Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2082 E. 2022/275 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2082 Esas
KARAR NO: 2022/275
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/99 E. – 2019/246 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekilinin Türkiye’nin en büyük mobilya markaları tarafından kurulmuş, mobilya sanayisinin gelişmesi ve işbirliğini amaçlayan bir dernek olduğunu, bu amaçlar için uluslararası çapta en büyük mobilya fuarlarını düzenlediklerini, müvekkili adına Türk Patent nezdinde …, … ve … tescil numaralı markaların tescilli olduğunu, davalının ana faaliyet konusunun ise fuarcılık faaliyetleri olduğunu, müvekkilleri ile davalı arasında 2016 ve 2017 yılları arasında düzenlenecek İsmob İstanbul Mobilya Fuarı İşbirliği Sözleşmesinin 12.02.2015 tarihinde imzalandığını, sözleşmenin 2. maddesi ile fuar markasının müvekkilleri adına tescilli “…” olarak belirlendiğini, ancak davalı şirketin kötü niyetli olarak, müvekkili ile akdetmiş olduğu sözleşme hükümlerini de ihlal ederek müvekkili dernek adına Türk Patent nezdinde tescilli markalarla iltibas yaratacak markaları adına tescil ettirdiğini, müvekkili markaları ile davalı adına tescil edilmiş olan markaların aynı türdeki mal ve hizmetlerle ilgili olması nedeni ile halk ve hitap ettiği teşebbüsler nazarında aynı marka hissini uyandıracağını, davalı şirketin markalarının, müvekkillerinin markalarından tek farkının ilgili markaların sonuna eklenmiş “…” kelimesi olduğunu, sözcüklerin sonuna eklenen “…” ibaresi ile markanın özgün ve ayırt edici hale gelmediğini, davalı adına tescilli “…” markası incelendiğinde, müvekkilleri adına tescilli …” markasındaki “…” ibaresinin İngilizce karşılığının kullanıldığını ancak müvekkilleri adına tescilli marka ile aynı olduğunu ve iltibas yarattığını iddia ederek, davalı adına tescilli … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…” ve … numaralı “…” markasının tescilli olduğu 35. Sınıflar bakımından hükümsüzlüğünü ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin TOBB tarafından yayımlanmış olan Yurt İçinde Fuar Düzenlenmesine İlişkin Usul ve Esaslara göre faaliyetini sürdüren bir numaralı yetki belgesine sahip bir fuarcılık şirketi olduğunu, davacının ise aynı mevzuata göre fuar düzenleme yetkisi olmayan bir tüzel kişi dernek olduğunu, müvekkili adına tescilli markaların Türk Patent’e başvuru tarihlerine bakıldığında, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden çok daha önce olduğunun görüleceğini, sözleşmeye herhangi bir aykırılık bulunmadığını, aykırılık olsa dahi marka hükümsüzlüğünü gerektiren bir sebep olmadığını, müvekkili adına tescil edilmiş olan markalardaki ayırt edici unsurun “…” isim ve logosu olduğunu, dava konusu müvekkilinin tescilli markalarında … isim ve logosu dışındaki ibarelerin açıklayıcı olarak kullanıldığını, fuar konusunu ve yerini belirten ifadelere yer vermesinin doğal olduğunu iddia ederek, asıl davanın reddini ve davacı/karşı davalı adına tescilli …, … ve … numaralı markaların iptalini/hükümsüzlüğünü talep ve karşı dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27.06.2019 tarih ve 2018/99 Esas – 2019/246 Karar sayılı kararıyla; “… dava konusu davalı/karşı davacı yana ait “…” ibareli ve … tescil numaralı, “…” ibareli ve … tescil numaralı, “…” ibareli ve … tescil numaralı ve “…” ibareli ve … tescil numaralı markaların davacı adına önceki tarihli tescilli markalar ile bilgilenmiş tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer oldukları, aynı sınıflarda tescilli oldukları gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, davalı adına tescilli dava konusu markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ilgili bültende kurumca ilan yapılacağından ayrıca ilana karar verilmediği; karşı dava yönünden ise, markanın bizzat sahibi tarafından kullanılması mümkün olduğu gibi, marka sahibinin yetkilendireceği üçüncü kişiler tarafından da kullanılması mümkün olduğundan ve davasının yasal dayanağı bulunmadığından, karşı davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı/karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı derneğin fuar düzenleme yetkisine sahip olmayan bir tüzel kişi olduğunu, ilgili mevzuat gereğince fuar düzenlemek için yetki belgesine sahip olunması gerektiğini, … adına tescil edilen markaların ayırt edici unsurunun … isim ve logosu olduğunu, şeklin yanında fuar konusu ve yerini belli eden ifadelere yer verildiğini, Mahkemece davacı-karşı davalının usulsüz tescil edilmiş markalarının usulsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişi heyetinin 28/5/2019 havale tarihli raporunda sonuç olarak; davalı/karşı davacı yana ait “…” ibareli ve … tescil numaralı, “…” ibareli ve … tescil numaralı, “…” ibareli ve … tescil numaralı ve “…” ibareli ve … tescil numaralı markaların hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, karşı dava bakımından ise davacı/karşı davalı yana ait markaların hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı yolunda görüş bildirdikleri görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, asıl ve karşı dava yönünden markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …, …, … ve … tescil başvuru nolu markaların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine;
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davalı karşı davacının davasının REDDİNE” karar verilmiştir. Hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; dava konusu davalı/karşı davacı yana ait “…” ibareli ve … tescil numaralı, “…” ibareli ve … tescil numaralı, “…” ibareli ve … tescil numaralı ve “…” ibareli ve … tescil numaralı markaların davacı adına önceki tarihli tescilli markalar ile iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer oldukları ve aynı sınıflarda tescilli olduklarının tespitiyle asıl davanın kabulüne; karşı davanın ise reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/02/2022