAP üzerinden yatırıldığını, dava değerinin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere 250.000,00 TL olduğunu, zira davalının makinelerin hangi bedelle satıldığını bildiğini, ancak müvekkilinin bunu bilemediğini, mahkemenin bilirkişi marifetiyle makinelerin rayiç bedellerinin tespit edilmesi halinde bedelleri arasında bulunacak farkın eldeki davanın konusu olduğunu bildirmiştir. Dava dosyası içerisinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası var ise de, dosya içerisinde ödeme emri yahut takip talebine rastlanılamamıştır. Zaten ilk derece mahkemesince de bu husus 02/05/2019 tarihli duruşmada tespit edilmekle icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verildiği, UYAP ortamında yapılan incelemede icra müdürlüğünce ödeme emri ve takip talebinin mahkemeye gönderildiği, buna göre davalının, davacı ve dava dışı şahıslar aleyhine 979.981,44 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, dayanak olarak kambiyo senetlerinin gösterildiği görülmüştür. 02/05/2019 tarihli duruşmada davacı vekili; “davalı taraf dava konusu malları ne kadara sattıysa aradaki fark kadar menfi tespit istemekteyiz, davalı taraf buna ilişkin beyanda bulunduğunda dava konusu değeri netleştireceğiz, karşı tarafın ticari defter ve kayıtları incelensin. Delil olarak dayanmaktayız” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı vekili ise “davacı taraf bizim ne kadara sattığımızı bilmeden kendi sanrılarıyla bu davayı açmıştır. Davacı tarafın iddialarını kabul etmiyoruz, mahkeme talep ederse ticari defter ve kayıtlarımızı ibraz edeceğiz” şeklinde beyanda bulunmuş, mahkeme aynı celse davacı vekiline dava konusu değerin açık ve net bir şekilde bildirilmesi ve ayrıca eksik kalan harcın tamamlanması için bir haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği şeklinde ara karar verdiği, davacı vekilinin 16/05/2019 tarihli celsede; davalı tarafın defterleri incelendiğinde, dava konusu değerin ortaya çıkacağı, gerekirse harcın tamamlanacağı yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davalının senetlere dayalı icra takibi başlattığını, finansal kiralama konusu malın davalı tarafından dava dışı finansal kiracıdan alındığını ve üçüncü kişiye satıldığını, ancak satış bedelini bilemediklerini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava konusunun değerinin açık ve net bir şekilde bildirilmediği, harca esas değerin de bir haftalık süre içerisinde belirtilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı taraf finansal kiralama konusu malın kaça satıldığını bilemedikleri için bu şekilde dava açtıklarını beyan etmiş, davalı taraf ise yargılama süresince finansal kiralama konusu malların üçüncü kişilere ne miktara satıldığı hususunda olumlu, olumsuz bir beyanda bulunmamıştır. Davacı taraf da dava değerini 250.000,00 TL olarak belirtmiş ve bu miktar üzerinden harcını yatırmıştır. Davalı tarafın başlattığı icra takibi kambiyo senetlerine özgü takiptir. Ayrıca davacı taraf, davalının kiralama konusu malların ne kadara satıldığı konusunda beyanda bulunması halinde dava konusu miktarı netleştireceklerini beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece davalı tarafa finansal kiralama konusu malların ne kadara satıldığı hususunun açıklattırılarak davacı tarafa bundan sonra dava konusu miktarı beyan etmesi ve buna göre harç yatırması için kesin süre verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarih, 2018/889 esas, 2019/492 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 153,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/12/2019